Etiket arşivi: baş

Jimnastik terimleri sözlüğü

Jimnastik Terimleri Sözlüğü

açık duruş Vücudun, gergin ve yana açık bacaklarla ayakta bulunduğu durum.
açık (gergin) atlama Atlama araçları üzerinden, bacakları kollar dışında iki yana gergin açarak aşma.
açılı duruş Topuklar bitişik, ayak uçları bir ayak genişliğinde açık duruş.
açılma Bir grupta, sıraların cimnastik alıştırmaları için dağınık düzene girmesi.
adım Ayakta temel duruştan, bir ayağın, türlü yönlerde iki ayak boyu kadar ara ile yer değiştirmesi.
adım duruşu Vücudun, öne adım alarak ayakta bulunduğu durum.
adımlı sıçrama Çift ayakla sıçrayıp havada bir bacağı öne, ötekini geriye açarak geniş adım duruşu alma.
adi adım Adımda beraberlik gerektirmeyen ve grupça yapılan yürüyüş türü.
ağızdan soluk alma Soluğu ağız yoluyla alma.
ağızdan soluk verme Soluğu ağız yoluyla verme.
aksak döğüşü (seksek döğüşü) İki kişinin tek ayak üstünde, kollar göğüste kavuşuk durumda birbirlerini itme ve aldatma ile dengelerini bozarak öteki ayaklarını bastırmaya çabalamaları biçiminde yaptıkları eşli alıştırma.
alan cimnastiği Açık havada yapılan cimnastik alıştırmaları.
alıştırma Vücudun, biyolojik yönden gelişimini sağlayan devinim çalışması.
alt bacak (baldır) Bacağın , diz ekleminden ayak bileğine kadar olan alt bölümü.
altın beşik Bir elleriyle kendi bileklerini kavrayan iki kişinin, öteki elleriyle karşılıklı olarak birbirlerinin bileklerini tutmaları.
amaçlı cimnastik Vücudun başarı gücünü, pratik yaşamımızın gereklerine uygun olarak, ölçülebilen bir biçimde artırmak amacıyla uygulanan alıştırmalar.
anlatım cimnastiği (ifade cimnastiği) Müzik ve ritim yardımıyla yapılan, itici gücünü duygusal yaşantıdan alan ve bir anlam taşıyan cimnastik türü.
ara Toplu cimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları.
araçlı alıştırmalar Araçla ya da araç üzerinde uygulanan alıştırmalar.
araçlı cimnastik Cimnastiğin araçta uygulanan bir türü.
araçsız alıştırmalar Hiç bir araç kullanmaksızın uygulanan alıştırmalar.
araçta denge alıştırmaları Dayanak yüzeyi sınırlı ve yerden yüksek araçlarda yapılan denge.
araçtan atlamalar Atlamanın, koyun, kasa, beygir, masa gibi engeller üzerinden uygulanan bir türü.
aralık Toplu cimnastiklerde, biri birinin ardı sıra durarak dizilenleri ayıran derinliğine açıklık.
arka Vücudun ortasından geçen çizginin sırt tarafında gösterdiği yön ve sırt yüzeyi.
arkadan asılma Sırtın araca dönük tutulduğu asılma durumu.
arkaya adım Ayakta temel duruştan arkaya doğru atılan adım.
arkaya takla Vücudun, öne yumulu omurga ile arkaya yuvarlanması.
asılı hız almalı ilerleme (kollarla) Asılmada, hız alarak sallanırken, ellerle birbiri ardınca öne-arkaya yer değiştirme.
asılı ilerleme (ellerle) (çekmeli ilerleme) Asılmada, ellerin birbiri ardınca yer değiştirmesiyle ilerleme.
asılı sallanma Asılmada, hız alarak vücudun türlü yönlere sallanması.
asılı sarkaçlı ilerleme (kollarla) Asılmada, hız alarak iki yana sallanırken, birbiri ardı sıra ellerle yana yer değiştirme.
asılı sıçramalı ilerleme Asılmada, çift kolla hız alarak yer değiştirme.
asılı takla (öne, arkaya) Asılma araçlarında, vücudun, genişliğine ekseni üzerinde tam bir dönme yapması.
asılma Vücud ağırlığının, kollar, bacaklar ya da bir başka vücut bölümünde asılı tutulması.
asılma-dayanma araçları Üzerinde asılma ve dayanma alıştırmaları yapılan yatay demir, koşut ağaç v. b. araçlar.
aşağıda tutuş Kolların kendi ağırlığıyla omuzlardan aşağı sarkık bulunduğu durum.
atılım duruşu (öne, yana, arkaya) Türlü cimnastik alıştırmalarına temel olan bir başlama duruşu türlü yönlere adım duruşlarında, gövdenin bükülü bacak üzerine eğilmesi ve gergin bacakla bir doğrultuya getirilmesiyle vücut ağırlığının o yöne aktarılması.
atılım yürüyüşü Geniş adımla ve ağırlığı öndeki bükük diz üzerine vererek yürüme.
atılımda gövdeyi yana bükme Öne atılım duruşunda, gövdeyi önden arkaya eksende iki yana (sağa – sola) eğme.
atlama Vücudun, sıçrama gücü ile bulunduğu dayanak yüzeyinden koparak ayrı bir düzeye konması.
atlama araçları Üzerinden türlü aşma ve atlamalar yapılan, koyun, kasa, masa v. b. araçlar.
atlama ipi (sıçrama ipi) 2.80 m. uzunluğunda tutamaklı ipten alıştırma aracı.
atlı karınca Ellerini karşılıklı birbirlerinin enselerinde kenetleyen iki kişinin kolları üzerinden, öteki çiftin aynı durumu alarak, alttakilerin kendi eksenlerinde hızlanıp dönmesiyle ayaklarının yerden kesilmesi ve savrulması biçiminde bir eğlenceli alıştırma.
ayağa eğik cephe Ellerin, ayaklardan daha yüksek bir düzeyde dayalı bulunduğu eğik cephe duruşu.
ayak Bacakların, bilekten sonraki bölümü.
ayak bileği çalışması Ayak bileğinin güçlenmesini sağlayan ve bacağın sıçrama yeteneğini artıran alıştırmalar.
ayak çevirme Ayağı, bilek oynağında ve bileşik eksende dairesel çevirme.
ayak ucu Ayak parmak uçlarının oluşturduğu dar dayanak yüzeyi.
ayak uçlarında koşma Vücudun ağırlığını ayak uçlarına verip bu dar dayanak yüzeyinde yaylanarak koşma.
ayak uçlarında yürüyüş Vücudun ağırlığını salt ayak uçlarına vererek bu dar dayanak yüzeyinde yürüme.
ayakta (duruş) (durarak) Vücudun, ayaklar üzerinde dayalı ve devinime hazır olduğu başlama duruşu.
ayakta gövdeyi yana bükme Gövdeyi, ayakta duruşta önden arkaya ekseni üzerinde iki yana (sola-sağa) eğme.
ayakta terazi (planör) Vücudun, tek ayak (bacak) üstünde, yüz yere dönük yatay ve gergin olarak dengede bulunduğu durum.
ayakta ters terazi (ters planör) Vücudun, tek ayak (bacak) üstünde sırt yere dönük biçimde yatay ve gergin olarak dengede bulunduğu durum.
ayaktan asılma Asılma araçlarında, yalnız ayakları takarak asılı kalma.
ayaktan kipe Ayakta duruştan, gövdeyi öne bükerek devrilirken alınan hızla yapılan bir yer kipesi türü.
ayı yürüyüşü Gergin kol ve bacaklarla dört ayak yürüme.
bacak Vücudun , yer değiştirme olanağını sağlayan, kasıktan tabana kadar olan bölümü.
bacak alıştırmaları Bacak kas ve eklemlerini çalıştıran ve geliştiren alıştırmalar.
bacak çevirme Bacağa, uyluk ekleminin verdiği olanak oranında bileşik eksende daireler çizdirme.
bacak kaldırma Bacağı, uyluk ekleminde öne, arkaya, geriye, yukarı kaldırma.
bacakları germe Değişik duruşlarda bacakları dizden germe.
bacaktan asılma Asılma araçlarında, bacakları kenetleyerek asılı kalma.
bağdaş Vücudun, dik gövde ve çaprazlanmış bacaklarla, kabalar ve uyluklarda ellerle ayak uçlarını kavrayarak yere dayalı bulunduğu durum.
baş Beyni ve duyu organlarını taşıyan vücut parçası.
baş alıştırmaları Başa uygulanan bükme, döndürme ya da çevirme türünden alıştırmalar.
baş çevirme Başa boyun omurlarının verdiği olanak oranında bileşik eksende (öne-yana-arkaya bükmelerin sürekliliğiyle) daireler çizdirme.
baş kipesi El-başüstü duruştan devrik yatışa geçerken bacakların havayı, ellerin o sırada yeri itişiyle ayağa kalkma.
baş yüksekliği Ayarlanabilen cimnastik araçlarında, baş doğrultusunda yükseklik için kullanılan kavram.
baş-diz köprüsü Vücudun, sırt yere dönük olarak baş ve dizler üstünde dayalı ve gerili bulunduğu durum.
başa eğik cephe Ellerin ayaklardan daha alçak bir düzeyde dayalı bulunduğu eğik cephe duruşu.
başaşağı asılma Bir araçta, gergin ya da kalçadan bükük vücutla başaşağı asılma.
başlama duruşu (çıkış) Alıştırmanın türüne göre vücut bölümlerinin aldığı ilk hazırlık duruşu.
başta tutuş Kolların, eller baş üstünde karşılaşmak üzere dirseklerden bükülü tutulduğu durum. Bu durumda dirsekler vücudun alın yüzeyinde bulunur.
baştan aşırma Bükük adım duruşunda ellerini önde kenetleyen birinin, karşısından gelen ve omuzlarına dayanıp bir ayağıyla kenetlenen ellerine basarak, sıçrama bacağından hız alan eşini yukarı fırlatıp açık atlayışla başının üzerinden arkaya aşırması.
bayrak duruşu Yatay parmaklıkta, yan yukarıda tutuşla vücudun, bir yan yüzü ile yere koşut olarak gergin askıda tutulması.
beceri Vücudun yapılması güç alıştırmalara yatkın olma durumu.
beceri alıştırmaları Kas ve sinirlerin işbirliğiyle başarılan ve yerde takladan havada taklaya değin gelişen güç alıştırmalar.
beden eğitimi Oyun, cimnastik ve spor gibi eğitici bütün vücut alıştırmalarını kapsayan genel kavram.
benzetme alıştırmaları (taklit alıştırmaları) Özellikle çocuklardaki tasarım ve imgeleme gücü dolayısıyla onların kolaylıkla anlayıp yapabildikleri günlük yaşantıyı ve olayları örnek tutan, odun yarma, ekin biçme, bıçkı v. b. basit iş hayvan değinimlerine ya da doğal olaylara benzetilerek yapılan alı
beşik Yüzüstü yatışta, geriye bükülü ayak bileklerini ellerle kavrayarak karın üzerinde baş-ayak yönünde sallanma.
beygir Kaba çizgileriyle beygire benzeyen, 1.75 m. uzunlukta ve 34 cm. genişlikte, yüksekliği 1.70 m. ye ayarlanabilen ve atlamalar için kullanılan cimnastik aracı.
beygirden atlama Bu adı taşıyan atlama aracının üzerinden türlü biçimlerde aşma.
birerle kol (dizi) Toplu cimnastiklerde, bir kol boyu birbiri ardı sıra derinliğine bir doğrultuda yer alanların oluşturdukları devinim ve yürüyüş düzeni.
bisiklet devinimi (pedallama) Asılmada, sırtüstü yatışta ya da mum duruşunda, bacaklarla havada yapılan bisiklet sürme alıştırması.
bitişik duruş Topuklar ve ayak uçları bitişik olarak ayakta duruş.
boyun alıştırmaları Boyun omur ve kaslarının yardımıyla bu eklemlerde yapılan bükme, döndürme ya da çevirme türünden alıştırmalar.
bozuk duruş Vücudun, ağırlık etkisine karşı koyacak dengeli bir kas gücü tüketmeden aşırı eğrilikle duruşu.
burgulu dayanmalı aşma (arap parendesi) Yüz çıkış yönüne dönük olarak bitirilen yan perende.
burundan soluk alma Soluğu burun yolu ile alma.
burundan soluk verme Soluğu burun yolu ile verme.
bükme (öne-arkaya-yanlara) 1. Germe karşıtı olan devinim. 2. Eklemleri saran kasların kısalarak çalışması sonucu oynakların iki tarafındaki vücut bölümlerini genişliğine (ön-arka) ve derinliğine (yan) eksenlerde birbirine yaklaştırma.
bükük adım duruşu Bükük dizle adım alma durumu.
bükük asılma Dirseklerden bükülü kollarla kendini çekerek asılma.
bükük cephe duruşu (kedi kamburu) Vücudun, kalçada bir açı oluşturarak ellerde ve bütün tabanda yere dayalı bulunduğu durum.
bükük dizüstü Gövdeyi, kalçadan bükerek dizüstü duruştan öne uzatma durumu.
bükük duruş Vücudun, üst kısmının kalça ile bir açı oluşturacak biçimde öne uzanmış durumu.
bükük oturuş Vücudun, dik gövde ve bükülü dizlerle tabanlar ve kabalar üstünde yere dayalı bulunduğu durum.
bükük yatış Dizler bükülü sırtüstü yatış durumu.
bükük yürüyüş Bacaklar dizden bükük, gövde öne eğik tam taban basarak yürüme.
cephe duruşu Vücudun, yerde ya da bir araçta, yüz yere dönük, yalnız ellerde ve ayak uçlarında dayalı ya da gerili bulunduğu durum.
cephede sıçrama Cephe duruşunda, el ve ayaklarla aynı süre içinde yeri iterek bir an havada kalma.
cimnastik İnsanın beden ve ruh yeteneklerini geliştirmek amacıyla biyolojik olanaklar içinde uygulanan yöntemli, ölçülü ve düzenli vücut alıştırmaları.
cimnastik alanı Cimnastik çalışmalarının yapıldığı açık alan.
cimnastik araçları Cimnastik alıştırmalarında, türlü amaçlarla kullanılan taşınır ya da durağan araçlar.
cimnastik ayakkabısı Cimnastik çalışmalarında giyilen, tabanı lastik ya da ince deriden yapılmış hafif ayakkabı.
cimnastik bayramı Cimnastik gösteri ve yarışmalarıyla donanan şenlik.
cimnastik birincilikleri Belli cimnastik alıştırmalarında, en üstün başarı göstereni ayırmak amacıyla yapılan yarışmalar.
cimnastik değneği Cimnastikte, el aracı olarak kullanılan değişik çap ve uzunlukta ağaç ya da madenden yapılmış çubuk.
cimnastik dersi Vücut alıştırmalarının yöntemine göre öğretildiği ders.
cimnastik grubu Bir cimnastik gösteri ya da yarışmasına kururumu adına katılan cimnastikçi topluluğu.
cimnastik kasnağı Çapı 0.80 m. olan tahtadan yapılmış kasnak biçiminde cimnastik el aracı.
cimnastik kılığı Cimnastik çalışmalarına elverişli özel kılık. ,
cimnastik öğretmeni Cimnastik çalışmalarını yaptıran uzman öğretmen.
cimnastik salonu İçinde cimnastik yapılan ve türlü alıştırmalara yarayan araçlarla donatılmış kapalı yapı.
cimnastik sırası Geniş yüzeyiyle oturarak gövde alıştırmalarına, ayakları bağlayan dar yüzlü dilmesiyle denge alıştırmalarına yarayan uzunca bir tahta sıra.
cimnastik topu Cimnastikte el aracı olarak kullanılan 15-23 cm. çapında hava dolu lastik top.
cimnastikçi Cimnastik alıştırmalarını (ustalıkla) yapan kimse.
