T harfi ile başlayan hukuk terimleri sözlüğü :
Taaddüd : Birden çok
Taahhütname : Kişinin kendi ad ve hesabına, bir gerçek kişi veya tüzel kişiye karşı, sözleşmeli ya da sözleşmesiz olarak, bir işin yapılmasını veya bir şeyin teslimini üstlendiğini gösterir belge.
Taalluk : Ilişiği olma; asılma; ilgi
Taayyün : Tayin olunma; belli olma; belirme
Tabiyet : Kişi veya şeyleri devlete bağlayan siyasi ve hukuki bağ; vatandaşlık. yurttaşlık; bağımsızlık
Tacir : Ticaretle uğraşan; bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimsedir.
Tadât : Sayma; sayılma; sayım
Tadil : Değiştirme; değişiklik
tafsil etmek : ayrıntiları ile anlatmak
Tağyir : Başkalaştırma; değiştirme; bozma tahakkuk gerçekleştirme; gerçekleşme
Tahaddüs : Ortaya çıkmak
Tahassul : Hasıl olma; sonuç olarak ortaya çıkma
Tahavvül : Değişme; dönme
Tahdîdât : Sınırlamalar; kısıntılar
Tahfif : Hafifletme; azaltma
Tahkikat : Soruşturma
Tahlif : Yemin
Tahliye : Boşaltma; salıverme; serbest bırakma.
Tahliye taahhütnamesi : Kiracının, kiralananı belli bir tarihte boşaltacağına ilişkin yaptığı yazılı irade beyanı.
Tahmil : Yükleme
Tahrip : Harabetme; yıkma; kırma; bozma
Tahrir : Yazım
Tahrir : Yazma; yazım
Tahriren : Yazılı olarak
Tahsin : Beğenme
Tahsis : Emrine verme; özgüleme.
Tahşiye : Çıkıntı yapmak
Taht : Alt; aşağı
Tahtani : Binanın alt kısmı
Tahtani fevkani : Altlı üstlü
Tahvil : Değiştirme; değiştirilme; borç senedi
Tahvilat : Tahviller
Takaddüm : Önce gelme; önde gelme
Takarrür etmek : Kararlaşmak; kararlaştırmak; istikrar kazanan kararlar
Takas : Vadesi gelmiş, aynı cinsten ve karşılıklı iki alacağın birbirine sayışılması.
Takrîr : Önerge; anlatma; anlatış; tapuda malını sattığını veya ipotek ettiğini söyleme
Takrir etmek : Sağlamlaştırmak
Taksim : Ortak mülkiyette bulunan bir malın, ortaklar arasında yapılan bir sözleşmeyle veya dava açmak suretiyle bölüştürülmesi.
Taksir : Iradi olarak işlenen bir icra ya da ihmal eyleminden, fail tarafından istenmemiş olmalarına rağmen, kanunun cezalandırdığı sonuçların meydana gelmesi hali
Takyit : Sınırlama; kayıtlama; şarta bağlama; kısıtlama
Talâk : Islâm hukukunda boşanma
Ta’lık : Geciktirme; askıda bırakılma
Talîmâtnâme : Yönetmelik
Tapuyu misil : Tarafsız bilirkişinin belirteceği tapu; bedel; değer baha
Tarik : Yol; yöntem
Târik : Terkeden; bırakan
Tariki âmm : Herkesin geçebilmesi için bırakılan yol; kamunun yararlandığı yol;
Tasarruf : Bir şeyden yararlanabilme ve o şey üzerinde fiili veya hukuki işlem yapabilme gücü.
Tashih : Düzeltme; resmi bir kütüğün, bir hukuki işlemin düzeltilmesi
Tasnif : Düzen
Tasrih etmek : Açıklamak; belirtmek
Tasvib : Doğru bulma; uygun görme; onaylama
Tatbika medar imza : Uygulamaya elverişli imza
Tathir : Temizleme
Tavassut : Aracılık; ara bulma; aracı olma
Tavazzuh : Aydınlanma
Tavzif : Görevlendirme
Tavzîh : Açıklama
Tazammun etmek : Öngörmek; sonucu doğurmak; içine almak; kapsamak
Tazminat : Maddi veya manevi zarara karşılık ödenen bedel; zarar ödencesi;hukuka aykırı olarak başkalarına verilen zararların ödetilmesi biçiminde müeyyidedir.
