Etiket arşivi: donanım

Bilişim terimleri sözlüğü

Bilişim Terimleri Sözlüğü

abece Bir dilde kullanılan yazaçların sıralanmış tüm takımı.
abecesayısal düğüm Verilerin bir abecesayısal damga takımı kullanılarak gösterildiği düğüm.
abecesel damga dizgisi Yalnız belli bir abece’nin yazaçlarından oluşan dizgi.
abecesel damga takımı Yazaçları, kimi kez de güdüm damgalarını, özel damgaları ve boş damgayı kapsayan, buna karşılık sayılan dışarıda bırakan damga takımı.
abecesel düğüm Verilerin bir abecesel damga takımı kullanılarak gösterildiği düğüm.
abecesel sözcük Yalnız bir abecenin yazaçlarından oluşan sözcük.
abecesel veri Bir abecenin yazaçlarıyla gösterilmiş veri.
adres Birincil ya da ikincil bellekte, bir verinin bulunduğu yeri ve bu yere nasıl erişilebileceğini tanımlayan veri. Genellikle, Özdeş türden öğelerden oluşan bir küme içerisinde belli bir öğeyi seçme olanağı sağlayan veri. Erişki sözcüğü de kullanılabilir.
adresleme Özdeş türden öğelerden oluşan bir küme içerisinde belli bir öğeyi seçme olanağı sağlayan ve adres ya da erişki denilen verinin fiziksel olarak oluşturulup bu amaçla kullanılması, örn. bir bellek sözcüğünün, bir yazmacın, bir çevre biriminin adreslenmesi.
Birçok nokta ile bunlar arasındaki bağlantılarla gösterilebilen bir dizgeye ilişkin yapı. örn. karayolu ağı, bilişim aği.
ağaç Çizimsel gösterimi, bir dizi dallanmalardan oluşması bakımından, bir ağaca benzeyen veri yapısı.
ağırlık Bir konumsal gösterimde, her bîr basamağın, gerçek sayıya eklenen katkısının değerini belirtmek üzere, o basamaktaki sayı değerinin çarpılacağı katsayı.
aib bk. Ana işlem birimi. Merkez işlem birimi anlamında MIB kısaltması da kullanılır.
akış çizeneği Bir sorun’un tanımı, çözümlenmesi ya da çözüm yönteminin çizimsel bir gösterimi. Akış çizeneğinde işlemler, veriler, bunların akışı, donanım vb. öğeler çizimsel simgeler kullanılarak gösterilir.
akış çizeneği simgesi Bir akış çizeneği üzerinde, işlemleri, veriyi, akışı ya da donanımı göstermek üzere kullanılan simgelerin her biri.
akış çizgisi Bir akış çizeneği üzerinde, akış çizeneğî simgelerini birbirlerine bağlayan herhangi bir yolu gösteren çizgi.
akış yönü Bir akış çizeneği üzerinde, simgeler arasında öncel-ardıl ilişkisi.
aksaklık Bir dizgenin işleyişini engeller nitelikte herhangi bir bozukluk.
aksaklık giderici bakım Koçuyucu bakım ya da sürekli bakım hizmetleri dışında, saptanan aksaklıkları gidermeye yönelik ivedi bakım, onarım.
aksaklık süresi Bir dizgenin herhangi bir nedenle kullanılamaz durumda bulunduğu toplam süre.
aktarma Kaynak verilerde hiçbir değişiklik yapmadan, verileri bir veri ortamından okuyup, değişik de olabilen bir fiziksel biçimde, başka bir ortama yazma. örn. bir deste delikli kartı mıknatıslı kuşağa aktarma. Sonuç, aktarmanın yapıldığı koşullara bağlı olarak,
alçak düzeyli dil Her komutun genellikle bir tek makine komutunu karşıladığı simgesel izlenceleme dili. bk. çevirici dili, yüksek düzeyli dil.
algol Matematiksel ve bilimsel sorunların çözümüne ilişkin algoritma tanımlamaya dönük, öbek yapılı, yüksek düzeyli izlenceleme dili.
algoritma Bir sorunun çözümü için, sonlu sayıda adım biçiminde iyice tanımlanmış, sonlu bir kurallar kümesi, örn. sin x değerini belirtilmiş bir duyarlıkla hesaplamak için, tümüyle belirlenmiş bir aritmetiksel yordam. IX. yüzyılda Orta Asya’da Harizm bölgesinde yaş
alındı damgası Bir duraktan, bağlantı kurulan başka bir durağa, karşıdan gönderilen iletinin başarılı biçimde alındığını bildirmek üzere, olumlu yanıt olarak gönderilen bir gönderim güdüm damgası.
altdizge Bir dizge oluşturmak üzere başka nesneler ya da altdizgelerle etkileşen ve kendi başına bir dizge niteliği taşıyan nesne. Bir dizgenin, yapısında görev aldığı daha karmaşık bir dizgeye göre niteliği.
altılı Altı ikili öğeden oluşan çoklu.
altyordam Bir izlencede gereksenen belli bir işlevi, parametreler aracılığıyla kendisine verilen değişkenlerden yararlanarak, bunlara uygun işlem dizilerini yürüterek gören bir yordam ya da izlence kesimi. Yordamlıkta saklanan bir altyordamı birçok izlence gerektik
amaç izlence Bir izlenceleme dilinde yazılmış kaynak izlencenin derlenmesiyle elde edilen İzlence.
ana bellek Bir bilgisayarın ana işlem birimince yürütülen işlem dizilerinin ve işlenen verilerin iş sürerken yerleştiği ana işlem birimiyle birlikte düşünülen bellek. İç bellek deyimi de kullanılır.
ana işlem birimi Bir bilgisayarda, komutların yorumlanmasını ve uygulanmasını gerçekleştiren çevrimleri kapsayan ve aritmetik mantık birimi ile denetim biriminden oluşan donanım birimi.
ana kesim Kesimlenmiş bir izlencede yerpaylaşır kesimleri çağırmak üzere sürekli olarak bellekte tutulan kesim. Yerpaylaşır kesimlerin tanımlanmadığı gerçek anlamda kesimlenmemiş bir izlencede de, öteki kesimlere göre denetim işlevlerini yürüten kesim için, ana kes
ana kütük Bir işte başvurulacak yetkili kütük olarak kullanılan ve -içeriği değişebilse de- göreli olarak sürekliliği olan kütük.
anahtar (I) Bir veri kümesi içerisinde ya da buna bağlı olarak, veri kümesini tanıtıcı bilgileri içeren damga dizgisi.(II) Bir elektrik çevrimini açıp kapamada kullanılan düğme.(III) Bir izlencede bulunan bir yordamın izlenmesini ya da atlanmasını sağlamak üzere
anahtar-sözcük Bilgi erişimde, bir deyim ya da örü içinde yer alan ve konu ya da kavram belirtici nitelik taşıyan sözcük ya da damga dizgisi. İzlenceleme dili tanımında, bir deyim içinde, sözdizimsel öğe olmaktan öte, anlam taşıyan sözcük ya da damga dizgisi.
anahtarlama 1. Bir veri iletişim dizgesinde, gönderici ve alıcı uçlar arasında, iletileri gidecekleri yere göre yönlendirme. 2. Bir bilgisayar dizgesindeki kaynakları bir görevden başka bir göreve atama.
anlambilim Dilleri oluşturan simgelerle anlamları arasındaki ilişkileri inceleyen bilim.
anlamlı sayamak Bir sayıtta, belli bir amaç için gerekli sayamak özellikle, belli bir doğruluğu ya da belli bir duyarlığı korumak için saklanması gereken sayamak.
anlamlı sayamak yitimi Bir sayının doğruluğunu ya da duyarlığını bozacak biçimde, anlamlı bir sayamağının bir işlem sırasında yitirilmesi.
anlamlılık Bilgi erişimde, kullanıcının sorusuyla belirlediği bir kavram ya da konuyla ilgili olarak derlemde gerçekten bulunan belgelerin, soruya göre bu nitelikleri.
anlayışlı uç Bellek ve birtakım veri işleme olanaklarıyla donatılmış bilgisayar ucu.
anma Bilgi erişimde, erişilen anlamlı belge sayısının derlemde bulunan toplam anlamlı belge sayısına oranı.
anma aygıtları Bilgi erişim dizgelerinde, dizgenin anma-duyarlık dengesini anmayı artırıcı yönde geliştirmek amacıyla kullanılan eşanlamlılar denetimi, yakın anlamlılar denetimi, sözcük biçimleri denetimi, terim sınıflama gibi tekniklerin uygulanmasına ilişkin tasarım ö
arabirim İki dizge ya da altdizge arasında öngörülen ilişki ya da iletişimi sağlama amacıyla tasarlanmış herhangi bir bağdaştırıcı birim ya da olanak.
aralık damgası Teknik nedenlerle bir bilgisayar sözcüğünde yer alan fakat veri gösterim değeri bulunmayan damga.
arama Bir öğeler kümesinin, belirtilen bir özelliği taşıyan bir ya da birden çok öğenin bulunması amacıyla incelenmesi.
arama anahtarı Bir arama yürütülürken her bir öğenin belirlenmiş bir kesimi ile karşılaştırılacak olan ve aranan öğeyi tanımlayan damga dizgisi.
arama dönüşü Bir aramanın, bir öğenin yerini bulup bunun üzerinde birtakım karşılaştırmalar yapmaktan oluşan ve başka öğeler için yinelenen bölümü.
ardıl sıralı bilgisayar Uygulanacak bir sonraki komutun bellek yerini belirten bir sapma komutu bulunmadıkça, komutların, ayrıca belirtilmeden, sırayla yürütüldüğü bilgisayar.
arı ikili sayılama dizgesi 0 ve 1 sayamaklarıyla 2 kökünü kullanan bir değişmez köksel sayılama dizgesi, örn. 110,1 sayıtı, arı ikili sayılama dizgesinde “altı buçuk” sayısını gösterir.
aritmetik-mantık birimi Bilgisayarın toplama, çıkarma, çarpma, bölme, karşılaştırma gibi temel aritmetik ve mantık işlemlerini yapmak üzere kullandığı elektronik çevrimler topluluğu.
aritmetiksel kaydırma Herhangi bir sayısal veriyi, sayılama dizgesinde kullanılan köke bölmek ya da kökle çarpmak üzere, sağa ya da sola kaydırma, örn. ikili sayılama dizgesinde gösterilmiş bir sayıyı 2 ile çarpmak için 1 basamak sola, 8’e bölmek için 3 basamak sağa kaydırmak
artık bilgi Gösteriminde artıklık bulunan bilgi.
artıklık Bir verinin doğruluğunun korunup korunmadığını sınama olanağı veren, gereksiz olmakla birlikte veriyle tümleşmiş biçimde kullanılmak üzere eklenmiş veri öğesi. bk. eşlik ikili, sağlama sayısı, eşlik damgası.
artımlı bilgisayar Özünde, bir artımlı gösterim dizgesinin kullanıldığı bir bilgisayar türü.
artımlı gösterim Değişkenlerin, değerleriyle değil de, değerlerindeki değişmelerle gösterildiği bir gösterim yöntemi.
atlama Bir kart delgi makinesi ya da yazı makinesi gibi damga damga ilerleyen donanımlarda bir damga konumunun ya da bir alanın, bir satır yazıcıda bir ya da birçok satırın işlenmeden geçilmesi.
ayıklamak Öğeleri, belirlenmiş ölçütlere göre öbeklere ayırmak. Ayıklamak bir düzenlemeyi gerektirir ama zorunlu olarak bir sıralamayı gerektirmez öbekler herhangi bir biçimde düzenlenebilir, bk. sıralamak.
ayıklayıcı Veri tutanaklarını taşıyan delikli kart destelerini ayaklayan elektro-mekanik aygıt.
ayrıştırıcı Bir tümceyi, dilin biçimbilgisi, sözdizimi, gerekirse anlambilgisi kurallarına göre, basamak basamak işlevsel öğelerine ayırmak amacını güden bir algoritma ya da bilgisayar izlencesi.
bağ Bir veri tutanağını başka bir veri tutanağına bağlamak üzere kullanılan ve birinci tutanakta yer alıp ikincinin adresini gösteren veri öğesi.
bağdaştırıcı Değişik büyüklük ve yapılardaki elektro-mekanik öğelerin uyumunu sağlayan herhangi bir öğe ya da birim.
bağımlı kütük Ana kütük olarak adlandırılan bir başka kütüğe başvurulmaksızın kullanılamayan herhangi bir kütük.
bağlaç Başka bir yerde sürecek bir akış çizgisi’ndeki kesilmeyi gösteren bir akış çizeneği simgesi.
bağlam 1. Bir sözcüğün, tümce içinde birlikte geçtiği ve anlamının belirmesi için incelenmesi gerekebilen tümce kesimleri. 2-Bir bilgisayar dizgesindeki görevlerin işletilebilmeleri için İşletim dizgesinin sağladığı ortam.
bağlam içinde anahtar-sözcük dizini Belgelemede, anahtar-sözcüklerin abece, sırasında ve bağlamlarıyla birlikte, geçtikleri yeri de gösterir biçimde düzenlenmiş listesi, bk. söz bağlamı.
bağlayıcı Bir izlencenin ayrı ayrı yazılıp derlenmiş kesimlerini birleştiren izlence.
bakım Herhangi bir dizgenin, işlevini sürdürmesini, olanaklıysa en yüksek verimle çalışmasını sağlamak için gerekli düzeltmeleri uygulamak amacıyla gerçekleştirilen hizmetler bütünü. Donanım dizgelerini oluşturan makinelerin bakımı gibi, yazılım dizgelerinin de
basamak Bir konumsal gösterimde, bir damganın bulunabileceği ve bir sıra sayısı ya da eşdeğerli bir tanıtıcı ile belirtilebilen her bir konum.
basıc Uzakta bulunan bir bilgisayar dizgesine bağlı bir uç üzerinde konuşmalı düzende kullanım için elverişli, kolay öğrenilir, aritmetik işlemlere dönük genel amaçlı bir bilgisayar izlenceleme dili.
basılı örnek Verilerin işleneceği yerlerin, basılmış başlıklarıyla belirtilmiş bulunduğu belge örneği.
basma çevrim kullanılan birleşenler arasındaki bağlantıların, yalıtkan bir gereçten yapılmış taşıyıcı katman(lar) üzerinde, fotoğraf tekniğiyle, çevrimin tasarımına uygun geçirgen yollar biçiminde basıldığı herhangi bir elektriksel çevrim.
başarı ölçümü Bir dizgenin altdizgeleri arasındaki etkileşimi de göz önünde tutarak toplam işletim verimliliğinin ölçülmesi. Bir bilgisayar dizgesi üzerinde bu ölçümü gerçekleştirebilmek üzere kullanılan yöntem ve tekniklerden oluşan araştırma alanı.
baud İkil /saniye olarak deyimlenen oluk sığa birimi.
bayt Bir birim olarak işlem gören, genellikle sözcükten daha kısa, özellikle 8 öğeden oluşan, ikili damga dizgisi, bk. çoklu, sekizli.
belge Genellikle kalıcı nitelikte ve kişi ya da makinece okunabilen bir veri ile bunun yazılı olduğu veri ortamı.
belge okuyucu Kâğıt yaprak ortamındaki belgeleri optik damga tanıma ya da optik im okuma gibi yöntemlerle okuyan bir bilgisayar çevre donanımı.
belgeleme 1. Belgelerin adlandırılması, elde edilmesi, işlenmesi, saklanması, yayılması vb. eylemler belgelerin yönetimi. 2. Belli bir konuda bir belgeler topluluğu. 3. Bir bilişim dizgesinde kullanılan donanım ve yazılımı tanıtan, dizgenin kullanımı ve bakımı için
belgeleme dizgesi Bir bilişim dizgesine, bir bilgi erişim dizgesine ya da genel olarak herhangi bir dizgeye ilişkin belgeleme hizmetiyle ilgili yaklaşım, yöntem ve olanakların tümü.
belgelik Belgelerin ya da bunların mikrofiş / mikrofilm ortamındaki kopyalarının saklandığı örgüt.
bellek Veri ve işlem dizilerinin elektriksel imler biçiminde saklandığı bilgisayar bölümü. Bellek daha çok bilgisayar ana belleğini belirtmek için kullanılır. Yardımcı bellek, dış bellek ya da veri saklama ortamı deyimleriyse, bilgisayar çevresinde, büyük oyluml
bellek atama Bir bilgisayar dizgesinin bellek kaynaklarını görevlerin gereksemelerine göre kullanma yöntemi.
bellek binişimi Bellekteki ardışık adreslerin ayrı bellek birimlerinde yer alacak biçimde düzenlenmesi, böylece bellek erişim sürelerinin üst üste bindirilmesi tekniği.
bellek dökümü Belli bir izlenceye atanmış bir bellek kesiminin, izlence durdurulduktan sonra, kâğıt ya da herhangi bir veri saklama ortamına abecesayısai damgalar ya da örn. sekizli, onaltılı vb. sayısal gösterimle, olduğu gibi yazdırılması.
bellek erişim yazmacı Veri alma ya da Veri aktarma yapılacak bellek konumuna ilişkin adresin yerleşmesine adanmış yazmaç.
bellek korunum Bir bilgisayarda, bir izlenceye atanmış bellek alanlarının, dizgede birlikte çalışan başka görevlerce erişilmesini, dolayısıyla bir izlencedeki bir yanlışın başka bir izlenceyi bozma olasılığını önleyen teknik.
bellek sayfası Sayfalama düzenli bellek atama yöntemini uygulayan bir işletim dizgesinin, bellek atamada birim olarak gördüğü, örn. 2K, 4K gibi belirlenmiş boyda bellek bölümü.
bellek sığası Bellekte saklanabileceği öngörülen verinin bellek yeri olarak ölçüsü. 1024 yer için kilo anlamında K kısaltması da kullanılır, örn. 256 KB (ya da kilobayt) bellek.
bellek veri yazmacı Bellekten alınan ya da belleğe aktarılacak veriyi saklamaya adanmış yazmaç.
bellek yeri Genellikle bir sekizli (kimi bilgisayar dizgesinde bir altılı) saklanabilecek bellek öğesinin konumu.
bellenim Makine komutları temel mikrokomutlardan oluşan mikroizlencelenir bir .bilgisayar donanımının, genellikle salt okunur belleğe işlenmiş bir mikroizlenceyi zincirleme yürütmesiyle sağlanan ve bilgisayar donanım ve yazılım öğeleri karşıtlığında kullanılan öğe
bellenir simge Kişi belleğine yardımcı olmak üzere seçilmiş simge. örn. “topla” anlamında “TPL”.
benzeteç Fiziksel ya da soyut bir dizgenin davranış özelliklerini gösteren bir aygıt, bilgi işlem dizgesi ya da bilgisayar izlencesi.
benzetim Fiziksel ya da soyut bir dizgenin davranış özelliklerinin başka bir dizgenin davranışlarıyla gösterimi, örn. (a) fiziksel olayların bilgisayarca yapılan işlemlerle gösterimi, (b) bir bilgisayarın işlemlerinin başka bir bilgisayarınkilerle gösterimi.
beşli Beş ikili öğeden oluşan çoklu.
beşten ikisi düğümü Her bir onlu sayamağın, ikisi bir türden (genellikle 1 ler) üçü öteki türden (genellikle O’lar) olan beş ikili sayıt ile gösterildiği ikili düğümlenmiş onlu yazım. Bu yazımda genellikle kullanılan ağırlıklar, 011000 ile gösterilen sıfır dışında, 0-1-2-3-6
bırakmak Yürürlükteki bir görevin kullanmak üzere tuttuğu bir çevre biriminin ya da bir bellek alanının, izlencedeki bir komut, işletmen’in karışması ya da işletim dizgesince uygulanan herhangi bir komut nedeniyle görevle ilişkisini kesmek, bunları herhangi bir ba
biçim Verinin önceden düzenlenmiş görünümü. Bilgisayar belleğinde ya da izlencede, giriş-çıkış tutanaklarında ya da veri iletişimde bilgilerin gösteriliş düzenini belirleyen yapı.
biçimleme Veriyi, daha sonraki bir işlem için hazırlama. Biçimleme verinin yeniden düzenlenmesi, gerekli verilerin eklenmesi ya da kaldırılması, veri biçiminin denetlenmesi, düğümün çevrilmesi, sıfırların kaldırılması gibi işlemleri içerebilir.
biçimsel dil Sözdizim kuralları hiçbir belirsizlik içermeksizin tanımlanmış, bilgisayar izlencelemede de kullanılabilecek nitelikte kesin dil. Bu kurallarla üretilebilecek örülerin (sözcük ya da tümcelerin) tümü.