çabuk güç alıştırmaları Kasların çabuk gerilme ve gevşemelerini sağlayan, tepki yeteneğini artıran, eklemleri güçlendiren, itme, atma, sıçrama ve atlama gibi kas gücünü apansız uygulamayı ve tüketmeyi giderek çabuk sonuç almayı gerektiren alıştırmalar.
çakı oturuşu Vücudun, kol ve bacaklar önde kalkık olarak kabalar üstünde yere dayalı ve dengede tutulduğu durum.
çapraz kavrama Asılma aracını birbirine çapraz ellerle kavrama.
çapraz tutuş (kol) Gövdenin herhangi bir yönünde ve türlü yüzeylerde, kolları, birbirini çaprazlayarak tutma.
çekişme halatı İki grup arasında çekişerek güç yarışmasına yarayan 15 m. uzunluğunda, 25 – 30 mm. çapında düğümsüz kalın ip.
çekme Kolun ya da öteki vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendine yaklaştırması.
çerçeve Cimnastikte, asılma ve tırmanmalar için kullanılan 50 cm lik, 16 dörtgen gözlü ağaçtan araç.
çevirme Vücudun türlü bölümlerinde, eklemlerin verdiği olanak oranında bileşik eksende yapılan devinim türü.
çift salto (havada çift takla) Aşırı hızla ya da tramplenden sıçrama ile havada iki takla atarak yapılan perende.
çömelik duruş Dizlerin bükük, vücudun ayak uçları üzerinde yere dikey bulunduğu durum.
çömelme Ayakta duruştan bacakları bükerek boyu küçültme durumu.
çukur bel Belde, omuzların kuvvetle geriye çekilmesiyle omurganın bel bölgesinde oluşan ve bazı alıştırmalara denge ya da hız kazandıran çukurluk.
dalgalanma Koşu duruşunda, dizlerin hafif bükülmesinden ve kolların aşağıda tutuştan gevşek – öne – yukarı savrulmasından sonra, dizlerin gerilmesi, kalçanın öne itilmesi, gövdenin doğrulmasıyla vücudun diz, kalça, bel, sırt, baş ve kollarda geliştirdiği bir dalga d
dayanç alıştırmaları Aralık vermeden uzun bir süre yinelenen ve kas gruplarını olduğu kadar iç örgenleri de güçlendiren sıçrama, koşu v. b. alıştırmalar.
dayanma Vücut ağırlığının gergin ya da bükülü kollar üzerine dayalı ve askıda bulunduğu durum.
dayanmalı aşma (dayanmalı perende) Koşu ile hız alıp sıçrayarak öne doğru elüstü düşüldüğünde, vücudun yeri iterek yine ayak üstü gelmesiyle enine ekseni etrafında tam bir dönüş yapması.
değişmeli sıçrama Belli aralıklarda kısa kısa yürüyüşlere yer veren sürekli sıçrama türü.
değişmeli takla Eşlerden biri takla atarken ötekinin açık atlayışla üzerinden aşması ve bu durumu sırayla değiştirmeleri.
denge alıştırmaları Kas duyarlığını ve denge duyusunu eğitmek için vücudun dayandığı yüzeyi küçülterek yapılan türlü devinimler.
denge araçları Üzerinde denge alıştırmaları yapılan denge kalası, yatay ağaç, cimnastik sırası v. b. araçlar.
denge kalası (denge ağacı) 1.20 m. yükseklikte, piramit biçiminde, iki ayak üzerinde duran 5 m. uzunluğunda 10 cm. yürüme yüzeyi olan düzgün kalastan yapılmış denge aracı.
denge oturuşu Yerden yüksek sınırlı dayanak yüzeylerinde, el ve ayakları kullanmadan oturarak sağlanan denge.
denge yürümesi (öne, arkaya, yanlara) Araçta, yerde, sınırlı dayanak yüzeyi üstünde türlü yönlere yürüme.
derin soluk alma Ciğerlere doğal gücünden daha çok (temiz) hava doldurma.
derine atlama (aşağı atlama) Üst düzeydeki bir yerden aşağıya atlama.
devrik yatış Sırtüstü yatışta, bacakların kaldırılarak ayakların baş ucunda yere değdirildiği durum.
dıştaban yürüyüşü Ayağın kemerini güçlendirmek için tabanın dış kenarlarına basarak yapılan yürüyüş.
dik duruş Temel duruşlarda sırtın dik tutulması.
dik halat (düşey halat) Bir noktadan yere düşey olarak asılı halat.
dinlendirici alıştırmalar Cimnastik çalışmalarda, tek yönlü yüklenmeler yüzünden yorulan vücudu dinlendirmek için uygulanan neşeli, hafif devinimler.
direnç alıştırmaları Vücut bölümlerini eşle, ya da bir araçla sağlanan -ölçülü bir basamaklama ile artırılan- dirence karşı çalıştıran alıştırmalar.
dirsek Kolun, üst ve alt bölümleri arasındaki oynak yeri ve bu oynağın dış yüzeyindeki sivri
dirsek değmesi (dirsek teması) Yan yana dizilmede gerekli dar arayı sağlamak için, biraz bükük dirseklerin birbirine dokunması.
diz Bacağın uylukla baldır arasındaki oynak yeri.
diz bükme Herhangi bir duruşta bacağın diz oynağında bir açı oluşturması.
diz-omuz dikeyi (eşli) Sırtüstü açık bükülü yatıştaki eşin uzanan ellerine omuzları, dizlerine elleri dayayarak dikeye kalkma.
dizden asılma Asılma aracında dizlerden takılarak asılı kalma.
diziliş Bir grubun, alıştırmalar için yanaşık düzene girmesi.
dizüstü atlama Atlama araçları üstünde, dizüstü duruştan kolların yardımı olmadan (öne, arkaya, yana) yere atlama.
dizüstü duruş Vücudun, dizlerin ve bacağın alt bölümü üzerinde yere dikey bulunduğu durum.
dizüstü oturuş Diz çöküp topuklar üzerine oturma durumu.
dizüstü terazi Vücudun, tek diz üstünde, yüz yere dönük gergin ve yatay olarak dengede tutulduğu durum.
dizüstü ters terazi Vücudun, tek diz üstünde, sırt yere dönük gergin ve yatay olarak dengede tutulduğu durum.
doğal duruş Vücudun, aşırı güç tüketmeden doğal ve anatomik yüzeyleri arasında kalması.
doğrulma Genellikle, gövdeyi bükülü duruştan doğal duruşa geçirme.
döndürme Vücut bölümlerini, eklem olanaklarından yararlanarak uzunluğuna eksenleri çevresinde sağa, sola yönetme.
dönüşlü denge Araçta, yerde ve sınırlı dayanak yüzeyi üstünde dönüşleri de kapsayan yürüme.
dört ayak denge Sınırlı dayanak yüzeylerinde el ve ayakları kullanarak yürüme.
dört ayak duruşu Vücudun, dizler ve kalça bükülü olarak eller ve ayak uçları üzerinde dayalı bulunduğu durum. (Bu durumda ya dizler bitişik olarak kolların, ya da kollar dizlerin arasındadır.)
dört ayak yürüyüş Elleri ve ayakları kullanarak yapılan yürüyüş.
durarak atlama Hız almadan bacakların eklemlerde yaylanması, kolların savrulmasıyla vücudun, çift ayakla yerden kopması ve ileriye konması.
durma bacağı Ayakta duruşlarda, vücudun ağırlığını taşıyan bacak.
durum Vücudun, herhangi bir bölümü üzerinde, alıştırma için aldığı biçim.
duruş alıştırmaları Vücudun iyi duruşunu sağlayan kasları, özellikle sırt kaslarını güçlendiren alıştırmalar.
duruş (vücut) Vücudun ve bölümlerinin, kasların duruk çalışma gücü ile, ağırlığın etkisine karşı düzene girmesi ve direnmesi.
düz kavrama Asılma aracını avuçlar içe (yüze) dönük olarak kavrama.
düz taban Doğal ayak kemerinin kaybolmasıyla oluşan hastalık.
düzeltici cimnastik Yaşama ve çalışma koşullarının etkisiyle oluşan vücut bozukluk ve aksaklıklarını önlemek ya da gidermek için uygulanan özel cimnastik türü meslek koşullarının oluşturduğu tek yönlü kas çalışma ve gelişmesini dengelemek imacıyla yapılan alıştırmalar.
düzen alıştırmaları (nizam temrinleri) Diziliş, açılış, dönüş, çark gibi birlikte düzenli devinim yeteneğini geliştiren alıştırmalar.
düzgün duruş (iyi duruş) Vücudun ve bölümlerinin, kas gücü ile ağırlık etkisine en iyi biçimde karşı durması başın dik, sırtın gergin olduğu durum.
eğik halat Yukarı ve aşağı uçları verev olarak takılı tırmanma halatı.
eğik merdiven Yere eğik olarak inen merdiven biçiminde asılma, tırmanma aracı.
eğik sıra Cimnastik sırasının, bir ucundaki çengellerle yatay parmaklığa takılmasından oluşan eğik bir yüzey konumundaki türü.
el İnsan kolunun bilekten parmak uçlarına dek uzanan, tutmaya yarayan bölümü.
el arabası yürüyüşü Cephe duruşunda bulunan birinin eşi tarafından ayak bileklerinden kaldırılarak eller üzerinde ileri geri (öne-arkaya) yürütülmesi, sıçratılmasıyla yapılan bir çeşit alıştırma.
el araçları Cimnastik alıştırmalarında kullanılan top, lobut, değnek, kasnak v. b. hafif araçlar.
el çevirme Ele, bilek ekleminin verdiği olanak oranında bileşik eksende daire çizdirme.
el-başüstü duruştan dayanmalı aşma El-başüstü dikeyinden geliştirilen dayanmalı aşma (perende) türü.
el-başüstü duruşu Alnın ve ellerin oluşturduğu üçgen dayanak yüzeyinde dikeye kalkma.
el-dizüstü duruşu (bank duruşu) Vücudun, gövde koşut olmak üzere eller ve dizler üstünde yere dayalı bulunduğu durum.
el-taban duruşu (ters bank duruşu) Vücudun, sırt ve uyluk yere koşut olarak eller ve tabanlar üstünde dayalı bulunduğu durum.
el-taban köprüsü bk. yüksek köprü
ele dayanma Bir dayanak yüzeyinde vücut ağırlığını daha çok ellere yükleme.
elüstü duruş (amud) Vücudun, yerde ya da araçta ellere dayanarak başaşağı dikey duruşta bulunması giderek başın geriye bükülmesini, dirseklerin gerilmesini, belin çukurlaştırılmasını gerektiren bir denge ve kol gücü alıştırması.
elüstü duruştan dayanmalı aşma Elüstü dikeyden geliştirilen dayanmalı aşma (perende) türü»
elüstü duruştan kipe (devril doğrul) Elüstü dikeyden devrik duruşa geçerken alınan hızla, kalçanın gerilişi ve ellerin yeri itişiyle ayağa kalkma.
elüstü terazi (dayanmalı terazi) Vücudun, gergin ve yatay olarak ellerde dayalı ve dengede tutulduğu durum.
elüstü yürüme Elüstü dikey duruşta ellerle yürüme.
engel oturuşu Biri yanda öteki önde gergin bacaklarla bükük oturma.
engelli denge yürüyüşü Üstünde aşılması gereken türlü engeller bulunan sınırlı dayanak yüzeylerinde yürüme.
enine eksen Vücudun, yanlarından yatay olarak geçtiği varsayılan ekseni.
ense Boynun arka yüzü.
ensede tutuş (kol) Kolların, dirseklerden bükülü olarak ensede parmak uçlarını karşı karşıya getirerek tutulduğu durum.
esnetme Türlü nedenlerle kısalan kasları açmak ve uzatmak için bağlı bulundukları eklemlerde yapılan esnek, yaylı ve zorlu germe devinimi.
esnetme alıştırmaları Türlü nedenlerle, kısalan kasları açmak ve uzatmak için bağlı bulundukları eklemlere, daha etkili olur düşüncesiyle çokluk eşli olarak uygulanan edilgin dirençli, esnek, yaylanmalı ve de zorlu germe alıştırmaları.
eşli alıştırmalar Bir devinime yardım, destek, ve direnç sağlama amacıyla etkin ya da edilgin olarak katılan birden çok kişinin geliştirdiği alıştırmalar.
eşli salto Baştan aşırmada olduğu gibi, eşin kenetlenmiş ellerine basarak yukarı itilme sonucu yükselmeyle havada atılan takla. Hız alıp dayanma ayağı üzerinde yükselerek geriye doğru atılan türü de vardır.
eşli takla (tank) Yüz yüze birbirlerinin ayak bileklerini kavrayan eşlerin bu durumda yuvarlanmaları.
eyer oturuşu (binme) Alıştırma araçlarını açık uyluklar arasına alarak yapılan bir oturuş türü.
fırdöndü Tavana takılı ve dönen bir merkeze asılmış, alt ucunda basamaklar olan 6 ya da daha çok halattan oluşan genellikle gençlerin kullandığı eski bir asılma ve dönme aracı.
fırlatma (açma) (kol-bacak için) Kol ve bacağın, vücudun orta çizgisinden türlü yönlere ve son eklem olanağına değin hızla ve gergin olarak uzaklaştırılması (açılması).
fış fış kayıkçı Gergin açık oturuşta, tabanlar dayalı, eller kenetli olarak yapılan eşli gövde esnetmesi.
fil yürüyüşü Ellerin ve ayakların, gergin kol ve bacaklarla birbirine çok yakın basarak oluşturduğu bir yürüme biçimi.
gergin (açık) oturuş Gövdeyi dik tutarak gergin ve açık bacaklarla oturma.
gergin asılma Gergin kollarla asılma.
gergin duruş Vücudun, ayak uçları üzerinde dayalı ve gerili bulunduğu durum.
gergin (kapalı) oturuş (uzun oturuş) Gövdeyi dik tutarak, gergin ve kapalı bacaklarla oturma.
gergin sıçrama Kolların önden yukarı savrulması, bacakların geriye doğru itilmesiyle vücudun havada yay biçimini almasını sağlayan ve yerden çift ayakla yapılan sıçrama.
gergin yatış Vücudun , başın yanlarından uzanmış birbirine koşut kollarla sırt üstü yatmış bulunduğu durum tepeden tırnağa gergin yatış durumu.
geri Vücudun ortasından geçen çizgiyle dar açı yapan çizginin gösterdiği ve ilerinin karşıtı olan yön.
geride tutuş Kolların, vücudun gerisinde birbirine koşut olarak yere eğik tutulduğu durum.
gerilme 1. Gevşemenin karşıtı 2. Kasların son uzama gücü ile vücudun bütün bölümlerinde oluşan gergin durum.
geriye adım Ayakta temel duruştan geriye doğru atılan adım.
geriye dayanmalı aşma (flik-flak) Kolların, aşağıdan yukarı – arkaya savrulmasından hız alıp sıçrayarak arkaya doğru elüstü yere düşüldüğünde, vücudun, yeri iterek yeniden ayaküstü duruma gelmesiyle enine ekseninde tam bir dönüş yapması.
germe 1. Bükmenin karşıtı devinim 2-Birbirine yaklaşık (bükülü) vücut bölümlerini, gerici kasların çalışmasıyla birbirinden iyice uzaklaştırma.
gevşeme 1-Gerilmenin karşıtı 2-Gerilmiş vücut bölümlerinin, hiç bir kas direnci olmadan, kendi ağırlıklarıyla, sarkaç ve silkme türünden devinimlerle yeniden kendi durumuna gelmesi.
gevşeme alıştırmaları Kaslarda aşırı gerilme çalışmasının oluşturacağı zararı gidermek için bu tür çalışmayı hemen izlemesi gereken dinlendirici nitelikteki alıştırmalar.
göğüs Gövdenin boyun ile karın arasındaki ön kısmı.
göğüs kafesi Vücutta, omurganın, kaburgaların ve göğüs kemiğiyle bunları saran kasların oluşturduğu yürek ve akciğeri koruyan boşluk.
