Etiket arşivi: Yetki Belgesi

Kılıç Oyunu Terimleri Sözlüğü

Kılıç Oyunları Terimleri Sözlüğü (Kılıç sporları)

açıl! Açılmanın yapılması için verilen komut.
açılma Özel biçimde uygulanan bir saldırı. Vuruşma duruşunda savut tutan kolu karşı yarışmacıya doğru uzatıp, gerideki ayak yerden kesilmeksizin öndeki ayak ileri fırlatılarak uygulanır. (Bu durumda geride ki bacak ve kalça gergin, savutsuz kol bu bacağa koşut, avuç içi yukarı dönük ve gövde yeteri kadar öne eğiktir.)
ağırlık Dürtücü ya da delici kılıçların ucundaki düğme yayları direncinin, yönetmelik ölçülerine uygunluğunu anlamak için kullanılan, dürtücü kılıç için 500 gr., delici kılıç için 750 gr. ağırlığında, silindir biçiminde, ortası delik, madenden yapılmış bir ölçü.
aldatma Savutun namlusu, özellikle yanıltma ve bir karşı eylemi bekleme amacıyla uzatıldığında, karşı yarışmacının bunu kendi namlusu ile yakalamak istemesi üzerine, namluyu bir başka doğrultuya kaçırarak dürtüş ya da vuruşa geçme.
altıncı çelgi Dürtücü ve delici kılıçlarda gövdenin yukarı-dışarı kesimini (doğrultusunu) kesici kılıçta, başı korumak için uygulanan çelgi. (Dürtücü ve delici kılıçlarda savutu tutan el dirsekten az yukarda ve dışta, tırnaklar yukarı dönük kesici kılıçta, savut tutan el iç doğrultuda, namlu ucu başın az üstünde ve önünde, keskin yüzü yukarı dönüktür.)
ara iki kılıçoyuncusu arasında bulunması gereken en elverişli açıklık.
aşağı (çok aşağı) Dürtücü ya da kesici kılıçla yapılan yarışmalarda, dürtüşlerin ve vuruşların sayılmayan aşağı bölgelere rastlaması.
aşağı-dışarı doğrultu Kılıçoyuncularının gövdeleri üzerinde saptanan dört bölümden, belden aşağıda ve savut tutan ele göre dışta kalan (savut sağ elde olduğuna göre) sağ kesimi gösteren yön.
aşaği-içeri doğrultu Kılıçoyuncularının gövdeleri üzerinde saptanan dört bölümden, belden aşağıda ve savut tutan ele göre içte kalan (savut sağ elde olduğuna göre) sol kesimi gösteren yön.
aşama Sonlama yarışmalarında, iki ya da daha çok yarışmacının yenme durumları eşit olursa, birinciyi seçebilmek için düzenlenen yeni karşılaşma.
aşama kümesi Aşama karşılaşmalarına katılacak olanların bulunduğu küme.
atıl! Atılma eyleminin yapılması için verilen komut.
atılma Bir dürtüş ya da vuruşu, karşı yarışmacıya doğru sıçrayıp ona çarpmadan havada uygulama.
avuç içi aşağıda Bir eylem sırasında ve genellikle çelginin ya da saldırının özelliğine uygun olarak, savut tutan el tırnaklarının ve avuç içinin aşağıya dönük olması.
avuç içi yukarıda Bir eylem sırasında ve genellikle çelginin ya da saldırının özelliğine uygun olarak, savut tutan el tırnaklarının ve avuç içinin yukarıya dönük olması.
ayak oyunları Kılıçoyunu gereklerine uygun olarak, çeşitli biçimlerde ileri geri yürüyüş alıştırmaları ile geliştirilen ayak eylemleri.
ayak vuruşu Vuruşma ya da yarışma sırasında, karşı yarışmacıyı ürkütüp şaşırtarak yanlış bir eyleme zorlamak için, ilerde ya da geride bulunan ayağı birden ve güçlüce yere vurma.
aygıt görevlisi Yarışma boyunca, elektrikli aygıtın bulunduğu masada oturup aygıtı denetleyen görevli.
bacak dürtüşü (ayak dürtüşü) Delici kılıçla yapılan yarışmalarda bacağa ya da ayağa yapılan dürtüş.
bağlama fişi Elektrikli makara kordonunun ucundaki gövde kordonunu bağlamaya yarayan dişi fiş.
bağlantılı saldırılar Savutların birbiriyle bağlantısını kesmeden uygulanan saldırılar.
balçak (barçak, çelgilik) Kılıçoyunu savutlarında, namlu ile tutağın birleştiği yerde, eli korumaya ve karşı vuruşmacının namlusunu çelmeye yarayan tas biçiminde (dış bükey) koruyucu bölüm.
bastırma Güçlü bölümde yakalanan karşı savut namlusunun tümünü etkileyen ve yön değiştirecek ya da elden çıkaracak denli güçle, birden yapılan bir baskı eylemi.
baş vuruşu Başa takılan tel başlığın alın ya da daha üst bölümüne kesici kılıçlı yapılan vuruş.
başlama çizgisi Orta çizginin ikişer metre sağında ve solunda, yarışmacıların vuruşmaya başlamadan önce yer aldıkları çizgi.
başlayınız İki yarışmacının karşılaşmaya başlamalarını bildiren başyargıcı komutu.
başyargıcı iki yarışmacı arasındaki karşılaşmayı belli kurallara göre yöneten ve yargılarıyle dürtüş ya da vuruşların geçerliğini belirterek, yarışma sonucunu açıklayan yetkili kişi.