bilgi Bilgi işlemde, kullanılan uzlaşımsal kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam. bk. veri.
bilgi ayırıcı damga Belli bir bilginin bulunduğu, genellikle değişken boyda bir veri alanının başladığını ya da bittiğini belirtmek üzere kullanılan herhangi bir. özel damga.
bilgi bankası bk. veri bankası.
bilgi erişim (1) Bir bilgi erişim dizgesini kullanarak, içerik bakımından araştırılan konu ve kavramlarla ilgili olabilecek, genellikle varlığı bile bilinmeyen belgelerin izini bulmayı amaçlayan araştırma.(II) Bellekte saklı verilerden belli bir konuda bilgi alma yönt
bilgi erişim dizgesi Belli bir kapsam içine giren belgeler sürekli biçimde taranarak bunlara ilişkin bilgilerin bilgisayar ortamında derlenmesi sonucunda, özel gereksemelerini karşılamak isteyen kullanıcıya doğal dille ya da özel olarak tasarlanmış bir dizinleme diliyle tanım
bilgi işlem Veri üzerinde işlemlerin düzenli biçimde yürütülmesi, örn. kişi eliyle ya da özellikle bilgisayar, vb. makinelerle yapılan bir işlem, bir kütük birleştirme, bir sıralama ya da. bir hesaplama. Veri işlem deyimi de kullanılır.
bilgi işlem dizgesi Belirli birtakım bilgi işlem görevlerini sağlamak üzere örgütlenmiş ve donanım, yöntem, yordam ve giderek kişileri kapsayan topluluk. Bir bilgi işlem dizgesi, kendi başlarına birer bilgi işlem dizgesi olan altdizgeleri içerebilir.
bilgi işlem merkezi Bilgisayar donanım ve yazılım olanakları vè başta veri hazırlama donanımı olmak üzere öngörülen bilgi işlem hizmetleri için gerekli tüm öteki yardımcı makinelerle donatılmış, yönetici insangücünün yanı sıra dizge çözümleyiciler, izlenceleyiciler, işletmen
bilgi saklama Bilginin sayısal veriler biçiminde, bellek olarak işlev gören herhangi bir ortam üzerine düzenli olarak yazılıp korunması.
bilgi saklama yoğunluğu bk. veri saklama yoğunluğu.
bilgi sıkıştırma Büyük oylumlu veri kümelerinin saklanmasında ya da gönderiminde kullanılan donanım sığalarında savurganlığı önlemek amacıyla, bilginin sayılamalı özelliklerine uygun biçimde tasarlanan en iyi bir düğümleme yöntemiyle oylumunun küçültülmesi. Bilgi kullanıl
bilgi ver damgası Bağlantı kurulan bir duraktan yanıt istemek üzere kullanılan bir gönderim güdüm damgası. Bu durumda beklenen yanıt, durağın kimliğini, hizmette bulunan donanım türünü ve uzaktaki durağın durumunu içerebilir.
bilgisayar Çok sayıda aritmetiksel ya da mantıksal işlemlerden oluşan bir işi, çalışması sırasında bir işletmen’in işe karışması gerekmeksizin, önceden verilmiş bir izlenceye göre, özdevimli olarak yürüten bir veri işleyici. Bir bilgisayar dizgesi elektronik ve meka
bilgisayar çevrimi bk. bilişim ağı.
bilgisayar destekli öğretim Öğrencinin bir bilgisayar ucu başında, öğrencilerin gösterebilecekleri türlü tepkiler göz önünde tutularak hazırlanmış bir bilgisayar izlencesiyle etkileşim içinde, kendi öğrenme hızına göre kullanabildiği öğretim türü, bu soruna ilişkin araştırma ve uygu
bilgisayar destekli tasarım Tasarımcının genellikle çizim gösterici bir bilgisayar ucu başında, gerçekleştirmek istediği tasarım için geliştirilmiş yazılım dizgelerinden yararlanarak etkileşimli biçimde çalışmasına olanak hazırlayan araştırma ve uygulama alanı.
bilgisayar izlencesi Bir bilgisayarca uygulanmak üzere uygun biçimde deyimlendirilmiş bir izlence.
bilgisayar sözcüğü Belli bir veri işleyici için belirli sayıda ikilden ya da damgadan oluşan aritmetiksel, mantıksal vb. veri saklama ve erişim birimi.
bilgisayar ucu bk. uç.
bilişim İnsanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin, özellikle elektronik makineler aracılığıyla, düzenli ve ussal biçimde işlenmesi bilimi. Bilgi olgusunu, bilgi saklama, erişim dizgeleri, bilg
bilişim ağı Birçok bilgisayar çevresinde yer alan donanım, yazılım ve veri kaynaklarının bu bilgisayarlar arasında çok yönlü veri iletişim olanaklarının sağlanmasıyla, her türlü olası bilgisayar kullanıcısının çok amaçlı hizmetine sunulduğu bir ağ. Bilgisayar çevrimi
bilişim dizgesi Belli bir konuya ya da örgüte ilişkin verilerin bir düzen içinde bilgisayar ortamında saklandığı ve kullanıcı olarak tanımlanan kişilerin bilgi gereksemelerini karşılamak üzere dönem dönem ya da başvuruldukça raporlar üreten ya da gereksenen veriye benims
bilişim insangücü Bilgisayar ve yardımcı bilgi işlem makinelerinin tasarım, yapım ve bakımında çalışan uzmanlarla, bilgisayar ve bilişim teknikbiliminin tüm uygulama alanlarında çalışanları kapsayan bilgisayar mühendisi, yazılım mühendisi, bilgi işlem merkezi yönetmeni, di
bilişim kuramı Kullanılan iletişim oluğu türüne göre, bir iletişim ağındaki bilgi gönderiminin hızı ve etkinliği ya da doğru gönderim olasılığı İle ilgili kuram.
bilişimsel dilbilim Genellikle bilgisayar kullanımıyla gerçekleştirilen sayılamalı dilbilim çalışmalarıyla, biçimbilgisi, sözdizim, anlambilim düzeylerinde özdevimli çözümlemeleri, doğal dilden doğal dile özdevimli çeviri çalışmalarını, özdevimli biçem araştırmalarını kapsay
bim Bilgi İşlem Merkezi anlamında kısaad.
birikeç Aritmetiksel ya da mantıksal bir işlemin sonucunun saklandığı herhangi bir yazmaç.
birim Bir bilgisayar dizgesini oluşturan donanım bölümlerinden her biri. örn. çevre birimleri, giriş-çıkış birimleri, aritmetik mantık birimi, ana işlem birimi vb.
birim dizgi Yalnız bir öğeden oluşan dizgi.
birinci kuşak bilgisayar Tranzistorun ve öteki yarıiletken birleşenlerin bulunmasından önce 1940’larin ortalarında gerçekleştirilip ilk tecimsel satışı 1953’te yapılan, yalnızca çevirici dili bulunan, yüksek düzeyli izlenceleme dillerinden yoksun, lambalı ilk bilgisayarlar kuşağı
birleşen Bir bilgisayar donanımını oluşturan en küçük herhangi bir öğe. Bileşen sözcüğü de kullanılmaktadır.
birleştirmek Her biri belirli ve özdeş biçimde düzenlenmiş iki ya da daha çok öğeler kümesini, yine özdeş biçimde düzenlenmiş tek bir kümede toplamak, bk. kaynaştırmak.
birleştirmelerle düzenleme Yinelenen bir dizi ayırma ve birleştirme uygulayarak yerleştirme.
bit bk. ikil.
boole cebri Doğru ya da “yanlış” gibi iki değer alabilen değişkenler ve bunlar arasında “ve”, “ya da” gibi mantıksal ilişkileri gösteren işleçler kullanan ve 1815-64 yıllarında yaşamış George Boole’a adanan cebir türü.
boş damga Bir çiziler dizisinde, genellikle boş bir konumla gösterilen damga. Boş damga, bir güdüm damgası olmamasına karşın, bir sayfalama damgası görevi yapar, çünkü yazma ya da gösterme sırasında, hiçbir simge görülmeksizin bir konum ilerlenmesini sağlar. Benzer
boş dizgi Hiçbir nesneyi içermeyen bir dizgi.
boşluk bk. boş damga.
boy Herhangi bir veri öğesinin ya da veri yapısının uzunluğu, örn. tutanak boyu uzunluk.
boylamasına eşlik denetimi Bir öbek oluşturan damga dizgisi üzerinde tüm öbeği kapsayacak biçimde boylamasına eklenen bir eşlik damgası kullanılarak yapılan sağlama.
boyut Bir dizgiyi oluşturan öğe sayısı.
buluşsal Bir soruna, bir dizi sınama ve yanılmanın değerlendirilmesini izleyerek yapılan buluşlarla çözüm arayan bir bilgisayar izlencesine ya da herhangi bir yaklaşım ya da yönteme değgin. Bulgusal sözcüğü de kullanılmaktadır.
bütünleşik bilgi işlem Bilgi giriş ve bilgi işlemin öteki evrelerinin eşgüdümü sağlanarak tutarlı bir dizge biçiminde birleştirilmiş bilgi işlem.
bütünleşik bilişim dizgesi Özellikle yönetim bilişim dizgesi (YBD) kavramı ile ilgili olarak, bir örgütün yönetimiyle ilgili tüm verileri kapsamı içine alacak biçimde, örneğin personel, stok denetim, üretim, satış, sayışım vb. tüm altdizgeler arasında eşgüdüm ve uyumun tasarım aşam
bütünleşik çevrim bk. tümleşik çevrim.
büyük çapta tümleşme 2.000-40.000 birleşenden oluşan bir çevrimin bir tek yarıiletken yonga üzerinde tümleştiği, 1970-75 yıllarında uygulanan teknikbilim aşaması.
büyürlük Bir bilgisayar dizgesinin ana işlem birimi değiştirilmeksizin eklenebilecek donanım birimleriyle büyüyebileceği en büyük dizge görünümü için öngörülen sınır değerler.
cobol Tecimsel ve yönetimsel bilgi işlem uygulamalarına dönük, İngilizce tümcelere benzer deyimlerden oluşan yüksek düzeyli bir izlenceleme dili.
çağırma Bir izlencenin bir altyordama sapması.
çağrışımsal bellek Erişim sürecinin bir bellek yerinin adresine göre değil de, bellek yerinin içerdiği verinin değerine göre gerçekleştirildiği bellek türü. Bu anlamda değer erişimli bellek deyimi de kullanılmaktadır.
çalışma alanı Bir işlem sırasında, veri öğelerinin, üzerinde çalışılmak üzere geçici olarak saklandığı bellek alanı.
çalışma takımı Belirli bir görev için bir araya toplanmış uzmanlardan oluşan takım.
çatı yordam Genel amaçlı bir yordamın, kullanım sırasında verilecek parametrelerle tamamlanacak eksiklikleri bulunan komutlar takımı.
çekirdek Ortasmdan geçen okuma/ yazma telinden belli bir yönde akım geçirildiğinde belli bir yönde mıknatıslanan ve bu durumunu, telden ters yönde bir akım geçirilmedikçe koruyan, olabildiğince küçük boyutlarda, halka biçiminde, bilgisayar ana belleği olarak kulla
çekirdek bellek Mıknatıslı çekirdeklerden oluşan ve bilgisayar ana belleği olarak kullanılan bellek türü.
çevirgeç Bir veriyi bir gösterimden başka bir gösterime dönüştüren herhangi bir aygıt. Anlam karışıklığı yaratmayacak bir bağlam içerisinde kullanıldığında çevirici de denir. bk. sayısal-örneksel çevirici, örneksel-sayısal çevirici.
çevirici Çevirici dilinde yazılmış bir kaynak izlenceyi ilgili bilgisayar dizgesinin makine diline çeviren izlence.
çevirici dili Makine dili komutlarının bellenir simgesel birer komutla deyimlendiği alçak düzeyli izlenceleme dili. Simgesel dil adıyla da anılan çevirici diliyle yazılmış bir kaynak izlence çevirici adı verilen bir izlenceyle îlkin makine dilinde amaç izlenceye dönüşt
çevirmek (I) Bir dilde anlatılanı başka bir dilde anlatmak üzere dönüştürmek.(II) Verinin taşıdığı bilgiyi değiştirmeksizin, gösterim biçimini değiştirmek, örn. kök çevirme, düğüm çevirme, örnekselden sayısala çevirme.
çevre birimi bk. çevre donanımı.
çevre donanımı Bir bilgi işlem dizgesinde, dizgenin dışarıyla iletişimini sağlayan ya da dizgeye ek olanaklar kazandıran, ana işlem biriminden ayrı, herhangi bir donanım.
çevrim Kendi üzerine kapanabilen en az bir yolu bulunan bir elektrik ağı.
çevrimdışı Bir bilgisayar dizgesi çevresinde işlevleri bulunmakla birlikte hiçbir zaman ana işlem biriminin doğrudan güdümü ya da denetimi altında bulunmayan, bağımsızca kullanılan herhangi bir donanım vb. kaynağın bu niteliğine değgin, örn. okuyucu,
çevrimiçi Giriş verilerinin oluştuğu yerde, anında girildiği, çıkış verilerinin gereksenen yerde, anında kullanıma sokulduğu herhangi bir donanım vb. kaynağın bu niteliğine ya da bu tür kullanım biçimine değgin. Süreç denetim, endüstride çevrimiçi bilgisayar kullan
çevriyazmak Bir ortamdan bir başkasına aktarırken, veriyi, yeni ortamın gerektirebileceği biçime çevirmek.
çıkarmak Bir öğeler kümesinden, verilen koşullara uyan öğeleri seçmek, örn. bir komut ya da bir örtü uygulayarak bir makine sözcüğünden belirlenmiş kimi sayamakları seçmek.
çıkış (1) Bir çıkış süreci ile ilgili bir aygıt, süreç ya da oluğa ya da bir çıkış süreci ile ilgili veriler ya da durumlara değgin, örn. çıkış verisi, çıkış imi, çıkış ucu vb.(II) Bir veri işlem dizgesince ya da onun herhangi bir birimince verinin dizgeden dış
çıktı Bir veri işlem dizgesince ya da onun herhangi bir birimince dizge dışına gönderilen veri.
çift eşlik denetimi Verideki 1 “ikillerin sayısının, eşlik ikiliyle birlikte çift sayı olacak biçimde eşlik ikili oluşturan sağlama düzeni.
çift yönlü iki yönde veri akışına olanak veren herhangi bir dizgeye değgin, örn. çift yönlü oluk.
çift yönlü akış Bir akış çizeneği üzerinde, her iki yönde akışın tek bir akış çizgisi ile gösterilmesi.
çifte duyarlı sayı Daha büyük duyarlık için bellekte iki sözcükte saklanan herhangi bir sayı.
çizelge Her öğesi, hiçbir belirsizlik söz konusu olmadan bir ya da birkaç dizin sayısı ile belirtilebilen bir veri dizisi.
çizelgelemek 1. Çizelgeleyici kullanarak delikli kart üzerindeki verileri listelemek. 2. Herhangi bir ortam üzerindeki veri tutanaklarını, istenirse değişen öbekler için toplamı da yazdırarak, çizelge biçiminde listelemek.
çizelgeleyici Delikli kart ortamındaki verileri okuyup bunları kâğıt ortamında listeleyen ve tanımlanan değişik her kart öbeği için biriktirdiği toplam değerleri listeye ekleyen makine.
çizgi İki uzak nokta arasında veri iletişim ortamı sağlayan herhangi bir bağlantı.
çizi Elyazısı, çizim ya da basım gibi bir süreçle elde edilen bir simge.
çizici Bir veri işleyici güdümünde, veri olarak tanımlanan noktaları birleştirerek, çıktı olarak bir çizim üreten çevre birimi.
çizisel damga Güdüm damgası olmayan ve genellikle bir çizi ile gösterilen damga.
çoğaltıcı Bir delikli kart destesini okuyup kartların birer benzerini delen makine.
çoğaltmak Bir kaynaktan, kaynakla özdeş biçimde bir sonuç üretmek üzere veri aktarmak, örn. eldeki bir delikli kart üzerindeki delikler örüntüsüyle özdeş delikler taşıyan yeni bir delikli kart delmek.
çok büyük çapta tümleşme 40.000’i aşkın birleşenden oluşan bir elektronik çevrimin bir tek yarıiletken yonga üzerinde tümleştiği, ilk kez 1975’te gerçekleştirilmiş teknikbilim aşaması. 1980’de 106 birleşenden oluşan çevrimlerin tek yonga üzerinde tümleşmiş olarak sunulması amaçla
çok iş düzeni Bir bilgisayar dizgesindeki giriş-çıkış işlemleri hızının ana işlem birimi hızına göre çok düşük oluşundan yararlanarak ana işlem birimini, birlikte yürüyen birden çok işe sırayla atayan bilgisayar işletim düzeni.
çokdüzeyleme Birçok iletiyi, bir tek bağlantı çizgisi üzerinden iç içe birlikte gönderme olanağı sağlayan teknik, bk. çokdüzeyli oluk.
çokdüzeyli oluk Birden çok sayıda giriş-çıkış birimine, bunların göreli olarak alçak hızlarına uygun biçimde, birlikte hizmet veren, bu niteliğiyle özellikle alçak hızlı giriş-çıkış birimlerinin ana işlem birimine bağlanmasında kullanılan oluk.
çoklu (II) 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ya da n ikilden (ya da İkili öğeden) oluşan veri birimi. Bir birim olarak işlem gören, genellikle sözcükten daha kısa, ikili damga dizgisi, bk. ikili II, üçlü, dörtlü, beşli, altılı, yedili, sekizli.
çoklu işlem Bir bilgisayar dizgesinde birden çok ana işlem biriminin koşut olarak çalıştırıldığı işletim düzeni.
çözümleme Bir dizgeyi, onu oluşturan altdizgelere ayırıp bunlar arasındaki işlevsel ilişkileri araştırarak inceleme, bu yolla dizgeyi tanımaya çalışma yöntemi, bk. dizge çözümleme.
çözümsel Çözümleme yöntemine ilişkin, çözümlemeli.
dağıtımlı bilişim dizgesi Donanım, yazılım ve veri kaynaklarının örgütsel yapıya uygun biçimde dağılmış birçok merkezde ayrı ayrı odaklaştığı, bununla birlikte (a) donanım ve yazılım uyarlığı, (b) veri yapılarının biçimsel özdeşliği ve (c) kullanım ilkelerinin birliği bakımından b
damga Verinin düzenlenmesi, denetlenmesi ya da gösterimi için kullanılan ve üzerinde uzlaşıma varılmış öğeler kümesinin bir üyesi. Yazaçları, sayıları, noktalama imlerini ya da başka simgeleri belirten damgalar, genellikle, veri ortamları üzerinde fiziksel duru
damga değiştirmek Veriyi damga damga çevirmek.
damga dizgisi Yalnız damgalardan oluşan bir dizgi.
damga doldurmak Bir belleğe, kendisi özel bir bilgi taşımayan ama istenmeyen verileri kaldırmayı sağlayan belirli bir damganın gösteriminden alabildiğince yerleştirmek, örn. boşluk (damgası) doldurmak.
damga takımı Üzerinde uzlaşıma varılmış sonlu sayıda değişik damgayı kapsayan ve herhangi bir amaç için bir bütün sayılan küme.
damga tanıma donanımı Yazıyı oluşturan basılı damgaları, örüntü tanıma yöntemlerinden yararlanarak çözümleyen ışığa duyarlı donanım, bk. optik damga okuyucu
davul bk. mıknatıslı davul.
değer erişimli bellek bk. çağrışımsal bellek.
değerleme Herhangi bir dizgenin tasarım ve gerçekleşme aşamalarını izleyen işletim döneminde, gözetilen amaçlara, benzer amaçlar için daha önce kullanılan dizgelere göre başarı ölçümü, bk. dizge değerleme.
değişir teker Bilgi saklama ortamı olarak sürücüsünden çıkarılıp başka bir yerde saklanan, gerektiğinde sürücüye yeniden takılan ve belirli sayıda teker yüzeyinin bir eksen üzerinde bütünleştirilmesinden oluşan doğrudan erişimli veri saklama öğesi.
değişken alan Belirli sınırlar arasında değişken uzunlukta herhangi bir veri alanı.
