Etiket arşivi: fotoğraf makinesi

O – fotoğrafçılık terimleri sözlüğü

O ve Ö harfleriyle başlayan fotoğraf terimleri sözlüğü, teknik ve ingilizce karşılıkları:

Objektif (lens) : Genellikle birden fazla mercek elemanından oluşan ve temel işlevi film düzlemi üzerine seçik görüntü düşürmek olan parça.

Normal objektif, bakaçtan (Vizör) bakıldığında oluşturduğu görüntü insan gözünün gördüğü görüntüye eşdeğer olan objektiftir.

Geniş açı objektif, normal objektife göre daha fazla görüntü alanı oluşturan objektiflerdir. Dar açı objektif, Normal objektiflere göre daha az görüntü alanı oluşturan objektiflerdir.

Zoom objektif, değişik açıların ayarlanarak elde edildiği objektiflerdir. Birden fazla objektifin
görevini tek objektifin görmesi nedeniyle kullanım kolaylığı ve fiyat avantajı sağlar. Ancak çok mercekli sisteme sahip olmaları nedeniyle görüntü kalitesi daha düşüktür ve yavaştırlar.

Tek objektif, ölçüsü ne olursa olsun, bir objektifin tek görüş açısına sahip olması durumudur. Bu objektifler, zoom objektiflere göre daha kaliteli sonuçlar verirler ve hızlıdırlar. Ayrıca bu objektiflerin diyafram açıklıkları daha fazladır.
Objektif kaplaması (Lens coating) : Objektiflerde çeşitli nedenlerle oluşan yansımaları gideren ve merceklerin yüzeylerine çok ince tabakalar halinde yapılan magnezyum florür kaplaması.

Objektif kavrama gücü (Lens covering power) : Herhangi bir objektifin kullanılır niteliklere sahip olacak biçimde üretebildiği en geniş alan. Bu alanın dışındaki görüntüde çeşitli bozukluklar söz konusudur.

Objektif’ ten Ölçüm (TTL: Through The Lens) : Yeni kuşak fotoğraf makinelerinin çoğu ışık ölçümünü objektifin içinden gelen ışık şiddetine göre ölçer. Bu sisteme TTL denmektedir.

Obtüratör (Shutter) : Bkz. Örtücü.

Odak derinliği (Depth of focus) : Objektifin yeniden odaklamasına gerek kalmaksızın film düzleminin hareket ettirilmesi durumunda yine de seçik görüntü alınmasını sağlayan optik olay.

Odak düzlemi (Focal plane) : Objektiflerin optik eksenine dik olan ve odak noktasından geçen varsayımsal düzlem. Seçik görüntü alınabilmesi için film, fotoğraf makinelerinde bu düzlem üzerine yerleştirilir.

Odak düzlemi örtücü (Focal plane shutter) : Bkz. Perde örtücü.

Odak noktası (Focal point) : Objektifin optik ekseni üzerinde, belli bir konudan gelen paralel ışık hüzmelerinin toplandığı (odaklandığı) nokta.

Odak uzunluğu (Focal Length) : Herhangi bir objektif sonsuza odaklandığında, görüntüyü düşürdüğü odak noktası ile objektifin optik merkezi arasındaki uzunluktur.

Odaklama (Focusing) : Fotoğrafı çekilecek olan cismin seçik (net) bir görüntüsünün elde edilmesi için, odak noktasının odak düzlemi (film düzlemi) üzerine düşmesini sağlama işlemi.

Odaklama camı (Focusing screen) : Fotoğraf makinelerinde fotoğrafı çekilecek cismin görülebilmesin ve odaklanmasını sağlayan, genellikle beyaz renkli buzlu cam.

Optik eksen (Optical axis) : Objektif sisteminin tam merkezinden geçen varsayımsal çizgi. Bu çizgi boyunca hareket eden bir ışık ışınının hiç bir kırılmaya uğramaması gerekir.

Orta boy fotoğraf makinesi (Medium format cameras) : 4, 5×6 ; 6×6; 6×7; 4×9 cm. Boyutlarındaki tabaka ya da rol film kullanılan fotoğraf makinelerinin genel adı.

Orta Format : Geniş formatta olduğu gibi, 35mm. Formatına göre daha kaliteli sonuçlar veren ve genellikle 6×4.5 cm, 6×6 cm ve 6×7 cm. boyutlarındaki filmler ve bunları kullanan fotoğraf makineleri için kullanılan tanımdır.