göğüs yüksekliği Ayarnabilen cimnastik araçlarında, göğüse dek yükseklik için kullanılan bir kavram.
göğüste tutuş Kolların, dirseklerden bükülü ve yere koşut olarak göğüste tutulduğu durum.
gösteri cimnastiği Çalıştırıcılıktan daha çok göz doyurucu devinimlerden oluşan cimnastik giderek seyirciye beğendirme amacı güden alıştırmalardan kurulu bir çalışma.
gövde Vücudun, baş kol ve bacakların kendisine bağlandığı temel bölümü.
gövde alıştırmaları Gövdenin işlekliğini ve güçlenmesini sağlamak için uygulanan özel alıştırmalar.
gövde çevirmek Gövdeye, omurganın verdiği olanak oranında bileşik eksende çember devinimi yaptırmak.
gövde döndürmek Gövdeyi, ayakların durumu değişmeden uzunluğuna ekseninde sağa – sola döndürmek.
gövde indirmek Ayakta duruşta, gövdeyi, düz sırt üzerine kendi ağırlığıyla öne-aşağıya düşürmek, ya da sırtüstü, yüzüstü yatışlarda doğrultulan gövdeyi eski durumuna getirmek.
gövde kaldırmak Bükülen ya da indirilen gövdeyi eski durumuna getirmek.
gövdeyi arkaya bükme Gövdeyi, arka yüzeyde genişliğine ekseni üzerinde belden arkaya doğru eğme.
gövdeyi öne (öne-aşağı) bükme Gövdeyi, ön yüzeyde genişliğine ekseni üzerinde kalçadan bacaklara doğru değişik açılarla eğme.
gövdeyi yana (sağa – sola) bükmek Gövdeyi, yan yüzeyde derinliğine ekseni üzerinde, sağa – sola doğru değişik açılarla belden eğmek.
gülle cimnastiği Kas gücünün çabuk kullanma yeteneğini artırmak için türlü duruşlarda hafif güllelerle yapılan atma, tutma alıştırmalarından kurulu araçlı bir cimnastik türü.
güreşçi köprüsü (el-taban köprüsü) Vücudun, sırt yere dönük durumda baş ve tabanlarda dayalı ve gerili bulunduğu durum.
güvercin taklası Sırt sırta kollarını birbirlerine kenetleyen üç – dört kişinin oluşturduğu konik sırt boşluğunda (omuzlara dayanılarak) atılan takla.
halat çekme Bir halatın ortadan eşit iki bölümüne tutunan iki takım arasında güç denemek için yapılan yarışma.
halata tırmanma (tırtıl) Bir noktadan asılı halatta, yardımlı ya da yardımsız , kollarla vücudu çekerek yukarı doğru yer değiştirme.
halkalar Yerden yüksekliği ayarlanabilen aralıklara asılı iki halatın uçlarına takılan 18 cm. çapında 28 mm . kalınlığında tahta ya da deri kaplı iki demir halkadan oluşan asılma aracı.
hareket (devinim) Kas ve eklemlerin, belli doğal koşullar içersinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi.
havada takla (salto) Vücudun, ayakta duruştan yerinde ya da koşarak hız alıp sıçramasıyla, ellere dayanmadan havada enine ya da derinliğine ekseninde öne – arkaya – yana bir takla atarak ayaküstü gelmesi. Yerde, yüksek bir araçtan aşağı ya da bir araçtan bu yolla aşma biçimin
hazır ol duruşu Vücudun, baş dik, göğüs ilerde, omurga ve bacaklar gergin, topuk ile bitişik kollar doğal yerinde, avuçlar uyluklarda ayakta bulunduğu durum. (Cimnastikte çoğu alıştırmalar için bir başlama duruşu. Bütün kas aygıtının duruk (statik) çalışmasıyla ulaşılan
hazırlılık Herhangi bir alıştırmayı, hiç düşünmeyi gerektirmeden yapacak kadar iyi öğrenmiş olma.
hırsız atlaması Kasa ve benzeri atlama araçları üzerinden tek ayakla sıçrayıp, bacakların ileri fırlatılmasından sonra ellere dayanarak yapılan atlama.
hız (salınım gücü) Vücut bölümlerini çabuk ve etkin devinime iten sarkaç gücü.
hızla atlama Bir engel ya da aracı aşmak için koşu ile hızlanarak yapılan atlama.
hind güreşi (sırtüstü çelme) Karşıt yönde yan yana sırtüstü yatan bir çiftin, iç yandaki bacaklarını kenetleyerek birbirlerini çevirme çabası.
hizaya gelme Bir cimnastik grubunun birbiri ardınca ya da yanı sıra bir çizgi üzerinde düzgün dizilmesi.
horoz döğüşü Çömelik duruşta karşılıklı iki kişinin elleriyle itişmeleri.
ısınma koşusu Özellikle serin havalarda, vücut çalışmalarına başlamadan önce , kasları ısıtmak, böylece kas kopmalarını önlemek için yapılan hazırlayıcı hafif koşu.
iki sıralı saf (ikili sıra) Yan yana bir doğrultuda duranların oluşturdukları, ard arda duran iki sıra.
ikişerle kol (çift dizi) Yan yana iki diziden oluşan devinim ve yürüyüş düzeni.
ileri Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön.
indirme Vücut bölümlerini kaldırıldıkları yerden kendi ağırlıklarıyla doğal duruma getirme.
iniş Araçlı cimnastikte, atlayarak ya da hızlanarak araçtan ayrılma durumu.
ip atlama Cimnastikte, atlama işiyle yapılan alıştırma.
ip merdiven Kenarları ip, basamakları ağaçtan olan merdiven biçiminde asılma ve tırmanma aracı.
itme Kol ya da öteki vücut bölümlerini gerici kas gücü ile çalıştırarak bir direnci uzaklaştırma.
kadın cimnastiği Sağlık geliştirici, biçim verici niteliği yanında devinim isteği yaratan ve güzellik duygusu uyandıran, kadın ergenlerinin biyolojik kurallarına uygun devinimler dizgesi.
kalça Uyluğun gövdeye eklendiği yerde, bacağın üst kısmıyla böğür arasındaki vücudun kabarık bölgesi.
kalça çemberi Kalça boşluğunu oluşturan kemiklerle bunları saran kasların tümü.
kalça çevirme Kalçaya, uyluk ve bel eklemleri arasında yaptırılan çember alıştırması.
kalça itme Kalçayı hızla öne itme.
kalça yüksekliği Ayarlanabilen cimnastik araçlarında kalça doğrultusundaki yükseklik için kullanılan kavram.
kalçada tutuş Dirseklerden bükülü kollarla ellerin kalçayı kavraması.
kaldırma Vücudun herhangi bir bölümünü bulunduğu yerden yükseltme.
kapalı duruş (bacaklar) Vücudun, bacaklar bitişik ayakta bulunduğu durum.
kapalı (gergin) atlama Atlama araçları üzerinden bacakları kolların arasından geçirerek (çömelik) aşma.
kaplan atlaması Çift ayakla sıçrayıp kazanılan uçma hızıyla, araç ya da canlı engeller üzerinden aştıktan sonra, karşıdaki yardımcının omuzlarına dayanıp hız keserek ayak üstü düşme.
karga yürüyüşü Çömelik duruşta, arada bir çift ayakla sıçrayarak yapılan yürüyüş.
karın Gövdenin, kaburga alt kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi.
karışık kavrama Asılma aracını, biri tersten, öteki yüzden ellerle kavrama.
karşıt devinim Herhangi bir alıştırmanın uyumlu akışına karşıt olan devinim.
kas Kasılma ve gerilme gücü ile vücuda devinim olanağı sağlayan et dokusu.
kas aygıtı iskeleti saran ve devinim olanağıyla vücudu biçimlendiren et örtüsü.
kas duyarlığı Kasın, alıştırma ile kendisinin yapacağı işe kolayca ayarlanması.
kas gücü Kasın alıştırmalarla artırılabilen iş başarma yeteneği.
kas kopması Bir kas bölümünün yeteri kadar ısınmadan aşırı ölçüde çalıştırılması sonucu oluşan gerilme ve kopma.
kas kurulması Kasın tek yanlı çalışıp yorulması ya da yetersiz kan dolaşımı sonucu oluşan ve masajla, sıcak tutma ile giderilen bir aksaklık.
kas tutukluğu İşe alıştırılmamış kasların çalışma durumunda duyulan ağrı ve sızılar.
kas yırtılması Dışardan bir etkiyle ya da gerilmiş bir kasın, yine gerilmiş bir karşı kasın direncini yenmek için, aşırı ölçüde gerilmesiyle oluşan ve olduğu yerde şişkinlik, kan oturması ve bastırınca ağrıma gibi belirtileri olan dinlenme, masaj ya da benzeri yavaş dev
kas yorgunluğu Kaslara aşırı yüklenmeyle oluşan güç azalması.
kasa 1.50 m. uzunluk, 1.10 m. yükseklik ve 0.50 m. genişliğinde, alttan başlayarak 30, 25, 20,15, 10 cm. yükseklikteki beş parçasıyla yüksekliği ayarlanabilen bir atlama aracı.
kazak çömelmesi Bir bacak üzerinde dizi iyice bükerken, öteki bacağı önde tutma biçiminde yapılan bir güç alıştırması.
kendini çekme Asılmada, kolları dirseklerden bükerek vücudu yukarı çekme.
kertenkele yürüyüşü Cephe duruşunda, ellere dayanıp bacakları sürükleyerek yürüme.
kipe (devril-doğrul) Hızla bükülen kalçanın sert ve birden gerilişiyle vücudun yatıştan ayaküstü duruşa ya da asılmadan dayanmaya geçmesi.
kol Vücudun, omuz başından parmakların ucuna dek uzanan üyesi.
kol alıştırmaları Kolun işlekliğini ve gücünü geliştirmek amacıyla yapılan özel alıştırmalar.
kol çevirmek Kola, omuz çemberinin verdiği olanak oranında bileşik eksende daireler çizdirmek.
kol döndürmek Kolu, türlü tutuşlarda ve yüzeylerde içe-dışa, yukarı-aşağı yöneltmek.
kolla asılmak Asılma araçlarında yalnız kollarla asılı kalmak.
komut Cimnastikte, alıştırmaları yaptırmak için verilen kısa emirler.
konmalı uçma Atlama araçlarına hızla adım alarak çıkma ve yay gibi gerilerek uzağa, yere atlama.
koordinasyon alıştırmaları (uyum alıştırmaları) Kas, sinir ve duyu örgenlerinin işbirliyle sağlanan ve bunu geliştiren alıştırmalar.
koşar adım Toplu cimnastikte yapılan hafif tempolu koşu.
koşu duruşu Birbirine bir el genişliğinde koşut ayaklarla ayakta duruş.
koşu (koşma) Adım sırasında, kısa bir süre iki ayağın birden yerden kesilmesiyle oluşan hızlı yer değiştirme.
koşut ağaç (paralel bar) Araçlı cimnastikte kullanılan temel dayanma ve asılma aracı.
koşut kavrama Asılma aracını birbirine dönük avuçlarla kavrama.
koyun Atlama aracı olarak kullanılan beygirin küçültülmüş biçimi.
koyundan atlama Bu adı taşıyan araç üzerinden hız alarak türlü biçimlerde aşma.
köprü Vücudun, sırt yere dönük olarak el-taban, baş-taban ya da el-diz, baş-diz dayanak yüzeyleri arasında yay biçimi dayalı bulunduğu durum.
kulplu beygir (saplı beygir) Gövdesinin ortasında gereğinde sökülüp takılabilen yarım halka biçiminde aralıklı iki tutamağı bulunan cimnastik beygiri.
kurbağalama Birbirine koşut iki tırmanma sırığına, baldırları ve ayak sırtlarını kenetleyerek, ya da dışardan diz altına sıkıştırarak tırmanma.
kurt atlaması Araçta bir bacağı kolların arasından, ötekini dışından geçirerek yapılan karışık atlama.
kuvvet alıştırmaları (güç alıştırmaları) Kas gruplarını güçlendiren ve daha çok ağırlığa ve eşin direncine karşı yapılan alıştırmalar.
küçük köprü (el-diz köprüsü) Vücudun, sırt yere dönük olarak avuçlar ve dizler üstünde dayalı ve gergin bulunduğu durum.
lobut Kolun gücünü ve savurma yeteneğini geliştirmek için kullanılan şişe biçiminde değişik ağırlıktaki ağaçtan el aracı.
makaslama atlama Araçlar üzerinden atlarken, bacakları havada çaprazlayıp yön değiştirerek düşme.
masa İç içe geçme ayaklarıyla yüksekliği ayarlanabilen masa biçiminde atlama aracı.
maymun kavrayışı Elin, asılma araçlarını baş parmağı öteki parmaklarla bir doğrultuda tutarak kavraması.
maymun yürüyüşü Dizler gergin durumda eller ve ayaklarla (dört ayak) yürüme.
merdiven (dik) İki dikme arasında geniş aralıklı basamakları bulunan ve yere düşey olarak inen asılma ve tırmanma aracı.
minder Yer alıştırmalarında ve atlamalarda, yeri ve düşmelerin sertliğini gidermek için kullanılan ortalama 1,5 x 2 m. boyutunda deri ya da kavuçuktan yapılmış şilte.
mum duruşu Vücudun, ense ve omuzlara dayanarak ellerin kalçayı desteklemesiyle başaşağı yere dikey bulunduğu durum.
odun yarma Eller yukarıda kenetli açık duruşta, gövdenin hızla öne bükülerek yaylandırılmasıyla biçimlenen esnetme alıştırması.
omuz Gövdenin boyun omurlarıyla kolun üst bölümü arasındaki bölgesi.
omuz çemberi Kolu gövdeye bağlayan eklemler ve bunlara etki yapan kasların tümü.
omuzda tutuş Kolların, dirsekler yere bakmak üzere elleri omuzlara değdirmek için bükülü tutulduğu durum.
oturuş Vücudun, bacağın alt yüzü ve kabalar üstünde dayalı tutulduğu durum.
ön Vücudun, ortasından geçen çizginin yüzden yana gösterdiği yön gövdenin, göğsün bulunduğu yüzeyi ve yönü.
ön – yukarıda tutuş Kolların, bibirine koşut ve başa kalkık olarak tutulduğu durum.
ön-aşağıda tutuş Kolların, birbirine koşut, yere eğik olarak gergin ve önde – aşağıda tutulduğu durum.
önde tutuş Kolların, birbirine ve yere koşut olarak gergin öne uzatıldığı durum.
önden asılma (yüz dönük asılma) Yüzü araca dönük tutarak asılma.
önden aşılmalı terazi Vücudun, yüz araca dönük, gergin ve yatay olarak kollarda asılı ve dengede tutulduğu durum.
öne adım Ayakta temel duruştan öne doğru atılan adım.
öne atılım duruşu Öne bükülü adım duruşunda, gövdenin, öne eğik arkadaki gergin bacakla bir doğrultuya getirildiği ve vücut ağırlığının önde tutulduğu durum.
öne takla Vücudun yumularak öne doğru yuvarlanması.
ördek yürüyüşü Çömelik duruşta yükselmeden yürüme.
parmaklık alıştırmaları Yatay parmaklıkta yapılan etkin edilgin türlü kol, bacak, gövde alıştırmaları, denge ve beceri devinimleri.
pramit Gösteri cimnastiklerinde, cimnastikcilerin, araçlı ya da araçsız olarak birbirlerinin omuzlarında, dizlerinde oluşturdukları gösterişli ve düzenli biçimler.
rahat (duruş) Vücudun, alıştırmalar arasında dinlendirilmesi için, arkada tutulu ellerle bacaklar önde ya da yana yarım adım duruşunda aldığı gevşek durum.