beşinci çelgi Dürtücü ve delici kılıçlarda gövdenin yukarı-içeri kesimini (doğrultusunu), kesici kılıçta başı korumak için uygulanan çelgi. (Dürtücü ve delici kılıçlarda savutu tutan el dirsekten az aşağıda ve içte, tırnaklar aşağı dönük kesici kılıçta, savut tutan el dış doğrultuda, namlu ucu iç kesimde, başın az üstünde ve önünde, keskin yüzü yukarı dönüktür.)
bilek bağı Sağlam tutmak ve elden düşürmemek için, dürtücü ya da delici kılıcı tutağından ele ve bileğe bağlamakta kullanılan bir bağ.
bileşik karşıı vuruş (dürtüş) Çelgiyi aldıktan sonra yapılan bileşik saldırı.
bileşik saldırılar Kılıçoyunu vuruşma ve yarışmalarında, birden çok eylemi kapsayan saldırılar (bir-iki, kesme-sıyırma, ikileme…. gi-bi).
bir-iki Bir sıyırma ile doğrultusu değiştirilen namluyu, karşı yarışmacının yakalamak istemesi üzerine, yeni bir sıyırma ile eski doğrultusuna getirerek uygulanan bir bileşik saldırı türü.
birinci çelgi Üç savutta da gövdenin aşağı-içeri kesimini (doğrultusunu) korumak için uygulanan çelgi. (Savut tutan el, omuz yüksekliğinde ve içte, tırnaklar karşı yarışmacıya dönük, namlu ucu yere doğru biraz eğiktir. Kesici kılıçta, keskin yüz içe dönük olarak uygulanır.)
birincilik yarışmaları Bir topluluğun, bir bölgenin, belirli bir süre için en iyi yarışmacısını ya da takımını seçmek amacıyla düzenlelenen yarışmaların tümü.
boş geçiş Bir dürtüş ya da vuruş için yapılan saldırı sırasında, uzatılan savut namlusunun karşı yarışmacıya hiç değmeden geçmesi.
boşaltma Savutu yakalamak, bir çırpma yapmak isteyen karşı yarışmacının bu eylemini, bir sıyırma ile ya da savutun yerini değiştirerek etkisiz bırakma.
ceza Kılıçoyunu yönetmeliğindeki kurallara aykırı davranışlarda bulunanlara, yetkililerce uygulanan yasaklama ya da kısıtlama.
çakışma Vuruşma sırasında, savutları kullanamayacak biçimde birbirine değme ya da çarpma.
çapraz Bir çelgiyle yakalanan karşı savutun bağlantısını kesmeden uygulanan özel biçimde bir dürtüş. (Eylem üst dış doğrultudansa, savut ucu karşı namlunun üstünden çevrilerek alt dış doğrultuya alt dış doğrultudan başlamışsa, savut ucu karşı namlunun altından çevrilerek üst dış doğrultuya doğru uygulanır.)
çatma Vuruşma duruşunda, savutların uçlarını karşılıklı olarak uygun görülen çelgi doğrultusunda çaprazlama.
çatma boşaltması Bir çatma değiştirme karşısında, sıyırma ile yapılan boşaltma eylemi.
çatma değiştirme Çatma durumunda, başka bir çelgi doğrultusunda yeni bir çatmayı oluşturma.
çekimser Başyargıcının bir dürtüşü, bir vuruşu görüp görmediklerini sorması üzerine, olumlu ya da olumsuz görüşü bulunmayan yargıcıların verdikleri yanıt.
çelgi Karşı savut namlusunun bir saldırı ile yöneldiği doğrultuda, namlunun sert bölümü ve balçağı (çelgiliği) ile uygun bir biçimde yakalanması ve çelinmesi durumu. (Dürtücü ve delici kılıçlarda sekiz, kesici kılıçta ise altı türde uygulanan biçimi vardır. Bunların her biri bir sayı ile adlandırılmıştır: birinci çelgi, ikinci çelgi vb.)
çelgilik (balçak, barçak) Kılıçoyunu savutlarında, namlu ile tutağın birleştiği yerde, eli korumaya ve karşı vuruşmacının namlusunu çelmeye yarayan tas biçiminde (dışbükey) koruyucu bölüm.
çeyrek-son Yarı-son karşılaşmasına katılacakları seçmek için yapılan yarışma.
çırpma Güdülen amaca göre, namlunun ortaya da esnek bölümü ile, karşı namluya birden yapılan vuruş.
çift vuruş Aynı zamanda karşılıklı yapılan geçerli dürtüş ve vuruşlar. (Bu vuruş ya da dürtüşler, dürtücü ve kesici kılıçta sayılmaz, delici kılıçta ise iki yarışmacıya da birer sayı kazandırır.)
çok demir Kesici kılıç vuruşma ya da yarışmalarında, namlunun esnekliği nedeniyle sayılan vücut bölgesine değmesi sonucu, vuruşa karşı alınan yeterli çelgiyi gözeterek kullanılan deyim. (Böyle bir vuruş geçerli sayılmaz.)
değişik saldırılar Karşı yarışmacının ilk saldırıya karşılık vermemesi, bunda gecikmesi ya da vücut savmasıyle kendini koruması üzerine, yeniden ve aralık vermeden sürdürülen saldırılar (üsteleme, saldırı yenilemesi, yineleme saldırıları gibi).
delici kılıç Namlusu üçgen kesitli ve oluklu, balçağı (çelgiliği) daha genişçe, elektrikli düğmesinin ucu düz 750 gr. ağırlığında, 110 cm. uzunluğunda yalnız dürtüşe elverişli üç kılıçoyunu savutundan biri.
delici kılıççı Delici kılıçla çalışan ve yarışan kılıcoyuncusu.