Ortokromatik (Orthochromatic) : Mavi ve yeşil renklere duyarlı olmakla birlikte, kırmızı renge karşı duyarsız olan film (duyarkat) türü.

Otofokus (Autofocus) : Bkz. Otomatik odaklama.

Otomatik odaklama (Autofocus) : Genellikle agrandizörlerde, büyütme oranına paralel olarak agrandizör kafasının yükselmesinden etkilenmeksizin odaklama işlemini kendi kendine yapabilen sistem.

Oynar baş (Ball head) : Tripod (üç ayak) ya da monopod da (tek ayak) oynar baş olmadığı takdirde fotoğraf makinesi ile yalnızca yatay bir konumda fotoğraf çekimi gerçekleştirilebilir. Oynar başın ayağa eklenmesi, sıkıştırılan vidaların yardımıyla makinenin nerdeyse her yöne çevrilmesini mümkün kılar. Oynar başın bir dezavantajı, fotoğraf karesinin tüm yönlerinin aynı anda kontrol edilmesi gerekliliğinden dolayı, doğru pozisyonu bulmanın daha zor olmasıdır.

Örtücü (Shutter) : Film düzlemine ulaşacak olan ışık miktarının filmi ne kadar süre ile etkileyeceğini belirleyen mekanik parça. Perde örtücü ve yaprak örtücü olmak üzere iki türdür.

Örtücü hızı (Shutter speed) : Filmin pozlandırılma süresidir ve ölçüsü saniyedir. Yüksek örtücü hızları, makinenin sarsıntısı veya fotoğraf objesinin hareketi nedeniyle oluşabilecek görüntü bozulmalarını ortadan kaldırarak temiz bir sonuç alınmasını sağlar.

Örtücü (Enstantane) hızı öncelikli çekim (TV) : Bazen yapılacak çekimin özelliği nedeniyle örtücü hızının belirlenmesi önem kazanır.
Fotoğraf makinesi bu durumlarda örtücü hızı öncelikli konuma getirilerek, fotoğrafçının öncelikle örtücü hızını ayarlaması sağlanır ve makine bu hıza göre uygun diyafram açıklığını otomatik olarak verir. Ayrıca bkz. Diyafram öncelikli çekim.

K – fotoğrafçılık terimleri sözlüğü

K harfi ile başlayan fotoğraf terimleri sözlüğü, teknik ve ingilizce karşılıkları :

Kablo deklanşörü (Cable release) : Uzun süreli pozlamalarda, kısa süreli pozlamanın aksine fotoğraf makinesinin hareketi fotoğrafta farkedilir. Bu problemi engellemek için makine bir tripod (üçayak) üzerine yerleştirilmeli veya kablo deklanşörü kullanılmalıdır. Kablo deklanşörünün vidalı ucu vardır ve bu uç deklanşöre sıkıştırılır. Kablo deklanşörüne göre yapılmamış bir makinede muhtemelen başka bir
kullanım metodu vardır (kablolu veya kızılötesi ışınlarla çalışan bir tertibat gibi).

Kamera Obskura (Camera obscura) : Günümüz fotoğraf makinelerinin atasıdır. En basit şekliyle bir duvarında küçük bir delik bulunan karartılmış bir odadır. Bu delikten geçen ışık karşı duvarda, dışarıdaki görüntünün baş aşağı gelmiş biçimini oluşturmaktadır. Bu olaya ilk kez M.Ö. 4. yüzyılda Aristo tarafından değinilmiş, daha sonra geliştirilerek resim yapımında kullanılmıştır. 16.yy.da bu araçlara dış bükey
mercekler yerleştirilmiştir. Kamera obskura’ ya ışığa karşı duyarlı bir malzeme yerleştirilmesini ilk düşünen kişi 1800 lere Thomas Wedgwood olmuş, Fransız Niepce bunu gerçekleştirmiş ve ilk “fotoğrafı” 1826’da çekmeyi başarmıştır.

Kaplama (Coating) : Bkz. Objektif kaplaması.

Karakteristik eğri (Characteristic curve) : Işığa karşı duyarlı malzemelerin bir anlamda verimlilik grafiğidir. Bu malzemelerin pozlama, yoğunluk, duyarlılık, kontrast gibi konulardaki özelliklerini ortaya koyar.