roma arabası (yarışı) Atları, arabası ve sürücüsü insandan olan bir araba ile yapılan taşıma alıştırması.
sabah cimnastiği Vücudu, gecenin uyuşukluğundan kurtarıp günlük yaşama taze güçle başlatmak için süresi, ölçü ve temposu ılımlı alıştırmalardan oluşan cimnastik.
sağlık topu Kadın ve ergenler için 2, yetişkinler için 3 kg. ağırlığında ve 28-34 cm. çapında içi kıl dolu deri top.
sağlık topu cimnastiği Sağlık topu ile tek ya da eşli olarak türlü temel duruşlarda vücut bölümlerinin gücünü, çabukluğunu, kıvraklığını sağlamak için yapılan atma, tutma, savurma ve esnetmeler.
salıncak halkalar Yerden 5.5 m. yüksekliğe aralıklarla asılı, 16 mm. kalınlığında ayarlanabilir iki halata bağlı, 28 mm. kalınlığında ve 18 cm. çapında ağaçtan ya da deri kaplı madenden yapılmış sallanma, asılma, hızlanma alıştırmalarına yarayan iki halka.
sallanma araçları Hız alarak sallanma olanağı sağlıyan halka, halat, trapez gibi asılma araçları.
salon cimnastiği Kapalı yerde yapılan cimnastik çalışması.
sarkaç asılma Asılmada, hız alarak vücudu yanlara sallama.
sarkaçlamak Türlü tutuş ve duruşlarda gergin durumda bulunan vücut bölümlerini kendi ağırlıklarıyla düşmeye ve sallanmaya bırakmak.
savurma (kol bacak) Kol ve bacak gibi vücut bölümlerini ağırlıklarından yararlanarak omuz ve uyuk eklemleri etrafında türlü yönlere doğru hızla çevirme.
sekiz çizmek Vücudun türlü bölümlerine (8) rakamının yazılışı biçiminde devinim yaptırmak.
sekmek Bir bacak üstünde zıplamak.
serçe kavrayışı Elin, baş parmağın öteki parmakları karşılamasıyla asılma araçlarını kavraması.
sıçrama Ayakların birbiri ardı sıra yeri itmesiyle yerden kopma ve kısa süre havada kalma.
sıçrama tahtası Araçtan atlamalarda, üzerine hızla basarak yükselme hızı kazanılan yaylı ya da kendisinden esnek, tahtadan eğik yüzeyli araç.
sıraya girme Cimnastik çalışması için dizilme.
sırt Gövdenin, ense ile kuyruksokumu arasındaki ve ayrıca cimnastikte bir devinim grubunun alanı olan bölümü.
sırt alıştırmaları Sırt kaslarının gelişmesi, güçlenmesi ve omurganın işleklik kazanması için yapılan özel alıştırmalar.
sırt sırta Alıştırmalarda, eşlerin birbirlerine sırtlarını dönmesi.
sırtüstü yatış Vücudun, kollar kendi yerinde, boylu boyunca sırtüstü yere uzanmış bulunduğu durum.
soluk alma Temiz havayı ağız ya da burun yolu ile ciğerlere doldurma.
soluk tutma Alıştırmalar sırasında alınan havayı ciğerlerde tutarak solunumu engelleme.
soluk verme Ciğerlerde kirlenen havayı ağız ya da burun yolu ile dışarı verme.
soluma Solunumun, yorgunluk ve yetersizlik gibi nedenlerle düzensizliği.
solunum Soluk alıp verme.
solunum alıştırmaları Göğüs kafesinin genişleme ve daralmasına yardımcı olarak solunum eylemini istemli biçimde destekleyen ve solunum bozukluk ve yetersizliklerini gidermek için yapılan alıştırmalar.
solunum cimnastiği Solunum sürecini istemli durumuna getirmek ve gereğinde düzeltici etki sağlamak amacıyla yapılan alıştırmalar.
taban (ayak) Ayakların yere değen alt yüzü.
takılı asılma Ayakların ya da dizlerin araca takılmasıyla yapılan yardımlı asılma.
takılı tırmanma (ördekleme) Eğik gergin halata ve benzeri araçlara kol ve bacak yardımıyla tırmanma.
takla (yuvarlanma) Vücudun, yerde ya da bir araçta, enine ekseni çevresinde yumularak öne-arkaya yuvarlanması.
taklalı atlama Atlama araçları üzerinden takla atarak aşma.
taşıma Cimnastikte, kasları bir yüke karşı çalıştıran alıştırma türü.
taşımalı denge Araçta, yerde, sınırlı dayanak yüzeyinde, elde ya da sırtta bir yük (ağırlık) taşıyarak yürüme.
tavşan sıçraması Yerde ya da araçtaki çömelik duruşta, çift el ve ayaktan birbiri ardınca hız alarak sıçrama ve ilerleme.
tek dizüstü (duruşu) Vücudun, adım alarak tek diz üzerinde yere dikey bulunduğu durum.
tek sıralı saf (genişliğine tek dizi) Toplu cimnastiklerde, dirsek değmesiyle yan yana bir doğrultuda duranların oluşturdukları sıra.
tekli alıştırmalar Bir başına yapılan alıştırmalar.
temel duruşlar (başlama duruşları) Bir cimnastik alıştırmasına başlamak üzere, vücudun dayanak yüzeyine göre aldığı değişen ilk durum (ayakta, dizüstü oturarak, yatarak, asılarak).
temel yapı (bünye) Vücudun, insana özgü olan ve başarı yeteneğini saptayan temel yapısı.
tempo Vücut alıştırmalarının belirli süre içinde yinelenme hızı.
terazi Vücudun, asılarak ya da dayanarak yere koşut bulunduğu denge duruşu.
ters asılmalı terazi Vücudun, sırt araca dönük, gergin ve yatay olarak kollarda asılı ve dengede tutulduğu durum.
ters beşik Sırtüstü yatışta, kollarla bükülü dizleri kavrayarak sırt üzerinde, baş-ayak yönünde sallanma (yuvarlanma).
ters cephe duruşu (sırtüstü duruşu) Vücudun, yerde ya da bir araçta sırt yere dönük olarak yalnız ellerde ve topuklarda dayalı, giderek gerili bulunduğu durum.
ters kavrama Asılma aracını dışa dönük avuçlarla kavrama.
ters koşut kavrama Asılma aracını el sırtları birbirine dönük olarak kavrama.
tırmanma Kendine özgü araçlarda, vücudu, kollarla yardımlı yardımsız çekerek yukarı doğru yer değiştirme.
tırmanma halatı Yukarı, ucu takılı, aşağı ucu sallanan 35 mm. çapında tırmanmaya yarayan kalın ip.
tırmanma kilidi Halat, sırık gibi tırmanma araçlarında, kollara kolay devinim olanağı sağlamak için diz ve baldırların çapraz olarak aracı sıkıştırması.
tırmanma sırığı (durağan sırık) Uzunluğu 5 m., dışçapı 42 mm. olan ağaç ya da kaygan çelik borudan yapılmış, yukarı ve aşağı uçları takılı tırmanma aracı.
toplu alıştırmalar (grup alıştırmaları) Çoğu kez neşe ve canlılık yaratır nitelikte, birden çok kişiyle yapılan alıştırmalar.
topuk (ökçe) Ayağın yere basan toparlakça art bölümü.
topuk yürüyüşü Yalnız topuklara basarak yürüme.
trapez İki ucundan iple yere koşut olarak asılı demir ya da sağlam ağaçtan yapılmış asılma aracı.
tutma Herhangi bir vücut bölümünü belli bir duruşta, ölçülü olmak koşuluyla bir süre devinimsiz bırakma.
tutuş (kol) Kolların, vücudun bir yerinde ya da bir yönünde tutulduğu durum.
uçma Kasa, beygir gibi araçlar üzerinden aşırı yükselerek aşma.
uyarma komutu (ihbar komutu) Cimnastikteki komutun, alıştırma için uyarıcı nitelikteki ilk ve uzunca evresi.
uygun adım Adımda beraberliği gerektiren grupça yürüyüş türü.
uyluk Bacağın, kalçadan diz eklemine dek uzanan üst bölümü.
uzun atlama Vücudun, bacakların sıçrama gücü ile yerden kesilerek alabildiğince uzağa konması. (Atletizmde belli kurallarla uygulanır)
uzun beygir Atlamalarda, hız alma yönüne uzunluğuna konulan beygir.
uzunluğuna eksen Vücudu ya da bölümlerini ortadan uzunluğuna böldüğü düşünülen dönüş ekseni.
vücuda buyrukluk Her yönlü kas eğitimi sonucu ulaşılan kas duyarlığıyla vücut gücününün yerinde kullanılmasını sağlayan, bütün vücuda buyurabilme özelliği.
vücut ölçüleri Kol, bacak, göğüs, boyun v. b. vücut bölümlerinin gelişme oranlarını izlemeye yarayan ölçüleri.
vücut yapısı İnsan vücudunun kas ve kemik olarak belli başlı özellikleriyle dış görünüşü.
yan aşağıda tutuş Kolların, gergin olarak gövdenin iki yanında yere eğik tutulduğu durum.
yan atlama Verev yönden koşup tek ele dayanarak dönük gergin vücutla araca yan atlama.
yan beygir Atlamalarda, hız alma yönüne enlemesine konulan beygir.
yan cephe duruşu Vücudun, yerde ya da araçta yanı yere dönük, tek elle ayak kenarına dayalı ve gerili bulunduğu durum.
yan yatış Vücudun, yan yüzeyi üzerinde boylu boyunca yere uzanmış bulunduğu durum.
yan yukarıda koşut tutuş Kolların, birbirine koşut, başa kalkık olarak gövde orta çizgisinin sol-sağ yanında tutulduğu durum.
yan yukarıda tutuş Kolların, gergin olarak gövdenin iki yanında başa kalkık tutulduğu durum.
yan-aşağıda koşut tutuş Kolların, birbirine koşut yere eğik olarak gövde orta çizgisinin sol-sağ yanında tutulduğu durum.
yana atılım Vücudun, yana genişçe bir adım alıp ağırlığı yandaki bacak üzerinde tutarak ayakta bulunduğu durum.
yana dayanmalı aşma (çemberleme) Ayakta açık duruştan kolların ve gövdenin ters yana savrulmasından alınan hızla, el ve ayakların sıralı yere gelmesiyle vücudun derinliğine ekseninde yana doğru tam çarklar yapma.
yana terazi (duruşu) (yan planör) Vücudun, tek ayak (bacak) üstünde yanı yere dönük yatay ve gergin olarak dengede bulunduğu durum.
yanda koşut tutuş Kolların, birbirine ve yere koşut olarak gövde orta çizgisinin sol-sağ yanında omuz doğrultusunda tutulduğu durum.
yanda tutuş Kolların, omuz yüksekliğinde bir doğrultuda yere koşut tutulduğu durum.
yanlamak Bir yanı araca dönük olarak atılmak ya da hızlanmak.
yaptırım komutu Cimnastikteki komutun, alıştırmayı yürütücü nitelikteki ikinci kısa ve kesin evresi.
yardım duruşu Özellikle araçlı çalışmalarda, devinim yapanın uğrayabileceği bir aksaklığı zamanında ve en uygun biçimde önlemek için araca ya da yapılan devinime göre bir başkasının aldığı duruşlar.
yardımlı tırmanma Kendine özgü araçlara bacaklardan da yararlanarak tırmanma.
yardımsız tırmanma Kendine özgü araçlara bacakların yardımı olmadan tırmanma.
yarım dönüş Vücudun, ön ve yan yönlerin ortasına düşen bir doğrultuya yönelmesi.
yatarak denge (alıştırmaları) Yerden yüksek sınırlı dayanak yüzeylerinde, el ve ayakları kullanmadan yatarak sağlanan denge.
yatay ağaç Yere düşey iki dikme arasında, yüksekliği ayarlanabilen dar dayanak yüzeyli tahtadan yapılmış denge ve asılma aracı.
yatay demir (barfiks) Araçlı cimnastiğin temel asılma aracı.
yatay merdiven Yere koşut, merdiven biçiminde asılma ve tırmanma aracı.
yatay parmaklık Birbirinden 0.85 – 1.00 m. açıklıkta 2.80 m. yükseklikte dikmeler arasına (9) cm. aralıkla dizilen, oval kesitli basamakları olan ve düşey olarak duvara bağlanan geniş merdiven biçiminde asılma ve tırmanma aracı.
yaya Vücudun, türlü temel duruşlarda, yerine göre dayalı olduğu kalça ya da ayak uçlarıyla bir araca arkadan asılı kollar arasında aldığı kemerli gergin durum. İsveç cimnastiğinin omurgaya etki yapan temel alıştırmalarından biri.
yayılma Grupça yapılan cimnastik alıştırmalarında, çalışma ve yer olanağına göre dağılma.
yaylanma Vücut bölümlerinde, kasların gerilme ve kasılma gücü ile oluşan ve birbirini ölçülü olarak izleyen esnek yaklaşma, uzaklaşma devinimi.
yaylı tahta (sıçrama) Araçtan atlamalarda, daha çok sıçrama hızı kazandırmak için çelik yayla donatılmış eğik yüzeyli araç.
yer Cimnastik alıştırmalarında, vücudun değişik bölümlerine dayanak ve direnç sağlayan yüzey.
yer alıştırmaları (yer cimnastiği) El ve bütün vücut bölümleri için yeri bir dayanak düzeyi ya da bir tür araç gibi kullanarak düzenlenen devinimler.
yer kipesi (sırt kipesi) Sırtüstü devrik yatıştan, bacakların hızla havayı itip bükülüşü, kalçanın gerilişi, ensenin yeri itişiyle ayağa kalkma.
yerde denge (alıştırmaları) Dayanak yüzeyi daraltılmış yerde, araç kullanmadan yapılan denge alıştırmaları.
yerinde say Yer değiştirmeden yapılan tempolu yürüyüş.
yıldırım takla Başı yere değdirmeden tek omuz üzerinde tek elle apansız atılan takla.
yukarıda tutuş Kolların, birbirine koşut, gergin ve omuzlara dikey tutulduğu durum.
yumruk tutuşu Ellerin, vurmak için, yumruk yapılmış durumu.
yumulu oturuş (yumulma) Gövdenin dizler üzerine yumulması ve kolların dizleri kucaklamasıyla oluşan bükülü oturuş türü.
yumuşatma Etkin alıştırmalarda, bir kası hiçbir gerginlik ya da kasılma bırakmadan dinlenmeye salma (gevşetme).
yumuşatma alıştırmaları Kasları yumuşatarak onların iş gücünü artırmak için uygulanan ve vücudun türlü bölümlerinin etkin katkısı, itici ve sallayıcı tepkisiyle sürdürülen alıştırmalar.
yunus aşması Çift ayakla sıçrayıp kazanılan uçma hızıyla havadan eller üstüne yere düşerek uygulanan dayanmalı perende.
yunus taklası Yunus atlamasının başaşağı elüstü yere düşerek bir takla ile hız kesme biçiminde yapılan türü.
yüksek atlama Vücudu, bacakların sıçrama gücü ile yerden keserek yüksek bir engelin öte yanına geçirme. (Atletizmde belli kurallarla uygulanır.)
yüksek köprü (el-taban köprüsü) Vücudun, sırt yere dönük avuçlar ve tabanlarda yay biçiminde dayalı bulunduğu durum.
yürü (marş) Yürüyüşe başlatma komutu.
yürüme (yürüyüş) Birbiri ardınca, biri yerden kalkarken öteki öne basan ayakla sürekli yer değiştirme adım atarak istenilen bir yönde yer değiştirme.
yürüyüş kolu Yan yana derinliğine üç diziden oluşan yürüyüş düzeni.
yüz dönük atlama Yüz araca dönük olarak atlama.
yüz yüze Alıştırmalarda, eşlerin birbirine yüzleri dönük durması.
yüzüstü (yüzü koyun) Vücudun, yüz yere dönük, eller çene altında karın üstü boylu boyunca yere uzanmış olduğu durum.

