Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
a`şâr | (Öşr’ün çoğulu) ondalık. |
a`zâ | (uzv’un çoğulu) üye. |
a`zamî | en yüksek, en büyük, en çok. |
aciz | ödeme güçsüzlüğü. ~ hâli: ödeyemezlik. ~ vesikası: ödeme güçsüzlüğü belgesi. |
âciz | ödeme güçsüzlüğü. ~ hâli: ödeyemezlik. ~ vesikası: ödeme güçsüzlüğü belgesi. |
açığa vurma | ızhâr. |
açım | şerh. |
açımlamak | şerhetmek. |
âdâb | aktöre. |
âdâb-ı muaşeret | bk. muaşeret âdabı. |
adalet | tüze. |
addetmek | saymak. |
adem | yokluk. |
adem i.. | 1)…sizlik: adem i mes’ûliyyet =sorumsuzluk. 2) …mezlik: adem i ifâ = ödemezlik. |
âdet | görenek. |
âdî | bayağı. ~ kefalet : bayağı boyunluluk. ~ şirket : bayağı ortaklık. |
adlî | tüzel. |
Adliyye Vekâleti | Tüze Bakanlığı. |
af (afiv) | yarlıgama, bağışlama. |
âhar | başka, başkası. |
ahfâd | torunlar (hafîd’in çoğulu). |
ahkâm | hükmün çoğulu. |
ahlâf | halefin çoğulu. bk. halef |
ahlak | sağtöre. |
ahvâl-i şahsiyye | kişisel durumlar, kişi durumları. ~ sicilli: kişiler kütüğü, kişisel durumlar kütüğü, kişi durumları kütüğü |
ahz ü i`tâ | alışveriş, alavere. |
ahz ü kabz | alış. |
âidât | ödenti. |
âile malları ortaklığı | âile şirket -i emvâli. |
âile şirket-i emvâli | âile malları ortaklığı. hisse-i temettü’ şartiyle ~ : kazanç paylı âile malları ortaklığı. |
akalliyyet | azınlık. |
akça | para (bk. nakid). |
akdî | sözleşimsel, sözleşmeli. |
akdin in`ikadı | sözleşmenin kuruluşu. |
akıl | us. |
akid | sözleşme (Eski Roma töresindeki contractus ile pactum ayırımından değişik olarak, bugün akid ile mukavele terimleri aynı kavramı anlatmak için kullanıldığından, her ikisine de karşılık diye, töre dilimize iyice yerleşmiş ve yayılmış bulunan ‘sözl |
âkid | sözleşme (Eski Roma töresindeki contractus ile pactum ayırımından değişik olarak, bugün akid ile mukavele terimleri aynı kavramı anlatmak için kullanıldığından, her ikisine de karşılık diye, töre dilimize iyice yerleşmiş ve yayılmış bulunan ‘sözl |
aklama | (derneklerde) ibrâ. |
aksâtâ | bk. ahz u ita |
aksü`l-amel | tepki. |
aktöre | âdâb. |
ala, alış, alma | tesellüm, kabz, ahz ü kabz. |
alacağı geçiren | alacağı temlîk eden. |
alacağı temellük eden | alacak geçirilen. |
alacağı temlîk eden | alacağı geçiren. |
alacağın geçirilmesi | alacağın temlîki. |
alacağın temliki | alacağın geçirilmesi. |
alacak geçirilen | alacağı temellük eden. |
alâka | ilgi. |
alâkadar | ilgili. |
alavere, alışveriş | 1) ahz ü i’tâ. 2) muâmelât. |
aldatma | hîle. |
ale`l-âde | olağan, bayağı. |
alenî | açık. ~ mükâfat vadi: bk. mükâfat i’lânı, mükâfâtlı müsabaka ilânı. |
aleniyyet | açıklık. |
âlet | aygıt. |
alıkoma hakkı | hapis hakkı. |
alım | iştirâ. ~ hakkı: iştirâ hakkı. |
amaç | maksad. |
amaçlama | kasd |
amaçlamak | kasdetmek. |
amaçlayarak | kasden, kasdî olarak. |
ambar | ardiyye. ~ sözleşmesi: ardiyye mukavelesi. |
amel | iş. |
amele | işçi. |
amil | etken. |
âmir | 1) buyurucu, buyuran. 2) üst. |
âmme | kamu. ~ hakları: kamu hakları. ~ hukuku: kamu töresi. ~ hükmî şahsiyyeti: kamu tüzel kişiliği. ~ intizâmı: kamu düzeni. ~ menfaati: kamu yararı. (bk. maslahat) |
an`ane | gelenek. |
an`anevî | geleneksel. |
ana baba | ebeveyn. |
ana-akça | sermâye (bk. baş-akça). |
analık | evlâd edinen (bk. çocuk edinen). |
and | yemîn. ~ içmek: yemîn etmek. |
anık | hâzır. ~ bulunmayan: gaib. |
anıklar arasında | hâzırlar arasında. |
anlaşmazlık | İhtilaf, niza, münazaa (bk. çekişme). |
apaçık | âşikâr. |
aranç | da’vâ (bk. dilem). ~ konusu: müddeâ bih. ~ yöneltilme yetkisi: pasif husûmet ehliyyeti (salâhiyyeti). ~ yöneltme yetkisi: aktif husûmet ehliyyeti (salâhiyyeti). ~ a katılma: da’vaya müdâhale. ~ ın bildirilmesi: davânın ihbârı. |
aranççı | da’vâcı (bk. dilemci). |
arançlı | davalı (bk. dilemli). |
arazî | (arzın çoğulu) 1) toprak. 2) yer parçası (Grundstück). |
ardıllık | halefiyyet, istihlâf. |
ardiyye | ambar. ~ mukavelesi: ambar sözleşmesi. |
arıtım,arıtma | tasfiye. |
arıtmak | tasfiye etmek. |
âriyyet | iğreti. ~ akdi: iğreti sözleşmesi. ~ alan: iğreti alan. ~ veren: iğreti veren. |
armağan | hediyye. |
art boyunlu | kefîle kefîl. |
artan, artık | bakıyye (bk. kalan). |
artırma | müzâyede. |
arz-ı hâl | dilekçe. |
arzetmek | sunmak. |
arzû | dilek. ~ şartı: dilek koşulu (Wollensbedingung, condition purement potestative) (bk. sırf irâdî şart). |
arzuhal | bk. arz-ı hâl. |
âsâr-ı atîka | eski yapıtlar. |
asgarî | en az, en aşağı. |
asıllar | usûl (bk. kökler). |
asliyye mahkemesi | ilk yargılık. |
aşılanma | intifa’. ~ hakkı: intifa’ hakkı. |
aşikâr | apaçık. |
atama | tayîn. |
atamak | ta’yîn etmek. |
atanmış kalıtçı | mansûb mirâsçı. |
ateh | bunama, bunaklık. ~getirmek: bunamak. |
ayıb | bozukluk. ~ lara karşı tekeffül (temînât): bozukluklara karşı sağlama. |
ayın | nesne. |
ayırım | 1) tefrîk. 2) fasıl. |
ayırtım | temyîz, ~ gücü: temyîz kudreti. ~ gücü olan, ~ güçlüsü: mümeyyiz. ~ gücü olmayan: gayr -i mümeyyiz. ~ güçsüzlüğü: temyîz kudret sizliği. |
aynî | nesnel. |
ayni | nesnel. |
ayniyyet | özdeşlik. |
ayrık | müstesnâ. ~ tutma: istisna. |
ayrıltı, ayrıt | madde (Artikel, article). |
ayrım | fark. |
ayrıntı | teferruât. |
azınlık | akalliyyet. |
bâb | başlık (Titel, titre). |
babalık | (çocuk edinmede) evläd edinen (bk. çocuk edinen). |
bağımlı | gayr -i müstakil, müstakil olmayan. ~ elmen:fer’î zi’l- yed. |
bağımsızca | müstakillen. |
bağımsızlık | istiklal. |
bağış, bağışlama | 1) hibe. 2) af (afiv) (bk. yarlıgama) .~ sözleşmesi: hibe akdi. ~ sözvermesi: hibe va’di. |
bağışlama va`di | bağışlama sözvermesi, sözverisi. |
bağışlanan | mevhûbün leh, hibe edilen. |
bağışlayan | vâhib, hibe eden. ~ a dönme anlaşması:vâhibe rücû’ şartı. |
bağlı | mülzem. |
Bakanlar Kurulu | İcrâ Vekîlleri Hey’eti. |
bakım | nafaka (bk. geçimlik). |
bakıyye | kalan, artan, artık. |
barış | sulh (karş. uzlaşma). ~ yargıcı: sulh hâkimi. ~ yargılığı: sulh mahkemesi. |
baş-akça | sermâye (bk. ana-akça) |
başkan | reîs (bk. baş). |
başkası adına davranan | mümessil, temsilci (bk. adına davranan, adına davranıcı özdeyen, özdeyici). |
başkası adına davranma | temsîl (bk. adına davranma, özdeme). |
başkasını kendi yerine geçirme | (vekillik sözleşmesinde): ikame. |
başvurma | 1) mürâcaât. 2) rücû’ (Rückgriff). ~ boyunlusu: rücûa kefîl. |
bâtıl | çürük. ~ muamele: çürük işlem. |
batkı, batkınlık | iflâs. ~ yığını: iflâs masası. |
batkın | müflis. |
bayağı | âdî, ale’l-âde (bk. olağan). ~ boyunluluk: âdî kefâlet. ~ ortaklık: âdî şirket. |
bâyi` | satıcı. |
bedel | karşılık. |
bekit | vakıf (bk. turgu). |
bekitçi | vâkıf (bk. turgucu). |
bekitlenmîş | vakfedilmiş (bk. turgulanmış). |
beklemeç, beklenen hak | muntazar bak. |
beklenmedik olay | kazâ. |
belediyye | kentişleri. |
belge | vesîka. |
belgit | sened (bk. dayanç). |
belirti | karîne. |
belirtme | tesbît (bk. saptama). ~ arancı (dilemi): tesbît davâsı. |
benzeri bulunabilen (benzerli) nesneler | misliyyât, mislî şeyler. |
benzeri bulunamayan (benzersiz) nesneler | kıyemiyyât ,kıyemî şeyler. |
betik | kitab. |
bey` | satım, satış. ~ akdi: satım, satış sözleşmesi, |
beyan | açıklama. |
beyyine | tanıt. ~ külfeti: tanıt yükü. |
bırakıt | terike (tereke). ~ elmeni: terike zi’l -yedi. |
bırakma | terk. |
bi gayri hakkın mâl edinme | bk. sebebsiz iktisâb. |
bi`zzat ihkak ı hak | kendiliğinden hak alma. |
biçimleyici | inşâî. ~aranç (dilem): inşâî davâ. ~hak: inşâî hak. ~ işlem: inşâî muamele. ~ yargı: inşâî hüküm. |
bildiri, bildirim | ihbâr, tebliğ. |
bildirmek | ihbâr etmek, teblîğ etmek. |
bilirkişi | ehl -i hibre, ehl- i vukuf. |
bina | yapı. |
birden ziyâde kimselerin bir şey üzerinde mülkiyyeti | topluluk iyeliği (Gemeinschaftliches Eigentum). |
birey | ferd. |
bireyci | ferdiyyetçi. |
bireycilik | ferdiyyetçilik. |
bireyleştirme | ferdîleştirme (bk. bireyselleştirme). |
bireysel | ferdî. |
birlikte borçlu | müşterek borçlu. |