değişken ayrımlı gösterim dizgesi Kök ayrımının, gereken konumda, bir özel damga ile deyimlendirilerek gösterildiği bir köksel sayılama dizgesi.
değişken boylu tutanak İçerdiği verilerin gereksemelerine göre, belirli sınırlar içerisinde değişken uzunlukta herhangi bir tutanak.
değişmez (I) Değişmeyen, özdeş bir değeri koruyan herhangi bir nesnenin bu niteliğine değgin.(II) Herhangi bir, işleme giren herhangi bir değişmez değer.(III) Bir komutta veri-adıyla değil de, doğrudan değişmez veri değeriyle yer alan herhangi bir işlenen.
değişmez ayrımlı gösterim dizgesi Sayı basamakları dizisinde kök ayrımının, sayıt içinde ayrıca deyimlendirilmeksizin, üzerinde anlaşmaya varılmış bir uzlaşım gereğince değişmez bir yerde olduğu varsayılan bir köksel sayılama dizgesi.
delgi işletmeni Bir bilgi işlem merkezinde, kart delgi makinesini kullanarak veri giriş ve sağlama görevlerini yapan kişi. Bu görevi uğraş edinmiş kişi. bk. veri hazırlama işletmeni.
delgi makinesi bk. kart delgi makinesi.
delgi/ sağlama makinesi Bir anahtarın durumuna göre, hem kart delgi hem de veri sağlama makinesi işlevlerini gören veri hazırlama donanımı.
delikli kâğıt kuşak bk. delikli kuşak.
delikli kart Üzerindeki kolonlarda bulunan delikler düzeniyle veriyi oluşturan damgaların gösterildiği standart kart. 7 3/8 ” x 3 1/4 ” boyutlarında, üzerinde 80 kolon ve her kolonda 12 delik konumu bulunan delikli kart. 80 kolonluk kart, IBM kartı ya da Hollerith kar
delikli kuşak Üzerinde bulunan delikler düzeniyle verilerin gösterilebildiği kâğıt kuşak. Delikli kâğıt kuşak ya da kâğıt kuşak deyimleri de kullanılır.
delikli kuşak düğümü Delikli kuşak üzerinde verilerin gösterimi için kullanılan düğüm.
denemelik veri Bir bilgisayar izlencesinin tüm durumlarda doğru çalıştığını sınamak, bu durumları oluşturmak üzere izlence yazarınca hazırlanıp üzerinde uygulama yapılan özel veri tutanakları.
denetim birimi Bilgisayarın değişik bölümleri arasında eşgüdüm sağlayan ve işlemler üzerinde denetim görevini yapan bilgisayar donanım bölümü.
derlem Bir bilgi erişim dizgesinde, derlenmiş ve kullanıcının araştırmasına sunulmuş belge tutanaklarının tümü. Derlem kitaplar, bilimsel ve teknik bildiriler, tezler, teknik notlar gibi türlü yayınlanmış belgeler ya da sözleşmeler, antlaşmalar, yönetmelikler, t
derlemek Herhangi bir yüksek düzeyli dilde hazırlanmış bir izlenceyi, bir derleyici aracılığıyla, belli bir bilgisayar dizgesinin makine diline çevirip bir amaç izlence oluşturmak.
derleyici Bir izlenceleme dilinde yazılmış kaynak izlence komutlarını, bilgisayarca okunup makine dili komutlarından oluşan amaç izlenceye dönüştürmeyi amaçlayan karmaşık bir çeviri izlencesi, örn. Burroughs 6800 ya da IBM 370/145 bilgisayar dizgesinin COBOL derley
devingen bellek atama Çok iş düzeninde çalışma olanağı sağlayan bir işletim dizgesinin, bellek kaynaklarını, görevlerin gereksemelerine ve eldeki iş harmanına göre, işletim sırasında, belli bir bellek yönetim algoritmasına göre sürekli biçimde yeniden düzenleyerek olabildiğinc
devinimsiz kafalı teker Yüzeyi üzerindeki izlerin her biri için, devinimsiz ayrı bir okuyucu/yazıcı kafa bulunan, bu bakımdan erişim süresi yalnızca iz üzerindeki tutanağın kafanın bulunduğu yere gelmesini sağlayacak dönüş süresinden oluşan, hızlı mıknatıslı teker.
dış bellek Ana belleğin oylumunu daha ucuza artırabilmek amacıyla, bilgisayar çevresinde, büyük oylumlu veri kümelerinin, daha yavaş erişim öngörülerek saklandığı, özellikle doğrudan erîşimli mıknatıslı teker ya da mıknatıslı davul bellek.
dil Simgeler ve sözcükler oluşturmak için tanımlanmış bir damga takımı ve bunların, anlamlı bir iletişim aracı olarak deyimler ve tümceler (ya da bir örü) oluşturmak üzere kullanımım yöneten sözdizim kuralları takımı, örn. Türkçe, İngilizce, COBOL, FORTRAN. b
dizge Aralarında ilişkiler bulunan, böylece belli bir işlevi olan bir bütün oluşturacak biçimde etkileşen nesneler topluluğu. Bir dizgeyi oluşturan nesneler arasında kişiler, makineler, yordam, izlence ya da veriler bulunabilir. Ayrıca bu nesneler de kendi başl
dizge akış çizeneği Bir dizgeyi, özellikle bir yazılım dizgesini oluşturan izlence, yordam, veri kütükleri, kullanıcı ya da işletmen eylemleri vb. gibi öğelerle bunlar arasındaki iş ve veri akışını gösteren herhangi bir akış çizeneği.
dizge belgeleme bk. belgeleme II, III, belgeleme dizgesi.
dizge çözümleme Bir bilişim dizgesi tasarlanırken, karşı karşıya bulunulan kısıtlamalar altında, eldeki olanakları en iyi biçimde kullanabilmek amacıyla aşağıdaki aşamaları kapsayan çözümleme çalışmaları bütününe verilen genel ad: (1) sorunu tanımlama, amaç çözümleme, (2
dizge çözümleyici Bir bilişim dizgesinin tasarımında dizge çözümleme görevini yürüten kişi. Bu işi uğraş edinmiş kişi.
dizge değerleme Bir bilgisayar dizgesinin, bir bilişim ya da bilgi erişim dizgesinin, gözetilen amaçlara, benzer amaçlar için daha önce kullanılan dizgelere göre başarı ölçümü, bk. değerleme.
dizge görünümü Genellikle bir bilgisayar dizgesini oluşturan birimleri, altdizgeleri de göstererek belirleyen herhangi bir çizim ya da liste.
dizge yazılımı Yazılım dizgelerinin, bunlarda kullanılan yaklaşım ve yöntemleri de kapsar biçimde, tümü.
dizgi Damgalar ya da fiziksel öğeler gibi nesnelerin doğrusal bir dizisi,
dizi Veri öğelerinin bir anahtar ya da dizin aracılığıyla gösterilebilecek herhangi bir biçimde düzenlenişi, bk. çizelge.
dizin (I) Bir belgenin ya da bir kütüğün içindeki bilgilerin bulundukları yerlere yollama yapan ya da bunun için anahtar niteliği taşıyan göstergeler listesi.(II) Bir dizi’nin belirli bir öğesini göstermek üzere, tüm dizi öğeleri için verilmiş ortak adla birlik
dizin kütüğü Bir veri kütüğüne dizinli sıralı kütük düzeninde doğrudan erişim olanağı sağlamak üzere kullanılan ve yalnızca dizin tutanaklarından oluşan yardımcı kütük.
dizin yazmacı Özdeş türde öğelerden oluşan bir küme içerisinde, istenilen bir öğeyi göreli olarak adreslemeyi sağlayan yazmaç.
dizinleme dili Bir bilgi erişim dizgesinde, kavram ve konuları, bunlar arasındaki ilişkilerle birlikte anahtar-sözcüklerle belirten ve genellikle bir gömü biçiminde tanımlanan, dil. Bilgi erişim amacıyla doğal dilin kullanılmadığı dizgelerde derlem’e giren her belge, ku
dizinli sıralı kütük Doğrudan erişim olanağı bulunmayan, sıralı bir veri kütüğünün, erişilmek istenen birtakım tutanakları belli bir düzen içerisinde gösteren bir dizin kütüğü aracılığıyla doğrudan erişilmesini sağlayacak biçimde geliştirilmiş düzeni.
doğrudan adresleme Veriye ilişkin fiziksel adresin makine dilindeki komut içerisinde doğrudan yer aldığı adresleme biçimi.
doğrudan erişim Veri saklama ortamında erişilmek istenen tutanağın, bir önce erişilen tutanağın bulunduğu yerden bağımsız olarak, belirli sınırlar içinde değişmez bir sürede, doğrudan okunması ya da yazılmasını sağlayan donanım olanağı ve veri düzenleme yöntemi.
dokunak Bir klavyeyi oluşturan ve işletmen’in parmaklarıyla basarak kullanabileceği biçimde düzenlenmiş anahtarlar takımındaki anahtarların her biri.
dokuz izli kuşak Eşlik ikiliyle birlikte, üzerinde dokuz iz bulunan, demek ki sekizli damgalar biçiminde düğümler için kullanılan mıknatıslı kuşak.
dolaylı adresleme Adresin ya da adresi oluşturan değerlerden birinin değer olarak verilmeyip bunun saklandığı bellek yeri adresinin belirtildiği adresleme biçimi.
doldurmak bk. damga doldurmak.
donanım Bilgisayar izlenceleri, yordamlar, kurallar ve bunlara ilişkin belgelemeye karşıt anlamda, bilgi işlemde kullanılan fiziksel öğeler ya da fiziksel öğeler bütünü, bk. yazılım, bellenim.
donanım isterleri Bir yazılım dizgesinin kullanılabilmesi için gerekli en küçük bilgisayar dizge görünümünü oluşturan donanım birimleri, sığa vb. özellikleri.
donanım uyarlığı Değişik bilgisayar dizgelerinde kullanılabilen donanım birimleri arasındaki uyariık.
döngü Bir izlencede yer alan ve belirli bir koşul gerçekleşmedikçe yeniden uygulanan bir komutlar dizisi.
dönüş Sürekli biçimde yinelenen belli bir işlem dizisi, özellikte bu dizinin bir kez yinelenme süresi, bk. dönüş süresi.
dönüş süresi Bir dönüş’ün gerçekleştiği süre. Bir bilgisayarın işlem hızını etkileyen, en küçük öğesel donanım işleminin yapılabileceği bilgisayar iş saat birimi.
dönüşlü kaydırma bk. mantıksal kaydırma.
dönüştürme Verideki anlamı değiştirmeksizin verinin biçimini, belirlenmiş kurallara göre, değiştirmek.
dörtlü Dört ikili öğeden oluşan çoklu.
durak Bir bilişim ağında, aralarında veri iletişimi yapılabilen uçlarla donatılmış konumlardan her biri.
duyarlık 1. Bir niceliği gösteren sayısal bir veride, anlamlı sayamak sayısına göre belirlenen ve verinin kesinliğini belirten özellik, bk. çifte duyarlı sayı. 2. Bilgi erişimde, erişilen anlamlı belge sayısının toplam erişilen belge sayısına oranı.
duyarlık aygıtları Bilgi erişim dizgelerinde, dizgenin anma-duyarlık dengesini duyarlığı artırıcı yönde geliştirmek amacıyla kullanılan birleşik terimlerin denetimi, bağların kullanımı, görev ve rollerin denetimi, terim ağırlıklama gibi tekniklerin uygulanmasına ilişkin tas
düğüm Verinin kesikli bir biçimde gösterilmesini belirleyen ve hiçbir belirsizlik taşımayan kurallar kümesi.
düğüm çevirici Bir düğümden bir başkasına ya da bir damga takımından bir başkasına geçerek, verilerin gösteriliş biçimlerini değiştirmeye yarayan bir veri değiştirici.
düğüm genişletme damgası Kendisini izleyen bir ya da birkaç düğümlenmiş gösterimin başka bir düğüme ya da başka bir düğümlenmiş damga takımına göre yorumlanacağını göstermek üzere kullanılan herhangi bir güdüm damgası.
düğüm takımı Bir düğüm ya da düğümlenmiş damga takımı ile tanımlanmış düğümlenmiş gösterimlerin tüm takımı, örn. havaalanları için uluslararası üç yazaçlı tanımların tüm takımı.
düğümçözmek Veriye önceden uygulanmış bir düğümün etkisini kaldırmak üzere, veriyi ters yönde çevirmek.
düğümçözücü Düğümlenmiş verileri çözmeye yarayan aygıt ya da yordam.
düğümleme yanlışı Bir veri düğümlenirken ya da bir izlence yazılırken yapılan yanlış.
düğümlemek Veriyi, bir düğüm ya da düğümlenmiş damga takımı kullanarak, özgün biçime yeniden çevirilme olanağı sağlayacak biçimde, çevirmek. Bu terim, kimileyin veriyi tümüyle özgün biçime yeniden çevirme olanağı bulunmadığında da kullanılmaktadır.
düğümlenmiş damga takımı 1. Bir damga takımını ve bu damga takımının damgalan ile bunların düğümlenmiş gösterimleri arasındaki bire bir ilişkileri saptayan ve hiçbir belirsizlik taşımayan kurallar kümesi. 2. Her bir damgası belli bir düğümle gösterilen herhangi bir damga takımı,
düğümlenmiş gösterim Bir veri öğesinin bir düğüm ile saptanan gösterimi ya da bir damganın bir düğümlenmiş damga takımı ile saptanan gösterimi.
düzeltme bk. izlence düzeltme.
düzen Öğelerin, belirlenmiş kurallara göre yerleşim durumu. Sıra kavramının tersine, her düzen doğrusal olmak zorunda değildir.
düzen sapması Bir öğeler kümesinin rasgele dağılıma göre gösterdiği sapmanın biçim ve ölçüsü. Bu sapmanın ölçüsü, bir öğeler kümesinin düzenlenmesi için gerekli çaba konusunda verilecek karara ışık tutar.
düzenleç Bir dizgeyi besleyen güç kaynağının, özellikle gerilim bakımından, belirlenen sınırlar arasında düzenli kılınmasını sağlayan aygıt.
düzenlemek Öğeleri, belirlenmiş kurallara göre yerleştirmek.
düzey Sıradüzensel bir düzenlemede, bir öğenin astlık derecesi.
eksiltilmiş köke tümler Verilen sayının her bir sayamağının, o basamağın kökünden bir eksik sayıdan çıkarılması sonucunda elde edilen bir tümler.
elbetiği Herhangi bir donanım ya da yazılım dizgesinin kullanımı sırasında kullanıcının duraksamalarını gidermek üzere başvurabileceği biçimde düzenlenmiş belgeleme öğesi.
elcil işlem Bilgi işlemde, özdevimli makineler kullanılmaksızın, insangücü eliyle gerçekleştirilen herhangi bir işlem.
elektronik bilgi işlem Önemli bir kesimi elektronik aygıtlarca yürütülen bilgi işlem. Kısaca bilgi işlem deyimi kullanılır.
enbüyük Bir değişkenin alabileceği en yüksek değer, enb,
eniyileme Bir dizgenin ya da bir izlencenin, çalışma süresi, bellek sığası vb. değişkenlerle ilgili olarak verilen bir amaca göre en etkin biçimde çalışması için yapılan tasarım ve değiştirme çalışması.
enküçük Bir değişkenin alabileceği en düşük değer, enk,
enlemesine eşlik ikili Veri’nin her damga için doğruluğunun sağlanması amacıyla, bu veri birimi için kullanılan eşlik ikili. Enlemesine eşlik ikilinin eklenmesi nedeniyle örneğin sekizli damgalar kullanan dizgelerde 9 izli mıknatıslı kuşak söz konusudur.
erıiyi Bir değişkenin verilen bir amaca göre en elverişli değeri.
erişilirlik Bir gömüde, bir dizin terimine yollama yapan ortalama terim sayısı.
erişim Bir veri saklama ortamında, veri okuma ya da yazma işlemini gerçekleştirmek üzere, adresi verilen yeri fiziksel olarak bulma.
erişim kolu Mıknatıslı tekerde, okuma/yazma kafasını erişilmek istenen adresin bulunduğu iz üzerine getirmek için ileri geri devinen kol. Devinimsiz kafalı tekerlerde, her iz için ayrı kafa öngörüldüğünden bu kol bulunmaz, böylece kafanın iz üzerine varışı süresi, da
erişim süresi Ana bellekte ya da doğrudan erişimli yardımcı bellekte adresi bilinen bir sözcük ya da tutanaktaki veriyi elde etme süresi.
erişki bk. adres.
eş zamanlı bilgisayar Hesaplamanın gerektirdiği yolda birbirlerine bağlanan birimleri kapsayan, böylece tüm hesaplamanın eşzamanlı olarak yürütülebildîği bir bilgisayar. Bir hesaplamanın yürütülmesinde, bir değişkenin değişik zamanlardaki değişik değerlerini gösteren imleri be
eşanlamlı Bilgi erişimde, özdeş kavramları gösteren anahtar-sözcük ya da deyimler.
eşbiçimli Belli bir bakımdan bir dizgenin birtakım biçim özelliklerini gösteren başka bir dizgenin, birinci dizgeye göre bu niteliğine değgin.
eşgüdüm Belirli amaçlar için bütünleşen bilişim dizgeleri ya da çalışma takımları arasında, uyumun sağlanması ve ilişkilerin, en yüksek toplam verimi en kolay biçimde sağlayacak bir düzen içerisinde gelişebilmesi için iş ve eylem birliği gütme.
eşlik damgası Bir damga dizgisine, veri doğruluğunu sağlama amacıyla eklenen artık damga.
eşlik ikili Verideki 1 ikillerin sayısının tek ya da çift oluşuna göre 0 ya da 1 değeri alan artık bir ikilden oluşan sağlama sayısı, bk. sağlama sayısı.
eşlik yanlışı Bir eşlik damgasıyla yanlışlara karşı korunmuş herhangi bir veri üzerinde yapılan sağlamada, veride görülen yanlış ya da bozulma. Eşlik yanlışı enlemesine ya da boylamasına eşlik ikili tutarsızlığı biçiminde saptandığında, bellek ya da veri saklama ortamı
etkileşimli uç Kullanıcıyla dizge arasında etkileşimli ilişki sağlayacak donanım ve olanakları bulunan uç.
fibonacci araması Kümedeki öğe sayısının bir Fibonacci sayısına eşit olduğu, değilse bu sayıdan bir yüksek Fibonacci sayısına eşit sayıldığı ve aramanın her adımında öğeler kümesinin Fibonacci dizisine göre kesimlere bölündüğü iki kesime bölmeli arama. Fibonacci dizisi her
fiziksel tutanak Veri saklama ortamına/ortamından fiziksel olarak bir kerede okunup yazılan veri kümesi öbek. Bir fiziksel tutanak kullanıcı bakımından bir ya da birçok mantıksal tutanaktan ya da bir mantıksal tutanak birçok fiziksel tutanaktan oluşabilir, örn. mıknatıslı
fortran Matematiksel ve bilimsel uygulamalara dönük, daha çok cebirsel formüllere, yer yer de İngilizceye benzer deyimlerden oluşan yüksek düzeyli bir izlenceleme dili.
geçersiz delgi Kart delgi düğümünde geçerli olarak tanımlanan delik birleşimlerinin dışında kalan, böylece hiçbir damgayı göstermeyen delgi. Kimi bilgisayar dizgelerinde geçersiz delgi, işlemlerin denetimini işletim dizgesine geçirmek üzere denetim kartlarında kullanılı
geçiş Bir veri kümesi üzerinde bir kez uygulanan iş dönemi.
geçiş sıklığı Bilişimsel dilbilimde ve bilgi erişimde, bir sözcük, bir anahtar-sözcük ya da herhangi bir damga dizgisinin bir örüdeki geçiş sayısının, örüyü oluşturan benzer birimlerin toplam geçiş sayısına oranı.
geçiş süresi Bir veri kümesi üzerinde uygulanan bir iş geçişinin gerçekleşme süresi.
geçit Bir ya da birden çok girişi ve bir çıkışı olan mantıksal öğe. bk. VE geçidi, YA geçidi.
genel amaçlı bilgisayar Birbirinden çok değişik sorunlar üzerinde çalışmak üzere tasarlanmış bir bilgisayar.
gerçek adres Bir verinin bulunduğu bellek konumunun, donanım üzerinde erişimin doğrudan yapılabileceği biçimde belirtilen adresi.