Güreş terimleri sözlüğü

Güreş Terimleri Sözlüğü

aba Aba güreşinde giyilen ve dizlere değin uzanan özel güreş giysisi.
aba güreşi Tatar, Özbek Türkleri ile Hatay ilimiz yörelerinde aba giyilerek ve bele yün kuşak bağlanarak yapılan bir tür güreş.
abanma Karşı güreşçiyi alta alıp üzerine yüklenme.
açık düşürme Yağlı ve karakucak güreşlerinde iki dirseğin ya da sırtın yere değdiği, göbeğinse havaya döndüğü durum. (Bu duruma gelen güreşçi yenik sayılır.)
açma Yerde kapalı güreşen güreşçiyi, güç kullanarak oyun uygulanabilir duruma getirme.
ad çekme Güreşçi sayısı ikiden çok olan karşılaşmalarda eşlendirme için yapılan işlem.
ağırlık Güreşçinin gövde tartısı.
alana salma Yağlı güreşte cazgırın dualar ederek güreşçileri seyircilere tanıttıktan sonra alana çıkartması.
alaşağı etmek Karşı güreşçiyi kaldırıp yere vurmak.
aldatma Karşısındakine bilerek oyun verip açığını yakalama.
alıştırma Güreş karşılaşmalarında başarılı olabilmek için yapılan hazırlık çalışmaları.
alt-üst olma Yerde güreşen iki güreşçiden alttakinin bir oyunla üste çıkması üzerine alta düşenin de hemen üstündekini alta alması.
altçı Çoğunlukla yerde, karşı güreşçinin altında oyun yapan.
altıncı ağırlık 74 kiloda yapılan güreşler.
alttan kalkma Alta düşen güreşçinin türlü oyunlar deneyerek, alttan kurtulup ayağa kalkması.
apış askısı Güreşlerde mayo içine takılan bacak arası askı.
arkadan çapraz Bir güreşçinin arkasından alınan çapraz.
arkadan çaprazla omuzdan atma Karşısındaki güreşçiyi arkasından çapraza alıp omuz başından aşırma.
arkaya geçme Önden gerekli oyunları denedikten sonra, başka oyunlar denemek üzere karşı güreşçinin arkasına geçme.
askıya alma Genellikle künde oyunlarıyle alttaki güreşçinin ellerini ve ayaklarını yerden kesip aşıracak duruma getirme.
aşırma Kündede ya da kavak dikme oyunlarında dengeleme durumuna getirilen güreşçinin pes etmediğini görünce çevirip sırtının üstüne yere atma.
ayak Yağlı güreşte ve karakucakta en küçük boy.
ayak çekme Alttaki güreşçinin bir bacağını üstündeki güreşçinin bacakları arasından geriye doğru uzatarak ayağını o güreşçinin bir baldırı üzerinden kancalayıp yan kılçık atarak açık düşürmesi.
ayak değiştirme Ayakta dengeli ve sağlam durabilmek ya da karşısındaki güreşçiyi şaşırtarak oyun yapabilmek için gerideki ayağın öne, öndekinin geriye alınması.
ayak kösteği Karşı güreşçinin bir ayağını iki bacak arasına alıp kıstırma.
ayak kündesi Oyun yapanın ayakta durarak ve bir bacaktan kavrayarak yaptığı künde.
ayak oyunu Ayakları kullanarak yapılan her türlü oyun.
ayakçı Ayakta güreşirken daha çok oyun yapan.
azdırma Yağlı güreşte güreşin kızışması saldırıların ve oyun uygulamaların sıklaşması.
bağışlama Ödek almış güreşçiye haklarını geri verme.
bastırma Karşı güreşçiyi alta düşürüp, bağımlı duruma getirme.
baş Yağlı güreşte ve karakucakta en büyük boy.
başaltı Yağlı güreşte ve karakucakta baş’tan önceki boy.
başay Bir karşılaşmada, karşılaşmayı kazanacağı önceden kestirilen kişi.
başlama duruşu Mindere çıkan iki güreşçinin güreşe başlamadan önce minderin iki yakasında yüzyüze durmaları.
başpehlivan Yağlı güreşte ve karakucakta en büyük boy olan baş’a güreşen ve baş’ın birinciliğini kazanan güreşçi.
başpehlivanlık kemeri Her yıl Kırkpınar’da yapılan yağlı güreşlerde başpehlivanlığı kazanana verilen geleneksel kemer.
bayrak çektirme Uluslararası karşılaşmalarda bir güreşçinin birinci olarak kendi ulusunun bayrağının törenle direğe çekilmesini sağlaması.
bel alıştırması Beli güçlendirmek için, ayaklar açıkken, yerde duran gülleyi eğilip alma ve baş üzerine kaldırıp indirme biçiminde yapılan alıştırma.
bel çaprazı Belden girilerek yapılan çapraz.
bel kündesi Karşı güreşçinin arkasından iki elle, göbek üzerinden kenetlenerek yapılan oyun.
bel üstü güreş Belden aşağısını tutmamak ve ayaklarla oyun yapmamak gibi kuralları olan güreş türü.
belden atma Belden kavrayıp, karşı güreşçinin ayaklarını yerden kestikten sonra köprüye gelerek onu aşırma.
beşinci ağırlık 68 kiloda yapılan güreşler.
biçme Karşı güreşçinin ayağını tırpanla yerden kesip devirme.
bilek çekme Alttaki güreşçinin, beline sarılmış olan üstündekini bir ya da iki bileğinden tutup kılçık atarak yana düşürmesi.
birinci ağırlık 48 kiloda yapılan güreşler.
birincilik yarışması Güreşçiler ya da güreş takımları arasında düzenlenen güreş yarışması.
boğma Güreş kurallarına aykırı olarak, kolun, karşı güreşçinin çenenin altından geçirilerek gırtlağa indirilmesi sonucu, güreşçinin soluk almasını önleme.
bohçalama Bir kolu alttaki güreşçinin ensesinden, öteki kolu bacağının arkasından geçirip iki eli göğsü altında birleştirdikten sonra başının üzerine dikerek çevirme.
boşaltma Karşı güreşçiye uygulanan oyunun sonuç vermemesi üzerine o oyundan vazgeçme.
boşlama Ayakta güreşen iki güreşçiden birinin nefeslenmek, suya gitmek ya da yağlanmak için karşı güreşçiden ayrılması.
boy Yağlı güreşte ve karakucakta güreşçinin ağırlığına, gücüne, tekniğine ve yaşına göre güreşmesi gereken bölüm.
boyunbağı Tek kol altından enseyi tutup bağlama biçiminde yapılan güreş oyunu.
boyunduruk Karşı güreşçinin başını koltuk altına alıp boynuna kolu dolama biçiminde yapılan güreş oyunu.
boyundurukla bastırma Boyunduruğa alınan güreşçinin üzerine yüklenerek ve başından yere doğru çekerek onu çökertme.
boyunlama Yağlı güreşte ve karakucakta, bir ayağı aktaki güreşçinin önüne atmak yoluyla boyundan geriye doğru çekme.
budama Bir elle karşı güreşçinin üst bölümü ile uğraşırken öteki elle bacağından tutup düşürme.
bunaltma Oyunla ya da güç kullanarak karşı güreşçiyi oyun yapamaz ve karşı koyamaz duruma getirme.
burgu Bir kolu, alttaki güreşçinin kolunun altından sırtına doğru sokup, öteki el ile boşta kalan elin bileğini tutarak ya da tek kapan takarak başı üzerinde döndürüp çevirme yoluyla yapılan oyun.
büyük orta Yağlı güreşte ve karakucakta başaltı ile orta boy arasındaki boy.
cazgır Yağlı güreşte ve karakucakta güreşçileri seyircilere tanıtan, dualarını okuyup, güreşlerin kural ve geleneklere göre yapılıp yapılmadığını denetleyen kişi.
cıvıtma Davranışlarıyle güreşi yakışık almayacak bir biçime sokma.
çalım Güreşçinin takındığı gösterişli eylem.
çalıştırıcı Güreş öğreneceklere güreş oyunlarını öğreten, yeteneklerinin gelişmesini sağlayan ve karşılaşmalara hazırlayan kişi.
çamurla çalıştırı El parmakları ile bilekleri güçlendirmek ereğiyle sert çamurla yapılan çalışma.
çangal Ayakta güreşirken karşı güreşçinin koltuğu altından bir kolu sokarak bir ayakla o güreşçinin bir bacağına çengel taktıktan sonra onu öne doğru eğip başı üzerinden atma işlemi.
çapraz Karşı güreşçiyi ayaktayken kolları ile kavrayıp onu gerisingeri sürerken çelme takıp sırt üstü yere düşürme.
çelme Karşı güreşçinin ayağının arkasına ayak koyma.
çemberleme kafakol Karşı güreşçinin iki kolunu omuzlara yakın yerden kafası ile birlikte kollar arasında sıkıştırıp, gövdesini kalça üzerine aldıktan sonra dönüş yaparak uygulanan kafakol.
çeneleme Karşısındakine dış kazık uyguladıktan sonra öteki elle çeneden tutup arkaya itme.
çevirme Yüz üstü yere yapışmış bir güreşçiyi oyun ve güç yolu ile sırt üstü getirme.
çırak 1. Yağlı güreşte ve karakucakta güreşe yeni başlamış güreşçiye verilen ad. 2. Usta bir güreşçinin yanında yetişen güreşçi.
çırpınma Yağlı güreşte ve karakucakta karşılaşma yapılırken saldırıya geçecek güreşçinin haydalanarak ellerini birbirine vurup sıçraması.
çırpma Alta düşen güreşçinin üstündekinin belinden sıkıca iki kolla kavrayıp köprüden dönerek yaptığı oyun.
çıvgar Yağlı güreşte ve karakucakta birinciliği kazanmaması istenilen güreşçinin yenilmesi ya da berabere kalmasını sağlamak amacıyla öteki güreşçilerin aralarında anlaşıp birbirlerine yenilmeleri ve o güreşçiyi yormak için onunla güreşenin güreşi uzatması.
çift burgu Elleri, alttaki güreşçinin koltukları altından geçirerek sırtta kenetleme yoluyla yapılan burgu.
çift çapraz Karşı güreşçinin iki kolu üstünden yapılan çapraz.
çift dalma Ayakta güreşirken beklenmeyen bir atılımla karşısındakinin iki ayağını birden kapma.
çift dayak Güç durumdaki güreşçinin iki elle yere dayanması.
çift kapan Alttaki güreşçiye tek kapan taktıktan sonra, öteki eli de boşta kalan elin koltuğu altından geçirerek önceki kapana alınmış olan elin bileğinden tutarak dışa doğru dönüş yapıp çevirme.
çift kol kapma Karşı güreşçinin bileklerinden tutup onu kalça üzerine alarak ve ayaklarını yerden kestikten sonra dönüş yaparak sırtının üstüne mindere atma.
çift koldan atma Karşı güreşçinin iki kolunu yakalayıp yarım köprüye gelmek yoluyla omuzdan atma.
çift paça Karşı güreşçiye dalıp onun paçalarını kapma.
çift sarma Karşı güreşçinin beline oturup çift ayakla vurulan sarma.
çivi yukarı yenme Karşı güreşçinin ayaklarını yukarı kaldırıp tepesi üstü diktikten sonra aşırıp açık düşürme ya da sırtını yere getirme.
çoban kösteği Karakucakta topuk elleme oyunu.
çökertme Karşısındakini zorlayarak dizi ve elleri üzerine düşürme.
çömlek kırması Bir bacağından sarmaya alınmış alttaki güreşçinin, sarmadaki ayağı ile üstündeki güreşçinin öteki ayağını arkadan çengelleyip kıç üstü oturttuktan sonra yaslanarak açık düşürmesi.
çözme Alttaki güreşçiye oyun yapmış olan üstteki güreşçinin, oyununun iyi sonuç vermeyeceğini düşünerek onu uygulamaktan vazgeçip bırakması.
dakikalar bildirimi Kronometre hakemince her geçen dakikanın, İngilizce, Fransızca ve oyunların yapılmakta olduğu ülkenin dilinde güreşçilere bildirilmesi.
dalma Ayaktayken, karşılaşılan güreşçinin ayaklarına yönelip yakalamaya çalışma.
dana bağı Ayakta güreşirken, bir elle karşı güreşçinin bileğinden tutup, öteki taraftaki dizi yere koyarak, boşta kalan elle bacağını içten kavrayıp gövdesini ense üzerine alma yoluyla başının üzerinden yere atıp çevirme.
danışıklı güreş Sonu önceden belirlenmiş güreş.
danışma kurulu Kimi sorunlarla ilgili konuların danışılıp tartışıldığı kurul.
dayama Minder dışına kaçmak isteyen güreşçinin ensesine tek ya da iki elle yapılan destek.
dengeleme Kündeyi doldurduktan ve ayaklarını yerden kestikten sonra karşı güreşçiyi tam aşırılacak duruma getirme.
deste Yağlı güreşte ve karakucakta ayak boyundan sonraki büyük boy.
deve yuları Karşı güreşçinin başını koltuk altına alıp çenesinin altından avuçlama.
dış kazık Elini karşısındaki güreşçinin belinin arkasından güreş donunun içine derince soktuktan sonra eli yumruk yapıp o güreşçinin kalkmasına engel olma.
dış kazıkta bacak kapma Bir elle dış kazık vurup öteki elle karşı güreşçinin bacağını arkadan yakalayarak havalandırma.
dış kazıkta paça Bir elle dış kazık vurup öteki elle karşı güreşçinin paçasından yakalama.
dış tırpan Karşı güreşçinin ayak bileklerine dıştan ayakla vurma.
dıştan tek ayak kapma Bir ayağın dıştan kapılması, ötekinin çengellenmesi yoluyla karşı güreşçiyi yenmeye çalışma.
dik güreş Gövdeyi öne eğmeden yapılan güreş.
dinsel dilek Yağlı güreşlerde ve karakucakta güreşlere başlamadan önce cazgırın okuduğu geleneksel dua.
direnç Karşısındakinin gücüne ve saldırısına karşı koyma gücü.
diz kündesi Diz üzerine gelinerek atılan künde.
dizilme Karşılaşma bitiminde, sonucu beklemek üzere hakemle güreşçilerin yan yana durması.
dizleme Elensenin etkisiyle dizler üzerine yere gelme.
dokuzuncu ağırlık 100 kiloda yapılan güreşler.
dolak Yağlı güreşlerde güreş donu paçalarının eti kesmemesi için baldıra sarılan keçe ya da bezden sargı.
dolanma bk. arkaya geçme.
dolu dönme Sarmaya alınmış alttaki güreşçinin, üstteki yayma eylemine geçtiği anda, sarmaya alınmış bacağı yönüne dönerek sarmayı çözmeden üste çıkması.
dolu kalkma Alttaki güreşçinin, üstündekinin paçasından tutarak ayağa kalkması.
döne Minder güreşlerinde her üçer dakikalık süre.