birlikte iye | müşterek mâlik, hissedâr (bk. paydaş). |
birliktekusur (birlikte nedenleme) | müterâfik kusûr. |
bitim | hitâm (bk. sona erme, ortadan kalkma). |
borcun nakli | borcun yüklenilmesi, borç yüklenme, |
borç | vecîbe. ~ ilişkisi: borç münâsebeti, ~ kapatma: itfâ (bk. söndürüm). ~yüklenme: borcun nakli. ~sözvermesi: borç va’di. ~ tanıması: borç ikrârı. |
borç ikrârı | borç tanıması. |
borç münâsebeti | borç ilişkisi. |
borç va`di | borç sözvermesi |
borçlanma işlemi | iltizami muamele, taahhüd muamelesi (karş. harcama işlemi). |
boşuğ | 1) izin. 2) cevâz. |
boyunlu | kefîl, art ~ : kefîle kefîl. başvurma ~ su:rücû’a kefîl. |
boyunluluk, boyun olma | kefâlet. ~ konusu: mekfûlün bih. ~ sözleşmesi: kefâlet akdi. |
bozacağını bildirme | feshi ihbâr. |
bozdurulabilme | fesih kaabiliyyeti, nisbî butlan (bk. bozulabilme). |
bozma | fesih, ibtâl ( bk. dağıtma). |
bozucu koşul | infisâhî şart. |
bozukluk | 1) ayıb. 2) noksan. ~ lara karşı sağlama: ayıblara karşı tekeffül (te’mînât). |
bozulabilme | fesih kaabiliyyeti, nisbî butlân (bk. bozdurulabilme). |
bölük | dâire. |
bölümsel | kısmî. ~ ödeme: kısmî îfâ. |
bölünebilen | kaabil -i taksîm, taksîmi kaabil olan. |
bölünemeyen | gayr-i kaabil-i taksîm, taksîmi, kaabil olmayan. |
bölüşme, bölüştürme | taksîm (bk. bölme, bölüm). |
bulunmama, bulunmazlık | fıkdan (bk. yokluk). |
bunaklık, bunama | ateh. |
bunamak | ateh getirmek. |
butlân | çürüklük, mutlak ~ : çürüklük (Nichtigkeit, nullité), nisbî ~ : bozulabilme, bozdurulabilme (Anfechtbarkeit). |
buyruğa yazılı | emre muharrer. |
buyuran, buyurucu | amir. |
buyurucu töre | emredici hukuk. |
cârî hesâb | yürüyen hesap. |
cebrî icrâ | zorla yerine getirtme, zorla yürütüm.~ta’kıybi: zorla yerine getirtme, zorla yürütüm koğuşturması. |
cedvel | çizelge. |
cem`iyyet | dernek. |
cemâat | topluluk. ~vakfı: topluluk turgusu, bekiti. |
Cevâz | boşuğ |
cezâ | kıyın. |
cezâî şart | sözleşme kıyını, sözleşme cezâsı (Konventionalstrafe, clause pénale). |
cihâz | çeyiz, kalın, donatım. |
cürüm | suç. |
cüz`î | tikel. ~ halef: tikel ardıl. ~ halefiyyet: tikel ardıllık. ~’ intikal: tikel geçiş. |
çağ | zaman (zeman). |
çağırı | da’vet. |
çağlararası töre | intikalî hukuk (bk. geçiş töresi). |
çalışma, çalışmalar | mesâî. |
çalışma yardımcısı | müstahdem. ~ kullanan: istihdam eden (Borçlar Yasası, 55). |
çekilme | isti’fâ (bk. bozacağını bildirme). |
çekilmezlik | tahammül edilmezlik. |
çekişme | İhtilaf, niza, münazaa (bk. anlaşmazlık). ~ li: ihtilaflı, münâzaun fîh, münazaalı. |
çekişmeli yargı | ihtilâflı kazâ. |
çekişmesiz yargı | ihtilâfsız kazâ. |
çeşit borcu | nev’i borcu, nev’an muayyen borç. |
çevre, çevre-içi | şümûl (bk. kaplam). |
çeyiz | cihâz (bk. donatım, kalın). |
çıkar | menfaat. |
çocuk edinen | evlâd edinen (bk. analık, babalık). |
çocuk edinilen | evlâd edinilen, evlâdlık (bk. oğulluk, kızlık). |
çocuk edinme | evlâd edinme (bk. oğulluk alma, kızlık alma). |
çocuklar | evlâd. |
çocuklar, torunlar … | fer’ler, feriler, fürû (bk. dallar). |
çoğalma | taaddüd (bk. çokluk). |
çoğunluk | ekseriyyet. |
çokluk | taaddüd (bk. çoğalma). |
çürük | batıl. ~ işlem: batıl muamele. |
çürüklük | butlân, mutlak butlân. |
da`vâ | aranç, dilem, ~ etmek: arançlamak, dilemlemek. ~ nın ihbârı : arancın, dilemin bildirilmesi, ~ ya müdâhale: aranca, dileme katılma. ictinâb ~ sı: önleme arancı, dilemi. îfâ ~sı: ödeme arancı, dilemi, inşâî ~ biçimleyici aranç, dilem (Gestaltungsklage), me |
da`vâcı | aranççı, dilemci. |
da`vâlı | arançlı, dilemli. |
da`vet | çağırı. îcâba ~ önermeye çağırı. |
dağılma (derneklerde) | infisâh (bk. bozulma). |
dağıtma (derneklerde) | fesih (bk. bozma). |
dâimî | sürekli. |
dâire | 1) bölük. ~ mülkiyyeti: bölük iyeliği. 2) (Devlet dâireleri için) görevge. |
dallar | fürû’ (bk. çocuklar, torunlar…). |
danışık | muvâzaa. ~ lı işlem: muvâzaalı muamele (karş. görünüşteki işlem). |
daraltım | tahdîd, takyîd (bk. sınırlama). |
daraltmak | tahdîd etmek, takyîd etmek (bk. sınırlamak). |
dayanışma | teselsül. |
dayanışmalı | müteselsil, ~ borç: müteselsil borç. ~ boyunluluk: müteselsil kefâlet. ~ sorum, sorumluluk: müteselsil mes’ûliyyet. |
def` (defi) | savu, kaçını (Einrede, Verweigerungsrecht, exception). |
değerli kâğıtlar | kıymetli evrak. |
değişim, değişme | mübâdele, istibdâl. |
delîl | kanıt. |
deneme ya da yoklamayla satım | tecrübe ve muâyene şartiyle satım. |
denetlemek | murâkabe etmek, teftîş etmek. |
denkleştirme (kalıt = mîrâs`ta) | iâde (karş. geri verme). |
der- meyân | (doğrusu: der miyân) etmek: ileri sürmek. |
dernek | cem’iyyet. |
derpîş etmek | öngörmek. |
devrî | dönemli. ~ edâlar: dönemli edimler. |
dilek koşulu | arzû şartı, sırf irâdî şart (karş. istek koşulu). |
dilekçe | arz-ı hâl (arzuhâl) |
dilem | davâ (bk. aranç) ~ konusu: müddeâ bih. ~ yöneltilme yetkisi: pasif husûmet ehliyyeti (salâhiyyeti). ~ yöneltme yetkisi: aktif husûmet ehliyyeti (salâhiyyeti). ~e katılma: da’vâya müdâhale. ~in bildirilmesi: da’vânın ihbârı. |
dilemci | davâcı (bk. aranççı). |
dilemli | davâlı (bk. arançlı). |
dinlenme (aranç, dilem=davâ`nın dinlenmesi) | istimâ. |
direnen | mütemerrid. |
direnme | temerrüd. |
döllük, dölyatağı | rahim. |
dönemli | devrî. ~ edimler: devrî edâlar. |
dönüştürme | tahvîl (bk. çevirme). |
duyuru | i’lân. |
dürüstlük,dürüstlük kuralları | objektif hüsn- i niyyet. |
düşme | sukut. |
düşmek | sâkıt olmak, sukut etmek. |
düşürücü yıllanma (zamanaşımı) | ıskatî mürûr- ı zaman. |
düzeltim, düzeltme, düzelti | tashîh. ~ arancı (dilemi) :tashîh davâsı. |
ebeveyn | ana baba. |
ecr-i misil | kullanma karşılığı (kullanma çıkarları =Gebrauchsvorteile karşılığı). |
edâ | edim. |
eder | fîât. |
edim | edâ, ıvaz. |
ege | velî. |
egelik | velâyet. |
ehil | yetenekli. |
ehl-i hibre, ehl-i vukuf | bilirkişi. |
ehliyyet | yetenek, istifâde ~i: hak yeteneği (Rechtsfae higkeit). kullanma (fil) ~ i: eylem yeteneği (Handlungsfaehigkeit). |
ekalliyyet | bk. akalliyyet. |
ekseriyyet | çoğunluk. ~ -i ârâ: oyçokluğu. |
eksik, eksiklik | noksan. |
eksiltme | münâkasa. |
elinden alım | zabt. ~ a karşı sağlama: zabta karşı tekeffül (te’mînât). |
emânet | bk. vedia. |
emre muharrer | buyruğa yazılı. |
emredici hukuk | buyurucu töre. |
emvâl | mallar. |
en aşağı, en az | asgarî. |
en büyük, en çok, en yüksek | a’zamî. |
en kişisel haklar | münhasıran şahsa bağlı haklar. |
encümen | yarkurul. |
engel | mâni’. |
erek | gaye. |
ereksel | gayî. |
ergin | reşîd. |
erginlik | rüşd. |
erk | kudret, iktidâr. |
esâsda hatâ | temel yanılması, yanılgısı (Grundlageirrtum). |
eser | yapıt. |
esham | (sehm’in çoğulu) paylar. |
eski yapıtlar | âsâr- ı atîka. |
eşit | müsâvi. ~ olarak, eşitçe müsâvâten, mütesâviyen. |
etken | amil. |
etki | 1) te’sîr. 2) hüküm. |
etkisizlik | hükümsüzlük. |
evlenme | nikâh (bk. evlilik). ~ malları sözleşmesi: evlenme mukavelesi (bk. karı koca malları sözleşmesi). sözleşmesi: evlenme akdi. |
evlilik | nikâh (bk. evlenme). |
evlilik dışı çocuk | nesebi gayr- i sahîh çocuk, nesebi sahîh olmayan çocuk, |
evlilik içi çocuk | nesebi sahîh çocuk. |
gayr-i menkul | taşınmaz. |
gayr-i mislî eşyâ | benzeri bulunmayan, benzersiz nesneler. |
gayr-i mu`teber | geçmez. |
geçer, geçerli | mu’teber. |
geçerlik | muteberiyyet. |
geçici | muvakkat. ~ yazım:muvakkat tescîl. |
geçimsizlik | imtizâcsızlık. |
geçindirme | iâşe. |
geçiren | fâriğ. |
geçirilen | mefrûgün leh. |
geçirim, geçirme | ferâğ, nakil. |
geçirim sözvermesi | ferağ taahhüdü ferağ vadi. |
geçiş | intikal.~ töresi: intikalî hukuk (bk. çağlararası töre). |
geçmez | gayr-i mu’teber. |
geçmezlik | muteberiyyetsizlik. |
gelenek | anane. |
geleneksel | ananevî. |
gelir | îrâd. |
genişletme | tevsî’. |
gerçek kişi | hakîkî şahıs (bk. doğal kişi). |
Gereç | mâ-lezime, levâzım. |
gerek | şart (karş. koşul). |
gerekseme, gereksinme | ihtiyâc. |