delici ve kesici kılıç çıkış çizgisi Delici ve kesici kılıçla yapılan yarışmalarda, “dürtücü kılıç çıkış çizgisi” nin birer metre gerisindeki çizgi. (Yarışma sırasında bu çizgiyi iki ayakla aşmak -uyarma yapılmışsa- bir sayı ile cezalandırılmayı gerektirir.)
doğru dürtüş Çatma doğrultusundaki bir açığa gergin kolla doğrudan yapılan dürtüş.
doğrudan eleme Eşleştirilmiş iki yarışmacı arasında yapılan karşılaşmada yenilenin elenmesi.
doğrudan saldırı Yalın ve doğrudan doğruya yapılan saldırı.
doğrultu Vuruşma duruşunda ya da bir çelgi çatmasında, savut uçlarının gösterdiği yukarı-dışarı, yukarı-içeri, aşağı-dışarı, aşağı-içeri diye adlandırılan dört yönden her biri.
doğrultuda bulunmak Kolu ve savutu çatma durumlarındaki doğrultu yönünde gergin tutmak.
doğrultudan ayırmak Karşı yarışmacıya bir saldırı yapabilmek için, “bastırma”, “çırpma”, “ezme” ya da “yakalayıp açma” gibi eylemlerle savutunun namlusunu bulunduğu doğrultudan saptırma.
dolanma Bir devinimi apansız uygulayan yarışmacının, olduğu yerde ya da karşı vuruşmacının yanından geçerken kendi çevresinde yaptığı dönüş.
dönçel! Döner çelgi eyleminin yapılması için verilen komut.
döne Aynı amaçla belirli bir yer ve zamanda düzenlenen kılıçoyunu yarışmaları.
döner çelgi Sıyırma ya da kesme ile karşı doğrultuya geçmek isteyen savut namlusunu yakalayıp ilk doğrultusunda tutmak için, yarım çember eylemiyle yapılan çelgi.
dönü Bir üst duruma geçecek kılıçoyuncularının belli olması için , her basamakta yinelenen küme içi yarışmalarına katılan yarışmacıların yer aldıkları, eşit değerdeki kümelerden oluşan birlik.
dördüncü çelgi Üç savutta da gövdenin yukarı-içeri kesimini korumak için uygulanan çelgi. (Namlu ucu ilerde ve yukarıda, savut tutan el göğüsten az altta ve içte, tırnaklar biraz içe dönüktür. Kesici kılıçta, savut tutan el bele yakın, namlu ucu yukarıda ve keskin yüzü içe dönük olarak uygulanır.)
dur! Yarışma sırasında dürtüş ya da bir vuruşu görmek, karşılaşmanın sakıncalı duruma girmesini önlemek için, baş yargıcının verdiği durdurma komutu.
düğme yayı Dürtücü ve delici kılıçların namluları ucundaki elektrikli düğmelerin içinde, bulunan küçük çelik yay parçası.(Dürtücü kılıçta 750 gr. ağırlığı itecek dirençtedir.)
dürtücü kılıç Namlusu dörtgen kesitli oluksuz ve ince, balçağı (çelgiliği) delici kılıca göre daha küçük namlu ucundaki elektrikli düğmesi yuvarlak ve tırtıllı 500 gr. ağırlığında 110 cm. uzunluğunda yalnız dürtüş yapmaya elverişli, üç kılıçoyunu savutundan biri.
dürtücü kılıç çıkış çizgisi Dürtücü kılıçla yapılan yarışmalarda, “uyarma çizgisi”nin birer metre gerisindeki çizgi. (Yarışma sırasında bu çizgiyi iki ayakla aşmak bir tuşla cezlandırılmayı gerektirir.)
dürtücü kılıççı Dürtücü kılıçla çalışan ve yarışan kılıçoyuncusu.
dürtüş Savut namlularının ucundaki düğmelerin, karşı yarışmacının sayılan ya da sayılmayan bölgelerine dürtülerek değmesi.
düzenleme kurulu Her çeşit kılıçoyunu yarışmalarını düzenlemekle görevli kurul.
eldiven Savutları daha iyi tutabilmek, eli dürtüş ve vuruşlardan korumak amacıyla, yalnız savut tutan ele giyilen özel biçimli eldiven.
elektrikli aygıt Yarışmacıların sayılan ve sayılmayan bölgelere yaptıkları dürtüşleri ayrı renkte ışıklarla belirterek, başyargıcının doğru yargı vermesini kolaylayan elektrikli özel bir aygıt. (Bugün, dürtücü ve delici kılıçla yapılan karşılaşmalarda kullanılmaktadır.)
elektrikli düğme Dürtücü ve delici kılıçların namluları ucundaki elektrik akımını açıp kapayarak, dürtüşlerin kurallara uygun olup olmadığını saptamaya yarayan küçük, yaylı düğme.
elektrikli makara Bir yandan elektrik aygıtına, öte yandan gövde kordonuyle eldeki savuta bağlı olan ve içindeki kordonu kendiliğinden sarılabilen elektrikli makara.
eleme Küme içi karşılaşmalarla, daha üst basamaktaki dönüde yarışamayacak olanları ayırma.
engelleme dürtüşü (vuruşu) Karşı saldırının son eyleminden bir kılıçoyunu zaman önce yapılan, engelleyici bir karşı dürtüş ya da vuruş.
esnek bölüm Çatma durumunda, arayı izlemede ve yeğni çırpmaların yapılmasında kullanılan kolay bükülebilir bölüm.
esneklik açıklığı Düğme ucunun 70 cm. gerisinden sıkıca tutturulmuş düz duran bir namlu ile, düğmenin 3 cm. gerisine 200 gr. lık bir ağırlık asıldığında, eğilen aynı namlu ucu arasındaki eğilme açıklığı. (Bu açıklığın yönetmelik ölçülerine uygun olması gereklidir.)