gerçek zamanlı çıkış Bir veri işlem dizgesince, dış koşulların belirlediği anlarda ya da zaman aralıklarında dizgeden dışarıya gönderilen çıkış verisi.
gerçek zamanlı giriş Bir veri işlem dizgesince, dış koşulların belirlediği anlarda ya da zaman aralıklarında alınan giriş verisi.
gerçekleştirme Tasarımı yapılmış herhangi bir dizgeyi işletime hazır duruma getirme.
geri sarmak Bir mıknatıslı kuşak üzerindeki işlemler bitirildikten sonra, kuşağı makarasına yeniden sarmak.
geribildirim Herhangi bir dizgenin ürettiği çıktının, bu dizgeye girdi olarak geri verilmesi yoluyla dizgenin kendi amacından sapan davranışlarını adım adım düzeltmesi, böylece öz denetimini sağlaması olanağı.
geribildirim döngüsü Geribildirim imini dizge girişine taşıyan dizge öğesi.
girdi Bir veri işlem dizgesinice ya da onun herhangi bir birimince alınan ya da alınmak üzere hazırlanan veri.
giriş (I) Bir veri işlem dizgesince ya da onun herhangi bir birimince verinin alınması süreci, örn. öğrenci bilgilerinin girişi.(II) Bir giriş süreci ile ilgili bir aygıt, süreç ya da oluğa ya da bir giriş süreci ile ilgili veriler ya da durumlara değgin, örn.
giriş-çıkış Bir giriş ya da çıkış süreci ile ilgili aygıt, süreç ya da oluğa değgin, örn. giriş-çıkış verisi, giriş-çıkış imi, giriş-çıkış ucu.
giriş-çıkış aygıtları Bir bilgisayar dizgesinin giriş verilerini (girdileri) okumak ya da çıkış verilerini (çıktıları) yazmak üzere çevre birimleri olarak kullandığı elektrik, mekanik, optik vb. ilkelerle işleyen donanım birimleri, bk. çevre donanımı.
giriş-çıkış birimleri bk. çevre donanımı.
giriş-çıkış gönderimi Bir çevre birimi ile o çevre biriminden daha ortadaki bir donanım birimi arasında veri gönderim süreci.
giriş-çıkış güdüm dizgesi Giriş-çıkış donanımı üzerinde yapılan işlemlerin yönetimini sağlayan işletim dizgesi bölümü.
giriş-çıkış oluğu bk. oluk.
giriştirmek Düzenlenmiş iki ya da daha çok altkümeden oluşan bir öğeler kümesinin düzenini, her biri başlangıçtaki altkümelerin her birinden gelen genellikle birer, kimileyin daha çok öğe içeren bir ya da bir çok altküme oluşturmak üzere değiştirmek. Elde edilen altk
gömü Bir bilgi erişim dizgesinde, derlemin kapsamına giren kavram ve konuları belirten anahtar-sözcükleri, bunlar arasındaki anlamsal ve üreysel ilişkilerle birlikte, devingen bir biçimde içeren bir sözdağarı ya da sözlük.
gönderim Bir bilginin bir ya da birkaç uzak yerde elde edilmesinin sağlanması. İletim sözcüğü de kullanılmaktadır.
gönderim güdüm damgası Veri iletişim uç donanımları arasında veri gönderimini yönetmek ya da kolaylaştırmak üzere kullanılan herhangi bir güdüm damgası.
gönderim sonu damgası Bir ya da daha çok ileti ile bunlara ilişkin başlıkları kapsayabilen bir gönderimin bittiğini belirtmek üzere kullanılan gönderim güdüm damgası.
göndermek (1) Bir yerden veri gönderip başka bir yerden almak. Veriyi bir dış bellekten başka bir dış belleğe aktarmak.(II) bk. gönderim.
göreli adres Bir taban değerine göre adres. Gerçek adres taban adresiyle göreli adresin toplamından oluşur.
görev Bilgisayarda uygulanacak bir işi oluşturan öğelerden her biri iş birimi.
görüntü bellek Kullanıcının, yardımcı belleği (mıknatıslı teker) ana belleğin bir uzantısı olarak kullanmasına olanak veren, böylece olduğundan daha büyük bir ana bellek varmış görüntüsü sağlayan ek donanım olanağı.
görünüm bk. dizge görünümü.
gösterge (I) Bir çevre biriminde ya da işletmen masasında herhangi bir ışıklı uyarıcı ya da başka bir gösterici öğe.(II) Sayıyla ölçülmeye pek elverişli olmayan karmaşık nitelikteki bir büyüklüğü belirten herhangi bir değişken.
gösterici bk. gösterici birim.
gösterici birim Genellikle bir katod ışınlı ekrandan oluşan, istenen verilerin kullanıcıya ya da işletmene iletilmesi için veri çıkışı (ya da ışık kalemiyle veri giriş-çıkışı) amacıyla kullanılan donanım birimi. Kısaca gösterici de denir.
gösterim Bir veri türünün, belli bir simgeler kümesi kullanılarak yazımı.
güdüm Bir olaylar dizisini, bir süreci ya da bir aracı yöneltme ve düzenlemeyle ilgili işlevlerin tümü. Sürmek, gütmek, yönetmek eylemleri artarak karmaşıklaşan, belirsizleşen birer işlevi adlandırır. Denetim kavramında, doğruluğunu sınamak, sağlamak işlevi ağı
güdüm damgası Özel bir bağlamda geçmesiyle, bir güdüm işlevini başlatan, değiştiren ya da durduran bir damga. Bir güdüm damgası, daha sonraki bir eylem için yazılıp saklanabilir. Bir güdüm damgası, bir çizisel damga olmamasına karşın kimi koşullarda çizisel gösterimi b
güdümbilim Canlı örgenselliklerde ve makinelerde iletişim ve güdüm üzerindeki kuramları ve incelemeleri bir araya getiren bilim dalı.
günleme Bir kütüğü, bir veri tabanını ya da herhangi bir veri ya da bilgi kümesini, yeni tutanaklar, ilişkiler ya da yeni veriler ekleyerek, var olanları silerek ya da yeni değerler işleyerek değiştirme.
günlük Bir bilgisayar dizgesinin kullanıldığı tüm iş geçişlerine ve görevlere ilişkin her türlü bilgiyi, her birimin kullanım süreleri, kullanıcıların kimlikleri vb. tüm ayrıntılarıyla içeren tutanaklar. Bu tutanakların birikmesiyle oluşan kütük günlük kütüğü.
güvenilirlik Belirli bir dizgenin, önceden saptanan belirli bir yarılışsız işleme standardına göre başarı ölçüsü, bk. kullanılırlık.
ham veri Gereksenen bilgiyi çıkarmak üzere üzerinde işlem yapılacak veriler kümesi.
hesaplayıcı Sık sık bir işletmen’in kişisel olarak işe karışmasını gerektirir nitelikte, özellikle aritmetiksel işlemleri yapmaya elverişli bir veri işleyici.
hız Türlü donanım birimlerinin, birim zamanda gerçekleştirdikleri işlem sayısı, örn. 1500 satır/ dakika yazıcı hızı, 1100 kart/dakika okuyucu hızı.
hollerith kartı bk. delikli kart.
ıbm kartı bk. delikli kart.
ışık kalemi Çizim gösterici katod ışınlı tüple birlikte kullanılan ve ekranda görülen çizim üzerinde, ilgili bilgisayar izlencesi denetiminde değişiklik yapmak üzere, özellikle bilgisayar destekli tasarım alanında kullanılan, yüksek duyarlıklı ışıklı elektrik kalemi.
iç bellek bk. ana bellek.
iki kesime bölmeli arama Bir öğeler kümesinin iki kesime bölünüp bir kesimin benimsendiği ve bu sürecin, arama bitirilinceye dek, hep benimsenen kesim üzerinde yinelenerek sürdürüldüğü bir arama.
ikidurumlu Olası iki durumdan (örn. 0 ya da 1) birinde bulunan ve girdi olarak aldığı bir imle öteki duruma geçen öğesel çevrim.
ikil İkili öğe 0 ya da 1 gibi iki damgadan oluşan bir damga takımının öğesi. En küçük veri öğesi. Veri saklama sığası birimi. Bilgi ölçü birimi.
ikil konumu İkili yazımda, bir sözcükteki damga konumu.
ikileme 1. Herhangi bir işin iki kez yapılması, örn. bir verinin iki kez toplanması. 2. Bir veri ya da başka bir nesnenin bir benzerinin elde edilmesi, örn. bir delikli kartın ikilenmesi.
ikili (I) 0 ya da 1 gibi iki değer alabilen bir nesne ya da kavramın bu niteliği, örn. ikili sayı.(II) İki ikilden, eşdeyişle iki ikili öğeden oluşan çoklu.
ikili arama Her adımında, incelenecek düzenlenmiş öğeler kümesinin iki eşit kesime bölündüğü iki kesime bölmeli arama.
ikili düğümlenmiş onlu yazım Onlu sayamaklardan her birinin bir ikili sayıt ile gösterildiği bir ikili düğümlenmiş yazım. örn. 8-4-2-1 ağırlıklarını kullanan ikili düğümlenmiş onlu yazımda “yirmi üç” 0010 0011 İle gösterilir, bk. arı ikili sayılama dizgesi
ikili düğümlenmiş yazım İçindeki her damganın bir ikili sayıt ile gösterildiği ikili yazım.
ikili sayamak Arı ikili sayılar dizgesinde kullanıldıklarında 0 ve 1 sayılarından biri.
ikili sayıt An ikili sayılama dizgesinde bir sayit. örn. Romen sayıtı V’in ikili eşdeğer sayıtı 101’dir.
ikili yazım Genellikle 0 ve 1 ikili sayamaklari olmak üzere iki ayrı damga kullanan herhangi bir yazım.
ikinci kuşak bilgisayar Tranzistor ve öteki yarıiletken birleşenlerden oluşan çevrimlerle gerçekleştirilmiş, FORTRAN, ALGOL, COBOL gibi yüksek düzeyli izlenceleme dilleri bulunan, donanım kaynakları bir işletim dizgesi yönetiminde kullanılan, buna karşılık henüz tümleşik çevriml
ikincil bellek bk. dış bellek.
ikiye tümler Arı ikili sayılama dizgesinde köke tümler.
ileti Bir duraktan başka bir durağa bilgi iletmek üzere düzenlenmiş herhangi bir simgeler ya da damgalar birleşimi.
iletim bk. gönderim.
iletişim Bir yerden, bir kişiden, bir makineden bir başkasına, herhangi bir ortamdan yararlanarak bilgi gönderme.
iletişim çizgisi İki uzak nokta arasında veri iletişim ortamı sağlayan herhangi bir bağlantı.
iletişim ucu bk. uç.
im (1) Fiziksel bir olaya bağlı olan ve veri taşıyan, zamana bağımlı bir değer.(II) Bir sayının olumlu ya da olumsuz olduğunu gösteren cebirsel simge.(3) Bir alanın, bir sözcüğün, bir öğenin ya da bir öbek gibi bir veri kümesinin başlangıcını ya da sonunu gö
im damgası İm konumunda bulunan ve birlikte kullanıldığı sayıtın gösterdiği sayının cebirsel imini belirten damga.
im ikili İm konumunda bulunan ve birlikte kullanıldığı sayıtın gösterdiği sayının cebirsel imini belirten ikili sayı ya da ikili damga.
im konumu Geneilikle bir sayıtın başında ya da sonunda bulunan ve sayıtın gösterdiği sayının cebirsel imini belirten göstergeyi içeren konum.
im okuyucu Sayfa üzerinde önceden tasarlanmış konumlarda kurşun kalemle karalanmış imler bulunup bulunmadığını ayırt ederek okuyan ve bu bilgiyi mıknatıslı kuşak tutanaklarına (önceleri delikli karta) işleyen çevrimdişı bilgi giriş donanımı. Optik im okuyucu, optik
imleç Gösterici ekranında, klavyeden girilecek ilk damganın yerleşeceği konumu göstermek üzere kullanılan gösterge.
ince film bellek Mıknatıslanmaz bir taşıyıcı gereç üzerindeki mıknatıslı çok ince bir film katmanından oluşan ana bellek türü.
insan-makine ilişkisi Genellikle herhangi bir makineyi, özellikle bir bilişim dizgesini ya da bir bilgisayarı kullanan insanın toplumsal çevresiyle kullandığı mekanik araçlar arasındaki iletişim türleri, bu iletişime ilişkin sorunlar ve bunların çözümü için sağlanan her türlü
ipucu terim Bilgi erişimde, herhangi bir kavramı belirtmek üzere yeğlenen terim olarak yer alan bir anahtar-sözcükle eşanlamlı olarak gösterilen başka bir anahtar-sözcük.
Bir bilgisayarda uygulanmak üzere bir ya da birçok görevden oluşacak biçimde tanımlanmış bilgi işlem öbeği,
iş akış dili Bir bilgisayar dizgesine verilen işleri ve bunları oluşturan görevleri tanımlamak üzere kullanılan dil.
iş çıkarma yeteneği Bir makinenin ya da bir dizgenin, işlevine göre anlamlı herhangi bir ölçüye göre, birçok yönlerdeki toplam verimliliği.
iş güdüm dili bk. iş akış dili.
işleç Herhangi bir işlemde, işlenenler üzerinde yapılması öngörülen işi tanımlayan özel damga, damga dizgisi vb. göstergeler, örn. — | + | /| *| ** aritmetiksel, AND | OR | NOT mantıksal işleçler olarak kullanılır.
işleklik Bir bilgi işlem dizgesinde ana kütük tutanaklarının, öngörülen belirli bir dönem içinde, gördükleri işlem sayısıyla gösterilir nitelikleri.
işlem Bir ya da birkaç işlenen üzerinde, belirli bir sonuç elde etmek üzere uygulanan herhangi bir eylem. bk. işleç, işlenen, komut.
işlem kütüğü Belli bir uygulama için, ilgili ana kütük ile kullanılan ve göreli olarak geçici verileri içeren bir kütük, bk. işlembilgi.
işlembilgi Bilgi işlemde, bir kütüğü, bir veri tabanını ya da herhangi bir veri ya da bilgi kümesini günlemek üzere işlenecek değişiklik tutanağı, bk. işlem kütüğü.
işlemek (I) Herhangi bir veri saklama ortamına, tutanak eklemek ya da günlemek amacıyla yazmak.(II) Çalışmak.
işlenen Bir komutta belirtilen ve üzerinde işlem yapılan veri öğelerinden her biri.
işletim dizgesi Bir bilgisayar dizgesinin donanım ve veri kaynaklarını, istenilen hizmet türü için bunlardan en yüksek verimi sağlayacak bir çalışma düzenine göre görevlere atayan, başka bir deyişle yöneten, bunun için izlencelerin uygulanmasına ilişkin çalışma planı, ya
işletim masası Bir bilgisayar dizgesinin güdümünü ve denetimini sağlarken işletmen’ in, bakım onarımını sağlarken bakım uzmanının kullandığı, türlü göstergeler, anahtarlar, yazı makinesi ya da işletim göstericisinin bulunduğu masa ya da konsol.
işletimsel Çalışır ya da çalışmaya hazır durumda bulunan herhangi bir dizgeye değgin.
işletmen Bir makineyi, örn. bir bilgisayar dizgesini işleten kişi. Bu görevi uğraş edinmiş kişi.
işletmen yazı makinesi İşletmenle bilgisayar dizgesi arasında, dizgenin güdümü ve denetimiyle iletişimi sağlamak üzere kullanılan yazı makinesi.
işlevsel çizenek Bir dizgenin, bir aygıtın ya da bir bilgisayarın, hem kesimlerinin temel işlevlerini, hem de bunlar arasındaki işlevsel ilişkileri göstermek üzere, başlıca kesimlerinin, uygun açıklamalarla donatılmış geometrik biçimler yoluyla gösterildiği bir çizenek.
işlevsel tasarım Bir bilgi işlem dizgesinin bölümleri arasındaki işlevsel ilişkilerin tanımlanması.
ivedi bakım bk. aksaklık giderici bakım.
iz Mıknatıslı kuşak, teker ya da davul gibi veri saklama ortamlarında veriyi oluşturan imlerin dizileceği öngörülen, kuşakta boylamasına, tekerde yüzeyi kapsayan eşmerkezli çemberler, davulda yüzeyi kapsayan ve eksen üzerinde merkezleri dizilen koşut çemberl
izlence Belli bir sorun türünün özdevimli çözümü için, verilerde ortaya çıkabilecek durumlara göre uygulanacak eylemleri belirten bir çalışma planı. bk. bilgisayar izlencesi.
izlence akış çizeneği Bir izlencede, işlemlerin sırasını gösteren bir akış çizeneği.
izlence denetim sayacı Uygulanacak bir sonraki komuta ilişkin adresi saklamaya adanmış bir yazmaç.
izlence düzeltme Bir izlenceyi özel olarak hazırlanmış denemelik veriler üzerinde sınayarak, bulunması olası her türlü yanlışı giderme.
izlenceleme Bir izlencenin tasarlanması, yazılması ve denenmesi ile ilgili işlerin tümü.
izlenceleme dili Bilgisayar izlenceleri oluşturmak üzere tanımlanmış yapay dil.
izlenceleyici Daha önce tanımlanmış görevleri yapacak nitelikte bilgisayar izlenceleri tasarlayıp yazan, bunları deneyerek, varsa yanlışlarını düzelten, gerekli belgelemeyle birlikte kullanıma hazır duruma getiren kişi. Özellikle bu işi uğraş edinmiş kişi.
kâğıt kuşak bk. delikli kuşak.
karar çizelgesi Dizge çözümleme ya da izlence yazımından önceki hazırlık aşamasında, bir dizi koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğine bakarak uygulanacak işlemleri belirleyen ve bütün olasılıkları gösteren bir çizelge. Karar çizelgesi yerine belgelemede doğrudan anlatım ya
karma bilgisayar Verilerin hem örneksel gösterimlerini, hem de kesikli gösterimlerini kullanan bir bilgisayar. Yapısında, örneksel ve sayısal aygıtların birlikte kullanıldığı bir bilgisayar.
kart delgi makinesi Delikli kart ortamına veri girişi yapan çevrimdışı veri hazırlama donanımı. Kimi kart delgi makineleri, delgi sağlama görevini de yapabilecek biçimde donatılmıştır.
kart delici Delikli kart veri ortamına yazan bilgisayar çıkış birimi.
kart destesi Delikli kart ortamına işlenmiş herhangi bir veri kümesi.
kart okuyucu Delikli kart ortamından veri okuyan bilgisayar giriş birimi.
kayan ayrım tabanı Bir kayan ayrımlı gösterim dizgesinde, gerçek sayı elde edilmek üzere, değişmez ayrımlı parça ile çarpılmadan önce, üst ile deyimlendirilmiş gücüne yükseltildiği düşünülen, olumlu tümsayı taban. örn. 0,0001234 sayısının 0,1234 -3 olarak gösterildiği kayan
kayan ayrımlı gösterim Bir gerçek sayının, bir kayan ayrımlı gösterim dizgesinde gösterimi, örn. 0,0001234 sayısının kayan ayrımlı bir gösterimi şudur: 0,1234 -3
kayan ayrımlı gösterim dizgesi Bir gerçek sayının ayrı iki sayıttan oluşan bir çiftle gösterildiği ve uzlaşmayla varsayılan fakat belirtilmemiş bir tabanın üst adı verilen ikinci sayıta yükseltilmiş gücü ile değişmez ayrımlı parça adı verilen birinci sayıt arasında yapılan çarpım sonuc
kaydırma Bir bilgi birimindeki öğeleri (ikilleri, sayamakları, damgaları) sola ya da sağa doğru taşıma, bk. aritmetiksel kaydırma, mantıksal kaydırma.
kaydırma yazmacı İçindeki bilgiyi sola ya da sağa kaydırma olanağı bulunan bir yazmaç,
kaynak izlence Bir çevirici ya da derleyici aracılığıyla amaç izlenceye dönüştürülmesi gereken, dolayısıyla doğrudan uygulanma olanağı bulunmayan deyimlerden oluşan izlence.
kaynaştırmak İki ya da daha çok öğeler kümesini, herhangi bir biçimde tek bir kümede toplamak, bk. birleştirmek.
kesikli Damgalar ya da yalnız ayrı değerler alabilen fiziksel büyüklükler gibi ayrı öğeler biçimindeki verilere değgin.