Karanlık oda (Dark room) : Filmlerin banyo edilmesi ve kart baskısı yapılması için elverişli bir biçimde düzenlenmiş, karartılmış, gerekli araç ve gereçleri de içeren oda.

Kavrama gücü (Resolving power) : Gözün, objektiflerin ya da ışığa karşı duyarlı yüzeylerin görüntü üzerindeki ince ayrıntıları algılama gücü. Fotoğrafçılıkta sonuçsal görüntü hem objektifin hem de duyarkatın kavrama gücü ile yakından ilgilidir. Kavrama gücü bir anlamda, her milimetre kareye düşen çizgi sayısı ile ifade edilir.

Kelvin (K) : Özellikle renkli negatif ve saydam filmlerin sadık kalması için çok önemli olan renk ısısı birimleri; 2000º K’ den 15000º K’ e
kadar değişebilir.

Keskinlik (Acutance) : Bkz. akütans.

Kızıl ötesi (Infra red) : Elektromanyetik renk tayfının kırmızı ucunun ötesinde, görülmesi mümkün olmayan dalga boyuna sahip ışık ışınları. Özel olarak bu renge duyarlı kılınmış filmlerle görüntülenebilirler.

Klavuz değerler (Guide numbers) : Flaş kullanılarak çekilen fotoğraflarda doğru pozlamanın yapılabilmesi için kullanılan ve her flaşın ayrı ayrı sahip oldukları bir değer.

Kondansatör (Conderser) : Bkz. Işık toplayıcı.

Kontak Baskı (Contact Print) : Özellikle siyah/beyaz fotoğrafları, büyütmeden önce seçebilmek için negatifle aynı boyda üretilen küçük baskılardı.

Kontrast (Contrast) : En açıktan en koyu tona geçinceye kadar bir film ya da fotoğraf kağıdında ara gri tonlarının varlığı ya da yokluğu.
Kontrastı etkileyen öğeler ise, konunun aydınlatma oranı, objektifin özellikleri, duyarlı malzemelerin özellikleri, banyo edilme oranı, kullanılmakta olan agrandizörün özellikleri, kullanılan kontrast özelliği ve yüzey dokusudur.

Konverter (Converter) : Objektifle fotoğraf makinesi arasına takılan ve objektifin odak uzunluğunun artırılması amacıyla kullanılan araç. Bu araçlar odak uzunluğunu üzerlerinde yazılı değerlere göre iki ya da üç misli gibi değerlere yükseltirler. Bu arada görüntü kalitesinde kayba da neden olurlar.

Körük (Bellows) : Objektif ile fotoğraf makinesinin gövdesi arasında bulunan genellikle ray üzerine yerleştirilmiş esnek yapısı olan bir malzemedir. Raylar körüğün objektif ile gövde arasındaki mesafeyi değiştirmek amacıyla ayarlanmasını sağlar. Bu makro fotoğraf çekimini ve yakını odaklamayı mümkün kılar. Esnek körükler büyük formatlı makinelerde perspektif değişimini sağlamak amacıyla, film
yüzeyinde objektifin eğimini mümkün kılar.

Kromatik görüntü bozulması (Chromatic aberration) : Merceklerin aynı konu üzerindeki farklı dalga boylarına sahip renklerden yansıyan ışıkları aynı noktada odaklayamamasından doğan görüntü bozulması.

Kutu fotoğraf makinesi (Box camera) : George Eastman tarafından 1888’de tanıtılan en basit fotoğraf makinesidir. Çok basit ve tek elemanlı bir objektif, ışık geçirmez bir kutu ve arka tarafına film takılmasına olanak veren bir kızaktan ibarettir. Örtücü hızı ve diyafram değerleri sabit olup 1/25 saniye ve f/11’dir. Objektif çok yakın cisimler dışında her şeyi net çekebilecek biçimde seçilmiş ayarlanmış olduğundan ayrıca bir de odaklama sistemi eklenmemiştir.

Küçük boy fotoğraf makineleri (Small format camera) : Genellikle 35 mm. film kullanan fotoğraf makinelerinin genel adı.

Küresel görüntü bozulması (Spherical Aberration) : Görüntü keskinliğinde kayba neden olan optik hata. Bu hatadan yararlanılarak yumuşak odaklı objektifler yapılmaktadır.