geri alma | istirdâd. |
geri alma arancı (dilemi) | istihkak da’vâsı (bk. iyelik arancı, dilemi). |
geri verme | iâde (karş. denkleştirme). |
geri-alım hakkı | vefâ hakkı. |
gezici | seyyâr. |
gider | masraf. |
giderme arancı (dilemi) | men da’vâsı. |
gönderen | mürsil. |
gönderme | irsâl. |
gönülalma | ma’nevî tazminât (bk. tinsel zarar -giderim). |
göreli | nisbî. ~ hak: nisbî hak. |
görenek | örf ve âdet. ~ töresi: örf ve âdet hukuku. |
göreneksel | örfî. |
görevden ötürü | re’sen. |
görevli | me’mûr. |
Görevsel | resmî. ~ arıtım: resmî tasfiye. ~ belgit(dayanç) : resmî sened. ~ biçim: resmî şekil. |
görünüşteki işlem | zahirî muamele (karş. danışıklı işlem). |
görüşleri birleştirme kıyılgısı | tevbîd- i ictihâd karârı,ictihâdları birleştirme karârı (bk. İnançları birleştirme kıyılgısı). |
gözetim | nezâret. ~ katı (orunu) : nezâret makamı. |
günce | yevmiyye defteri (bk. günlük, günlük defter). |
gündelik | yevmiyye. |
gündem | rûznâme. |
günlük, günlük defter | yevmiyye defteri (bk. günce). |
güvençli işlem | i’timâda müstenid muamele (bk. inançlı işlem). |
hacir | kısıt. |
hacretmek | kısıtlamak. |
hâdim gayr-i menkul | katlanan taşınmaz. |
hak düşümü | sukut-ı hak. ~ süresi: sukut-ı hak müddeti. |
hak etmiş | müstahak (doğrusu: müstahik). |
hak ıssı | hak sâhibi. |
hak kazanma | istihkak. |
hak sâhibi | hak ıssı. |
hak yeteneği | hak ehliyyeti, medenî haklardan istifâde ehliyyeti. |
hakem | yargıcı. |
hakîkî şahıs | gerçek kişi, doğal kişi (die natürliche Person, personne physique). |
hâkim | yargıç. |
hâkim gayr-i menkul | katlandıran taşınmaz. |
hakk-ı mükteseb | bk. mükteseb hak. |
hakkın kötüye kullanılması | hakkın sû-i isti’mâli. |
hakkın sû-i isti`mâli | hakkın kötüye kullanılması. |
haklar | hukuk (karş. töre). |
haklı | muhik. |
hakseverlik | nısfet (nasafet). |
haksız eylem | haksız fil. |
haksız fi`l | haksız eylem. |
haksız karışma | haksız müdâhale. |
haksız rekabet | haksız yarışma, haksız yarışıcılık. |
haksız yarışıcılık, haksız yarışma | haksız rekabet. |
hâl-i acz | bk. aciz hâli. |
halef | ardıl. |
halefiyyet | ardıllık. |
hâlin îcâbı | durumun gereği, durumun isteri. |
hâmile muharrer | taşıyana yazılı. |
hapis hakkı | alıkoma hakkı (Zurückbehaltungsrecht,droit de retention). |
harcama | tasarruf. ~ işlemi: tasarrufî muamele, tasarruf muamelesi (karş. borçlanma işlemi). ~ özgürlüğü: tasarruf nisâbı. |
hâsılat kirası | ürün kirası. |
havâle | yollama. |
haydi haydi | evleviyyetle (bk. yeğlikle). |
haysiyyet | onur. |
hâzır | anık. ~ lar arasında: anıklar arasında. |
hediyye | armağan. |
Hesâb-ı kat`î | bk. hisâb- ı kat’î. |
hesâba katma | mahsûb. |
Hey`et-i umûmiyye | bk. umûmî hey’et. |
hîle | aldatma. |
hibe | bağış, bağışlama, ~ akdi: bağış, bağışlama sözleşmesi. ~ eden: bağışlayan. ~ edilen: bağışlanan. ~ va’di: bağışlama sözvermesi. |
himâye | koruma. |
hisâb-ı kat`î | kesin hesap. |
hisse | 1) pay. 2) düşerge. |
hissedâr | paydaş. |
hitâm | sona erme, bitim. |
hizmetli | müstahdem (karş. çalışma yardımcısı). |
hukuk | 1) haklar. 2) töre. ~ -ı âmme: bk. âmme hukuku. ~ -ı husûsiyye: bk. husûsî hukuk. |
hukukî | törel, ~ muamele: törel işlem. ~ münâsebet: törel ilişki. |
husûmet ehliyyeti (salâhiyyeti) | 1) aktif ~ aranç, dilem yöneltme yetkisi. 2) pasif ~: aranç, dilem yöneltilme yetkisi. |
husûsî | özel. ~ hukuk: özel töre. şahıs: Özel kişi. |
hükmî şahıs | tüzel kişi. |
hükmî şahsiyyet | tüzel kişilik. |
hüküm | 1) yargı (Urteil, décision) 2) kural (Bestimmung, régle, disposition). 3) etki, sonuç (Wirkung, effet). |
hükümsüzlük | etkisizlik. |
hürriyyet | özgürlük. |
hüsn-i niyyet | 1)objektif ~ :dürüstlük, dürüstlük kuralları (Treu und Glauben). 2) sübjektif~ : iyi inanç (Guter Glaube). |
hüviyyet | kimlik. |
îcâb | 1) ister. 2) önerme, öneri, ~a davet: önermeye çağırı ,~ yapmak, ~ da bulunmak: önermek. |
îcâb-ı hâl | bk. hâlin icâbı. |
îcâr | kirâ ~ akdi: kira sözleşmesi. |
îdâ | saklatma (bk. vedia). |
îfâ | ödeme. ~ mahalli: ödeme yeri. ~ makamına edâ: ödeme yerine edim, Ödeme yerine geçen edim (Leistung erfüllungsstatt, dation en paiment). ~ zamânı: ödeme çağı. ~ yı istihdâf eden edâ: ödeme uğruna edim (Leistung erfüllungshalber, dation en vue de paiment). |
îrâd | gelir. |
ısmarlanan (yapıt = eser = istısnâ` sözleşmesinde) | müteahhid. |
ısmarlayan (yapıt = eser = istısnâ` sözleşmesinde) | iş sâhibi. |
ıttılâ | öğrenme. |
ıvaz | 1) edim. 2) karşı edim. |
ıvazsız | 1) karşılıksız, karşı edimsiz. |
ızhâr | açığa vurma, ~ı:irâde istek açığa vurması. |
ızrâr etmek | zarar vermek. |
ıztırâr hâli | zorunluluk durumu, zorunlu durum. |
i`lâm | yargı belgesi. |
i`tibâr emri | saygınlık vekilliği. |
İ`timâda müstenid muâmele | güvençli, inançlı işlem. |
İ`tinâ | özen. |
i`tirâz | karşıtlık. ~ muhâkeme usulü: karşıtlık yargılayışı, karşıtlık yargılama süreci. |
i`tizâr | özür dileme, özürlenme. |
itibâr mektûbu | saygınlık betisi. |
iâde | 1) geri verme. 2) (kalıt = mîrâs’ta) denkleştirme(Ausgleichung). |
iâre | iğreti verme (bk. âriyyet). |
iaşe | geçindirme. |
ibra | (dernekte) aklama. |
ibtidâen | önceden, baştan. |
İcâzet | onay. ~ vermek: onaylamak. |
icrâ | 1) yürütme. 2) yerine getirme. ~ ta’kıybi: bk. cebrî icrâ ta’kıybi. ~ Vekîlleri Heyeti: Bakanlar Kurulu. |
ictihâd | bilimsel görüş, inanç. |
ictihâdları birleştirme kararı | inançları, görüşleri birleştirme kıyılgısı. |
ictinâb da`vâsı | önleme arancı, dilemi. |
içtimâ` | toplantı. |
idâre | yönetim. ~ hey’eti: yönetim kurulu. ~ hukuku: yönetim töresi. |
iddiâ | sav. ~ etmek: savlamak. |
ifâde | anlatım. |
iflâs | batkı, batkınlık. ~ masası: batkı, batkınlık yığını (Konkursmasse, masse de faillite). |
iğreti | âriyyet. ~ alan: âriyyet alan, müsteîr. ~ söyleşmesi: âriyyet akdi. ~ veren: âriyyet veren, muîr. ~ verme: iâre (bk. âriyyet). |
ihâle | üsterme. |
ihbâr | bildirim. ~ etmek: bildirmek, |
ihmâl | savsama. ~ etmek: savsamak. |
ihrâc | çıkarma. |
ihrâz | kapma, kapım (Aneignung, occupation). |
ihtâl | bozma. |
ihtâr | uyarım. |
ihtilâf | çekişme, anlaşmazlık. |
ihtimâl | olasılık. |
ihtimâlî | olasıl. |
ihtimâm | özen. |
ihtirâ | türetme, buluş. |
ihtirâzı kayıd | saklı tutma yazgısı (Vorbehalt, clause de réserve). |
ihtiyâc | gereksinme, gerekseme. |
ihtiyât | sakıntı. |
ihtiyâtî | sakıntıl. |
ikame | 1) (kalıt töresi = mîrâs hukuku’nda:) a) ale’l-âde ~:yedek harcama. b) fevkal-âde ~: son kalıtçı atama. 2) (vekillik sözleşmesinde:)başkasını kendi yerine geçirme. |
ikame-i da`vâ | bk. da’vâ ikamesi. |
ikametgâh | yerleşme yeri, yerleşge. |
ikrâh | korkutma. |
ikrâr | tanıma. |
ikrâr bi`l kitâbe | yazılı tanıma. |
ikrâz | ödünç verme. |
iktisâb | kazanma. |
iktisâbî | kazandırıcı. ~ mürûr-ı zamân: kazandırıcı yıllanma, kazandırıcı zamanaşımı. |
iktisâd | tutum. |
iktisâdî | tutumsal. |
ilân | duyuru. |
ileri sürmek | der-meyân (doğrusu: dermiyân) etmek. |
ilgili | alakadar. |
ilişkin | müteallik. ~ olmak: taallûk etmek. |
illet | neden. |
illî | nedensel. |
illiyyet | nedensellik. ~ rabıtası: nedensellik bağı. |
ilmî ictihâd | Öğreti (Lehre, doctrine). |
iltihak | katılma. |
iltizâmî muâmele | borçlanma işlemi (Verpflichtungs geschaeft). |
ilzâm etmek | bağlamak, borçlandırmak. İ |
imkân | olanak. |
imkânsız | olanaksız. |
imkânsızlık | olanaksızlık. |
imtinâ` | kaçınma. |
imtiyâz | ayrıcalık. |
imtizâcsızlık | geçimsizlik. |
İn`ika d | (sözleşmede) kurulma. |
inanca | te’mînât. |
inancalamak | te’mîn etmek. |
inançları (görüşleri) birleştirme kıyılgısı | tevhîd-i ictihâd karârı, ictihâdları birleştirme karârı. |
inançlı işlem | i’timâda müstenid muamele (bk. güvençli işlem). |
infisâh | bozulma, (derneklerde) dağılma. |
infisâhî şart | bozucu koşul. |
inhisâr | tekel. |
inhisârî | kendi başına, tekelli. |
inkâr | yadsıma. ~ etmek: yadsımak. |