dönü Birinci gelecek güreşçiyi seçmek için, karşılaşmalarda, aynı kilodaki güreşçiler arasında, yenilenlerin elenmesini sağlamak üzere yapılan güreş dizisi.
dönü atlama 1. Karşılaşmalarda daha çok sayı kazanan bir güreşçi ya da takımın bir sonraki karşılaşmaya girme hakkını kazanması. 2. Ad çekmelerde tek kalan güreşçinin bir sonraki dönüye güreşmeden geçmesi.
dördüncü ağırlık 62 kiloda yapılan güreşler.
duvar çalışması Duvardan boy uzunluğu oranında uzakta durup duvarı itmekle yapılan çalışma.
düzenleme Güreş karşılaşmalarını düzenleyip yapılmalarını sağlama.
düzenleme kurulu Güreş karşılaşmalarıyle ilgili işleri düzenleyen kurul.
düzenlemeci Güreş karşılaşmalarını düzenleyen ve ilgili işleri yöneten kişi.
edilgen güreş İsteksiz ve çekingen yapılan güreş.
eğik güreş Karşı güreşçiye oyun vermemek için öne doğru eğilerek yapılan güreş.
eleme 1. Bir üst dönüye katılacak olanları seçmek için yapılan ayıklama. 2. Resmî bir karşılaşmaya katılabilecekleri seçmek amacıyla düzenlenen karşılaşma.
elenme Güreş karşılaşmalarında 6 kötü sayı alarak karşılaşma dışı kalma. Güreşçi, karşı güreşçileri sürekli olarak yeniyorsa 6 ya da 6’dan çok kötü sayısı olsa da karşılaşmaları sürdürür.
ellek Oyundan oyuna geçen, girgin ve çevik güreşçi.
ense bağlama Yağlı güreşte her iki güreşçinin birbirlerinin ensesinden tutup yapılacak oyunu beklemeleri.
er değişen Güreş sırasında soluğu, yürek atışı hızlanan, tansiyonu hızla yükselen (güreşçi).
eşitlikte sayı Eşitlikte her iki güreşçiye 2 kötü sayı verilmesi.
eşleme göstergesi Uluslararası karşılaşmalarda aynı ağırlıktaki güreşçi adlarının bir torba içine konup ad çekimiyle çıkan ilk adın öteki adlarla eşlendirilmesi sonucunda oluşan gösterge.
eşlenme Güreşmek için alana çıkan güreşçilerden, kimin kimle güreşeceğinin cazgır tarafından belirtilmesi ve birbiriyle güreşeceklerin el ele tutturulması.
eşli alıştırma Bir güreşçinin, güreş karşılaşmalarına iyi hazırlanabilmesi için başka bir güreşçiyle yaptığı alıştırma.
etken güreş Güreşçilerin bir sonuç almak amacıyla yaptıkları güreş.
ezilme Çok güçlü bir güreşçi karşısında güçsüz kalıp bir daha güreşemeyecek duruma gelme.
ezme Karşısındakini uzun süre güreşemez duruma sokma.
f.i.l.a. bk. Uluslararası Birleşik Kurul.
f.i.l.a. sağlık kurulu Uluslararası karşılaşmalarda sağlık denetimini yapan kurul.
f.i.l.a. tartı delegesi Tartı kurulunda F.İ.L.A. adına belge denetimi yapan kişi.
f.i.m.s. bk. Uluslararası Spor Hekimleri Birliği.
federe olmak Güreş sporu ile uğraşacağı resmî örgütlerce belgelenen ve kütüğe geçirilen kurum durumuna gelmek.
fil sofrası Genellikle ağırlığı yüksek olması gereken güreşçiler için uygulanan sınırsız beslenme.
fin hamamı Güreşçinin fazla ağırlığını atmada kullanılan bir tür hamam.
geç değişen Güreş sırasında soluğu ve yürek atışı yavaş yavaş hızlanan, tansiyonu yavaş yükselen (güreşçi).
geçerli oyun Güreş sırasında uygulanan sayı getirici oyun.
geçici haktan yoksunluk Güreşçi ya da yöneticinin suçuna göre ödek kurulunca verilen süreli ödek.
geliştirmen Güreşçiyi soluklu, dayanıklı kılmak ve onun gücünü artırmak için yapılacak işleri hazırlık döneminde öğreten kişi.
gençler arası yarışma Ulusların 15-20 yaş arasındaki güreşçileri için düzenlenen oyunlar.
gıcırı bükme Çok güçlü olan güreşçinin karşısındakini çapraza alıp sürmeden olduğu yerde yenmesi.
gong Güreş karşılaşmasının başlama ve bitim sürelerini belirlemek için kullanılan, üzerine tokmakla vurulunca uzun ve çınlayıcı ses veren maden tepsi biçiminde bir araç.
göbeği yıldız görme Karakucak ve yağlı güreşte kucağa alınan güreşçinin göbeğinin göğe bakar duruma getirilmesi bu duruma getirilen güreşçi yenik sayılır.
göğüs çaprazı Göğüsten girilerek yapılan çapraz.
göğüs çaprazında savunma Çapraza giren karşı güreşçiyi çene altından avuçla itip gövde ağırlığını geriye ve aşağıya yükletme.
göğüslemek El ve ayak çalışırken göğüsle itmek.
gömlek Yağlı güreşte ve karakucakta güreşçiler arasındaki teknik, güç ve ağırlık farkını belirten ölçü.
gösteri Karakucakta cazgır tarafından alana salınan güreşçilerin ellerini oyluklarına, sırtlarına ve karşılıklı durup birbirlerinin avuç içlerine vurarak düzenli hareketler yapmaları.
göz silme Yağlı güreşte oyuna ara verip göze kaçan yağı silme.
güç katımı yoklaması Gerektiğinde, güreşçilerin yasak ilaç kullanıp kullanmadıklarının denetimi.
gülle kaldırma Boyun kaslarını güçlendirmek için köprü durumundayken halter çalışması yapma.
güreş Belli kurallar içinde, güç kullanıp oyun uygulayarak iki kişinin birbirini yenik duruma getirmeye uğraşması.
güreş bırakma Karşı güreşçi adına güreşten vazgeçme.
güreş birliği Güreş kulüplerinin ve güreşçilerin bağlı bulundukları birlik. (Güreş karşılaşmalarının düzenlenmesi ve yönetimi bu birliğin işidir.)
güreş donu Yağlı güreşte belden baldıra değin uzanan deri giysi.
güreş federasyonu bk. Güreş Birliği.
güreş kovalama Güreş karşılaşmalarını gözetleyip birbiri ardından güreş karşılaşmasına katılma.
güreş tutmak Güreşmek, bk. güreş.
güreşçi Güreş sporuyle uğraşan kişi.
harmanlatma Üstteki güreşçinin alttakinin ayaklarını yerden kesip aşıracağı zaman, alttakinin elleri üzerinde ileriye doğru adımlar gibi kaçması.
haydalama Yağlı güreşte ve karakucakta saldırıya geçecek güreşçinin karşısındakini uyanık bulunmağa çağıran övücü sözlerle bağırması.
hazırlık süresi Karşılaşmalardan önce yapılacak çalışmaları kapsayan süre.
hazne Güreş donunun apışarası bölümü.
hırpalama Güreş süresince karşısındakini yorma, ezme.
hız çalışması Gövdeyi hızlı güreşe uydurmak için yapılacak türlü beden eğitimi çalışmaları.
hızlı güreş Oyunların ardarda ve çabuk uygulandığı güreş.
ısınma Güreşten önce yapılan gövde eylemleri.
iç kazık Eli karşı güreşçinin güreş donunun içine, göbek yönünden derince sokma.
iç kazıkta bacak kapma Bir elle iç kazık vurduktan sonra öteki elle karşısındakinin bacağını iç yanından kavrayıp havalandırma.
iç tırpan Karşı güreşçinin ayak bileklerine içten ayakla vurma.
ikinci ağırlık 52 kiloda yapılan güreşler.
itişme Karşılaşmayı güreş biçiminden çıkarıp, süre doldurmak için oyalanma.
kaçak güreşme Karşılaşmalarda, güçlü güreşçi karşısında yapılan çekingen davranış.
kafadan tutma Kafa üzerinde uygulanacak oyunlarda ancak tek el kullanma zorunluğu.
kafakol Karşı güreşçinin bir kolunu koltuk altında sıkıştırdıktan sonra öteki kolu ensesi üzerinden aşırıp, sıkıştırılan kolun koltuk altından tutma ve vücudunu kalça üzerine alarak ayaklarını yerden kestikten sonra diz çöküp sırtının üstüne yere vurma.
kapaklanma Elense çekilişinde yüz üstü düşme.
kapan Tek ya da çift kolu karşısındakinin koltuğu altından geçirip ensesine bastırmak yoluna dayanan bir oyun. bk. tek kapan, çift kapan.
kapanış töreni Uluslararası karşılaşmalarda oyunların bitiminde yapılan tören.
kapışma Hırsla güreşe girme.
kara zelve Yağlı güreşte karşısındakinin başını koltuk altına sıkıştırıp, güreş donunun arka kasnağından tuttuktan sonra iç sarma vurularak yapılan oyun.
karakucak Pırpıt adı verilen özel bir giysi ile yapılan, kimi bölgelerde az çok değişiklikler gösteren, kökeni Orta Asya’ya değin uzanan, en eski geleneksel serbest biçimdeki Türk güreşi.
karıştırmaca Karşısındakini şaşırtma ereğiyle belirsiz oyunlar uygulama.
karşılaşmacı Güreşe çıkan iki kişiden her biri.
kasnak Güreş donunun bele gelen bölümü.
katır yuları Başı boyunduruk gibi alıp elleri çene altında kilitleme.
kavak dikmek Yerdeki güreşçiyi başı üzerine dikmek.
kazık Yağlı güreşte, yerde güreşirken, üstteki güreşçinin bir elini alttaki güreşçinin güreş donunun içine sokup yumruk yaparak, o güreşçinin hareket etmesine engel olma.
kazık çıkarma Minderdışı güreşlerde, daha önce yenildiği güreşçiyi yenme.
kazıklama Yağlı güreşte karşısındakinin güreş donunun içine el sokma.
kazkanadı Karşı oyuncunun kolları altından kol geçirip elleri sırtta kenetleme.
kazkanadında çengel Kazkanadına alınan güreşçiyi gerisingeri sürerken çengelleme.
kazkanadından sıyrılma Kolları tüm olarak arkaya, omuzları da geriye yatırarak karşı güreşçinin kilidinden kurtulma.
kazkanadını sökme Birbirinden ayrı ve gergin durumdaki elleri, önde birleştirmek için, yukarıdan aşağıya kuvvetle indirerek karşı güreşçinin sırttaki kilidini sökme.
kelebek-pul damgası Uluslararası karşılaşmalarda güreşçilerin oyun belgesinde aranan F. İ. L. A. nın yıllık vizesi.
kelepçe Karşı güreşçiyi el ve ayak bileklerinden kavrayan pençe.
kepçe Karşı güreşçinin bacağını türlü biçimlerde dizinin üstünden kavrayıp çekerek açık düşürme.
kılçık Alttaki güreşçinin, kıçını havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup ön ya da yan tarafına aşırıp atması.
kıran kırana 1. Yağlı güreşte ve karakucakta ilk seçmelerden sonra yenenler arasında yapılan karşılaşmalar. 2. Çok sert, çok çetin (güreş).
kırkpınar güreşleri Eskiden Edirne-Ortaköy yolu üzerinde, Edirne’ye 17 km. uzaklıkta olan Kırpınar panayırında, bugün ise (Balkan savaşından sonra Kırkpınar’ın Yunanistan’da kalması üzerine) Edirne’nin Sarayiçi’nde hıdrellez gününden iki gün önce başlayıp hıdrellez günü sonu
kıyasıya güreş Karşıdakinin canını yakarcasına yapılan sert güreş.
kızışma Güreşte hızlanma, girişme, saldırma.
kol bağı Hakemlerin iki kolunda, oylarını belirleyecek, renkli imler.
kol çalma Karşı güreşçinin eli ensede iken bu kolun dirseğinin üstünden tutup yukarıya doğru iterek arkaya geçme.
kol çekmede savunma Kolu çekilmek istenen güreşçinin ayaklarını açıp geriye yaslanarak yaptığı oyun.
kol kapma Karşı güreşçinin bir kolunu omuza, koltuk altına almak ya da o güreşçinin koltuğunun altından tutup bileğini koltuğunun altına sıkıştırmak yoluyla gövdesinin aitına girip aşırma.
köpek kuyruğu Alttaki güreşçi sarmadan üste dönerken, çene, alın ya da gırtlağından elle çekip sırtını yere getirmeye çalışma.
köprü Omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum.
köprüde çalışma Köprüye gelip gövdeyi başa doğru yavaş yavaş itip çekmekle yapılan çalışma.
köstek vurmak Karşı güreşçinin bir ya da iki ayağını iki elle sımsıkı tutmak.
köstekten sıyrılma Bir elle köstekleyenin başına basarken ayaklan birer birer köstekten kurtarmaya çalışma.
kötü sayı Bir güreşçinin karşılaşmalarda aldığı olumsuz sayı.
kötü sayı doldurma Uluslararası karşılaşmalarda güreşçinin 6 kötü sayı alarak elenmesi.
kurt kapanı Alttaki güreşçiye çift sarma vurulduktan sonra her iki yanına kapan takarak ağırlığı bel üzerine verme.
kuzu sofrası Ağırlığı fazla güreşçinin ağırlığını indirmek için besininde yapılan kurallı sınırlama.
küçük orta Yağlı güreşte ve karakucakta deste ile büyük orta arasındaki boy.
künde Ayakta, diz üstünde ya da oturur durumdayken alttaki güreşçiyi belinden, tek bacağından ya da güreş donunun şakından tutarak başının üzerinden aşırıp atma.
kündede savunma Kündeye alınan güreşçinin, ileriye fırlamak, bacak arasına bacak uzatmak, topuk ellemek, yere oturmak ya da karşısındakinin kol ve bacaklarını bağlayıp künde yapanı kündeye almak gibi oyunlarla karşı koyması ya da kündeye alana engel olması.
kündede topuk çekme Kündedeki güreşçinin, karşısındakinin ayağını yakalayıp, topuğundan çekerek altına alması.
kütük yuvarlaması Yerdeki güreşçinin göbeği ile ayağını tutup sırt üstü çevirme.
minder Güreş karşılaşmalarında kullanılan, en az 10 cm. kalınlığında, plastik, kauçuk ya da benzeri bir nesneden yapılmış, bir örtüyle örtülmüş, üstüne 9 m. çapında bir çember çizilmiş olan ve çaprazlama köşeleri kırmızı ve mavi renklerle belirlenmiş yaygı.
minder dışı Güreş minderinin üzerine çizilmiş ve içerisinde güreşilmesi gereken 9 m. çapındaki beyaz çemberin dışında kalan bölüm.
minder yönetmeni Orta ve yan hakemlerinin çalışmalarını, verilen kararların doğruluğunu gözetleyen ve yönetmeliklere aykırı karar verildiği zaman düzelten yönetici.