kesikli gösterim Verinin damgalarla gösterimi. Her damga ya da damgalar öbeği belli seçeneklerden birini gösterir.
kesikli veri Damgalarla gösterilen veri
kesilme Bilgisayar dizgesinde yürütülen bir görevin herhangi bir donanım biriminden gelen uyarı üzerine kesilip güdümün, geçici bir süre için, uyarıyı işleyecek göreve geçirilmesi.
kesim Bir izlenceyi oluşturan, bir ölçüde birbirinden bağımsız çalışabilen yordamlardan her biri. Kesimlerin tümü sürekli olarak bellekte bulundurulabilir ya da daha az bellek sığası kullanmak bakımından, sürekli olarak bellekte bulunan bir ana kesimce çağrılan
kesimleme Bir izlenceyi, gerektikçe çağrılabilecek, birbirinden bağımsız kesimlere ayırma.
kırmık bk. yonga.f
kısaad Bir deyim ya da terimdeki sözcüklerin ilk yazaçlarından seçilerek yaratılan kısaltma, örn. ALGOL, BASIC, COBOL, FORTRAN, AİB vb.
kilitleme Başka amaçla kullanılmakta olduğu için ya da günlenmemiş olduğu için bilginin erişimini ya da kullanımını engelleyen her türlü donanım ya da yazılım tekniği.
kitaplık bk. yordamlık.
klavye Bir yazı makinesinin, uzakyazıcının, gösterici ucun ya da delgi makinesi gibi bir veri giriş donanımının işletmen ya da kullanıcının parmaklarıyla dokunaklara basarak verileri damga damga belirtebileceği biçimde düzenlenmiş yeterli sayıda anahtardan oluşa
komut Üzerinde işlem yapılacak işlenenlerle birlikte, bir bilgisayarın yapabileceği temel işlemlerden herhangi birinden oluşan en küçük izlenceleme öğesi.
komut yazmacı Bilgisayarda uygulanmakta olan komutun bulunduğu yazmaç.
konum Bir dizgide, bir damganın oturabildiği ve bir sıra sayısınca tanıtılabilen her bir yer.
konumsal gösterim Bir gerçek sayının konumsal gösterim dizgesinde gösterimi.
konumsal gösterim dizgesi Bir gerçek sayının, bir damga takımı ile gösterildiği öyle bir sayılama dizgesi ki, her damganın getirdiği katkı, damganın değerine olduğu gibi, konumuna da bağlıdır.
konuşma çözümleme bk. söz çözümleme.
konuşmalı Kullanıcıyla kullanılan dizge arasındaki etkileşimin karşılıklı konuşma biçiminde adım adım oluştuğu ve işlem adımlarının bu etkileşime göre yönelmelerle yürüdüğü herhangi bir dizgeye değgin.
koruyucu bakım bk. önleyici bakım.
koşullu sapma Ancak belirli bir koşul gerçekleşmişse yürürlüğe konulan sapma komutu.
kök Bir köksel sayılama dizgesinde bir basamağın ağırlığını elde etmek üzere, bir alt sıradaki basamağın ağırlığının çarpılması gereken katsayı, örn. onlu sayılama dizgesinde her sayı yerinin kökü 10’dur. “Taban” sözcüğü, örneği kayan ayrımlı gösterim dizgesi
kök ayrımı Bir köksel sayılama dizgesiyle deyimlendirilen herhangi bir gösterimde, tümsayı kesiminde yer alan damgalarla bölümlü kesimde yer alanların ayrım yeri.
köksel sayılama dizgesi Her bir basamak ağırlığının, bir alt sıradaki basamak ağırlığına oranının olumlu bir tümsayıya eşit olduğu konumsal gösterim dizgesi. Herhangi bir basamakta yer alabilecek sayı değerleri, o basamak kökünden bir eksik sayı değeri ile sıfır arasındaki değer
kullanıcı Herhangi bir dizgeye göre, o dizgenin sağladığı işlevlerden yararlanmak üzere dizgeyle etkileşime giren kişi ya da kuruluş.
kullanılırlık Bir dizgenin sağladığı hizmetin sürekliliğini belirten özelliği, bk. güvenilirlik.
kullanım yönergesi Herhangi bir dizgeyi kullanırken gözetilecek konuları ve izlenecek yordamı kapsayan belge ya da kılavuz.
kurgu Değişik donanım birimlerinin birleşiminden oluşan bir bilgisayarda, birimler arasındaki, bağlantıların düzenlenmesi Ve bilgisayarın belli bir sorun üzerinde çalışabilmesi için gerekli ayarların yapılması.
kurgu çizeneği Belli bir bilgisayarın kurgusunu belirleyen çizenek.
kuyruk İlk önce gelip yerleşmiş öğenin ilk önce erişileceği, demek ki listeye ilk girenin ilk çıkacağı biçimde kurulan ve yaşatılan veri yapısı.
kuyruklar kuramı Hizmet noktalarında oluşan bekleme kuyruklarındaki gecikmeleri inceleyen, olasılık hesaplarına dayalı kuram.
küçük çapta tümleşme En çok 100 birleşenden oluşan bir çevrimin bir tek yarıiletken yonga üzerinde tümleştiği, 1960-65 yıllarında uygulanan teknikbilim aşaması.
kütük Birbirleriyle ilişkili, düzenlenmiş bir tutanaklar topluluğu.
kütük düzeni Bir kütüğü oluşturan tutanakların kendi içlerinde ve aralarındaki ilişkiler bakımından düzenleniş biçimi.
kütük düzenleme Belli bir konuda biriktirilmek ve yaşatılmak istenen veri kümelerinin, özelliklerine en uygun veri yapılarını içeren kütüklerde saklanması, böylece verimli biçimde işlenmesi için gerekli dizge çözümleme ve tasarım çalışması.
kütük görünümü Bir kütükte, kütüğün birleşenlerinin düzeni ve boyu da içeride olmak üzere verilerin ya da sözcüklerin düzenlenişi ve yapısı.
kütük yaşatma Veri ekleyerek, değiştirerek ya da silerek, bir kütüğü güncel durumda tutma eylemi. Bir kütüğü sürekli biçimde toplanan değişiklik ya da işlembilgi tutanaklarıyla günleme.
kütük yönetimi Bir bilgisayar işletim dizgesinin, dış belleklerde saklanan veri kaynaklarını yönetmesi.
lısp Liste yapıları biçiminde düzenlenmiş simgesel dizgilerden oluşan özyineli verilerin işlenmesi amacıyla geliştirilmiş, daha çok yapay anlayış, doğal dil işleme vb. uygulamalarda kullanılan yorumlayıcı bir dil.
liste işleme Bilgisayar belleğinin liste yapıları biçiminde düzenlenip verilerin bu yapılar aracılığıyla işlenmesi. Her listenin bir başlığı olup, başlık listenin birinci öğesinin adresini içerir, bk. LISP.
liste yapısı Her öğenin bir sonraki öğe adresini içermesiyle birleştirilmiş bir veri kümesi.
makara Üzerine delikli ya da mıknatıslı kuşak sarılabilen, iki yanında koruyucu çıkıntılar bulunan silindir.
makine dili Bir bilgisayar dizgesince doğrudan uygulanabilecek makine komutlarını içeren dil.
mantık yanlışı Amaç izlence yürütülürken, izlencenin kısır döngüye girmesine, dizgece saptanan bir olumsuzluk nedeniyle düşürülmesine ya da izlenceden beklenen doğru sonucu üretmede bir aksaklıkla sonuçlanmasına yol açan herhangi bir izlenceleme yanlışı. Mantık yanlışı
mantıksal işlem VE, YA gibi mantıksal işleçlerin kullanıldığı herhangi bir işlem.
mantıksal kaydırma Bir sözcükteki ikilleri, bir yandan taşanları öteki yandan girecek biçimde sola ya da sağa doğru döndürerek kaydırma.
mantıksal tasarım Bir dizgenin bölümleri arasındaki çalışma ilişkilerini, donanımla ilgili gerçekleştirmeye birincil önem vermeksizin, simgesel mantık yaklaşımıyla tasarlamayı amaçlayan çalışma alanı.
mantıksal tutanak İzlenceleme dili düzeyinde okunan / yazılan birim veri öbeği. bk. fiziksel tutanak, öbek.
merkez işlem birimi bk. ana işlem birimi.
mıknatıslı boya İçinde katkı gereci olarak mıknatıslı parçacıklar bulunan, dolayısıyla basılı herhangi bir belgenin, mıknatıslanmaya duyarlı aygıtlarla çözümlenmesi ve okunması amacıyla basımında kullanılan boya.
mıknatıslı boyalı belge okuyucu Belgeler üzerinde, belirlenmiş alanlardaki mıknatıslı boyalı damgalardan oluşan yazıları okuyan bilgisayar giriş birimi.
mıknatıslı boyalı damga tanıma Mıknatıslı boyaya basılmış standart biçimde damgaları tanımayı amaçlayan aygıtlarla, bu alanda kullanılan örüntü tanıma yöntemleri.
mıknatıslı davul Ekseni üzerinde dönen, silindir biçiminde mıknatıslı bir yüzeyden oluşan veri saklama ortamı. Davulun dönen yüzeyi üzerinde koşut çemberler oluşturan izler üzerinde doğrudan erişimli okuma-yazma devinimsiz okuyucu yazıcı kafalar aracılığıyla yapılır.
mıknatıslı kuşak Genellikle 600″, 1200″ ya da 2400″ uzunluğunda, 1 / 2″ genişliğinde mıknatıslı bir kuşaktan oluşan veri saklama ortamı.
mıknatıslı kuşak sürücü Mıknatıslı kuşak ortamına yazan vebu ortamdan okuyan, bilgisayar giriş-çıkış birimi.
mıknatıslı teker Bir eksen üzerinde dönen bir ya da bir dizi tekerin mıknatıslı yüzeylerinden oluşan veri saklama ortamı. Dönen tekerin yüzeyinde eşmerkezli çemberler oluşturan izler üzerinde okuma-yazma devingen bir kafa ya da her iz için ayrı devinimsiz kafalar aracılığ
mıknatıslı teker sürücü Mıknatıslı teker ortamına okuyan/yazan, bunun için tekerin belli bir hızla ekseni çevresinde dönmesini ve devingen kafalı tekerse, kafayı taşıyan kolun adreslenen ize erişmesini sağlayan devinimleri yürüten, bilgisayar giriş-çıkış birimi.
mikrobilgisayar Ana işlem birimi olarak bir mikroişleyiciyle bellek ve öteki donanım birimleri olarak çok büyük çapta tümleşik (ÇBÇT) birleşenlerden oluşan bir bilgisayar türü. ÇBÇT teknik biliminin geliştirdiği mikroizlenceleme olanağı donanım ile yazılım arasında esnek
mikrofilm ortamında bilgisayar çıktısı Sonuçların, çıkış birimince mikrofilm ortamına yazıldığı bilgisayar çıktısı.
mikroişleyici Çok büyük çapta tümleşme teknikbiliminin olanaklarıyla, tüm ana işlem biriminin tek bir yonga üzerinde oluşturulduğu bir birleşen. Mikroişleyiciler standart olarak 2”x1/2″ x 1/8″ boyutlarında, 40 çıkışlı bir birleşen biçiminde sunulmaktadır. Mikroişlemci
mikroizlence Temel komutları çözümsel mikrokomutlardan oluşan mikroizlencelenir bir bilgisayar donanımının, yüksek düzeyli komutlarla kullanımını sağlamak üzere hazırlanan ve böyle bir komut çağrıldığında zincirleme uygulanan, genellikle salt okunur bellekte saklı mik
mikroizlenceleme Bir bilgisayarı, mikroizlenceler geliştirerek bellenim olanaklarıyla donatma.
mikrokomut Bir mikroizlenceyi oluşturan temel mikroişleyici komutu.
minibilgisayar Elektronik teknikbiliminde görülen hızlı gelişmenin ürünleriyle bilgisayar dizge yapısı bakımından donanım-yazılım İşbirliğinde yeni yaklaşımların bir arada kullanıldığı, bu özellikleriyle, küçük ya da büyük geleneksel bilgisayarlardan, bilgi işlem gücüne
monte carlo yöntemi Sayısal bir soruna, rasgele sayılar kullanarak, yaklaşık bir çözüm getiren yöntem, örn. (a) bir tümlevi hesaplamak üzere bir rasgele sayılar dizisi kullanan bir yordam, (b) bir hesaplama için kullanılan rasgele yürüyüş yöntemi.
okuma Bir bellekten, bir veri ortamından ya da bir başka kaynaktan verileri elde etme. Dış bellekten bir yazmaca, ana belleğe girdi olarak veri aktarma.
okunaklılık Herhangi bir ortamdaki verilerin ya da çıktıların kolayca okunma niteliği.
olağan düğüme geçiş damgası Özel düğüme geçiş damgası ile getirilen bir dizi damganın sona erdiğini, yine standart damga takımının çizisel damgalarının geçerli olduğunu gösteren bir düğüm genişletme damgası.
oluk Bilgisayarla dış ortam arasındaki veri iletişimini sağlayan ve çevre birimleriyle ilişkili iletişim sorunlarının denetimini üstlenerek ana işlem biriminin bu yükten kurtulmasını sağlayan bilgisayar donanım bölümü. Giriş-çıkış oluğu.
oluk sığası Belli bir olukta, birim süre içerisinde işlem görebilecek en büyük ikil sayısı. Birim olarak ikil /saniye ya da Baud kullanılır.
olumsuz yanıt damgası Bir duraktan, bağlantı kurulan başka bir durağa, olumsuz yanıt olarak gönderilen bir gönderim güdüm damgası.
olurluk incelemesi Herhangi bir soruna ilişkin çözümün gerçekleşme olasılığını gösterme amacı güden çalışma. Bir bilgi işlem merkezinin kurulması ya da bir bilişim dizgesinin geliştirilmesinden önce yapılması gereken ve donanım, yazılım, insangücü, örgütlenme, maddi kaynakl
ona tümler Onlu sayılama dizgesinde köke tümler.
onaltılı sayamak OnaltıIı sayılar dizgesinde kullanıldıklarında 0, 1, … 9, A, B, C, D, E, F damgalarından herhangi biri.
onaltılı sayılama dizgesi 0 ile 15 arasındaki sayılar için 0,1, … 9, A, B, C, D, E, F damgalarını ve 16 kökünü kullanan, en küçük tümsayı ağırlığı 1 olan bir değişmez köksel sayılama dizgesi, örn. A8F sayıtı onaltılı sayılama dizgesinde iki bin yedi yüz üç sayısını gösterir: 10x
ondalık imi Onlu sayılama dizgesinde kök ayrımı. Değişik kullanım geleneklerine göre, ondalık imi bir virgül, bir nokta ya da sayının orta yüksekliğine konan bir nokta olabilir.
onlu sayamak Onlu sayılama dizgesinde kullanıldıklarında 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 damgalarından herhangi biri.
onlu sayılama dizgesi 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 damgalan ile 10 kökünü kullanan ve en küçük tümsayı ağırlığı 1 olan bir değişmez köksel sayılama dizgesi, örn. 576,2 sayıtı onlu sayılama dizgesinde beş yüz yetmiş altı onda iki sayısını gösterir: 5×102 + 7×10ı + 6×10° + 2×1
onlu sayıt Onlu sayılama dizgesinde bir sayıt.
onlu yazım Genellikle onlu sayamaklar olmak üzere on ayrı damga kullanan yazım. örn. (a) 196912312359 damga dizgisi, 1970 yılının başlamasından bir dakika önceki gün ve zamanı göstermek üzere kullanılabilir (b) Evrensel Onlu Sınıflama’da kullanılan gösterim. Bu örne
optik damga okuyucu Basılı yazıyı, veri kaynağını oluşturan sayfa üzerinden okuyan bilgisayar giriş birimi. bk. damga tanıma donanımı.
optik im okuyucu bk. im okuyucu.
optik okuyucu bk. im okuyucu.
orta çapta tümleşme 100-2.000 birleşenden oluşan bir çevrimin bir tek yarıiletken yonga üzerinde tümleştiği, 1965-70 yıllarında uygulanan teknikbilim aşaması.
ortaç (I) Bilişimsel dilbilimde, eylemden çekim yoluyla türetilen sıfat ya da ad gibi kullanılan sözcük türü.(II) Bilgi erişimde, derlemdeki belgeleri kümelemede kullanılan ve kavramsal konumu bakımından kümenin ortası niteliği taşıyacağı hesaplandığı için tüm
ortam sonu damgası Bir veri ortamının fiziksel sonunu, bir veri ortamının kullanılmış bölümünün sonunu ya da bir veri ortamı üzerinde yazılı verinin istenen bölümünün sonunu belirtmek üzere kullanılan güdüm damgası.
öbek Teknik ya da mantıksal nedenlerle bir birim gibi düşünülen ve işlem gören bir tutanak dizgisi, sözcük dizgisi ya da damga dizgisi, özellikle mıknatıslı kuşak üzerindeki bilginin, kuşak deviniminin başlamasıyla durması arasında, aralıksız, bir seferde okun
öbek gönderimi Bir ya da birden çok veri öbeğinin bir tek eylemle başlatılan gönderim süreci.
öbek uzunluğu Bir öbekteki tutanak, sözcük ya da damga sayısı.
öbeklem katsayısı Bir öbek ya da fiziksel tutanağı oluşturan mantıksal tutanak sayısı.
öbeklerarası boşluk Mıknatıslı kuşakta iki fiziksel tutanak arasında yer alan belirli uzunlukta boşluk.
öğe Bir veri kümesinin öğesi, örn.bir kütük, tutanak adı verilen belli bir sayıda öğeden oluşur, bir tutanak da başka öğelerden oluşur.
ölçek bk. ölçeklem katsayısı.
ölçeklem katsayısı Bir sorun’un çözümünde elde edilecek sonucun, makinece deyimlenebilecek sınırlar içinde elde edilmesi için, çarpıldığı katsayı ölçek.
önbellek Ana bellek ile ana işlem birimi arasında kimi makinelerde yastık bellek olarak kullanılan küçük sığalı, büyük erişim hızlı bellek.
önce-düzenli dizinleme Bilgi erişimde, derlemdeki belgelerin, önceden saptanmış bir sınıflama dizgesine göre düğümlendiği ya da dizinlendiği, kullanıcının da aramalarını bu sınıflama dizgesinde yer alan anahtar-sözcüklere bağlı kalarak yapmak durumunda bulunduğu dizinleme türü.
önceleme Bir bilgisayarın ana işlem birimindeki bekleme sürelerini azaltmak üzere, bir komut uygulanmaktayken ana bellekte bunu izleyen komutlara erişip, bunları da, bu amaç için öngörülmüş özel bir yazmaca önceden getirme tekniği.
öncelik 1. Bir bilgisayara verilen görevlerin işleme konma sırasını belirlemede işletim dizgesince göz önünde tutulmak üzere tanımlanan belirteç. 2. Dizgeyi oluşturan donanım birimlerinden gelen uyarıları tutarlı biçimde işleyebilmek üzere tanımlanan sıradüzen.
önek Bir veri sözcüğünün önünde yer alan ve verinin türünü gösteren ikil kümesi.
önleyici bakım Bir donanım dizgesinde hiç bir aksaklık görülmeden, ileride herhangi bir aksaklığın ortaya çıkışını önlemek amacıyla sürdürülen sürekli bakım. Koruyucu bakım deyimi de kullanılır.
örneklem Örnekleme yöntemiyle yürütülecek herhangi bir çözümleme çalışmasında kullanılmak üzere seçilen örnek öğeler kümesi.
örnekleme 1. Bir değişkenin değerlerini belirli zaman aralıklarında saptama. 2. Herhangi bir kümenin tüm öğelerinin incelenmek istenen birtakım özelliklerini gösterecek biçimde seçilmiş örnekler saptayarak yürütülen herhangi bir dizge çözümleme ya da istatistiksel
örneksel Veri’nin, sürekli bir fiziksel değişkenle gösterimine değgin.
örneksel bilgisayar özünde, verilerin örneksel gösterimlerinin kullanıldığı bir bilgisayar.
örneksel gösterim Bir değişkenin değerinin, sürekli değiştiği düşünülen bir fiziksel büyüklükle gösterimi fiziksel büyüklüğün genliği veriye oranlı tutulabilir ya da verinin uygun bir işlevi olabilir.
örneksel veri Sürekli değiştiği düşünülen bir fiziksel büyüklükle gösterilmiş veri.
örneksel-sayısal çevirici örneksel veriyi sayısal veriye dönüştüren herhangi bir aygıt.