evet Karşılaşmaya hazır olan yarışmacıların, dürtüş ya da vuruşu gören yan yargıcının yönelttiği soruya verdikleri olumlu yanıt.
ezme Çatmadan “doğru dürtüş”e geçmek için, karşı namlunun esnek bölümünü apansız bastırma ya da yana itme.
geçerli dürtüşler Yönetmelikte belirtilen vücut bölgelerine, kurallara uygun ölçü ve biçimde yapılan dürtüşler. (Dürtücü kılıçta iletken yelek üzerine, delici kılıçta herhangi bir vücut bölgesine, kesici kılıçta ise, belden yukarıya uygulanır.)
geçerli vuruşlar Kesici kılıçla, yönetmelikte belirtilmiş sayılan vücut bölgesine (belden yukarısı), namlunun keskin yüzü ya da iki yüzü keskin sayılan uçtaki bölümü ile kesiş biçiminde uygulanan vuruşlar.
geçersiz dürtüşler Sayılan vücut bölgelerine rastlamayan ve yönetmelik ölçülerine uygun olmayan dürtüşler.
geçersiz vuruşlar Kesici kılıçla, sayılan vücut bölgelerine ve yönetmelik ölçülerine göre uygulanmayan vuruşlar.
göğüslük Delici kılıç oyuncularının ve kılıçoyunu öğretmenlerinin kullandıkları göğüs, karın ve koltuk altını koruyucu nitelikte iki ayrı çeşiti olan göğüslük. (Delici kılıç için olanını yönetmelik gereğine uygun nitelikte ve yarışmalarda ceket altına takmak zorunludur. Öğretmenler için olanı ise, içi pamuk, kıtık ya da süngerle beslenmiş ve ceket üstüne takılır.)
göster! Gösteriş eyleminin yapılması için kılıçoyunu öğretmenince verilen komut.
gösteriş Doğrudan doğruya ya da bir çelgiden sonra, tepki yaratmak amacıyla, savut ucunu ileriye doğru uzatma.
hayır Hazır olmayan yarışmacılarla, dürtüş ya da vuruşu görmeyen yan yargıcıların, başyargıcının yönelttiği soruya verdikleri olumsuz yanıt.
hazır mısınız! Yarışlıkta yerlerini alarak vuruşma duruşuna geçmiş iki yarışmacıya, karşılaşmayı başlatmak için başyargıcının yönelttiği soru.
ikileme Karşı yarışmacının döner çelgi alma eğiliminde olduğunu sezerek çift sıyırma yapma.
ikinci çelgi Üç savutta da gövdenin aşağı-dışarı kesimini (doğrultusunu) korumak için uygulanan çelgi. (Namlu ucu biraz yere eğik, savut tutan el göğüsten az aşağıda ve dışta, tırnaklar yere dönüktür. Kesici kılıçla uygulamada namlunun kesici yüzü dışa doğrudur.)
iletken yelek Elektrikli dürtücü kılıç yarışmalarında kullanılan ve sayılan vücut bölgesini örten kolsuz yelek. (Elektrikli aygıttan gelen akımı iletmesi için madeni iplikle dokunmuştur.)
karın vuruşu Kesici kılıçla, karşı yarışmacının göğüs ya da karın kesimine, namlunun esnek bölümü ile özel biçimde yapılan vuruş.
karşı saldırı Karşı yarışmacının son saldırı eylemi bitmeden, bir kılıçoyunu zamanından önce yapılan saldırı, (“engel vuruşu”, “karşılama vuruşu” gibi)
karşı yarışmacı Bir kılıçoyuncusuyle yarışma yapan öteki oyuncu.
karşı zaman vuruşu Karşı yarışmacının bir engelleme eylemi (dürtüş ya da vuruş) üzerine, saldıran oyuncunun yaptığı saldırıların tümü.
karşıl vuruş (dürtüş) Karşı yarışmacının bir dürtüş, ya da vuruşu gerçekleştirmek amacıyla sayılan vücut bölgesine yönelen savutunu çeldikten sonra, karşılık olarak uygulanan vuruş.
karşılama vuruşu (dürtüşü) Karşı yarışmacının dürtüş ya da vuruş doğrultusunu kapatarak, saldırısının sonuçlanmasını beklemeden yapılan karşı vuruş.
karşılaşma İki yarışmacının yenişmek gereğiyle yaptıkları vuruşma.
kaşılaşma (takım karşılaşması) İki takım arasında birbirini yenmek gereğiyle yapılan yarışmaların tümü.
kaydırma Karşı namlu üzerinden kaydırılarak yapılan doğru dürtüş.
kesici kılıç Namlusu ve keskin yüzü köreltilmiş üçgen kesitinde, tutağa değin uzanan balçağı (çelgigiliği) ile tümü 500. gr. ağırlığında, 105 cm. boyunda kesiş ve dürtüş niteliğindeki vuruşlara elverişli, üç kılıçoyunu savutundan biri.
kesici kılıççı Kesici kılıçla yarışan kılıçoyuncusu.
kesme Çatma durumunda ya da karşı yarışmacının bir çelgi alması sırasında, karşı savutun ucundan bir kesiş devinimi yaparcasına savut ucunu bir öteki doğrultuya geçirme.
kesme-sıyırma Sıyırma ile birlikte uygulanan bir kesme türü.
kılıçoyuncusu Kılıçoyunu savutlarıyle çalışan ve yarışan sporcu.
kılıçoyunu Dürtücü kılıç, delici kılıç ve kesici kılıç adı verilen üç savutla yapılan spor.
kılıçoyunu zamanı Yalın bir kılıçoyunu eyleminin yapılabilmesi için geçmesi gereken süre.
kol dürtüşü Delici ya da kesici kılıçla, karşı yarışmacının özellikle savut tutan koluna yapılan dürtüş.