minderden kaçma Zor karşısında bilerek minder dışına çıkma.
omuzdan atma Karşısındakini çapraza aldıktan sonra köprüye gelerek omuz başından aşırma.
omuzdan kol kapma Karşı güreşçinin bir kolu dirsek üstünden tutulduktan sonra, sırt göğsüne gelecek biçimde alınan kolun koltuğu altına girip ayaklarını yerden kesmek yoluyla omuzdan aşırıp yere vurma.
onuncu ağırlık 100 kilonun üstündeki kiloda yapılan güreşler.
orta Yağlı güreşlerde ve karakucakta deste ile başaltı boyları arasındaki boy. (Küçük orta ve büyük orta diye iki bölüme ayrılmıştır.)
oturak kündesi Yerde kıç üstünde oturarak yapılan künde.
oturuşta kapan Karşı oyuncuyu oturağına çökertip arkadan ensesine takılan kapan.
oynama belgesi Bir güreşçinin resmî karşılaşmalara katılabilmesi için Güreş Birliğince kendisine verilen izin belgesi.
oynaşma Karakucak ve yağlı güreşde gösteri niteliğindeki güreş.
oyun Güreşçinin alıştırmalar sonunda kazandığı bedensel güç ve teknik yeteneklerini kapsayan, karşı güreşçiyi yenmek için uyguladığı, kuralları belli eylem.
oyun almak Karşı güreşçi üzerinde bir oyunu uygulamaya geçmek.
oyun bağlama Bir oyunu uygulayıp, sonuca vardırmadan bekleme.
oyun bıraktırım Güreşçilerin kusurlu oyun uygulamasında oyunun hakemce durdurulması.
oyun bozma Karşı güreşçinin uyguladığı oyunlarla zor duruma düşen güreşçinin güç ve ustalık ile bu durumdan kurtulması.
oyundan oyuna geçme Uygulanan oyun, karşı oyunla ya da güç zoruyle bozulunca başka oyunlar yapma.
ödül Güreştiği boyun birinciliğini kazanan güreşçiye verilen para, canlı hayvan ya da kumaş gibi değerli şeyler.
önuyarı Bir yanlıştan ötürü hakemce yapılan hatırlatma.
paça Güreş donunun baldıra gelen ve paça bağı ile büzülen en alt ucu.
paça bağı Güreş donunun paçasını büzmek, dona parmağın girmesine engel olmak için kullanılan ip ya da sırım.
paça kapma Yağlı güreşte, dalış yaparak paça ile baldır arasından parmakları içeri geçirme.
paça kasnak Bir el ile karşı güreşçinin ön kasnağından, öteki el ile bir paçasından tutarak dikip yenme.
paça ucu Güreş donu paçasının en son bölümü.
paçaya asılma Paçayı kaptıktan sonra parmaklarla paçayı tutup çekme.
parsa Yağlı güreşlerde karşılaşmaların bitiminde pehlivanların seyircilerden bağış yollu topladıkları para.
patı çakma Yağlı güreşte karşı güreşçiyi yenenin, hakemlerin bulunduğu yöne dönerek ve dizini havaya kaldırarak elini dizine vurup başına götürmesi.
pes etme Karşısındakinin üstünlüğüne inanarak güreşi bırakma.
peşrev Yağlı güreşlerin başlangıcında elleri bacaklara vurarak yapılan gösteri.
pırpıt Karakucakta giyilen, kıldan yapılmış giysi.
saç yoklaması Güreşçilerin saçı içinde kesici, batıcı bir nesne bulunup bulunmadığının ve yağlı olup olmadığının hakemce denetimi.
sakıngan güreş Karşı güreşçiyi kollayarak yapılan güreş.
saldırı Karşı güreşçinin üstüne üstüne yüklenme.
sallı güreşçi Gövdesi iri güreşçi.
sarma Üstteki güreşçinin, bir bacağını alttaki güreşçinin karnı altından bacakları arasına sokarak ayağını alttakinin baldırı üzerine koyup, ağırlığını onun beli üzerine yükledikten sonra alttakini dış tarafa doğru yayarak çevirme işlemi.
sarmadan dönme Sarmayı vuran güreşçi yayma eylemine geçtiği anda, alttaki güreşçinin sarmaya alınmış bacağı üzerinde dönerek sarmayı bozmadan üste çıkması.
sayı çizelgesi Karşılaşma sırasında güreşçilerin kazandıkları puanları gösteren liste.
sayı toplama Karşı güreşçiye uygulanan türlü oyunlarla sayı kazanma.
sekizinci ağırlık 90 kiloda yapılan güreşler.
serbest güreş Tehlikeli olabilecek kimi oyunların dışında vücudun her yanına oyun uygulanabilen bir güreş türü.
sınama Karşılaşma sırasında güreşçilerin birbirinin güçleri ve oyunları konusunda yaptıkları karşılıklı deneyici girişimler.
sırt kaslarını ısıtma Güreşe başlamadan, öne eğilip kalkmak suretiyle sırt kaslarını çalıştırma.
sıvazlama Yağlı güreşte ve karakucakta yenilen güreşçinin kendisini yenen güreşçiyi belinden tutup kaldırması ya da onun belinden göğsüne doğru elini gezdirmesi.
sıyrılma Karşısındakinin uyguladığı oyundan sıyrılarak kurtulma.
silkme Alttaki güreşçinin kendisine uygulanmış olan oyunu güç ve karşı oyunla bozarak üstündeki güreşçiyi sırtından atması.
soluk açma Karşılaşma başlamadan önce yapılan alıştırmalarla solunumu güçlendirme.
süre bitimi Güreşte karşılaşma süresinin sona ermesi.
sürme Çapraza alınan güreşçiyi çelme takılacak duruma getirip düşürebilmek için gerisingeri götürme.
şak Güreş donu kasnağının tam göbek altına gelen bölümü.
taban basma Karşılaştığı güreşçiyi çaprazla sürerken bir ayağının tabanıyle onun ayağına basma.
takla Köprüye gelmiş güreşçinin dikeye kalkarak kurtulmaya çalışırken yaptığı hareket.
tartarak yenme Yağlı güreşte karşı güreşçinin ayaklarını yerden kesip kucakta üç adım taşıma ya da yarım çember dönüşü durumuna getirerek onu yenik saydırtma.
tartı Karşılaşmalardan önce yapılan ağırlık ölçümü.
tartı kurulu Güreşçilerin tartılarını, uluslararası karşılamalarda denetleyen kurul.
tartı kurulu yazmanı Tartı sırasında yazılı işlemleri yürüten kişi.
tartı süresi Karşılaşmaların ilk günü, güreşler başlamadan 4 saat önce başlayıp 1 saat süren, sonraki günlerde, ilk karşılaşmadan 1 saat önce başlayıp 30 dakika süren ve güreşçilerin tartıldığı zaman aralığı.
tartı yenileme Güreşçinin ağırlığının düzenlenebilmesi için, tüzüğün belirttiği süre içinde onun bir kezden çok tartılması işlemi.
tartıda bastırma Tartıya alan güreşçinin, karşı güreşçiyi tartıdan sıyrılmak için çöktüğü sırada, göğsünden geriye çekip bastırma işlemi.
tartıda çengel Tartıya alınan güreşçinin, kaldırılmaması için ayağı ile karşı güreşçinin ayağını dış taraftan çengellemesi.
tartma Güreşçiyi kucağa alıp ayağını yerden kesme.
tek çapraz Çapraza girildiğinde karşı güreşçinin bir kolunu da çaprazın içine alma.
tek dalma Karşı güreşçinin tek bacağını kapma.
tek dayak Güç durumdaki güreşçinin bir elle yere dayanması.
tek kapan Bir kolu, karşısındakinin koltuğu altından geçirdikten sonra eli ensesine dayayıp öteki elin de yardımıyla karşısındakinin başını mindere eğme ve onu başı üzerinde döndürerek çevirme.
tek kapanda savunma Kapan takılmak istenen kolun ileri uzatılması ve başın karşı güreşçinin pazısına dayatılmasıyle yapılan savunma.
tek koldan atma Karşı güreşçinin bir kolunu koltuk altında sıkıştırmak ve öteki kol ile de belinden sarılmak yoluyla ayaklarını yerden kesip köprüye gelerek atma.
tek sarma Tek ayakla vurulan sarma.
ter atma Güreşçinin fazla ağırlığını atmak için uygulanan bir yöntem.
ter yoklaması Güreşe başlamadan önce gövdenin terli ve kaygan olup olmadığının hakemce denetlenmesi.
ters atma Başı öne eğik olan karşı güreşçinin kafasıyle bir kolunun ters kavranması ile yapılan omuzdan atma.
ters kafakol Kafayı ve bir kolu kollar arasında sıkıştırdıktan sonra kalçayı ters taraftan çıkararak yapılan kafakol.
ters kalça vurma Burgudaki güreşçinin yukarıya doğru direnmesi durumunda, onun önüne atlayıp göğsüne yapılan çarpma ile köprüye getirme.
ters kazkanadı Ayakta, karşı güreşçinin arkasındayken kolları onun koltuk altlarından geçirip ensesinde kilitleme.
ters kepçe Yerdeki karşı güreşçinin yandan, karnı altına el atarak, ters yöndeki bacağını yakalayıp çevirme.
ters paça Karşı güreşçinin arkadaki paçasını kapma.
tetikte Karşısındakinin saldırısına karşı uyanık durma.
tırnak yoklaması Karşılaşma başlamadan hakemin, güreşçilerin kısa kesilmesi gereken tırnaklarını denetlemesi.
tırpan Karşı güreşçinin ayak bileklerine hızla ayak vurma.
tilki kuyruğu Yağlı güreşte oturak kündesine geçen üstteki güreşçiye alttakinin elini geri uzatarak çenesinden ya da gırtlağından çekmesi.
tokuşma Tetikte ve dikkatli olan iki güreşçinin açık vermemek için eğik durup kafalarını birbirine dayaması.
toptan kafakol Karşı güreşçinin iki eli kendi ensesinde iken iki kolunu sıkıştırarak çekilen kafakol.
topuk elleme Ayaktayken dalıp karşı güreşçinin topuğunu yakalayıp çekme.
topuk kesme Künde aşırılırken karşı oyuncunun topuğunu yakalayıp yere düşürme.
tuş Oyun sırasında iki omzun aynı anda yere değmesiyle oluşan yenilgi.
tutuşma Güreşe başlama.
uçak oyunu Karşı güreşçinin koltuk altına girerek, bacağı arasından geçirilen elle bileğinden yakalayıp, omuz üzerinde yükseltme.
uçkur Güreş donunun bele bağlanmasını sağlayan kalınca fitilden ip.
uluslararası birleşik kurul Uluslararası güreşleri düzenleyen, yöneten kurul.
uluslararası spor hekimleri birliği Dünya spor sağlığı ile uğraşan kurul.
usta Yağlı güreşi ve karakucağı öğreten kişi.
üç ayak Minder güreşinde minder dışı olmayı gerektiren ve iki güreşçinin dört ayağından üç ayağının minderin dışında bulunması durumu.
üçüncü ağırlık 57 kiloda yapılan güreşler.
ünleme Güreşin türüne göre, cazgır ya da gong hakemince güreşçilere yapılan çağrı.
üst ağırlığına çıkma Güreşçinin bulunduğu ağırlıktan bir üst ağırlığa çıkması.
üste çıkma Alta düşmüşken karşıt oyunla karşı güreşçinin üstüne çıkma.
üsteleme Aynı oyunu daha bir ustalık ya da güç göstererek yineleme.
üstte kalma Alttaki güreşçinin alttan oyun yaparak üzerindekini yenik düşürürken kendisinin onun üzerinde kalması.
yağlanma Yağlı güreşlere başlarken gövdeye zeytinyağı sürme.
yağlı güreş Gövdeye zeytinyağı sürülerek yapılan geleneksel Türk güreşi.
yan kazık Güreş donunun yanından yapılan el sokma.
yan kılçık Alttaki güreşçinin kıçını havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup, yan tarafına aşırıp atması.
yanbaş Tek ya da çift çapraza alınarak gerisingeri sürülen güreşçinin, karşı güreşçinin kolları arasından sıyrılırken kolu ile o güreşçinin koltuğu altından iterek yan tarafına savurup yere atması.
yaralanmada durdurma Oyun sırasındaki yaralanmalarda yetkililerin alabilecekleri, beş dakikayı geçmeyen, oyun durdurma kararı.
yarı son Güreşlerde sondan bir önceki durum.
yarım takla Köprüye gelmiş güreşçinin tek ayak ve baş ekseni çevresinde çember yaparak köprüden kurtulmaya çalışması.
yaya alma Karşısındakinin arkasına geçerek ellerini onun göğsünde ya da karnında kilitleme.
yayda duruş Yaya alınan kimsenin kendisine daha başka yenici oyunlar uygulanmasını önlemek için ayaklarını birbirinden uzak tutup eğilerek kendi ayak bileklerinden sımsıkı tutması.
yaydan dönme Yaya alınanın, kolunu uzatıp yaya alanın iç kasnağından tutarak o tarafa dönüp öbür elle karşı güreşçinin dış kasnağından yakalayarak ya da kepçeleyerek onun üstüne dönmesi.
yaydan kurtulma Bir eli yaya alanın kolları arasına sokarak ön kasnağından tutup ya da koltuk altına sokup ayağa kalkma.
yaydan sarmaya Karşı güreşçiyi yaya alıp yerden biraz kaldırdıktan sonra ayakla sarma takma.
yaydan sıyrılma Kendisini yüzükoyun yere attıktan sonra değişik ve aldatıcı hareketler yaparak karşısındakinin kollarından sıyrılma.
yayma Sarmayı vuranın, ağırlığını alttaki güreşçinin beli üzerine verip önce kıçı sonra göğsü üzerine yüklenerek onu yere sermesi.
yedinci ağırlık 82 kiloda yapılan güreşler.
yenen Karşılaşmalarda kazanan güreşçi.
yengi Yapılan güreş türünün kurallarına göre yenme durumu.
yenik Karşılaşmalarda yenilen güreşçi.
yenilgi Yapılan güreş türünün kurallarına göre yenilme durumu.
yerde başlatma Minder dışına çıkmış güreşçilerin durumuna göre güreşi kuralına uygun bir biçimde yerduruşuna göre başlatma.
yerde künde karşılığı Alta düşüp kündeye gelmekte olan güreşçinin birden sıçrayarak karşısındaki güreşçinin üzerine bir ayağını atıp dönüşe geçmesi.
yerduruşu Altta bulunması gereken güreşçinin minder ortasında eller üstü alacağı durum.
yüklenme Oyunda, karşılaşılan güreşçinin üstüne üstüne gitme.
yüksek danışma kurulu Olağanüstü durumlarda ilgili örgütçe toplantıya çağrılıp kendisine danışılan kurul.