örtmek Başka bir damgalar örüntüsündeki kesimleri alıkoymak ya da atmak üzere bir damgalar örüntüsünü kullanmak.
örtü Başka bir damgalar örüntüsündeki kesimlerin alıkonulması ya da atılmasını sağlamak üzere kullanılan bir damgalar örüntüsü.
örü Bilişimsel dilbilim ve bilgi erişimde, doğal dil sözdiziminin bir yazı oluşturacak biçimde, biçim, anlatış ve noktalama imleriyle kullanıldığı, bir uzunluk kısıtlaması öngörülmeksizin, gereken boyda damga dizgisi.
örü başlangıç damgası Bildiri başlığını bitirmek üzere kullanılan ve örünün önüne gelen gönderim güdüm damgası.
örü sonu damgası Bir örüyü bitirmek üzere kullanılan bir gönderim güdüm damgası.
örüntü tanıma Bir görüntüde yer alan anlamlı biçimlerin özdevimli biçimde çözümlenerek tanınmasıyla ilgili araç, gereç, yöntem ve teknikleri geliştirmeyi amaçlayan çalışma alanı.
öykünüm Belli bir bilgisayar için yazılmış izlencelerle başka bir bilgisayarı kullanma olanağı sağlayan teknik. Bir bilgisayar dizgesinin, sanki başka bir bilgisayar dizgesine öykünerek, onun için hazırlanmış veri ve izlencelerle, değişik sürede de olsa, özdeş so
özdevimli Belirli koşullar altında, herhangi bir işletmen’in karışması gerekmeksizin işleyen bir aygıt ya da sürece değgin.
özdevimli bilgi işlem Önemli bir kesimi özdevimli araçlarca yürütülen bilgi işlem.
özdevimli güdüm Özdevimli denetim/güdüm aygıtlarının ve dizgelerinin tasarımı ve kullanımı ile ilgili bilim ve teknikbilim dalı. Birtakım fiziksel süreçlerin ya da mekanik işlemlerin özdevimli olarak yürütülmesi, bk. süreç denetim.
özdevimli öğrenme Bir aygıtın geçmişteki çalışmasına dayanarak kendi başarısını iyileştirme yeteneği, bk. yapay anlayış.
özdevimlileştirme Bir yordam, süreç ya da donanımı özdevimli kılmayı amaçlayan dönüştürme.
özdevin Bir sürecin, özdevimli araçlar kullanılarak gerçekleştirilmesi.
özel amaçlı bilgisayar Sınırlı bir sorun kümesi üzerinde çalışmak üzere tasarlanmış bir bilgisayar.
özel damga Bir damga takımında, yazaç, sayı ve boşluk damgası dışında herhangi bir çizisel damga.
özel düğüme geçiş damgası Standart damga takımının çizisel damgaları yerine, üzerinde uzlaşma sağlanmış başka bir damga takımına geçiş için kullanılan bir düğüm genişletme damgası.
özet Bir yazının içeriğini ya da iletisini kısaltılmış bir biçimde veren, bununla birlikte kimileyin 2.000 sözcük boyuna varan bir örü. bk. soyut.
özörgütlü izlence İç yapısında yeniden düzenlemeler yapma yeteneği olan bir izlence.
özsoyut Bilgi erişimde ve belgelemede, belge örüsünün, özdevimli doğal dil çözümleme ya da özdevimli sayılamalı çözümleme yöntemleriyle elde edilmiş soyut niteliğinde özeti.
özuyumlu bilgisayar Çalışma özelliklerini çevre koşullarına göre değiştirme yeteneği olan bir bilgisayar ya da herhangi bir dizge.
özuyumlu izlence Çalışma özelliklerini çevre koşullarına göre değiştirme yeteneği olan bir izlence.
özyineleme Bir yordamın kendini çağırabilme özelliği.
özyineli yordam Uygulanışı sırasında kendisini çağıran ya da yine kendisini çağıracak başka bir yordamı çağıran bir yordam.
pl/l Yönetim ortamının bilgi işlem gereksemelerine dönük COBOL vb. diller ile bilimsel hesaplama gereksemelerine dönük ALGOL, FORTRAN vb. dillerin olanaklarını birlikte kullanabilmek amacıyla geliştirilmiş bir izlenceleme dili.
rasgele erişim bk. doğrudan erişim.
rasgele erişimli bellek İstenen herhangi bir rasgele konumuna veri yazılır, rasgele konumundan veri okunur, doğrudan erişimli, genellikle yarıiletken bir bellek türü. Rasgele erişimli belleklere yaz-oku bellek de denilmektedir.
rasgele sıralı bilgisayar Her komutun, uygulanacak bir sonraki komutun bellek yerini deyimleyerek belirlediği bir bilgisayar.
saat Düzenli zaman aralıklarında vuruşlar üreten elektronik çevrimi. Zamanuyumlu bilgisayarda her bir temel işlem saat vuruşlarına uygun biçimde gerçekleştirilir.
sağa yanaştırmak 1. Bir sayfa üzerinde damgaların basım konumlarını, basımın sağ kıyısı düzenli olacak biçimde tasarlamak. 2. Bir tutanak ya da veri alanı içindeki veriyi, belirli bir konumdaki damga sağ uca yerleşecek biçimde kaydırmak.
sağlama makinesi bk. veri sağlama makinesi.
sağlama sayısı Bir kütüğün tutanak tanısına ya da herhangi bir anahtara (1), bunların yanlış kullanımından doğacak bilgi işlem yanılgılarını önlemek üzere, sağlama amacıyla eklenen artık sayı. bk. artıklık.
saklamak Bir yazmaçta bulunan veriyi ana bellekte bir yere aktarmak.
salt okunur bellek İzlence komutlarıyla değiştirilmeyecek nitelikte kalıcı veri saklamak üzere geliştirilmiş, yalnızca okunmak üzere geliştirilmiş rasgele erişimli yarıiletken bellek. Salt okunur bellek özellikle mikroizlenceleri saklamada yazılır-okunur rasgele erişimli be
sapma İşlemlerin olağan sırasını bozarak, denetimi, adresi belirtilen bir işleme geçiren herhangi bir komut.
satır yazıcı Sonuçları, her satırı bir bütün olarak bir seferde olmak üzere, kağıt üzerine yazan bilgisayar çıkış birimi, bk. yazıcı.
sayaç Sayma amacıyla kullanılan herhangi bir yazmaç.
sayamak Bir sayıtın basamaklarındaki değişik değerleri gösteren sayısal damgalardan her biri.
sayfa bk. bellek sayfası.
sayfa yanaştırmak Bir sayfa üzerinde damgaların basım konumlarını, basımın sol ve sağ kıyıları düzenli olacak biçimde denetlemek, bk. sağa yanaştırmak, sola yanaştırmak.
sayfalama Bellek kaynağının, işletim dizgesince örn. 1K, 2K gibi belirli boyda birimler olarak, devingen biçimde kullanıldığı birbellek yönetim yöntemi.
sayı gösterimi Bir sayılar dizgesinde, bir sayının gösterimi.
sayılaştırıcs Herhangi bir fiziksel ölçüm değerini sayısal veriye dönüştüren bir aygıt. bk. örneksel-sayısal çevirici.
sayılaştırmak Kesikli olmayan veriyi sayısal biçimde deyimlendirmek ya da göstermek, örn. fiziksel bir büyüklüğün genliğinin örneksel bir gösteriminden, o genliğin sayısal bir gösterimini çıkarmak.
sayısal Sayılarla gösterilen veri ya da fiziksel niceliklere değgin.
sayısal bilgisayar Özünde verilerin kesikli gösterimlerinin kullanıldığı bir bilgisayar.
sayısal çözümleme Matematiksel sorunları sayısal yöntemlerle ve sonuçları belirli yanılma değerlerinin altında olacağı öngörülen yaklaşımlar içerisinde elde eden çalışma alanı.
sayısal damga takımı Sayıları, kimileyin de güdüm damgalarını, özel damgaları ve boş damgayı kapsayan, buna karşılık yazaçları dışarıda bırakan bir damga takımı.
sayısal denetim bk. sayısal güdüm.
sayısal düğüm Verinin bir sayısal damga takımı kullanılarak gösterildiği düğüm.
sayısal düğümlü damga takımı Sayısal düğümlerle düğümlenmiş öğelerden oluşan damga takımı.
sayısal gösterim Verinin sayıtlarla kesikli gösterimi.
sayısal güdüm Bir sürecin özdevimli güdümünün, genellikle işlem sürerken sayısal verileri kullanan bir aygıtça yapılması. Sayısal denetim deyimi de kullanılır.
sayısal sözcük Sayılardan, kimileyin de boş damga ile özel damgalardan oluşan sözcük, örn. evrensel onlu sınıflandırmada 61 (03) — 20 sayısal sözcüğü İngilizce herhangi bir tıp ansiklopedisinin tanıtıcısı olarak kullanılır.
sayısal veri sayıtlarla gösterilmiş veri.
sayısal-örneksel çevirici Sayısal veriyi örneksel veriye dönüştüren herhangi bir aygıt.
sayışım makinesi Sayışım ile ilgili hesaplamalar için kullanılan, bilgisayarın veri işleme olanaklarının altında yalın birtakım işlemler yapabilen herhangi bir makine, bk. çizelgeleyici.
sayıt Bir sayının kesikli gösterimi,örn. bir sayıyı gösteren dört değişik sayıt şunlar olabilir.: On iki Türkçe bir sözcükle 12   onlu sayılama dizgesinde XII Roman saymaklarıyla 1100 arı   ikili sayılama dizgesinde
seçici oluk Hizmet verdiği birden çok sayıda giriş-çıkış birimlerinden birinin işini bitirdikten sonra, bir sonraki birimin işine geçen, böylece belli bir anda ancak bir birimin hizmetinde bulunan, bu niteliğiyle göreli olarak yüksek hızlı giriş-çıkış birimlerinin an
seçimli bilgi dağıtım Bir bilgi yayım dizgesinde, abonelerin tanımladıkları kişisel ilgi örüntülerine göre, onlara yeni yayınlanmış belgelere ilişkin sürekli biçimde bilgi göndermeyi amaçlayan kamu hizmeti.
seçimli erişim bk. doğrudan erişim.
sekizli Sekiz ikili öğeden oluşan çoklu. bk. bayt.
seksen kolonluk kart bk. delikli kart.
sıfır doldurmak Bir belleğe,, sıfır sayısını belirten damganın gösterimini kullanarak damga doldurmak.
sıfırların kaldırılması Bir sayıttaki anlamsız sıfırların düşülmesi. Anlamsız sıfırlar bir sayıtın tümsayı kesiminde sıfır olmayan sayamakların solunda ve bölümlü kesiminde sıfır olmayan sayamakların sağında kalanlardır.
sığa Bir veri saklama ortamının alabileceği sözcük ya da damga sayısı. Genel olarak herhangi bir dizgenin işyükünün üst sınırı, bk. bellek sığası.
sıra Sıralanmış bir öğeler dizisi.
sıradan erişim Düzenlenmiş bir öğeler kümesindeki öğelerin, birincisi okunduktan sonra ikincisinin, sonra üçüncüsünün ve benzer biçimde sırayla ötekilerin okunduğu erişim biçimi, bk. doğrudan erişim.
sıradüzensel yapı Düzenleniş biçimi bakımından, herhangi bir düzeydeki öğelerinin her biri bir alt düzeydeki öğelerden oluşan herhangi bir dizgenin yapısı.
sıralamak Öğeleri, doğal sayılara göre düzenlemek. Doğal sayılara dayalı olarak değişik düzenleme yordamları tanımlanabilir böylece sıralama kavramı, örn. abecesel ya da zamandizinsel ölçütlere göre düzenlemelere de uzatılabilir, bk. ayıklamak.
sil damgası Yanlış ya da istenmeyen bir damgayı geçersiz kılmak için kullanılan güdüm damgası.
silmek Bir ya da birden çok bellek yerinin genellikle sıfır ya da boşluk damgası ile gösterilen, belirli bir duruma getirilmesi.
simge Bir kavramın uzlaşımsal ya da üzerinde uzlaşıma varılmış gösterimi.
simge dizgisi Yalnız simgelerden oluşan bir dizgi.
simgesel dil bk. çevirici dili.
simgesel mantık Biçimsel mantık ve matematikle ilgili sorunları, doğal dilin belirsizliğini önlemeyi amaçlayan özel bir yazılı dil kullanarak inceleyen mantık türü.
sola yanaştırmak 1. Bir sayfa üzerinde damgaların basım konumlarını, basımın sol kıyısı düzenli olacak biçimde tasarlamak. 2. Bir tutanak ya da veri alanı içindeki veriyi, belirli bir konumdaki damga sol uca yerleşecek biçimde kaydırmak.
sonlu özdevinir Bir dış uyarıya karşı yanıtı, bu uyarıya ve özdevinirin kendi iç durumuna bağlı matematiksel varlık. Özdevinirin bulunabileceği sonlu sayıda durum söz konusudur.
sonra-düzenli dizinleme Bilgi erişimde, derlemdeki belgelerin, kullanıcının sorusuna göre değerlendirilip sınıflandırılabildiği dizinleme türü.
sorun tanımı Bilgi işlemde, bir sorun’un çözüm yöntemi, yordamlar, algoritmalar ve yararlı her türlü başka bilgiyi de içerebilen anlatımı.
soruna yönelik dil Kullanılan bilgi işlem donanımından olabildiğince bağımsız olup, belirli bir sorun kümesinin çözümünde olabildiğince kullanışlı, çözümü belgelemede olabildiğince okunaklı, sorun alanının uzmanlarınca kolay öğrenilir nitelikte, yüksek düzeyli izlenceleme d
soyut Bilgi erişimde, bir belgenin konusunu ya da soyunu belirtmek üzere, genellikle belgeleme konusunda uzmanlaşmış bir kişinin, standart olarak önerilen terimleri yeğ tutarak ürettiği, 200-250 sözcük boyunu aşmayan bir tür özet.
söz çözümleme Konuşmanın sesli tutanaklarının çözümlenerek sözcüklerin tanınması ya da konuşanın kimliğinin tanınması için gerekli donanımı, çözümleme yöntemlerini içeren ve bunu bilgisayara sesle giriş olanakları geliştirmek üzere kullanmayı uman araştırma alanı. Konu
sözbağlamı Bilişimsel dilbilimde, bir yapıtta ya da bir yazarın tüm yapıtlarında geçen sözcüklerin abece sırasında ve bağlamlarıyla birlikte, geçtikleri yeri de gösterir biçimde düzenlenmiş listesi, bk. bağlam içinde anahtar-sözcük dizini.
sözcük Belli bir amaç için bir birim olarak düşünülmesi uygun düşen bir damga dizgisi.
sözcük uzunluğu Bir sözcükteki damga sayısı.
sözdizim Bir dilin, özelikle bir izlenceleme dilinin, deyim ve tümcelerini oluşturan damga dizgilerinin nasıl üretileceğini tanımlayan kurallar kümesi.
sözdizim yanlışı Bir kaynak izlencede, dilin sözdizim kurallarına aykırı olarak kullanılmış herhangi bir öğe. Sözdizim yanlışı izlence derlenirken derleyicide bulunan yanlış yakalama yordamlarınca saptanır, derleme listesinde, yanlış türünü belirten bir yorumla birlikte g
stok denetim Depolarda stoklanmış bulunan türlü gereçlere ilişkin bilgilerin denetim altında tutulmasını, böylece gerektiği anda gereken miktarda gerecin en düşük toplam maliyetle hazır bulundurulmasını amaçlayan herhangi bir dizge, bk. yönetim bilişim dizgesi.
süreç denetim Endüstri ortamındaki fiziksel süreçlerin, genellikle örneksel ya da karma bilgisayarlar aracılığıyla denetim altında tutulmasını ya da güdümünü araştıran ve uygulayan çalışma alanı. bk. özdevimli güdüm.
sürekli bakım bk. önleyici bakım.
sürekli form Bilgisayardan alınan sonuçları satır yazıcıdan yazdırmak üzere kullanılan, zigzaglı katlandığı için sayfaları yazıcının basım düzeneğinden sürekli biçimde geçen kâğıt çıktı ortamı.
sürücü Kuşak, teker vb. veri saklama ortamlarının bir okuyucu-yazıcı kafa karşısına sürülmelerini sağlayarak gerekli okuma-yazma işlemlerini gerçekleştiren bilgisayar giriş-çıkış birimlerinin her birinin genel adı. Miknatıslı kuşak sürücü, mıknatıslı teker sürüc
süzgeç Girdi olarak verilen gereç, veri ya da imleri, belirtilmiş ölçütlere göre ayıran herhangi bir aygıt ya da dizge. bk. örtü.
taban 1. Genellikle kullanılan bilimsel sayılama dizgesinde, bir üst ile gücü alınan sayı. örn. 2,7×6,25 (1’5) = 42,1875 deyimindeki 6,25 sayısı. 2-Yerdeğişir bir bilgisayar izlencesinde, gerçek adresleri bulmak için göreli adreslere eklenmesi gereken değer.
taban adresi Adresi oluşturmak üzere göreli adrese eklenmesi gereken adres birleşeni.
tasarım Geliştirilen bir dizgenin bölümleri arasındaki çalışma ilişkilerinin, her bir bölümün özgül işlevleri ayırt edilip belirlenmesi.
taşıma Veriyi ana bellekte bir yerden başka bir yere aktarma.
taşıt Birçok sayısal bellek öğesi ya da yazmaç arasında ortak bağlantı oluşturarak bunlar arasında veri aktarımı sağlayan teller kümesi.
taşma Bir aritmetik işlem sonucunda, ayrılan yere sığmayacak büyüklükte bir sayının bulunması.
tek eşlik denetimi Verideki 1 ikillerin sayısının, eşlik ikiliyle birlikte tek sayı olacak biçimde eşlik ikili oluşturan sağlama düzeni.
tek yönlü Ancak tek yönde veri akışına olanak veren herhangi bir dizgeye değgin, örn. tek yönlü iletişim.
teker bk. mıknatıslı teker, değişir teker.
tektaş çevrim Bir tek yongadan oluşan tümleşik çevrim.
toplama çevrimi Sayısal imleri kullanarak toplama işlemini gerçekleştiren çevrim.
toplu işlem İşlembilgilerin biriktirildiği, bilgisayara, hazırlandıktan sonra toplu olarak bir seferde girildiği bilgi işlem düzeni. Her bir işlembilginin, başka bir olayı beklemeksizin işlendiği gerçek zamanlı işlem düzeninin tersine, toplu işlem belirli bir gecikme
tutanak Bir birim gibi işlem gören, ilişkin veriler ya da sözcükler kümesi.
tutanak görünümü Bir tutanakta, tutanağın birleşenlerinin düzeni ve boyu da içeride olmak üzere verilerin ya da sözcüklerin düzenlenişi ve yapısı.
tutanak uzunluğu Bir tutanağı oluşturan sözcüklerin ya da damgaların sayısı.
tümleşik çevrim Bir dizi birleşenden oluşan bir elektrik çevriminin işlevini gören ve bir tek yarıiletken yonga üzerinde bütünleşmiş çevrim kesimi. bk. küçük çapta tümleşme,orta çapta tümleşme,büyük çapta tümleşme, çok büyük çapta tümleşme.
türevsel çözümleyici Türevsel denklemlerin çözümü için birbirlerine bağlı tümleyicilerden yararlanan bir örneksel bilgisayar.
Bir veri iletişim ortamında veri giriş-çıkışını sağlayan donanım birimi ya da donanım birimleri topluluğu.
ulusa! belgelik Bir ülkenin kamusal ve yerel yönetimine ilişkin tüm belgelerinin genellikle mikrofilm/mikrofiş ortamı üzerinde saklanan kopyaları ile bunlara yeni belgelerin sürekli biçimde katılmasını ve aranan belgelere erişimi sağlayan donatım ve örgüt.
ulusal bilgi akış düzeni Bir ülkenin, türlü amaçlar güden çok sayıda bilgi toplama odağında biriken verileri kamusal, yerel yönetimlerin ve öteki kurum ve kişilerin bilgi gereksemelerini karşılamak üzere kamunun yararlanmasına açma amacı güden, bu amacı gerçekleştirmek üzere veri
unut damgası Kimi uzlaşımlarda, İlgili olduğu veride yanlış bulunduğunu, verinin kullanılmaması gerektiğini göstermek üzere kullanılan bir güdüm damgası.
uyarı iletisi Bir derleme listesinde, sözdizim bakımından benimsenebilir nitelikte bir deyim söz konusu olmasına karşın, bir yanlış olasılığını kullanıcıya bildirmek amacıyla yer verilen herhangi bir ileti.