kol vuruşu Kesici kılıçla, karşı yarışmacının savut tutan elinin özellikle eldivenli bölümüne yapılan vuruş.
koltukaltı vuruşu Kesici kılıçla, karşı yarışmacının koltukaltı kesimine yapılan vuruş.
namlu düğmesi Elektriksiz kılıçoyunu savutlarında, namluların ucuna sivriliğini gidermek için konan düğmecik.
namlu sapı Kılıçoyunu savutlarında, namluların tutak içinde kalan bölümü.
namlu (yalman) Kılıçoyunu savutlarında, boyları ve kesitleri savutun özelliğine göre değişik olan, balçakla (çelgilik) uç arasındaki bölüm.
orta bölüm Namluların, güçlü çırpmalarda kullanılan orta bölümü.
orta çizgi Yarışlığın ya da yarışlık yaygısının ortasından geçen çizgi.
özel vuruş Kılıçoyuncusunun kendine özgü uyguladığı vuruş ya da dürtüş.
özenci Hiç bir çıkar ve kazanç gözetmeksizin kılıçoyunu ile uğraşan, bunu beğeni için yapan kimse.
saldın eylemleri Kılıçoyunu vuruşma ve yarışmalarında, herhangi bir dürtüş ya da vuruşu uygulamak için, kol germesiyle sürekli ve ileri doğru geliştirilen yürüyüş, açılma, atılma gibi eylemler.
saldın yenilemesi Vuruşma duruşuna dönüşten hemen sonra yapılan yeni bir saldırı.
saldırı Bir dürtüş ya da vuruşun gerçekleşebilmesi için, ileri doğru gelişen saldırı eylemlerinin her birine verilen genel ad.
sarma Karşı yarışmacının savutunu bir çelgi ile yakalayıp bırakmadan, çember eylemiyle geliştirilen dürtüşün uygulamasına verilen ad.
savma Vücudu geriye ya da yana kaçırarak, karşı yarışmacının saldırılarını etkisiz bırakma.
savunma eylemi Kılıçoyunu vuruşma ya da yarışmalarında, karşı oyuncunun yaptığı saldırıları etkisiz bırakmak için girişilen koruma eylemi.
savut Kılıçoyununda kullanılan “dürtücü kılıç”, “delici kılıç”, “kesici kılıç” diye türlendirilen kılıçlara verilen genel ad.
savuta saldırılar Ezme, “bastırma”, “çırpma” gibi doğrudan doğruya önce savutu etkileyen saldırılar.
sayılan bölge Kılıçoyunu yarışmaları yönetmeliğinde her savut için yeri ve sınırları belirtilmiş olan, dürtüş ya da vuruşların geçerli sayıldığı vücut bölgesi.
sekizinci çelgi Yalnız dürtücü ve delici kılıçlarda, gövdenin aşağı-dışarı kesimini (doğrultusunu) korumak için uygulanan çelgi. (Namlu ucu biraz aşağıya doğru eğik, savut tutan el dışta ve altıncı çelgi yerinde, tırnaklar yukarı dönüktür.)
selam Vuruşma ya da yarışmadan önce, iki kılıçoyuncusunun birbirini, sonra yargıcı ve seyircileri savutlarıyle özel biçimde esenlemeleri.
sert bölüm Savut namlularının, karşı namluyu yakalamaya, çelgi almaya elverişli balçağa (çelgiliğe) yakın bölümü.
sıra başı Özellikle ilk eleme dönülerinde kümeleri dengeleyebilmek için, dizinin başında yer almak üzere her kümeye eşit sayıda dağıtılan ve ve yeterlikleri teknik kurulca bilinen güçlü kılıçoyuncularına verilen ad.
sıra başı ilkesi Özellikle ilk dönüde yer alan güçlü yarışmacıların teknik kurulca her kümeye eşit sayıda dağıtılması ilkesi.
sıra çekme Bir kümede yer alan yarışmacıların, yapacakları karşılaşmaları sıralandırmak için, yönetmeliğe uygun olarak yapılan sayı çekme işlemi.
sıyırma Çatma doğrultusu kapalı olan savutun namlu ucunu, üst doğrultularda karşı savutun altından, alt doğrultularda ise üstünden bir yarım çember ile geçirme. (Bir saldırı ya da saldırı öncesi için, savut namlusunu karşı doğrultuya yöneltmek amacıyla uygulanır.)
sonlama Eleme yarışlarından sonra birinci, ikinci ve üçüncüyü belli edecek son ve kesin karşılaşma.
süre bitimi Uluslararası kılıçoyunu yarışmaları yönetmeliğinde, dürtücü kılıç, delici kılıç, kesici kılıç ile ilgili olarak belirtilen yarışmanın tüm sayıları yapılmadan sürenin bitmiş olması.
süre yargıcısı Kılıçoyunu yarışmalarının süresini yönetmeliğe uyarak süreölçer ile izleyen ve saptayan görevli.
takım En az üç, en çok dört asıl ve bir yedek yarışmacıdan oluşan aynı kuruluşa bağlı kılıçoyuncuları grubu.
tekli saldırılar Bir tek savut devinimiyle uygulanan saldırılar (“doğru dürtüş”, “sıyırma”, “kesme”, “boşaltma” gibi)
teknik kurul Kılıçoyunu yarışmalarının bütün teknik yönlerini, kılıçoyunu yönetmeliğine göre düzenleyen ve uygulamasını sağlayan yetkili kurul.
tel başlık Kılıçoyunu vuruşma ve yarışmalarında başı ve yüzü korumak için takılan, önü örgülü çelik telden, üstü yanları ve çenealtı bölümü deri, kösele, ya da plastikten yapılmış bir korunma aracı.
tutak Kılıçoyunu savutlarının elle tutulan bölümü.
uyarma çizgisi Yarışlık “orta çizgi”sinin iki yanında “başlama çizgisi” nin üçer metre gerisinde olan ve “çıkış çizgisi”ne yaklaşan yarışmacıları uyarmaya yarayan çizgi.