inşâî | biçimleyici, ~ davâ: biçimleyici aranç, dilem (Gestaltungsklage). ~ hak: biçimleyici hak. ~ hüküm: biçimleyici yargı. ~ muamele: biçimleyici işlem. |
intifâ` | asılanma. ~ hakkı: asılanma hakkı. |
intihâb | seçim. ~ hakkı: seçim hakkı. |
intikal | geçiş. |
intikalî hukuk | geçiş töresi, çağlar arası töre (Übergangsrecht, Intertemporales Recht, droit transitoire). |
iptâl | bk. ibtâl. |
iptidâen | bk. ibtidâen. |
irâde | istek, ~ beyânı: istek açıklaması (Willenklaerung). fesâdı: istek bozukluğu. ~ izhârı: istek açığa vurması (Willensaeusserung). |
irâdî şart | istek koşulu (Willensbedingung). sırf ~: dilek koşulu (Wollensbedingung, condition purement potestative). |
irsâl | gönderme. |
irtifak | katlandırım. ~ hakkı: katlandırım hakkı. aynî (arzî )~hakkı: yersel katlandırım hakkı.şahsî ~ hakkı: kişisel katlandırım hakkı. |
irtikâb etmek | (kötü iş) işlemek. |
isbât | tanıt. ~ etmek: tanıtlamak. ~ külfeti: tanıt yükü. |
isim | ad. |
istek | irâde. ~ açığa vurması: irâde izhârı. ~ açıklaması: irâde beyânı, ~ koşulu: irâdî şart. |
isteksel sözleşme | rızâî akid. |
ister | îcâb (karş. önerme, öneri). |
isti`fâ | çekilme, bozacağını bildirme (Kündigung, congé,démission). |
istibdâl | değiştirme, değişme. |
istifâde | yararlanma. |
istihdâm eden | çalışma yardımcısı kullanan (Borçlar Yasası, 55). |
istihkak | hak kazanma. |
istihkak da`vâsı | geri alma arancı, dilemi iyelik arancı, dilemi (Herausgabeanspruch, Eigentumsklage,action en revendication). |
istihlâf | ardıl (halef) olma. |
istimâ` olunma | dinlenme. |
istinâf mahkemesi | üst yargılık (Obergericht). |
istirdâd | geri alma. |
istisnâ | ayrık tutma (bk. müstesnâ). |
İstisnâ` akdi | yapıt (eser) sözleşmesi (Werkvertrag). |
iş akdi | iş sözleşmesi. |
iş sâhibi | 1) (iş sözleşmesinde) işveren. 2) (yapıt = eser=istısnâ’ sözleşmesinde) ısmarlayan (der Besteller). |
iş sözleşmesi | iş akdi. |
işgal | kapma, kapım (Aneignung, occupation) (bk. ihrâz). |
işleme | hukukî tagyîr. |
iştirâ | alım. ~ hakkı alım hakkı (Kaufsrecht, droit d emption). |
iştirâk | 1) katılma. 2) ortaklık. ~ hâlinde mülkiyyet:ortak iyelik (Gesamteigentum). ~ hissesi: katılma payı, katkı (Beitrag). |
iştirâkli kirâ | ortakçılık, yarıcılık (yoluyla kirâ). |
işveren | (iş sözleşmesinde): iş sahibi. |
itfâ | (borçlar için) söndürüm, borç kapatma. |
itki | saik. |
ivaz ivazsız | bk. ıvaz, ıvazsız. |
iye | mâlik. ~ gibi elmenlik: mâlik sıfatiyle zi’l-yedlik (bk. öz tutkanlık). |
iyeliği saklı tutma yazgısı | mülkiyyeti muhâfaza kaydı. |
iyeliğin geçirilmesi | mülkiyyetin nakli. |
iyi inanç | sübjektif hüsn-i niyyet. |
izâa | yitirme. |
izhâr | bk. ızhâr, |
izin | boşuğ. |
kabûl | taplama. ~ etmek: taplamak. |
kabz | alma (bk. tesellüm). |
kaçını | def, defi (bk. savu). |
kaçınma | imtinâ. |
kaide | kural. |
kaim olma | yerine geçme. |
kaim şey | yedek, yedek nesne, yerine geçen nesne (Surrogat, Ersatz). |
kalan | bakıyye (bk. artan, artık). |
kaldırılmış | mülga. |
kaldırma | 1) ilga. 2) ref (refi). 3) nez (nezi). |
kalın | cihâz (bk. çeyiz, donatım). |
kalıt | mîrâs. ~ arancı (dilemi) : mîrâs sebebiyle istihkak davâsı. ~ sözleşmesi: mîrâs mukavelesi. ~ töresi: mîrâs hukuku. ~ a yaraşma: mîrâsa.liyâkat. ~ ın geçişi: mîrâsın intikali, ~ ın görevsel arıtımı: mîrâsın resmî tasfiyesi. ~ ın görevsel yönetimi: mîrâsı |
kalıtbırakan | mûris, müverris, mîrâsbırakan. |
kalıtçı | mîrâsçı (bk. atanmış ~, ön ~, son ~, yasal). |
kalıtçılar ortaklığı | mîrâs şirketi. |
kamu | âmme. ~ düzeni: âmme intizâmı. ~ töresi: âmme hukuku. ~ tüzel kişiliği: âmme hükmî şahsiyyeti. ~ yararı: âmme menfaati, maslahat. |
kanâat | kanı. |
kanı | kanâat. |
kanıt | delil. |
kanûn | yasa. ~ -ı Medeni: bk. Medeni Kanun. ~ un lafzı: yasanın söylemi, sözü. ~ un ruhu (gayesi, maksadı): yasanın ereği, amacı, özü. |
kanûnî | yasal. |
kapım | ihrâz, işgal (bk. kapma). |
kaplam | şümûl (bk. çevre, çevre-içi). |
kapma | ihrâz, işgal (bk. kapım). |
karâr | kıyılgı. |
karı koca malları sözleşmesi | evlenme mukavelesi (bk. evlenme malları sözleşmesi). |
karîne | belirti, ~ -i kaatıa: bk. farziyye. |
karma | muhtelit. ~ bağış, bağışlama: muhtelit hibe. |
karşı edim | ıvaz, mukabil edâ. |
karşılık | bedel. |
karşılıklı sözleşmeler | mütekabil taahhüdleri hâvî akidler. |
karşılıksız, karşı edimsiz | ıvazsız. |
karz | ödünç. |
kasd | amaçlama. ~ etmek: amaçlamak. |
kasden, kasdî | amaçlayarak. |
kat | 1) kat. 2) makam (bk. orun). |
kat`î | kesin. |
kat`iyyet | kesinlik. |
katılma | 1) iştirâk. 2) (davaya) müdâhale. ~ payı, katkı : iştirâk hissesi. |
katlanan taşınmaz | hâdim gayr-i menkul. |
katlandıran taşınmaz | hâkim gayr-i menkul. |
katlandırım | irtifak. ~ hakkı: irtifak hakkı. |
katma | mülhak. |
kayd-ı hayât ile îrâd akdi | sağlığınca gelir sözleşmesi. |
kayıd | yazgı. |
kaytd-ı ihtirâzî | bk. ihtirâzî kayıd. |
kazâ | 1) yargı. 2) beklenmedik olay. |
kazâî | yargısal.~ rüşd: yargısal erginlik. |
kazanç paylı âile malları ortaklığı | hisse-i temettu’ şartiyle âile şirket-i emvâli. |
kazandırıcı | iktisâbî. ~ yıllanma (zamanaşımı) : iktisâbî mürûr-ı zaman. |
kazanma | iktisâb. |
kaziyye-i muhkeme | kesin yargı. |
keenlemyekün | yok. |
kefâlet | boyun olma, boyunluluk. ~ akdi: boyun olma,boyunluluk sözleşmesi. |
kefîl | boyunlu. |
kefîle kefîl | art boyunlu (Nachbürge, arrière caution). |
kendi başına | inhisârî (bk. tekelli). |
kendiliğinden hak alma | bizzat ihkak-ı hak. |
kendisine gönderilen | mürselün ileyh. |
kendisine yollanan | mühâlün aleyh. |
kentişleri | belediyye. |
kesin | kat’î. ~ hesap: hesâb-ı kat’î. ~ yargı: kaziyye-i muhkeme. |
kındıran, kındırıcı | müşevvik (bk. kıştırtan, kışkırtıcı). |
kısım | bölüm. |
kısıtlamak | hacretmek. |
kısıtlı | mahcûr. |
kısmî | bölümsel. ~ te’diye: bölümsel ödeme. |
kışkırtan, kışkırtıcı | müşevvik (bk. kındıran, kındırıcı). |
kıyâs | örnekseme. |
kıyâsen | örnekseme yoluyla, örneksenerek. |
kıyemî şeyler, kıyemiyyât | bk. gayr -i mislî şey. |
Kıyılgı | karâr. |
kıyın | cezâ. |
kıymet | değer. |
kıymetli evrak | değerli kâğıtlar. |
kızlık | evlâd edinilen, evlâdlık (bk. çocuk edinilen). ~ alma: evlâd edinme (bk. çocuk edinme). |
kirâ | îcâr. ~ karşılığı: îcâr bedeli, kirâ ücreti. ~ sözleşmesi: îcâr akdi. |
kirâ ücreti | kirâ karşılığı. |
kirâcı | müstecir. |
kiralanan | me’cûr. |
kirâlayan | mûcir. |
kişi | şahıs. |
kişiler kütüğü | ahvâl-i şahsiyye sicilli, nüfûs sicilli (bk. kişiler, kişisel durumlar, kişi durumları kütüğü). |
kişiler töresi | şahsın hukuku. |
kişilik | şahsiyyet. ~ hakları: şahsiyyet hakları. |
kişisel | şahsî, ~ durumlar: ahvâl-i şahsiyye. ~ durumlar kütüğü ahvâl-i şahsiyye sicilli, nüfûs sicilli (bk. kişiler, kişi durumları kütüğü). ~ hak: şahsî hak. ~ sonuçlu babalık arancı (dilemi) : ahvâl-i şahsiyyeye müteallik neticeleriyle babalık davâsı, şahsî ne |
kitâb | betik. |
koğuşturma | ta’kîb. |
korkutma | ikrâh. |
koruma | himâye, siyânet. |
koşul | şart (karş. gerek). |
koşullar | şerâit. |
kökler | usûl, asıllar. |
kötü durum | sû-i hâl. |
kötü inanç | sû-i niyyet. |
kötü kullanma | sû-i isti’mâl (bk. kötüye kullanma). |
kötü yönetim | sû-i idâre. |
kötüye kullanma | sû-i istimâl (bk. kötü kullanma), |
kullanma | isti’mâl. ~ karşılığı, ~ çıkarları karşılığı:ecr-i misil. |
kurucu | müessis. |
kurulma | in’ikad. |
kusur | sun-i taksîr, taksîr. |
külfet | yük. ~ i isbât: tanıt yükü. |
küll | tüm. |
küll teşkîl eden eşyâ | nesne bütünlüğü (Sachgesamtheit) (karşıtı : hak bütünlüğü = Rechtsgesamtheit). |
küllî halef | tümel ardıl |
küllî halefiyyet | tümel ardıllık. |
küllî intikal | tümel geçiş. |
külliyyât | topgu. |
kütüğe yazım | tescil, ~arancı (dilemi) : tescîl da’vâsı. |
kütüğe yazmak | tescîl etmek. |
kütük | sicil. |
lafız | söylem, söz. kanûnun~ ı: yasanın söylemi, sözü. |
lafzî | söylemsel, sözel, ~ tefsir: söylemsel, sözel yorum. |
levâzım | gereç (bk. mâ-lezime). |
lüzûmlu vasıfda hatâ | bk. esâsda hatâ. |