Teadül : Beraberlik; denklik; birbirine denk gelme
Teahhur(teehhür) : Gecikme; temerrüt
Teâmül : Örf ve adet; öteden beri olagelen, insanlar arasında yapılagelen belli bir davranış.
Teati : Karşılıklı gönderme
Tebaa : Uyruk; bir devletin hükmü altında bulunan kimseler
Tebâdür : Akla gelme; hatırlanma
Tebârüz ettirme : Belirtme; ortaya koyma
Tebdil : Değişme; değiştirilme
Tebdil : Değiştirmek
Tebeddül : Değişiklik
Tebeddül : Değişiklikler
Tebellüğ : Bir tebliği alma; tebliğ edilen bir yazıyı imza ile teslim alma
Tebellür : Netleşme; net olarak ortaya çıkma; aydınlanma
Tebeyyün : Ortaya çıkmak
Tebeyyün etmek : Saptanmak ; ortaya çıkmak; aydınlanmak
Tebligat : Bir hukuki işlemin yetkili makamca, ilgili kişinin bilgisine sunulmak üzere, kanun ve usule uygun olarak yazı veya ilanla bildirilmesi.
Tecdit : Yenileme; tazeleme, açıkça anlaşılacak şekilde önceki borcun, yeni bir borç kurarak ortadan kaldırılması; yenileme.
Tecezzî : Bölünme; doğranma
Tecvîz : Ceza verme; caiz görme
Tedabir : Tedbirler önlemler
Tedarik : Sağlama; temin etme
Tedavül : Sürüm; elden ele gezme; dolaşma; kullanılma
Tedip hakkı : Ana babalara tanınmış çocuğa öğüt vermek, ihtirada bulunmak
Tediye : Ödeme; bir borcun ödenmesi
Tedricen : Azar azar; yavaş yavaş; aşamalı olarak
Tedvîn : Hukuku birleştirmek amacıyla,hukukun bir dalı ile ilgili yasa halinde kurallar koyma
Teehhür : Gecikme; sonraya kalma
Teemmül : Düşünüp taşınma; etraflıca düşünme
Teessüs : Kuruluş; kurulma; yapılma; yapılanma
Tefehhüm : Anlamak; akıl erdirmek
Teferruat : Ayrıntı; bölgesel töreye (örfe) veya malikin açık isteğine göre, bir şeyin işletilmesi veya korunması veya ondan yararlanılması için sürekli olarak ona tahsis olunan ve kullanışta o şeye bağlı kılınan yada takılan veya onunla birleştirilen taşınır mallar, asıl şeyin teferruatıdır.
Teferruğ : Satın alanın aldığı mülkün ferağ işlemini yaptırması, tapu kaydını kendi üzerine çevirme
Teffiz : Bkz. tefvîz
Tefhim : Verilmiş olan kararın veya hükmün,duruşmada hazır bulunan taraflara yargıç tarafından sözle bildirilmesi
Tefrişat : Döşeme araçları; bir yeri döşemek için kullanılan eşya
Tefvîz : Ihale; sipariş etme; havale etme; dağıtım; ısmarlama; bir taşınmazı belli bedel karşılığında üçüncü kişinin üzerinde bırakma
Tehâlüf : Yargıcın iki tarafa da yemin vermesi; birbirine zıt olma
Tehir erteleme : Ara verme
Tek taraflı irade beyanı : Hukuki bir ilişkide taraflardan birinin, o ilişki bakımından hüküm ve sonuç doğurmaya yetecek şekilde iradesini açıklaması.
Tekabül etmek : Karşılamak; karşılık olmak
Tekaüd : Emeklilik
Tekâyüd : Birbirine hile yapma
Tekeffül : Birine kefil olma; kefalet verme; garanti etme
Tekemmül : Tamamlanma; olgunlaşma
Tekevvün etme : Yaratılma; meydana gelme
Telâfi : Zararı karşılama; giderme; eksikliği giderme
Telâhuk : Birbirine katılma; yarışma; hakların yarışması
Telhîs : Hülasa etme; özetleme; özet
Telif : Yazma; uzlaştırma
Telif hakları : Fikir ürünü eserler üzerinde yaratıcısının sahip bulunduğu haktır.
Telvis etmek : Kirletmek
Temadi : Sürüp gitme; süregelme; devamedegelme; sürme; uzama
Temellük : Mülk edinme; kendine mal etme; sahip olma; sahiplenme; devralma
Temerrüd : Direnme; borcun ifasında gecikme, bir yükümlülüğün yerine getirilmesinde oluşan gecikme; direnme
Temettü : Kâr; kazanç payı; yarar
Teminat : Belli bir hukuksal durumu (genellikle borcun ödenmesini) sağlamak için verilen garanti.