üçüncü çelgi Üç savutta da gövdenin yukarı-dışarı kesimini (doğrultusunu) korumak, için uygulanan çelgi. (Namlu ucu yukarda, savut tutan el göğüsten az aşağıda ve dışta, tırnakları yere dönüktür. Kesici kılıçta, namlunun kesici yüzü dışa dönük olarak daha aşağıdan uygulanır.)
üsteleme Bir saldırı karşısında, karşı yarışmacının geri çekilerek savutla bağlantıyı kesmesi, karşıl vuruşta (dürtüş) gecikmesi ya da bileşik karşıl vuruş (dürtüş) yapmak istemesi üzerine, ilk saldırının ardından sürdürülen ve kolu geri çekmeksizin uygulanan ikinci tekli saldırıya verilen ad.
vuruş Karşı yarışmacının sayılan ya da sayılmayan vücut bölgelerine savut namlusuyla dürtüşten ayrı bir biçimde vurma. Ayrıca, bir deyim olarak, geçerli dürtüşlerin sayı olarak belirtilmesi.
vuruşma İki kılıçoyuncusunun yenişme gözetmeden çalışma amacıyla dostça yaptıkları karşılaşma.
vuruşma duruşu Çalışma, vuruşma ya da yarışma için, iki kılıçoyuncusunun karşılıklı olarak aldıkları özel bir duruş biçimi.
vuruşma süresi Yarışma amacıyla yapılan vuruşmalarda, uluslararası kılıçoyunu yönetmeliğine göre uygulanan süre.
vuruşmacı Vuruşma yapan kılıçoyuncusu.
yakın vuruşma Savutları kullanmayı engellemeyecek derecede birbirine yakın olarak yapılan vuruşma.
yalın karşıı vuruş (dürtüş) Çelgiyi aldıktan sonra yapılan tekli saldırı.
yan çapraz Savut bağlantısını kesmeden, karşı namluyu dışarda bırakacak ölçüde yana açarak uygulanan çapraz.
yan vuruş Kesici kılıçta, namlunun sırt ve yanları ile, dürtücü ve delici kılıçlarda namlunun herhangi bir yüzü ile yapılan vuruş.
yan yargıcı Kılıçoyunu yarışmalarında, başyargıcıya yardımcı olan dört yargıcıdan her biri.
yanak vuruşu Tel başlığın sağ ya da sol yanak bölümüne kesici kılıçla yapılan vuruş.
yarı-son Sonlamaya katılacakları belli edecek olan yarışma.
yarışlık Kılıçoyunu yarışma yönetmeliğinde belirtilen ölçülerde, özel yarışma yeri. Bu yer, tahta, toprak olabileceği gibi yarışmanın özelliğine göre lineleum, kauçuk, plastik ya da madeni yaygı da olabilir.
yarışlık yaygısı Yarışlığa örtülen libeleum, kauçuk, plastik ya da örme bakır telden yaygı.
yarışma Tek ya da takımlar arasında yenişme amacıyla düzenlenen kılıçoyunu karşılaşmalarının tümüne verilen ad.
yarışma alanı Kılıçoyunu yarışmalarının yapıldığı kapalı alan.
yarışma sırası Tek ya da takım yarışmalarında, yarışmacıların yönetmeliğe uygun olarak aldıkları karşılaşma sırası.
yaslama Bir çatma doğrultusunda ya da bir çelgiden hemen sonra boşaltmaya düşmeden, karşı savut namlusuna aralıksız dayanarak (yumuşakça karşı koyarak) geliştirilen saldırı.
yedinci çelgi Yalnız dürtücü ve delici kılıçlarda gövdenin aşağı-içeri kesimini (doğrultusunu) korumak için uygulanan çelgi. (Namlu ucu, biraz aşağıya doğru eğik, savutu tutan el içte ve belden az yukarda, tırnakları yukarı dönüktür.)
yengi Tek ya da takım olarak yapılan karşılaşmayı kazanmış olma durumu.
yeni karşıl vuruş (dürtüş) Bir karşı eylemi çelgi ile yakaladıktan hemen sonra uygulanan dürtüş ya da vuruş.
yenilgi Tek ya da takım olarak yapılan karşılaşmada yenilmiş olma durumu.
yer değiştirme (yürümeler) Yarışmacıların aradaki uzaklığı korumak için, ileri ya da geri giderek değişik biçim ve çabuklukta yaptıkları yürüme devinimi.
yer yargıcıları Yaygısı bakır ve iletken olmayan yarışlık üzerinde elektrikli aygıtlarla yapılan karşılaşmalarda, yere yapılan dürtüşleri izlemekle görevli iki yargıcı.
yetersiz çelgi Bir dürtüş ya da vuruşa karşı korunmak için yapılan, yerinde ve yeterli olmayan çelgi.
yetki belgesi Kılıçoyunu yarışmalarına katılabilmek için, yetkili kurullardan alınması gereken belge.
yineleme İlk saldırıya çelgi alıp karşılık vermeyen ya da ilk saldırıyı yalnız bir çekilme, bir savma ile geçiştiren karşı yarışmacıya, aynı saldırıyı tekli ya da bileşik olarak uygulama.
yukarı – dışarı doğrultu Kılıçoyuncularının gövdeleri üzerinde saptanan dört bölümden biri. Savut tutan elin bulunduğu belden yukardaki dışkesimi (savut sağ elde olduğuna göre sağ kesimi) gösteren yön.
