V harfi ile başlayan hukuk terimleri sözlüğü :
Vabeste : Bağlı
Vakfiye : Vakfedenin vakfa ilişkin bildirimini ve hakimin tescilini kapsayan belge
Vakıf : Tesis; başlı başına bir varlığı bulunmak üzere bir malın belirli amaca tahsisi
Varaka : Belge; yazılı kağıt
Varant : Rehin senedi; umumi mağazaya tevdi edilen mallara ve tahıla ilişkin rehin hakkını gösteren ve bu mallar üzerinde herhangi bir alacaklı yararına bu hakkın yaratılmasını sağlayan senet
Varîd : Gelen; vasıl olan; gerçek olan; varolan
Vâridât : Gelirler; devlet(kamu)gelirleri
Vâris : Mirasçı
Vasıl olmak : Ulaşmak, erişmek
Vasi : Kanunun öngördüğü durumlarda, küçük veya kısıtlı kişilerin haklarını korumak üzere mahkeme tarafından atanan kanuni temsilci.
Vatandaşlık : Bir hakiki şahsı bir devlete bağlayan hukuki bağdır.
Vaz’ : Koyma; konulma (yürürlüğe koyma)
Vazıyed etme : Bir şeye veya bir işe el koyma
Vaziyet : Durum; hal
Vecîbe : Borç
Veçhile : (bu) yönden; böylece; uyarınca
Vedia : Saklama
Vefa hakkı : Hak sahibine, sattığı şeyin mülkiyetinin kararlaştırılan bedel karşılığında tekrar kendisine devrini, tek taraflı irade beyanı ile isteme yetkisi veren hak
Vehle : Öncesi; baş tarafı; dakika; an
Vehle-i ûlâ : Ilk başlangıç; birdenbire
Vekalet Sözleşmesi : Kişinin, bedelli veya bedelsiz olarak, bir işi yürütmeyi veya yerine getirmeyi başkası adına üstlendiği sözleşme.
Vekil : Vekalet sözleşmesi gereği, müvekkil tarafından ve onun adına işlem yapmakla yetkilendirilen kişi.
Velayet : Ana ve/veya babanın, reşit olmamış çocukları üzerindeki (kanundan doğan) eğitim ve terbiye hak ve yetkisi.
Velev : Olsa bile; hatta; ister; isterse
Veli : Velayet hakkına sahip bulunan ana ve/veya baba.
veraset ilamı : ölenin kanuni varislerini gösteren, mahkemeden alınan resmi belge, hüküm
Verese : Mirasçılar
Vergide adalet ilkesi : Herkesin mali gücüne göre vergiye tabi tutulmasıdır
Vesait : Vasıtalar; araçlar
Vesayet : Küçük veya kısıtlıların haklarının korunması amacıyla özel hukuk tarafından düzenlenen ve bir kamu hizmeti niteliğini taşıyan kurum.
Vezâif : Vazifeler; görevler
Vicahî : Yüze karşı; tarafın yüzüne karşı
Vikaye : Koruma
Vuku bulmak : Olmak; oluşmak; meydana gelmek
Vücut bulmak : Doğmak; yapılmış olma.