ma`kudün aleyh | sözleşme konusu. ~ de hatâ: sözleşme konusunda yanılma, yanılgı. |
ma`kul | ussul, ussal. |
ma`zeret | özür. |
mâ-lezîme | gereç. |
mâ-melek | varlık, malvarlığı, varı yoğu. |
madde | 1) (yasa, tüzük, sözleşme ile başkalarında) ayrıt, ayrıltı (Artikel, article). 2) (“matière” anlamında) özdek, nen. |
maddî | özdeksel, nensel. |
mahal | yer. |
mahallî | yerel. |
mahallîleştirmek | yerelleştirmek. |
mahcûr | kısıtlı. |
mahdûd | sınırlı. ~ aynî hak: sınırlı nesnel hak. ~ ehliyyet: sınırlı yetenek. ~ ehliyyetli: sınırlı yetenekli. ~ yeteneksiz: sınırlı yeteneksiz. |
mahfûz | saklı,~ mallar: saklı mallar. ~ hisse: saklı pay. |
mâhiyyet | nelik. |
mahkeme | yargılık. |
mahrûm | yoksun. |
mahrûmiyyet | yoksunluk, mîrâsdan ~: kalıttan yoksunluk. |
mahsûb | hesâba katma. |
makam | kat, orun. |
makbûz | alındı. |
maksad | amaç. |
mâlik | iye. ~ sıfatiyle zil-yedlik : öz elmenlik, iye gibi elmenlik, iyece elmenlik (Eigenbesitz). |
mallar | emvâl. |
malvarlığı | mâ-melek (bk. varlık, varı-yoğu). |
mâni` | engel. |
maslahat | 1) iş, durum. 2) kamu yararı. |
masraf | gider. |
me`cûr | kirâlanan. |
me`mûr | görevli. |
mebde` | başlangıç. |
mebi` | satılan. |
meblağ | tutar. |
medenî hak | yurttaşsal hak. |
medenî haklardan istifâde ehliyyeti | hak yeteneği (Rechtsfaehigkeit). |
medenî hakları kullanma ehliyyeti | eylem yeteneği (Handlungsfaehigkeit). |
medenî hukuk | yurttaşlar töresi (Zivilrecht, bürgerliches Recht, droit civil). |
Medenî Kanûn | Yurttaşlar Yasası (Zivilgesetzbuch, Bürgerliches Gesetzbuch, Code Civil). |
mefrûğün leh | geçirilen. |
mekfûlün bih | boyunluluk konusu. |
memâlik-i ecnebiyye | yabancı ülkeler. |
Memnû` | yasak. ~ tasarruflar: yasak işlemler. |
memnû`iyyet | yasaklık, yasak olma. |
men` da`vâsı | giderme arancı, dilemi. |
men`-i müdâhale | taşkınlığın, elatmanın giderilmesi. ~ da’vâsı: taşkınlığın, elatmanın giderilmesi arancı, dilemi. |
menfaat | çıkar. |
menkul | taşınır. |
mer`iyyet | yürürlük. ~ Kanûnu: Yürürlük Yasası. |
merâsim | tören. |
merdûd | yadlanmış. |
merhûn | tutulu. |
merkez | özek. |
mes`ele | sorun. |
mes`ûl | sorumlu. |
mes`ûliyyet | sorumluluk, sorum. |
mesâî | çalışma (çalışmalar). |
mesken | konut. |
meslek | uğraş. |
meslekî | uğraşsal. |
mevhûbün leh | bağışlanan. |
mevzu` | konu. |
mîrâs | kalıt. ~ hukuku : kalıt töresi. ~ mukavelesi: kalıt sözleşmesi. ~ sebebiyle istihkak da’vâsı: kalıt arancı, dilemi (Erbschaftsklage, action en pétition d’hérédité), ~ şirketi: kalıtçılar ortaklığı (Erbengemeinschaft). ~ a liyâkat: kalıta yaraşma.~ m intik |
mîrâsçı | kalıtçı, kanûnî ~: yasal kalıtçı, mansûb ~: atanmış kalıtçı. (ikamede) nâm -zed ~: son kalıtçı. ön ~ : ön kalıtçı. |
mislî eşyâ, misliyyât | benzeri bulunabilen nesneler, benzerli nesneler. |
mu`teber | geçer, geçerli. |
mu`teberiyyet | geçerlik. |
mu`teberiyyetsizlik | geçmezlik, geçersizlik. |
muaccel | ödeme günü gelmiş. |
muacceliyyet | ödeme gününün gelmesi. ~ kaydı: Ödeme gününün gelmesi yazgısı. |
muâmelât | alışveriş, alavere (bk. ahz ü i’tâ). |
muâmele | işlem. |
muâvin şahıs | ödeme yardımcısı (Borçlar Yasası, 100) (karş. müstahdem). |
mûcir | kirâlayan, kirâya veren. |
mûdi` | 1) saklatan. 2) yatıran. |
muhâkeme | yargılama. ~ usûlü: yargılama süreci, yargılayış (procédure, Prozess, Verfahren). |
muhâlün aleyh | kendisine yollanan. |
muhâlün leh | yollanan. |
muhayyer | seçmeli. |
muhîl | yollayan. |
muhik | haklı. ~ sebeb: bk. mühim sebeb. |
muhtelit | karma. ~ hibe: karma bağışlama. |
muhtemel | olası. |
muîn | destek. ~ den mahrûmiyyet: destekten yoksunluk. |
muîr | bk. âriyyet veren. |
mukavele | sözleşme. |
mûkıym | yerleşken. |
mukriz | ödünç veren. |
muntazar hak | beklemeç, beklenen hak (Anwartschaft, droit expectatif). |
murâkabe | denetim. |
murâkıb | denetçi. |
mûrîs | kalıtbırakan. |
mûsâ leh | vasiyyet edilen, vasiyyet alan. |
mûtazarrır | zarar gören. |
mutlak | saltık, salt. ~ butlân: çürüklük (Nichtigkeit, nullité) (karş. nisbî butlân). |
muvâfakat | onam. ~ etmek: onamak. |
muvakkat | geçici. ~ tescîl: geçici yazım. |
muvâzaa | danışık. ~ lı muamele: danışıklı işlem (karş. zahirî muamele). |
mücbir sebeb | zorlayıcı neden. |
müdâfaa | savunma. |
müdâhale | karışma, taşkınlık, elatma. |
müddeâ | savlık. |
müddeâ aleyh | bk. davâlı. |
müddeâ bih | aranç konusu, arançlık dilem konusu,dilemlik. |
müddeî | bk. da’vâcı.m |
müddeî-i umûmî | savcı. |
müddet | süre. |
müdîr | yönetmen. |
müeccel | ödeme günü gelmemiş, erteli. |
müessese | kurum. |
müessis | kurucu. |
müflis | batkın. |
mühim | önemli: ~ sebeb: önemli neden. |
mükâfat ilânı | ödül duyurusu. |
mükâfat va`di | Ödül sözvermesi. |
mükâfâtlı müsâbaka i`lânı | ödüllü yarışma duyurusu. |
mükellef | yükümlü. |
mükellefiyyet | yüküm, yükümlülük. |
mükellefiyyetli hibe | yükümlü bağışlama, yükümlü bağış. |
mükteseh hak | kazanılmış hak. mülga: kaldırılmış. mülhak: katma. |
mülk | özgülük. |
mülkiyyet | iyelik. ~ i muhâfaza kaydı: iyeliği saklı tutma yazgısı. ~ in nakli: iyeliğin geçirilmesi. |
mülzem | bağlı. |
mümessil | temsilci başkası adına davranan, başkası adına davranıcı özdeyen, özdeyici. |
mümeyyiz | ayırtım gücü olan, ayırtım güçlüsü (bk. temyîz kudreti). |
münâkasa | eksiltme. |
münâzaa | çekişme. ~ lı: çekişmeli. |
münâzaun fîh | çekişmeli. |
münhasıran şahsa bağlı haklar | en (salt) kişisel haklar (höchstpersönliche Rechte, droits strictement personnels). |
mürâcaât | başvurma. |
mürselün ileyh | kendisine gönderilen. |
mürsil | gönderen. |
mürtehin | tutu alan. |
Mürur-ı zaman | yıllanma (Verjaehrung), zamanaşımı. âdî ~:olağan yıllanma, zamanaşımı, fevka’l -âde ~: olağanüstü yıllanma, zamanaşımı. ıskatî ~ düşürücü yıllanma, zamanaşımı, iktisâbî ~ kazandırıcı yıllanma, zamanaşımı. ~ın kat’ı: yıllanmanın, zamanaşımının kesilmesi. ~ |
müsâvât | eşitlik. |
müsâvâten | eşit olarak, eşitçe. |
müsâvî | eşit. |
müsbet | 1) olumlu. 2) tanıtlı. |
müsbit | 1) saptayan. 2) tanıtlayan. |
müstahak | (doğrusu: müstahik): hak etmiş, hak kazanmış. |
müstahdem | 1) hizmetli. 2) çalışma yardımcısı (Borçlar Yasası, 55) (karş. muâvin şahıs). |
müstakar | (doğrusu: müstakır) yerleşmiş. |
müstakil | bağımsız. |
müstakillen | bağımsızca, bağımsız olarak. |
müstakriz | ödünç alan. |
müste`cir | kirâcı. |
müsteîr | bk. âriyyet alan. |
müstesnâ | ayrık. |
müstevda` | 1) saklayan (bk. vedîa alan). 2) saklama konusu, saklanılan. |
müstevdi` | saklatan (bk. Mûdi). |
müşevvik | kışkırtan, kışkırtıcı kındıran, kındırıcı. |
müştekÎ | yakınan, yakınıcı. |
müştemilât | eklenti, eklentiler. |
müşterek borçlu | birlikte borçlu. |
müşterek mâlikler | paydaşlar, birlikte iyeler. |
müşterek mülkiyyet | paylı iyelik, birlikte iyelik (Miteigentum, copropriété) (karş. iştirâk hâlinde mülkiyyet). |
müteahhid | 1) sözveren, yüklenci 2) (yapıt =. eser = istısnâ’ sözleşmesinde) ısmarlanan. |
müteallik | ilişkin. |
mütekabil taahhüdleri hâvî akidler | karşılıklı sözleşmeler. |
mütekeffil | sağlayan (bk. tekeffül). |
mütemerrid | direnen. |
müterâfik kusûr | birlikte kusur (birlikte nedenleme). |
mütesâvî | eşit, eşitlenmiş. |
mütesâviyen | eşit olarak, eşitçe. |
müteselsil | dayanışmalı (solidarisch, solidaire). ~ borç: dayanışmalı borç. ~ kefalet: dayanışmalı boyunluluk. ~ mes’ûliyyet: dayanışmalı sorumluluk, dayanışmalı sorum. |
müteveffâ | ölen. |
müvekkelün bih | vekillik konusu. |
müvekkil | vekillik veren, vekil eden. |
müverris | kalıtbırakan (bk. mûris). |
müzâyaka | sıkıntı. |
müzâyede | artırma. |
nafaka | geçimlik, bakım. |
nakid | akça. |
nakil | geçirme, geçirim. ~ taahhüdü: geçirim söz vermesi. |
nakliyye mukavelesi | taşıma sözleşmesi. |
nakliyyeci | taşıyıcı. |
nâma muharrer | ada yazılı. |
nâşir | yayınlayan, yayınlayıcı, yayıncı yayımlayan,yayımlayıcı, yayımcı. |
nazariyye | kuram. |
neden | sebeb, illet. |
nedensel | illî. |