yukarı – içeri doğrultu Kılıçoyuncularının gövdeleri üzerinde saptanan dört bölümden biri. Savut tutan ele göre belden yukarda ve içte kalan kesimi (savut sağ elde olduğuna göre sol kesimi) gösteren yön.
yüksek yargı kurulu İki ya da daha çok ulusun katıldığı kılıçoyunu yarışmaları için seçilen kurul. (Yalnız önemli teknik anlaşmazlıklar konusunda toplanır uluslararası kılıçoyunu yönetmeliğince kararları kesindir.)
yüksek yarışlık Üzerinde yapılan sonlamaların daha kolay izlenebilmesi için, yerden en çok 60 cm. yükseklikte ve 2×15 m. boyutlarında, sağlam geçme tahtalardan yapılmış sökülüp takılabilir masa.
zamandaş eylemler İki yarışmacının aynı zamanda birden yaptıkları eylemler.
zamandaş saldırı Bir raslantı olarak, aynı zamanda karşılıklı başlatılıp bitirilen saldırı.

Boks terimleri sözlüğü

Boks Terimleri Sözlüğü

abanma İki yumrukoyuncusundan birinin karşılaşma sırasında yağısına yaslanması.
adçekme Aynı ağırlık sınıfında karşılaşacak yumrukoyuncularının eşleştirilmesi için ad ya da numara çekme işi.
adçekmeyi kazanmak bk. döngü atlama
alan yönetmeni Yumrukoyunu alanının disiplin ve düzeninden sorumlu olan kişi.
alttan vuruş Kolun dirsekten 90° kıvrılmış durumunda yağının midesine, daha çok çenesine aşağıdan yukarı doğru vurulan yumruk oyunun temel yumruklarından biri.
ansızın vurma Yakından birdenbire vurulan yumruk.
armuttop Yumrukoyuncusunun, yumrukoyunu çalışmalarında kullandığı içi havalı, dışı deri armut biçiminde top.
atak Yumrukoyuncusunun yağı karşısında yaptığı ileri hareket.
ayrıl Karşılaşma sırasında, yumrukoyuncularının birbirlerine kenetlenmeleri ve kendilerinden ayrılmamaları halinde orta hakemin verdiği komut. Bu durumda yumrukoyuncuları bir adım geriye açılırlar ve ancak ondan sonra vurabilirler.
başağırlık Yumrukoyununda 81 Kg. dan yukarı olan ağırlıklar.
başla Yumruklaşma oyununa başlatmak için orta hakemin verdiği komut.
bozmak Yumrukoyununda kurallara uymamak, kuralların dışına çıkmak.
ceza Yumrukoyunu kurallarına aykırı davrandığı için uyarma aldığı halde, bu tür davranışları sürdüren yumruk oyuncusuna verilen kötü not.
çalışma topu Yumrukoyunu çalışmalarında kullanılan içi dolu meşin top.
çalıştırıcı Yumrukoyuncusunu yetiştiren, karşılaşmasını yaptıran, ilk tedavisini yapan, çalıştıran, besinini düzenleyen, disiplinini sağlayan kişi.
çan Yumruk oyunu dönemlerinin başlangıç ve bitimini bildirmek için kullanılan uyarıcı.
çekilme Bir yumrukoyuncusunun herhangi bir nedenle karşılaşmayı bırakması, ya da köşesinde bulunan yardımcısının yumruklaşma alanına sünger, havlu atarak oyuncusu adına yenilgiyi kabul etmesi.
çelme Yağının yumruğunu bilekle, kolla, elle karşılayıp yönünden çevirmek.
çengel vuruş Kol dirsekten 90° kıvrılmış durumda yağıya vurulan yumruk oyunun ana yumruklarından biri.
çeyrek son Yarı sona kalacak dört takımı belli eden karşılaşmalar.
çıkarılmak Yumrukoyunu kurallarına aykırı vurduğu için ya da sporcuya yakışmayacak davranışından ötürü iki kez ceza almış yumrukoyuncusunun bu davranışlarını sürdürmesi halinde oyundan çıkarılması.
dişlik Karşılaşma sırasında yumrukoyuncularının dişlerini ve dudaklarını korumak için dişlerine geçirdikleri kauçuk koruyucu. Çoğu üst dişlere takılır alt dişlere takılanları da vardır. Takılması isteğe bağlıdır.
doktor sınaması Ağırlıkların ölçülmesinden önce bütün yumrukoyuncularının yetkili bir doktorca muayene edilmesi.
dönel karşılaşma İkiden çok takımın katıldığı karşılaşma.
döngü atlama Ad çekmede eşsiz kalmak, böylelikle birinci karşılaşmayı yapmadan sıra atlamak.
dur Yumrukoyununu durdurmak için verilen komut.
Dünya Amatör Boks Kurumu Dünyada amatör yumrukoyununu yöneten kurum.
düz vuruş Yumruğun dirsekler kıvrılmadan omuz kuvveti ile dolaysız olarak vurulması yumrukoyununun ana yumruklarından biri.
düzen verme Çalıştırıcının yumrukoyuncusuna karşılaşma sırasında nasıl hareket edeceğini öğretmesi.
düzenleyen Bir karşılaşmayı planlayan ve gereklerini yerine getiren kişi.
edilgin Atak yapmayıp yalnız karşıdan gelen hamleleri savuşturmaya çalışan (yumrukoyuncusu).
elenme Yenilen yumrukoyuncusunun yarışmalardan çıkarılması.
eşit İki yumrukoyuncusunun karşılaşma sonunda birbirine denk gelmesi halinde varılan sonuç.