uyarlık Bir bilgisayar dizgesinde geliştirilmiş yazılım ürünlerinin başka bir bilgisayar dizgesinde değiştirilmeden kullanılabilmesi durumunda iki dizge arasındaki kullanım bakımından geçiş kolaylığı.
uydu bilgisayar Bir bilgisayar dizgesi çevresinde, ona bağımlı biçimde çalışan daha küçük bir bilgisayar.
uygulama izlencesi Kullanıcının özel gereksemelerini karşılamak üzere tasarlanıp gerçekleştirilmiş bilgisayar izlencesi. Dizge yazılımı karşıtlığında kullanılır.
uzaktan erişim Uzakta bulunan bir veri kaynağına veri iletişim olanakları aracılığıyla erişme.
uzakyazıcı Veri iletişim olanaklarıyla uzaktaki bir yerde veri giriş-çıkışı için kullanılan, yazı makinesine benzer donanım birimi.
uziletişim Radyo ya da telefon bağlantısı aracılığıyla birbirinden uzak noktalar arasında bilgi gönderiminin sağlanması.
uzunluk bk. boy.
üç artık düğüm Bir onlu sayamak n’nin (n+3)’ü gösteren bir ikili sayıt ile gösterildiği ikili düğümlenmiş onlu yazım.
üçlü Üç ikili öğeden oluşan çoklu.
üçüncü kuşak bilgisayar Daha ucuza, daha yüksek güvenilirlik sağlayan tümleşik çevrimlerden oluşan donanım olanakları, çok iş düzeni ve zaman bölüşüm olanakları sağlayan, böylece donanım vé yazılım kaynaklarını en verimli biçimde yöneten işletim dizgeleri, veri iletişim ve uzakt
üretici Genel biçimde tanımlanmış bir işe ilişkin olarak önceden hazırlanmış bir çatıdan yararlanarak, kullanıcının belirlediği parametrelere göre, onun özel gereksemelerini karşılar nitelikte bir izlence üreten herhangi bir yordam.
üreysel terim Bilgi erişimde, anıldığında bir dizi kavramı belirten anahtar-sözcükleri de üreterek, aramanın bu kavramlar için de sürdürülmesine yol açan anahtar-sözcük. İzlenceleme dili tanımında, bir kavram için kullanıcının isteğine göre üretebileceği bir sözcük tür
üst Bir kayan ayrımlı gösterimde, gerçek sayı elde edilmek üzere, değişmez ayrımlı parça ile çarpılmadan önce, belirtilmemiş kayan ayrım tabanının yükseltileceği gücü gösteren sayıt. örn. 0,0001234 sayısının kayan ayrımlı gösterimi şudur: 0,1234 -3. Burada -3
ve geçidi Ancak tüm girişlerindeki mantıksal değişkenlerin değeri “doğru” (ya da I) olduğunda, çıkış değeri olarak “doğru” (ya da 1) veren, değilse “yanlış” (ya da 0) veren mantıksal işleç ya da çevrim öğesi.
veri Olgu, kavram ya da komutların, iletişim, yorum ve işlem için elverişli biçimsel ve uzlaşımsal bir gösterimi. Elverişlilik, kişiler ya da özdevimli makinelerle iletişim, yorum ya da işleme uygunluk biçiminde düşünülür, bk. bilgi.
veri adı Bir kaynak izlencede bir veri öğesini adlandırmak üzere kullanılan ve genellikle bir sözcükten oluşan gösterge.
veri akış çizeneği Bir sorun’un çözümünde verinin izlediği yolu gösteren ve işlemin başlıca evreleriyle birlikte, kullanılan değişik veri ortamlarını da tanımlayan bir akış çizeneği.
veri bankası Belli bir konudaki verilerin, gereksiz yinelemelerden arınmış, doğruluğu, tutarlılığı ve güvenliği sağlanmış olarak biriktirilip günlenmesini ve benimsenebilir kısa bir süre içinde erişilmesini ya da kullanılmasını sağlayan, (a) yazılım dizgesi ile (b) ve
veri çevirici Verileri değiştirmeye yarayan aygıt.
veri düğümü Veriyi gösteren imlerin, uyarınca oluşturulduğu, gönderildiği, alındığı ve işlendiği kurallar ve uzlaşımlar kümesi.
veri düzenleme Veriyi, amaçlanan kullanım için elverişli biçimde, uygun veri saklama ortamları üzerinde örgütleme.
veri güvenliği Bir veri tabanında ya da veri bankasında biriktirilen verilerin yanlış bilgiler içermesine karşı, veri girişini ve veri günleme olanaklarını denetim altında tutan önlemler bütünü.
veri hazırlama işletmeni Bir bilgi işlem merkezinde çevrimdışı veri giriş donanımını kullanarak veri giriş ve sağlama görevlerini yapan kişi. Bu görevi uğraş edinmiş kişi. Delgi işletmeni deyimi de kullanılmaktadır.
veri iletişim Bir bilgisayarla, uzakta, bir uç başındaki kullanıcı ya da başka bir bilgisayar arasındaki sayısal veri aliş-verişi.
veri işlem Veri üzerinde işlemlerin düzenli biçimde yürütülmesi, örn. kişi eliyle ya da bilgisayar vb. makinelerle yapılan bir işlem, bir kütük birleştirme, bir sıralama ya da bir hesaplama. Bilgi işlem deyimi de eşanlamlı biçimde kullanılır.
veri işleyici Bir masa hesaplayıcısı, bir delikli kart makinesi ya da bir bilgisayar gibi, veri işleme olanağı sağlayan aygıt.
veri kitaplığı İlişkin kütüklerden oluşan bir küme. örn. bir ülkenin tarım ve hayvancılığına ilişkin veri kütükleri bir veri kitaplığı oluşturabilir, bk. veri bankası.
veri ortamı 1. Üzerinde ya da içindeki belli bir fiziksel değişkenin, verinin gösterimi olarak kullanılabildiği gereç, örn. mıknatıslı kuşak. 2. Verinin gösterimi olarak kullanılmak üzere değiştirilebilen fiziksel nicelik, örn. belirli bir yönde mıknatıslanma, kart ü
veri sağlama makinesi Delikli kart ortamındaki verilerin, delgi işletmeni eliyle yeniden girilerek kart üzerindekilerle damga damga karşılaştırmasını, böylece yanlış delgilerin düzeltilmesini, veri doğruluğunun sağlanmasını olanaklı kılan kart delgi makinesine benzer çevrimdış
veri saklama ortamı Ana bellek boyutlarına göre çok büyük oylumlu veri kümelerini, gerektiğinde yüklenmek ve erişilmek üzere, özellikle çevrimdışı koşullarda saklamada kullanılan mıknatıslı kuşak, değişir teker vb. herhangi bir ortam. Genel olarak çevrimiçi ya da çevrimdışı,
veri saklama yoğunluğu Bir veri ortamının birim yüzeyinin ya da birim oylumunun veri saklama sığası.
veri sıkıştırma bk. bilgi sıkıştırma.
veri tabanı Bir konu ya da örgüte ilişkin verilerden oluşan ve genellikle bir veri tabanı dizgesi aracılığıyla bir bütün olarak yaşatılan veri kümeleri topluluğu.
veri tabanı dizgesi Birbirinden bağımsız birçok uygulamada ortaklaşa kullanılmak amacıyla, bir konu ya da örgüte ilişkin tüm verilerin, gereksiz yinelemelerden arınmış, doğruluğu, tutarlılığı, gizliliği ve güvenliği sağlanmış olarak biriktirilip günlenmesini ve erişilmesini,
veri tabanı yönetim dizgesi Bir veri tabanının kurulması ve yaşatılması için gerekli yordam ve izlenceleri kapsayan yazılım dizgesi.
veri tabanı yönetmeni Bir veri tabanı dizgesini kullanarak, veri tabanının kurulması, yaşatılması, işletilmesiyle ilgili görevleri yürüten ve veri kaynaklarıyla kullanıcı gereksemelerini bağdaştırıp sunulan olanakları kullanıcı çevrelerine tanıtan kişi ya da kişiler topluluğu.
veri toplama Bilgisayar ortamında saklanması öngörülen ham bilginin yeni bir uygulama için ilk kez toplanması ya da önceden derlenmiş ve bilgisayara girilmiş veri kütüklerinin günlenerek yaşatılması için sürekli biçimde derlenmesi, bk. veri yakalama.
veri yakalama Sayısal ya da örneksel özel veri toplama aygıtları aracılığıyla verinin, gerçek zamanlı bilgisayara, genellikle uzakta bulunan olay yerinden, bir işletmen çabası gerekmeksizin, bir izlence güdümünde, anında girişini öngören veri toplama düzeni.
veri yazma Herhangi bir veri saklama ortamına veri işleme.
ya geçidi Girişlerindeki mantıksal değişikenlerden en az birinin değeri “doğru” (ya da 1) olduğunda, çıkış değeri olarak “doğru” (ya da 1) veren, değilse “yanlış” (ya da 0) veren mantıksal işleç ya da çevrim öğesi.
yanıt süresi Bir bilişim dizgesinde, kullanıcının sorusunu dizgeye yöneltmesiyle yanıtı elde etmesi arasında geçen süre. Özellikle etkileşimli dizgeler için kullanılır.
yapay anlayış Algoritma biçiminde tanımlanamayan, buluşsal yöntemlerle özdevimli öğrenme yöntemlerinden yararlanan ve doğal dil anlama, söz çözümleme, örüntü tanıma gibi algısal ya da bilişsel süreçlerle ilgili bilgisayarlı modeller geliştiren araştırma alanı. Yapay an
yapay us bk. yapay anlayış.
yardımcı bellek bk. dış bellek.
yardımcı donanım Bir bilgisaray dizgesi çevresinde, çevrim dışı kullanılan herhangi bir aygıt ya da makine.
yardımcı izlence Bir bilgisayarın dizge yazılımıyla birlikte kullanıcıya sunulan, bir ortamdan bir ortama veri kütüklerini aktarma, kütük ayıklama, sıralama, birleştirme vb. gibi kullanıcının sık sık gerekseme duyabileceği hizmetler için parametrelerle yöneltilen genel yo
yarıiletken bellek Yarıiletken gereçlerden yapılma iki durumlulardan oluşan, dolayısıyla başka bellek türlerine göre daha pahalı olmakla birlikte çok hızlı erişim sağlayan bellek türü. Tümleşik çevrimler teknikbilimindeki sürekli ve hızlı yenilenme, 1975’ten beri gelişen ço
yastık bellek Bir birimden ötekine veri gönderilirken, veri öğelerinin biriktirilip geçici olarak saklandığı ara bellek ya da bellek kesimi.
yaz-oku bellek bk. rasgele erişimli bellek.
yazaç Yalnız başına ya da ötekilerle birlikte kullanıldığında başlıca görevi, yazılı dilde, sözlü dilin bir ses öğesini göstermek olan bir çizisel damga.
yazı makinesi Bir satırdaki damgaları tek tek kâğıda yazan ve dizgenin bilgisayar işletmenine yönelik iletileri için çıkış birimi olarak kullanıldığı gibi, işletmenin dizgeye iletmek istediği denetim deyimleri için, bir klavye aracılığıyla dizgeye kısıtlı oylumda veri
yazıcı Sonuçları kâğıt üzerine yazan bilgisayar çıkış birimi.
yazılım Bir bilgi işlem dizgesinin işleyişi ile ilgili bilgisayar izlencelerinin, yordamların, kuralların ve gerektiğinde belgelemenin tümü.
yazılım dizgesi Donanım ve veri kaynaklarını, genellikle bir dil aracılığıyla, kullanıcının tanımladığı görev’lere, iş’lere göre kullanan ve istenen sonucu üreten yordamlarla izlencelerden oluşan yazılım birimi. Yazılım dizgeleri, donanım düzeyinden üst yapıya doğru, (a)
yazılım-takım Belli bir konudaki yazılım öğelerini, düzenli bir bütün biçiminde, belgelenmiş olarak içeren yazılım ürünü.
yazım Verinin gösterimi için, bir simgeler kümesi ile kullanımlarına ilişkin kurallar.
yazma Verileri, sürekli ya da geçici bir biçimde, bir belleğe ya da bir veri ortamına işleme. Bir yazmaçta ya da ana bellekte bulunan veriyi dış bellek ortamına, çıktı biçiminde aktarma.
yazmaç Önceden saptanmış amaçlar için kullanılan, bu amaçların gerçekleştirilmesinde yararlanılacak verilerin saklanabileceği boyda bir yerel bellek türü. Kullanım yeri ve biçimine göre, bir yazmaç için sayaç, birikeç gibi adlar da kullanılabilir.
yedek dizge Kullanılmakta olan bir bilişim dizgesinin ya da donanım dizgesinin herhangi bir aksaklık nedeniyle kullanım dışı kalması olasılığına karşı, geçici bir süre için hemen kullanıma sokularak hizmetin sürmesini sağlamak üzere hazır bekletilen dizge.
yedek parça Bir bilgisayar dizgesinin bakım onarımının etkin biçimde sağlanabilmesi için bakımcının elinde hazır bulunması gereken herhangi bir birleşen.
yedi izli kuşak Eşlik ikiliyle birlikte üzerinde yedi iz bulunan, demek ki altılı damgalar biçiminde düğümlenmiş veriler için kullanılan mıknatıslı kuşak.
yedili Yedi ikili öğeden oluşan çoklu.
yeğlenen terim Bilgi erişimde, bir kavramı belirtmek üzere gömüde yer alan birçok ipucu anahtar-sözcüğe karşılık standart terim olarak seçilen ve dizinlemede kullanılan, yazar ve araştırmacılara önerilen anahtar-sözcük.
yeniden başlama Bir izlencenin herhangi bir aksaklık nedeniyle kesilmesi durumunda, işi en baştan başlatmak yerine, öngörülmüşse, yeniden başlama durağından sürdürme.
yeniden başlama durağı Uzun bir yürütme süresi gerektiren bir izlencede, herhangi bir aksaklık dolayısıyla kesilme olasılığında, işi en baştan yenileme yerine, belirli sürelerde dış belleğe yapılan dökümlerle desteklenen ve işlenen verilerdeki tutarlılığı bozmadan sağlanan yeni
yeniden girilir izlence Bilgisayar ana belleğindeki amaç izlencenin birçok kullanıcının tanımladığı görevler için eşzamanlı olarak işletilebilme özelliği.
yer bk. bellek yeri.
yerdeğişir izlence Belleğin herhangi bir bölgesine yerleşip çalışabilecek biçimde göreli adreslerle düğümlenmiş izlence.
yerdeğişirlik Bir bilgisayarın donanım yapısında ve işletim dizgesinde yerdeğişir izlencelere olanak veren özellik.
yerel bellek Bilgisayar donanım birimlerinin, işlevlerini görmek üzere kullandıkları kendilerine özgü bellekleri.
yerleşik yordam Sürekli olarak ana bellekte tutulan yordam.
yerpaylaşır kesim Bir izlencede, sürekli olarak bellekte tutulması gerekmeyen, böylece ortaklaşa kullanım için ayrılmış bir bellek alanına çağrıldıkça yerleşen kesimlerden her biri.
yığıt Öğelerden son gelenin ilk işlem görecek biçimde üst üste yığıldığı varsayılan veri yapısı. Ters kuyruk deyimi de bu anlamda kullanılabilir. Yığıt aritmetiksel deyimlerin değerlenmesinde, yeniden girilirliğin, özyineliliğin uygulanmasında kullanılan veri y
yığıt makinesi Yapısında ve işleyişinde yığıtlari temel öğe olarak kullanan, bu bakımdan, yazmaç makinesi de denilen geleneksel “von Neumann makineleri”nden ayrılan bilgisayar türü.
yineleme 1. Genellikle herhangi bir döngü içindeki işlemlerin bir kez daha uygulanışı. 2. Yineleme yöntemiyle hesaplamada, işlemler düngüsünün her bir uygulanışı.
yineleme yöntemi istenen bir sonucu, belli bir işlemler döngüsünü her seferinde biraz değişik parametre değerleri için, gittikçe sonuca biraz daha yaklaşacak biçimde birçok kez yineleyerek hesaplama yöntemi.
yonga Bir tümleşik çevrimi taşıyan yarıiletken gereç. Kırmık sözlüğü de bu anlamda kullanılmaktadır, bk. tümleşik çevrim.
yordam (I) Özel bir amacı olan bir eylem için atılması gerekli adımların bir tanımı.(II) Genel ya da sık kullanımı olan bir bilgisayar izlencesi ya da bir bilgisayar izlence kesimi.
yordama yönelik dil Çözüm yordamının tanımlandığı işte kullanılan genel dile az çok benzeyen ve çözümün uygulandığı bilgi işlem donanımından olabildiğince bağımsız izlenceleme dili.
yordamlık Bir bilgisayar dizgesinde kullanıma hazır biçimde tutulan izlence ve yordamlar yopluluğu. Kitaplık sözcüğü de kullanılır.
yorumlayıcı Girdi olarak verilen deyim ya da yordamları, herhangi bir amaç izlence üretecek biçimde derlemeksizin, doğrudan uygulayan bir izlence, bk. çevirici, derleyici.
yönerge bk. kullanım yönergesi.
yönetim bilişim dizgesi Bir örgütün yönetimiyle ilgili veri kaynaklarını bir dizge bütünlüğü içinde toplayıp örgütün gündelik işlerine bilgi işlem desteği sağlayan, özellikle türlü düzeylerdeki yönetim katlarına taktik ve stratejik kararlarını başarılı kılacak nitelikte sürekli
yönetimsel bilgi işlem Sayışımda ya da yönetimde kullanılan özdevimli bilgi işlem.
yöneylem araştırması Eldeki kaynakların en iyi biçimde kullanımı ile ilgili karmaşık sorunlar için modellerin tasarlanması ve bu sorunların çözümü için, matematiksel yöntemlerin uygulanması konularını kapsayan bilim ve araştırma alanı.
yüklemek İç bellekten ya da bir yazmaçtan bir yazmaca veri aktarmak. Bir izlence, yazılım dizgesi ya da veri kütüğünü, saklı bulunduğu çevrimdışı dış bellek ortamından iç belleğe ya da çevrimiçi dış belleğe aktarmak.
yüksek düzeyli dil Her komut ya da deyimin, birçok makine komutunu karşıladığı bilgisayar izlenceleme dili. Yüksek düzeyli bir dil, alçak düzeyli dillere göre, kullanıcının doğal diline ya da çözmek istediği soruna uygun uzmanlık alanının diline daha çok benzer.
yürütme Bir izlenceyi oluşturan komutların bilgisayar donanımınca uygulanması, izlencenin işletilmesi.
zaman bölüşüm Bir bilgisayar ortamını oluşturan kaynakların, birçok kullanıcının tanımladığı işler arasında, her kullanıcının yalnız kendi işi yapılıyormuş gibi görebileceği biçimde, zaman bölüştürülerek kullanıldığı bilgisayar işletim düzeni.
zaman uyumlama damgası Zamanuyumlu veri gönderim dizgelerinde kullanılan ve yarattığı bir imle, veri uç donanımları arasında, özellikle gönderilen herhangi bir başka damga bulunmadığında, zamanuyumunu ya da zamanuyum düzeltimini sağlayan bir gönderim güdüm damgası.
zamanuyumlu bilgisayar Her olayın ya da herhangi bir temel işlemin uygulanmasının, bir saatten gelen imler üzerine başlatıldığı ve genellikle bu imlere uygun adımlarla sürdürüldüğü bir bilgisayar, bk. zamanuyumsuz bilgisayar.
zarnanuyumsuz bilgisayar Her olay ya da işlemin uygulanmasının, bir önceki olay ya da işlemin bitirilmesi üzerine yaratılan bir im ile ya da bir sonraki olay ya da işlem için gerekli bilgisayar birimlerinin önceki işlerini bitirip kullanıma hazır duruma gelmeleri üzerine başlatıl
zincirleme arama Her bir öğenin, aramada kendisinden sonra incelenecek öğenin yerini belirten bir gösterge içerdiği arama.
zincirlenmiş liste Öğelerin dağınık olabileceği, buna karşılık her öğede bir sonraki öğenin yerini belirten bir tanıtıcı bulunan liste.