nedensellik | illiyyet. ~ bağı: illiyyet râbıtası. |
nedensiz zenginleşme | sebebsiz iktisâb. |
nef` (nefi) | yarar. |
nelik | mâhiyyet. |
nen | madde (“matière” anlamında) (bk. özdek). |
nensel | maddî (bk. özdeksel). |
nesebi sahîh çocuk | evlilik içi çocuk. |
nesebi sahih olmayan çocuk | evlilik dışı çocuk. |
nesil | kuşak. |
nesnel | aynî. ~ hak: aynî hak. |
nesneler | eşyâ. ~ töresi: eşyâ hukuku. |
neşir | yayım. ~ mukavelesi: yayım sözleşmesi. |
neşrettiren | yayınlatan, yayımlatan. |
nev` (nevi) borcu, nev`an muayyen borç | çeşit borcu. |
nez` (nezi) | kaldırma. |
nezâret | gözetim. ~ makamı: gözetim katı, gözetim orunu. |
nısfet (nasafet) | hakseverlik. |
nikâh | 1) evlenme. 2) evlilik. |
nisbî | göreli. ~ butlân: bozulabilme, bozdurulabilme (Anfechtbarkeit) (karş. mutlak butlan). ~ hak:göreli hak (karş. mutlak hak). |
nişanlanma | yavuklanma, |
nişanlı | yavuklu. |
nişanlılık | yavukluluk. |
nitelendirme | tavsîf. |
nitelendirmek | tavsîf etmek. |
nizâm | düzen. |
nizâmî hüküm | düzen kuralı (Ordnungsvorschrift). |
nizâmnâme | tüzük. |
noksan | 1) eksiklik. 2) eksik. |
nüfûs sicilli | kişiler kütüğü. |
nümûne | örnek, ~ üzerine satım: Örneğe göre satım. |
oğulluk | evlâdlık, evlâd edinilen (bk. kızlık). ~ alma: evlâd edinme (bk. kızlık alma, çocuk edinme). |
olağan | ale’l-âde (bk. bayağı). ~yıllanma (zamanaşımı) : âdî mürûr-ı zaman. |
olağanüstü durum | fevka’l-âde hâl. |
olağanüstü yıllanma (zamanaşımı) | fevka’l-âde mürûr-ı zaman. |
olanak | imkân. |
olanaksız | imkânsız. |
olanaksızlık | imkânsızlık. |
olası | muhtemel. olasıl: ihtimâlî. |
olasıl | ihtimâlî. |
olumlu | müsbet. |
onam | rızâ, muvâfakat. |
onamak | muvâfakat etmek. |
onay | icâzet, tasdîk. |
onaylamak | icâzet vermek, tasdîk etmek. |
ondalık | aşâr. |
onur | şeref, haysiyyet. |
ortadan kalkma | zevâl (bk. sona erme). |
ortakçılık, yarıcılık (yoluyla kirâ) | iştirâkli kirâ. |
ortaklar | şürekâ. |
ortaklık | şirket. |
orun | makam (bk. kat). |
oturma hakkı | süknâ hakkı. |
oy | re’y. |
oyçokluğu | ekseriyyet-i ârâ. |
ödeme | îfâ. akça ~ : te’diye.~ arancı (dilemi) : îfâ davâsı.~ çağı: îfâ zamanı. ~ güçsüzlüğü: aciz. ~ güçsüzlüğü belgesi: aciz vesîkası.~ gücü olmayan: âciz. ~ günü gelmemiş: müeccel (bk. erteli).~ günü gelmiş: muaccel, ~ gününün gelmesi: muacceliyyet. ~ gününü |
ödemezlik | adem-i îfâ. |
ödence | taksît. |
ödenti | âidât. |
ödeşim, ödeşme | takas. |
Ödev | vazîfe. ~ ler: vezâif, vazîfeler. |
ödeyemez | âciz (bk. ödeme gücü olmayan). |
ödeyemezlik | aciz (bk. ödeme güçsüzlüğü). |
ödül | mükâfat. ~ duyurusu: mükâfat ilânı. ~ sözvermesi: mükâfât va’di. |
ödüllü yarışma duyurusu | mükâfâtlı müsâbaka ilânı. |
ödünç | karz. alan: müstakriz. ~ veren: mukriz. ~ verme: ikrâz. |
öğrenme | ıttılâ. |
Öğreti | ilmî ictihâd. |
ölçümleme | takdîr etmek (karş. değer biçmek). |
ölen | müteveffâ. |
Ölüm | vefât. ~ e bağlı harcama: ölüme bağlı tasarruf. |
ölünceye kadar bakma akdi | sağlığınca bakma sözleşmesi. |
ön akid | ön sözleşme. |
ön kalıtçı | Ön mîrâsçı. |
ön sözleşme | ön akid. |
ön-alıcı | şefi’ (bk. yeğ-alıcı). |
ön-alım hakkı | şuf’a hakkı (bk. yeğ-alım hakkı). |
önceden | ibtidâen. |
öncel | selef. |
öneri, önerme | îcâb. ~ ye çağırı: îcâba da’vet. |
öngörmek | derpiş etmek. |
önleme arancı (dilemi) | ictinâb da’vâsı. |
örf ve âdet | görenek. ~ hukuku görenek töresi. |
örfî | göreneksel. |
örneğe göre satım | numûne üzerine satım. |
öz elmenlik | mâlik sıfatiyle zi’l-yedlik (bk. iye gibi elmenlik). |
özdek | madde (”matière” anlamında) (bk. nen). |
özdeksel | maddî (bk. nensel).~ zarar-giderim: maddî tazmînât. |
özek | merkez. |
özen | ihtimâm, itinâ. |
özgülük | mülk. |
özgür | serbestî, hür. ~ mallar: serbest mallar. |
özgürlük | serbestî, hürriyyet. |
özür | ma’zeret. ~ dileme, özürlenme: i’tizâr. |
parça borcu | ferden muayyen borç. |
pasif husûmet ehliyyeti (salâhiyyeti) | aranç, dilem yöneltilme yetkisi (bk. husûmet ehliyyeti). |
paydaş | hissedâr, müşterek mâlik (bk. birlikte iye). |
pazar | satak. |
piyasa | satak. ~ fîâtı: satak ederi. |
râbıta | bağ, bağıntı. |
rahim | döllük, dölyatağı. |
râhin | tutulayan, tutu koyan. |
re`sen | görevden ötürü (ex officio, d’office, von Amts wegen). |
Re`sü`l mâl | bk. sermâye. |
re`y | oy. |
red | yadlama. |
reddetmek | yadlamak. |
ref` (refi) | kaldırma. |
rehin | tutu. ~ almak: tutu almak. ~ etmek: tutulamak ,tutu komak. |
reîs | başkan. |
rekabet memnü`iyyeti | yarışma, yarışıcılık yasağı. |
resmî | görevsel (officiel, öffentlich). ~ sened : görevsel dayanç, görevsel belgit (öffentliche Beurkundung). ~ şekil: görevsel biçim. tasfiye: görevsel arıtım. |
reşîd | ergin. |
rızâ | 1) istek. 2) onam. ~ fesâdı: bk. irâde fesâdı. |
rızâî akid | isteksel sözleşme. |
riâyet | uyma. |
riâyetsizlik | uymama, uymazlık. |
rûznâme | gündem. |
rüchan | öncelik, yeğlik. ~ hakkı: öncelik, yeğlik hakkı. |
rücû` | 1) dönme (Rücktritt, résiliation). 2) başvurma (Rückgriffj recours). ~ hakkı: 1) dönme hakkı. 2) başvurma hakkı. ~ a kefil: başvurma boyunlusu. |
rüşd | erginlik. |
sağlama | tekeffül. |
sağlamak | tekeffül etmek. |
sağlayan | tekeffül eden, mütekeffil. |
sağlığınca bakma sözleşmesi | ölünceye kadar bakma akdi. |
sağlığınca gelir sözleşmesi | kayd-ı hayâtla îrâd mukavelesi. |
sağtöre | ahlak. |
sâha | alan. |
sâik | itki. |
sakıntı | ihtiyât. |
sakıntıl | ihtiyâtî. |
sâkıt olmak | düşmek. |
saklama | vedîa. ~ konusu: vedîa (bk. saklanan nesne). sözleşmesi: vedîa akdi. |
saklatan | mûdi’. |
saklatma | tevdi (karş. yatırma). |
saklayan | müstevda’, vedîa alan. |
saklı | mahfûz. ~ mallar: mahfûz mallar.~ pay:mahfûz hisse. |
saklı tutma yazgısı | kayd-ı ihtirâzî, ihtirâzî kayıd. |
salâhiyyet | yetki. |
salâhiyyetdâr | yetkili. |
salt, saltık | mutlak. |
saltık hak | mutlak hak. |
saptama | tesbît (bk. belirtme). ~ arancı (dilemi):tesbît davâsı. |
sarâhat | açıklık. |
sarfetmek | harcamak. |
sarîh | açık. |
satak | 1) pazar. 2) piyasa. ~ ederi: piyasa fîâtı. |
satılan | mebi. |
satım | bey. ~ sözleşmesi:bey akdi. |
satış akçası | semen, semen-i mebi’. ~ nın indirilmesi: semenin tenzîli, |
satman, satkan | tacir (bk. tecimen). ~ lar: tüccâr. |
satmanlık, satkanlık | ticâret (bk. tecim). |
sav | iddiâ, müddeâ. |
savcı | müddeî-i umûmî. |
savlamak | iddiâ etmek. |
savsama | ihmâl. |
savsamak | ihmâl etmek. |
savu | def, defi (bk. kaçını). |
savunma | müdâfaa. |
savunmak | müdâfaa etmek. |
saygınlık | i’tibâr. ~ betisi: i’tibâr mektûbu. ~ vekilliği: i’tibâr emri. |
saymak | addetmek. |
sebeb | neden. |
seçmeli | muhayyer. |
sehebsiz iktisâb | nedensiz zenginleşme (ungerechtfertigte Bereicherung). |
selef | öncel. |
semen (semen i mebi`) | satış akçası, ~in tenzîli: satış akçasının indirilmesi. |
semere | verim (Früchte, fruits), hukukî (medenî) ~: törel verim. tabiî ~: doğal verim. |
sened | dayanç, belgit. |
serbest | özgür. ~ mallar: özgür mallar. |
serbesti | özgürlük, akid ~ si: sözleşme özgürlüğü. |
sermâye | 1) ana akça, baş akça. 2) katılma payı, katkı (Beitrag) (Borçlar Yasası, 521 ile sonrakiler) |
seyyâr | gezici. |
sıfat | 1) nitelik. 2) bk. husûmet ehliyyeti (salâhiyyeti). |
sıhhat | bk. mu’teberiyyet. |
sıkıntı | müzâyaka. |
sınırlama | tahdîd. |
sınırlayıcı | tahdîdî (bk. tüketici). |
sınırlı | mahdûd. ~ nesnel hak: mahdûd aynî hak. ~ yetenek: mahdûd ehliyyet. ~ yetenekli: mahdûd ehliyyetli. ~yeteneksiz: mahdûd ehliyyetsiz. |
sıyânet | koruma. |
sicil | kütük. ~ e kayıd: kütüğe yazım. |
siyâset | yurt yönetimi. |
siyâsî | yurt yönetimine ilişkin. |
son istek harcaması | vasiyyetnâme. |
son kalıtçı | nâmzed mîrâsçı (karş. ön kalıtçı). ~ atama : fevka’l-âde ikame. |
sona erme | hitâm, zevâl (bk. bitim, ortadan kalkma). |
sorum, sorumluluk | mes’ûliyyet. |
sorumlu | mes’ûl. ~’ olmak: mes’ûl olmak. |
sorumsuzluk | adem-i mes’ûliyyet. |
soruşturma | tahkîkat. |
sömürme | gabin. |