Teminat akçesi : Bir sözleşmenin kurulması için taraflardan birinin diğerine vermek yükümlülüğünde bulunduğu para
Temlik : 1-devir 2- Bir malın veya hakkın, bir hukuki işlemle başkasına devredilmesi; mülkiyetin nakli.
Temyiz Kudreti : İyiyi kötüden ayırma ve makul biçimde davranışta bulunma yeteneği.
Tenâküz : Çelişki
Tenbih : Uyarma; uyarı
Tenezzül : Inme; alçalma; düşme; kendine aykırı gelen bir işi veya durumu kabul etme
Tenkis : Indirme; azaltma; eksiltme
Tenmiye : Nemalandırma; artırma; işletme
Tensip : Uygun görme
Tenvîrât : Aydınlatma; ışıklandırma
Tenzil : Indirtme; azaltma
Terâküm : Birikme; biriktirme
Tercihe şayan : Üstün tutulan; yeğlenen; tercih edilen
Tereke (terike) : Miras bırakanın mirasçılarına geçen kalıtı; kalıt; mirasçılara kalan malvarlığı
Terekküp etmek : Oluşmak
Teressübât : Tortulanmalar; dibe çökmeler; durulmalar
Terettüp etmek : Düşmek; doğmak; ait olmak; sırası gelmek; gerektirmek
Terhin : Rehin olarak verme; emanet bırakma
Terkin : Silme; çizme; resmi kütük veya defterde yazılı bulunan bir konunun (şerhin) çizilmesi
Termim : Tamir etme; onarma; düzeltme; iyileştirme
Tersîmât : Resmetmeler; resmini yapmalar; çizmeler
Tertip : Sıra; düzen; düzenleme
Tesâhub : Sahip çıkma; koruma
Tescil : Resmi kütük veya defterlere bir konunun (hakkın) yazılması, kayıt düşülmesi.
Tesellüm : Teslim alma
Tesmiye : Ad koyma; isimlendirme; belirleme
Tesviye : Sonuca bağlama; çözümleme; gereğini yapma; seviye; düzdüzeltme
Teşevvüş : Karışıklık; kargaşalık
Teşmil : Kapsamına alma; yayma
teşrik : yaptığı bir işe ortak almak
Tevakkuf : Bağlı olma; durma
Tevarüs : Bir kimseden miras kalma; mirasa konma; kalıtım yoluyla birinden diğerine geçme
Tevdi etmek : Vermek; bırakmak; sunmak
Teveccüh : Yönelme; yakınlık duyma; sevgi
Tevellüt : Doğum; doğma
Tevessül etmek : Başvurmak; kalkışmak; girişmek
Tevfik : Uydurma; uygunlaştırma
Tevfikan : Uyarınca; (ona) göre
Tevhid : Birleştirme
Tevkif : Tutuklama
Tevkil : Vekil olarak tayin edilmiş kimsenin, vekillik yetkisini bir başkasına devretmesi.
Tevlit etmek : Doğurmak
Tevliyet : Vakfın işlerini yönetmek
Tevliyet davası : Mütevellilik davası; vakfın işlerine bakma göreviyle ilgili dava
Tevsî’ : Genişleme
Tevsîk : Belgelendirme
Tevzi : Dağıtma
Tezâyüd : Artış; çoğalma
Tezkere-i sâmiyye : Sadrazamlık makamından yazılan tezkere
tezyif : değersiz olarak gösterme, aşağılama
Tezyinat : Süslemeler
Toplu iş sözleşmesi : Işçi sendikaları ile işveren veya işveren sendikaları arasında yapılan ve iş şartlarını, tarafların hak ve borçlarını düzenleyen yazılı bir anlaşmadır.
Trampa : Bir malın başka bir malla veya bir hakkın başka bir hakla değiştirilmesini konu alan sözleşme.
Tüzel Kişi : Kendisini oluşturan gerçek kişilerin üzerinde ve onlardan bağımsız bir varlığı ve belirli bir amacı bulunan.
Tüzük : Bir kanunun uygulamasını göstermek veya kanunun emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak şartıyla ve Danıştayın incelemesinden geçirtilerek Bakanlar Kurulu tarafından çıkartılan yazılı hukuk kurallarıdır.
T – hukuk terimleri sözlüğü ile ilgili