B – denizcilik terimleri sözlüğü

B harfi ile başlayan denizcilil terimleri sözlüğü

BABA : Halat volta etmek için ağaç veya metalden yapılmış silindirik biçimde güverte veya rıhtıma bağlanmış bir eleman

BABAFİNGO : Yelkenli bir teknede eğer direk üç kısımdan ibaret ise; en üstteki parça. [İtalyanca: pappafico][Örnek: okul gemileri]

BADARNA ETMEK : Bir halatın aşınmaması için üstünün halat veya koruyucu bir malzeme ile sarılması

BAKLA : Zincirin bir halkası

BALON-USTURMAÇA : Halattan, hasırdan veya sentetik malzemeden yapılmış, içi doldurulmuş veya şişirilmiş bir usturmaça çeşidi

BANDRA : Milliyeti gösteren sancak

BARBARİŞKA : Tututlmakta olan bir halatın kaymaması için yapılan bir bağ çeşidi

BASTİNA : Palangalarda kullanılan bir nevi dilli makara
[Karnıyarık bastika]

BASTON : Ana cıvadranın üzerinde ileriye doğru uzatılmış çubuk

BAŞ : Bir teknenin ön ve ileri kısmı

BAŞ BODOSLAMA : Omurganın baş tarafından teknenin başını meydana getirmek için yukarı istikamete doğru konulan ağaç parçası

BAŞ KASARA : Genellikle gemilerdeki baş tarftaki yüksek kısım

BAŞ OMUZLUK : Kemere ile baş bodoslama arasındaki yuvarlak kısım

BAŞ PARİMA : Bir botun baş üzerindeki analeye bağlanmış kısa halatı

BAŞLI : Baştarafın kıça nazaran daha batık olması

BAŞTANKARA ETMEK : Tekneyi bir sahile beya kumsala baş taraftan oturtmak veya yanaştırmak

BAŞÜSTÜ : Bir botun baştarafında oturabilecek ve ayakta durulabilecek platform

BERMUDA ARMA : Uzun bir direk üzerine yelken açmak için düşünülmüş arma tipi
[Marconi arma] Bu tip armada yelken sereni yok ancak bumbası vardır.

BİNDİRME KAPLAMA : Armuz kaplamanın biribir üzerine konularak yapılma şekli
[Bama tiriz]

BİTA : Gemi veya yelkenli gemilerde halatların veya yelkenlerin iskotalarını volta etmek üzere güverte üzerine konulmuş küçük babalar. Genel olarak kurt ağızlarının gerisinde bulunur. Bitaların üst kısımları halatların kayarak çıkmalarını önlemek maksadıyla alt taraflarına nazaran daha geniş olur.

BOCURUM : Yelkenli teknelerde kıç bodoslama / kıç aynalık üzerinde bulunan direğe çekilen yelken

BORDA : Su kesiminden yukarıda kalan kısım

BORDA FENERİ : Sancakta yeşil, iskelede kırmızı olarak yakılan 112,5 açılı fener

BORDA İSKELESİ : Bir tekneye girip çıkmak için inip kalkabilen ve içeriye alabura olabilen bir merdiven tipi [Pasarella]

BOSA : Demir loçaya oturduktan veya zincire yeteri kadar kaloma verildikten sonra zincir veya demirin ağırlığını ırgat üzerinden kaldırmak için güverte üzerindeki mapalara kilitlenmiş uçları maça kilitli kısa zincir.

BOŞ ALAMAK : Gevşek bir halatı germek için fazlasını çekmek

BOŞ VERMEK : Halatı kaçırmak

BRANDA : Eskiden yelken yapılan bir cins kumaş yada kumaştan yapılan ve gemicilerin hamak olarak kullandıkları yatak.

BUMBA : Yan yelkenlerin alt yakalarını germek için kullanılan bir cins seren.Yük gemilerinde yük aktarmak için ucuna palanga takılan seren

BURGATA : Halat ve zincir ebadını ölçmek için kullanılan bir ölçü

BÜKÜN : Halatın veya bir yomanın sağa veya sola doğru kollarının bükülmesi.