E – denizcilik terimleri sözlüğü

E harfi ile başlayan denizcilik terimleri sözlüğü :

EĞLENMEK : Bir teknenin stop ederek veya çok ağır yol ile gideceği yere varması

EL DONANIMI : Mekanik olan ırgat gibi aygıtların el ile çalışabilmesi için yapılmış olan donanım

EL DÜMENİ : Kol gücü ile bir taraftan diğer tarafa basılan dümen

EL İNCESİ : Bir tekneden diğerine veya sahile atılan ucunda kurşun bir ağırlığın ceviz ile kaplı olduğu ve sonuçta bir halatın bağlanarak gönderildiği, parekete savlosu gibi incecik bir halat

EL İSKANDİLİ : Elektrikli iskandil olmayan teknelerde,derinlik ölçmek için çımasına 5 kg lık bir kurşun asılmış ve üzerine kulaç taksimatı yapılmış olan savlo.

D – denizcilik terimleri sözlüğü

D harfiyle başlayan denizcilik terimleri sözlüğü :

DABILBATIM : Gemilerin karinası yırtıldığında teknenin su almaması için postaların iç tarafına ikinci bir kaplama konur ki, bu iki kaplama arasındaki double-bottom denir. Bu bölüm safra ve yakıt deposu olarak da kullanılır.

DENİZ DEMİRİ : Denizde ve rüzgarda hareketsiz kalan teknenin dalgalara borda vermemesi için baştan veya kıçtan denize attıkları koni şeklindeki branda torba.

DESTE ETMEK : Halatın veya zincirin iyice gerilmesi

DİNGİ : Tek çifte kürekle hareket eden 9 kadem boyundaki tekne. Dingi yerine patalya terimi kullanılır.

DİREK FİSTANI : Suların içeriye girmemesi için direğin güverteden geçtiği ıskaçanın etrafına su geçirmez şekilde konulan tahta çember.

DOBLİN : Bir halatın iki çıması arasındaki sarkık kısım

DOBLİN ALMAK : [Vermek, Tutmak] Bir halatın iki çımasının gemide kalmak üzere bordadaki veya sahildeki bir babaya iki, üç kez sarılması

DÖKÜNTÜ : Deniz yüzeyine yakın kayalık kümeler

DÖŞEKLİ : Altı düz olan tekne

DİRİSA ETMEK : Yön değiştirmek, rüzgarın dirisa etmesi, bumbayı dirisa etmek

DÜMEN : Gemiyi istenilen yöne çevirmek için saç veya tahtadan yapılmış olup kıç tarafa monte edilen yelpaze şeklindeki bir parça

DÜMEN BAŞLIĞI : Yeke evini kuşatmak – kuvvetlendirmek için dümen şaftının etrafına geçirilen maden başlık [=dümen tası]

DÜMEN BODOSLAMASI : Kıç bodoslama

DÜMEN BOĞAZI : Dümen yelpazesinden yukarıda kalan kısım

DÜMEN DOLABI : Dümen yekesine bağlı mekanizmasını çevirebilmek için yapılmış olan aygıt.

DÜMEN DONANIMI : Dümen yekesi ile dümen dolabı arasında kalan tel halat mekanizma, uskurlu şaft ve kolar ile bunların geçtikleri makaralı sistemin tümüne verilen isim

DÜMEN YELPAZESİ : Dümenlerin, dümen boğazlarından aşağıda olan yassı kısımları.

DÜMEN ZAVİYESİ : Dümen yelpaze sathının omurga ile yapmış olduğu açı

DÜMENCİ PUSULASI : Dümen dolabının hemen önüne konulmuş olan mıknatisi pusula.