söndürüm | itfâ (bk. borç kapatma). |
söylem, söz | lafız. |
söylemsel, sözel | lafzî. ~ yorum: lafzî tefsîr (karş. ereksel yorum). |
sözleşen | âkid. |
sözleşimsel | akdî, mukavelevî (bk. sözleşmeli). |
sözleşme | akid, mukavele. ~ cezâsı (kıyını) : cezâî şart. ~ konusunda yanılgı, yanılma: ma’kudün aleyhde hatâ. ~ kurma sözvermesi: akid yapma va’di (bk. ön sözleşme). ~ özgürlüğü: akid serbestîsi. |
sözleşmeli | akdî, mukavelevî (bk. sözleşimsel). |
sözleşmenin kuruluşu | akdin inikadı. |
sözlü | şifâhî (karş. yazılı). |
sözveren | va’d eden. |
sözverme | va’d, vaad. |
sû-i hâl | kötü durum. |
sû-i idâre | kötü yönetim. |
Sû-i isti`mâl | kötü kullanma, kötüye kullanma. |
Sû-i niyyet | kötü inanç (böser Glaube). |
suç | cürüm. |
sukut | düşme. ~ ı hak: hak düşümü. ~ ı hak müddeti:hak düşümü süresi. |
sulh | 1) barış. 2) uzlaşma. ~ akdi: uzlaşma sözleşmesi. ~ hâkimi: barış yargıcı, ~ mahkemesi: barış yargılığı. |
Sun`-ı taksîr | kusûr. |
sunmak | arzetmek. |
sûret | 1) yol, biçim. 2) örnek. |
susma | sükût. |
sübjektif hüsn-i niyyet | bk. hüsn-i niyyet. |
süknâ | oturulacak yer. ~ hakkı: oturma hakkı. |
sükût | susma. |
süre | müddet. |
sürekli | dâimî. |
şahâdet | tanıklık. şahıs: kişi. şâhid: tanık. |
şahıs | kişi. şâhid: tanık. |
şâhid | tanık. |
şahsî | kişisel. ~ hak: kişisel hak. ~ irtifak hakkı: kişisel katlandırım hakkı. ~ menfaatler: bk. şahsiyyet hakları. ~ ineticeleriyle babalık davâsı: kişisel sonuçlu babalık arancı, dilemi. |
şahsın hukuku | kişiler töresi (Personenrecht, droit des personnes). |
şahsiyyet | kişilik. ~ hakları: kişilik hakları. |
şart | 1) gerek (Voraussetzung). 2) koşul (Bedingung). irâdî ~ istek koşulu (Willensbedingung), sırf irâdî ~ :dilek koşulu (Wollensbedingung). |
şâyi` hisse | yaygın pay. |
şefi` | yeğ -alıcı, ön alıcı (Vorkaeufer, titulaire de droitde preémption). |
şerâit | (şart’ın çoğulu) koşullar. |
şerh | açım. ~ etmek: açımlamak. |
şerîk | ortak. |
şifâhî | sözlü. |
şikâyet | yakınma, yakını. ~ etmek: yakınmak. |
şikâyetçi | yakınıcı. |
şirket | ortaklık, âdî ~ : bayağı ortaklık. ~ akdi: ortaklık sözleşmesi. |
Şüf`a hakkı | yeğ-alım, ön-alım hakkı (Vorkaufsrecht, droit de preémption). |
şümûl | çevre, çevre-içi, kaplam. |
şürekâ | (şerîkin çoğulu) ortaklar. |
ta`dîl etmek | değiştirmek. |
ta`kîb, ta`kîbât | koğuşturma. |
ta` lîmât | yönerge. |
ta`limâtnâme | yönetmelik. |
ta`mîr | onarım. ~ etmek: onarmak. |
ta`mîrât | onarım. |
ta`yîn | atama.~ etmek: atamak. |
taaddüd | çok oluk,çoğalma. |
taahhüd | sözverme, yüklenim. |
taallûk etmek | ilişkin olmak. |
tâcir | satman, satkan, tecimen. |
tahammül edilmeslik | çekilmezlik. |
Tahdîd | sınırlama, daraltım. ~ etmek sınırlamak, daraltmak. |
tahdîdî | sınırlayıcı, tüketici (erschöpfend, limitatif). |
tahkîkat | soruşturma. |
tahrîrî | yazılı. ~ şekil: yazılı biçim. |
tahvîl | çevirme, dönüştürme (Konversion). |
takdîr etmek | 1) değer biçmek. 2) ölçümlemek. |
takrîbî | yaklaşık. |
taksîm | bölüm, bölüşme, bölüştürme. |
taksîmi kabil olan | bölünebilen. |
taksîmi kabil olmayan | bölünemeyen. |
taksîr | kusur. |
taksît | ödence. |
takyîd | daraltım. |
taleb | istem. |
tanık | şâhid. |
tanıklık | şahâdet. |
tanıma | ikrâr. |
tanıt | isbât, beyyine.~ yükü: isbât külfeti, beyyine külfeti. |
tanıtlamak | isbât etmek. |
tanıtlanmış | müsbet (karş. olumlu). |
taplama | kabûl. |
taplamak | kabûl etmek. |
tapu dâiresi | tapu kütükçülüğü, tapu kütüğü görevgesi. |
tapu kütüğü | tapu sicilli, gayr-i menkul sicilli (bk. taşınmaz kütüğü). ~ görevgesi (tapu kütükçülüğü): tapu dâiresi. ~ görevlisi, tapu kütükçüsü :tapu sicilli me’mûru, muhâfızı. |
tapu me`mûru | tapu kütükçüsü, tapu kütüğü görevlisi. |
tapu sicilli | tapu kütüğü, taşınmaz kütüğü. |
tapu sicilli me`mûru, muhâfızı | tapu kütükçüsü, tapu kütüğü görevlisi. |
taraf | yan. |
tasarruf | 1) işlem. 2) harcama. ~ nisâbı: harcama özgürlüğü (Verfügungsfreiheit). ölüme bağlı ~: ölüme bağlı harcama. |
tasarrufî muâmele | harcama işlemi (Verfügungsgeschaeft) (karş. iltizami muamele). |
tasdîk | onay. ~ etmek: onaylamak. |
tasfiye | arıtım, arıtma. ~ etmek: arıtmak. |
tashîh | düzeltme, düzeltim, düzelti. |
taşınır | menkul. |
taşınmaz | gayr-i menkul. ~ kütüğü: gayr-i menkul sicilli, tapu sicilli (bk. tapu kütüğü). |
taşıyana yazılı | hamile muharrer. |
taşkınlık | müdâhale, tecâvüz (bk. elatma). ~ m giderilmesi: men-i müdâhale, tecâvüzün men’i. ~ın giderilmesi arancı (dilemi): men’-i müdâhale davâsı, tecâvüzün, men’i davâsı. |
tatbîk etmek | uygulamak. |
tatbîkat | uygulama. ~ Kanûnu: Uygulama Yasası. |
tavsîf | nitelendirme, niteleme. ~ etmek: nitelendirmek, nitelemek. |
tazmîn etmek | zarar gidermek. |
tazmînât | zarar-giderim (Schadensersatz, réparation). maddî ~ : özdeksel, nensel zarar -giderim. ma’ nevî ~ tinsel zarar -giderim, gönülalma (Genugtuung, réparation morale). |
te`dîb hakkı | uslama hakkı. |
te`diye | ödeme, (özellikle) akça-ödeme. |
te`lîf hakkı | yazar hakkı. |
te`mîn etmek | inancalamak. |
te`mînât | inanca. |
te`sîs | 1) kurum. 2) turgu, bekit (vakıf). ~ senedi:turgu, bekit dayancı, belgiti (vakfiyye). |
teâmül | yapılageliş (Übung, coutume). |
teberru` | 1) bağışlama. 2) (kalıt = mîrâs’ta) kazandırma. |
tebliğ | bildirim. |
tecâvüz | taşkınlık, saldırı. ~ ün (müdâhalenin) men’i da vâsi: taşkınlığın, elatmanın giderilmesi arancı, dilemi. |
tecdîd | yenileme. |
tecrübe ve muâyene şartiyle satım | deneme ya da yoklamayla satım. |
teferruât | 1) ayrıntı, ayrıntılar (Zugehör, accessoires) (Yurttaşlar Yasası, 621). 2) yan (fer’î) haklar (Nebenrechte) (Borçlar Yasası, 93). |
tefrîk | ayırım, ~ etmek: ayırt etmek. |
tefsîr | yorum. ~ etmek: yorumlamak. |
teftîş | denetim. ~ etmek: denetlemek. ~ makamı:denetim katı, orunu. |
tehdîd | korkutma (bk. ikrâh). |
tekeffül | sağlama (Gewaehrleistung, garantie). ~ etmek: sağlamak. |
tekel | inhisâr. |
tekelli | inhisârî (bk. kendi başına). |
telâhuk | yarışma (Konkurrenz, concurs). |
temel yanılması, yanılgısı | esâsda hatâ, lüzumlu vasıfta hatâ. |
temerrüd | direnme. |
temsîl | adına davranma, özdeme. ~ etmek: adınadavranmak, özdemek. |
temsilci | bk. mümessil. |
temyîz | ayırtım. ~ kudreti: ayırtım gücü. ~ kudretsizliği: ayırtım güçsüzlüğü. ~Mahkemesi: Yargıtay. |
tenkîs | indirim. ~ da vâsi: indirim arancı, dilemi. |
tepki | aksü’l-amel. |
terbiye | eğitim. |
tereke | bk. terike. |
terhîn | tutulama, tutu koma. |
terike | bırakıt. ~ zi’l -yedi: bırakıt elmeni. |
terk | bırakma, bırakı, |
terkîn | çizim. ~ da vâsi: çizim arancı, dilemi. |
tesbît | belirtme, belirtim saptama. ~ davâsı: belirtimarancı, dilemi saptama arancı, dilemi. |
tescîl | kütüğe yazım. ~ davâsi: kütüğe yazım arancı,dilemi. ~ etmek: kütüğe yazmak. |
tesellüm | alma, alış, ala. |
teselsül | dayanışma (Solidaritaet, solidarité). |
teslîm | verme, veriş, vere. |
teşebbüs | girişim. |
teşekkül | kuruluş. |
Tevdi` | 1) saklatma. 2) yatırma. ~ hakkı: yatırmahakkı (Borçlar Yasası, 91). |
tevhîd-i îctihâd karârı | inançları (görüşleri) birleştirme kıyılgısı (bk. ictihâdları birleştirme karârı). |
tevsî` | genişletme. |
ticâret | satmanlik, satkanlık, tecim. |
tikel | cüzî. ~ ardıl: cüz’î halef. ~ ardıllık: cüz’î halefiyyet. ~ geçiş: cüz’î intikal. |
tinsel zarar-giderim | ma’nevî tazmînât (bk. gönül alma). |
topgu | külliyyât. |
toplantı | içtimâ’. |
toplu sözleşme | umûmî mukavele. |
torun | hafîd. ~lar : ahfâd. |
törel | hukuki. ~ ilişki: hukuki münâsebet. ~ işlem: hukuki muamele. ~ verim: hukuki (medeni) semere. |
tören | merâsim. |
turgu | vakıf, te’sîs (bk. bekit). ~ betisi (dayancı): vakfiyye, tesîs senedi. |
turgucu | vâkıf (bk. bekitçi). |
turgulanmış | vakfedilmiş (bk. bekitlenmiş). |
tutar | meblağ, miktar. |
tutman | vâzı’ü’l-yed. |
tutmanlık | vâzıü’l-yedlik. |
tutu | rehin. ~ alan: mürtehin. ~ almak: rehin almak. ~ koyan: râhin (bk. tutulayan). ~ koymak: terhîn etmek. |
tutulamak | terhîn etmek. |
tutulayan | râhin. |
tutum | 1) iktisâd. 2) davranış. |
tutumsal | iktisâdî. |
tüccâr | (tâcir’in çoğulu) satmanlar, satkanlar, tecimenler. |
tüketici | tahdîdî (bk. sınırlayıcı). |
tümel | küllî.ardıl:küllî halef. ~ ardıllık: küllî halefiyyet. ~ geçiş küllî intikal. |
türetme | ihtirâ’ (bk. buluş). |
tüze | adâlet.~ Bakanlığı: Adliyye Vekâleti. |
tüzel kişi | hükmî şahıs. |
tüzel kişilik | hükmî şahsiyyet. |
tüzük | nizâmnâme. |
uğraş | meslek. |
uğraşsal | meslekî. |
umûmî | genel. ~ hey’et: genel kurul. ~ mukavele: toplu sözleşme. |
uslama hakkı | te’dîb hakkı. |
ussal, ussul | ma’kul. |
usûl | 1) asıllar, kökler (karş. fürû’). 2) süreç (Prozess, Verfahren, procédure). |
usûl hukuku | yargılama töresi, medenî ~ : yurttaşlar yargılama töresi (Zivilprozessrecht, droit de procédure civile). |
usûl-i muhâkeme | bk. muhâkeme usûlü. |
uyarım | ihtar. |
uygulamak | tatbîk etmek. |
uyma | riâyet. |
uymama,uymazlık | riâyetsizlik. |
uzlaşma | sulh. ~ sözleşmesi: sulh akdi. |
üçüncü kişi | üçüncü şahıs. ~ yararına sözleşme: üçüncü şahıs lehine şart. ~ zararına sözleşme: üçüncü şahıs aleyhine akid, üçüncü şahsın filini taahhüd. |
üçüncü şahıs | üçüncü kişi. ~ lehine şart: üçüncü kişi yararına sözleşme. ~ ın filini taahhüd : üçüncü kişi zararına sözleşme. |
ürün kirası | hâsılat îcârı. |
üsterme | ihâle. |
va`d, vaad | sözverme. |
vâhib | bağışlayan. ~ e rücû’ şartı: bağışlayana dönme anlaşması. |
vakfedilmiş | turgulanmış, bekitlenmiş. |
vakıf | turgu, bekit. |
vâkıf | turgu, bekit. |
varı yoğu | mâ-melek (bk. varlık, malvarlığı). |
varma | vusûl |
varması gerekli | vusûlü muktezî. |
vasıf | nitelik. |
vâsıta | araç. |
vasiyyet alan | mûsâ leh. |
vasiyyetnâme | son istek harcaması (letzwillige Verfügung) |
vatandaş | yurttaş. |
vatandaşlık | yurttaşlık. |
vazgeçme | ferâgat. |
vâzı`-ı kanûn | yasayıcı, yasakoyucu. |
vâzı`ü`l yedlik | tutmanlık. |
vâzı ü`l-yed | tutman. |
vazîfe | 1) ödev. 2) görev. |
vecîbe | borç. |
vedîa | 1) saklama. 2) saklanan nesne, saklama konusu. ~ akdi: saklama sözleşmesi. |
vefâ hakkı | geri -alım hakkı (Rückkaufsrecht, droit de réméré). |
vefât | ölüm. |
vekâlet | vekillik. ~ akdî : vekillik sözleşmesi. ~ i olmadan başkası hesâbına tasarruf: vekilliksiz işgörme (Geschaeftsführung ohne Auftrag, gestion d’affaires). |
vekil eden | müvekkil (bk. vekillik veren). |
vekillik | vekâlet. ~ sözleşmesi: vekâlet akdi. ~ veren: müvekkil (bk. vekil eden), ~ konusu: müvekkelün bih. |
vekilliksiz işgörme | vekâleti olmadan başkası hesabına tasarruf. |
velâyet | egelik (elterliche Gewalt, puissance paternelle). |
velî | ege. |
verâset | kalıtım. ~ ilâmı, senedi, vesîkası : kalıtçılık belgesi. |
vere, verme, veriş | teslîm. |
vesîka | belge. |
vezâif | ( vazîfe nin çoğulu) 1) ödevler. 2) görevler. |
vusûl | varma. ~ ü muktezî: varması gerekli. |
yabancı ülkeler | memâlik-i ecnebiyye. |
yadlama | ret. |
yadlamak | reddetmek. |
yadlanmış | merdûd. |
yakınan, yakınıcı | müştekî, şikâyetçi. |
yakını, yakınma | şikâyet. |
yakınmak | şikâyet etmek. |
yaklaşık | takrîbî. |
yanılma, yanılgı | hatâ. |
yapılageliş | teâmül. |
Yapıt | eser. ~ sözleşmesi: istısnâ’ akdi. |
yarar | nef, nefi. |
yararlanma | istifâde, faydalanma. |
yargı | 1) hüküm. 2) kazâ. |
yargıcı | hakem, ~ sözleşmesi: tahkîm mukavelesi. |
yargıcılık | hakemlik. |
yargıç | hâkim. |
yargılama | muhâkeme. ~ süreci: muhâkeme usûlü (bk. yargılayış). ~ töresi: muhâkeme hukuku (karş. yurttaşlar yargılama töresi). |
yargılayış | muhâkeme usûlü (bk. yargılama süreci). |
yargılık | mahkeme. |
yargısal | kazâî. ~erginlik: kazâî rüşd. |
Yargıtay | Temyîz Mahkemesi. |
yarışan haklar | mütelâhik haklar. |
yarışıcılık yasağı | rekabet memnûiyyeti (bk. yarışma yasağı). |
yarışma | telâhuk. |
yarışma yasaği | rekabet memnû’iyyeti (bk. yarışıcılık yasağı). |
yarkurul | encümen. |
yarlıgama | af (afiv) (bk. bağışlama). |
yasa | kanûn. ~ nın ereği (amacı, özü): kanûnun, rûhu, gayesi, maksadı. ~ koyucu: vâzı-ı kanûn, kanûn vâzı’ı (bk. yasayıcı). ~ nın söylemi, sözü: kanûnun lafzı. |
yasak | memnû, memnû’iyyet (bk. yasak olma, yasaklık), ~ işlemler: memnû’ tasarruflar. ~ olma, yasaklık: memnû’iyyet (bk. yasak). |
yasal | kanûnî. ~ kalıtçı kanûnî mîrâsçı. |
yasayıcı | vâzı-ı kanûn, kanûn vâzı’ı (bk. yasakoyucu). |
yatıran | mûdi (bk. saklatan). |
yatırma | tevdi’ (bk. saklatma). ~ hakkı: tevdi hakkı. |
yavuklanma | nişanlanma. |
yavuklanmak | nişanlanmak. |
yavuklu | nişanlı. |
yavukluluk | nişanlılık. |
yayımlatan (yayınlatan) | neşrettiren. |
yayımlayan, yayımlayıcı, yayımcı (yayınlayan, yayınlayıcı, yayıncı) | nâşir. |
yazar hakkı | telîf hakkı. |
yazgı | kayıd. |
yazılı | tahrîrî. ~ biçim: tahrîrî biçim. ~ tanıma:ikrâr bi’l-kitâbe. |
yedek harcama ( kalıt töresi = mîrâs hukuku`nda ) | alel-âde ikame. |
yedek nesne | kaim şey (bk. yedek, yerine geçen nesne). |
yeğlik | evleviyyet. ~ kanıtı: evleviyyet delîlî. ~le: evleviyyetle (bk. haydi haydi). |
yemîn | and. ~ etmek: and içmek. |
yenileme | tecdîd. |
yer parçası | arazî (karş. toprak). |
yerelleştirme | mahallîleştirme. |
yerine geçen nesne | kaim şey (bk. yedek, yedek nesne). |
yerine geçme | kaim olma. |
yerleşge, yerleşme yeri | ikametgâh. |
yerleşken | mukıym. |
yerleşmiş | müstakar (doğrusu: müstakır). |
yersel katlandırım hakkı | aynî (arzî) irtifak hakkı. |
yetenek | ehliyyet. |
yetenekli | ehil. |
yetkili | salâhiyyetdâr. |
yevmiyye | gündelik. |
yevmiyye defteri | günlük defter, günlük, günce (Tagebuch, journal). |
yıllanma | mürûr-i zaman (bk. zamanaşımı). ~nın durması: mürûr-ı zamânın ta’tîli. ~nın kesilmesi: mürûr-ı zamânın kat’ı. |
yitik | gaib. |
yitiklik | gaiblik. |
yitirme | izâa. |
yok | keenlemyekün. |
yokluk | adem, fıkdan (bk. bulunmama, bulunmazlık). |
yoksun | mahrûm. |
yoksunluk | mahrûmiyyet. |
yollama | havâle. |
yollanan | muhâlün leh. |
yollayan | muhîl. |
yorumlamak | tefsîr etmek. |
yönetim | idâre. ~ kurulu: idâre hey’eti. ~ töresi: idâre hukuku. |
yönetmelik | ta’lîmâtnâme. |
yönetmen | müdîr. |
yurt yönetimi | siyâset. |
yurt yönetimine ilişkin | siyâsî. |
yurttaş | vatandaş. |
yurttaşlar töresi | medenî hukuk. |
yurttaşlar yargılama töresi | medenî usûl hukuku. |
Yurttaşlar Yargılama Yasası | Medenî Usûl Kanûnu. |
Yurttaşlar Yasası | Medenî Kanûn. |
yurttaşlık | vatandaşlık. |
yurttaşsal hak | medenî hak. |
yük | külfet. |
yüküm | mükellefiyyet (bk. yükümlülük). |
yükümlü | mükellef. |
yükümlü bağışlama | mükellefiyyetli hibe. |
yükümlülük | mükellefiyyet (bk. yüküm). |
yürürlük | mer’iyyet. ~ Yasası: Mer’iyyet Kanûnu. |
yürüyen hesap | carî hesâb |
zabıtnâme | tutanak. |
zabt | elinden alım. ~ a karşı tekeffül ( te’mînât ) :elinden alıma karşı sağlama. |
zâhirî muâmele | görünüşteki işlem (Scheingesechaeft). |
zaman (zeman) | çağ. |
Zâmin olmak | 1) sorumlu olmak. 2) sağlamak. |
zarar gidermek | tazmîn etmek. |
zarar gören | mutazarrır. |
zarar ve ziyan, zarar-ziyan | bk. tazmînât. |
zarar vermek | ızrâr etmek. |
zarar-giderim | tazmînât. |
zararın giderilmesi | zararın tazmîni. |
zararın tazmîni | zararın giderilmesi. |
zarûret | zorunluk. |
zarurî | zorunlu. |
zevâl | sona erme, sona erim, ortadan kalkma. |
zımnen | altıkça. |
zımnî | altık. |
zi`l yed yardımcısı | elmen yardımcısı (Besitzdiener). |
zi`l-yed | elmen. aslî ~ : bağımsız elmen (selbstaendiger Besitzer), fer’î ~: bağımlı elmen (unselbstaendiger Besitzer). |
zi`l-yedlik | elmenlik. Fili ~ : eylemli elmenlik. |
zorla yerine getirme, zorla yürütüm | cebrî icrâ. ~ koğuşturması cebrî icrâ takîbi. |
zorlayıcı neden | mücbir sebeb. |
zorunlu | zarûrî. ~ durum, zorunluluk durumu: ıztırâr hâli. |
zorunluk | zarûret. |
zümre | (kalıt=mîrâsta) kök (Stamm). |
Bu Medeni Hukuk sözlüğü Hukuki net sitesinin ansiklopedi (Hukuki Terimler) ve hukuk sözlüğü bölümlerinden izinli olarak alınmıştır.