gölge çalışması Yumrukoyuncusunun ya bir ayna önünde ya da karşısında başka bir yumrukoyuncusu bulunduğunu varsayarak yaptığı çalışma.
horozağırlık Yumrukoyununda 51 kg.dan 54 kg.a kadar olan ağırlıklara verilen ad.
hoşgörü Bir yumrukoyuncusunun ağırlık sınıfındaki ağırlığının kabul edilecek kadar azlığı ya da çokluğu.
ikili çengel vuruş Birbiri ardından iki kez vurulan çengel vuruş.
irdeleme Baş hakemin görevli hakemleri toplayarak karşılaşmadan önce yumrukoyunu kurallarını hatırlatması, karşılaşmadan sonra da kuralların uygulanmasındaki iyi ve kötü yönleri belirtmesi.
kapalı alan Yumruklaşma alanının bulunduğu, karşılaşmaların ve çalışmaların yapıldığı kapalı yer.
karşı gelme Karşılaşma sonucunda verilen yargıyı ya da ileri sürülen bir öneriyi geçersiz saymak.
karşılama Yağının yumruğunu eldivenin içi ya da kolun herhangi bir kısmı ile durdurmak, karşılamak.
karşılaşma İki sporcunun ya da iki takımın karşılıklı olarak yenişmeye girişmesi.
karşılıklı düz vuruş Karşılaşan iki yumrukoyuncusunun aynı anda yaptıkları dolaysız vuruş.
kas tutulması Bir çalışma ya da karşılaşma sırasında kaslarda CO2 birikmesi sonucu kas sertliğinin meydana gelmesi.
kır yürüyüşü Soluğu açmak, direnmeyi çoğaltmak için giyinik olarak kırda yapılan yürüyüş.
kısa pantalon Yumrukoyunu için oyuncuların giydikleri, beli geniş lastikli, kemerli, boyu kalça kemiği ile diz kapağı ortasından daha kısa olmayan pantalon.
kısa vuruş Bileğin hareketi ile çok kısa vurulan yumruk.
koruma adımı Yumrukoyuncusunun sağa, sola, ileri, geri ayak hareketleri ile yumruktan kaçınması.
kum torbası Deri ya da kalın bezden yapılmış, içi talaş, kıtık, kauçuk, mısır gibi maddelerle doldurulmuş torba biçiminde bir çalışma gereci. Küçük ve büyük tipleri vardır.
minder Yumrukoyuncularının bel, sırt, boyun, karın hareketlerini yaptıkları 1×2 m. alanında 0.20 m. yüksekliğinde minder.
orta ağırlık 71 kg.dan 75. kg.a kadar olan ağırlıklara verilen ad.
orta hakem Yumruklaşma alanı içinde karşılaşmayı ana kurallara göre yöneten yetkili kişi.
sağlık yoklaması Yumrukoyuncularının sağlık, çalışma ve ağırlık durumlarının sık sık denetlenmesi.
sakınma Yumrukoyuncusunun korunmak için, ayaklarını oynatmadan eliyle, gövdesiyle sağa, sola, öne, arkaya yaptığı hareket.
savurarak vuruş Yumruğun döngü biçiminde savrularak vurulması.
serbest yürüyüş Yumruklaşma çalışmaları arasında serbest, ileri, geri dolaşma ya da yemeklerden sonra yapılan gezinti.
sınıflandırma Yumrukoyuncularının ağırlıklarına göre kümelere ayrılması.
sinekağırlık Yumrukoyununda 48 kg. dan 51 kg.a kadar olan ağırlıklara verilen ad.
son Karşılaşmanın sonucunu belirtecek son yarışma.
sonuçsuz karşılaşma Çeşitli nedenler (ışıkların sönmesi, yumruklaşma alanının döğüşülemeyecek duruma gelmesi, havanın bozması, seyircilerin taşkınlığı) yüzünden yarıda kalan karşılaşma ve bu durumda verilecek karar.
tanıtma Karşılaşmadan önce yumrukoyuncularının milliyetinin, köşesinin, ağırlık sınıfının adı ve soyadı ile tanıtılması.
tartı Karşılaşmadan önce karşılaşmacıların ağırlıklarının ölçülmesi.
ters duruş Sağ ayak ilerde, sol ayak bir adım sol geride, sağ kol karaciğeri ve sağ çeneyi, sol kol kalbi, mideyi, ve sol çeneyi koruyacak şekilde duruş.
vuruş yeri Yumruk oyunu kurallarına göre, yağının vücudunda vurulmasına izin verilen bölgeler.
yağı Kendisiyle karşılaşılan yumrukoyuncusu.
yağışız yenen Yağısı olmadığı için döngü atlayan ya da yağısı herhangi bir nedenle karşılaşmaya çıkmayan (yumrukoyuncusu).
yan hakem Yumruklaşma alanı çevresinde bir masada oturan, karşılaşma sırasında sayıları, uyarmaları saptayan ve sonuç ile birlikte oy kâğıdına yazıp imza eden yetkili kişi.
yanılgı Yumrukoyunu kurallarına aykırı vuruş ya da davranış,
yardımcı Yumrukoyuncusunu karşılaşma için hazırlayan, yumruklaşma alanında getiren, karşılaşma başladıktan sonra alanın köşesinde duran, dönem aralarında ona yardım eden, oyuncusu kötü bir duruma düşerse alana havlu ya da sünger atarak oyuncu adına yenilgiyi kabul
yargıcılar kurulu Yumrukoyunu karşılaşmasını yöneten kurul bu kurulda orta hakem, yan hakemler, zaman hakemi, doktor ve yazman bulunur.
yarıağır ağırlık Yumrukoyununda 75 kg. dan 81 kg.a kadar olan ağırlıklara verilen ad.
yarıorta ağırlık Yumrukoyununda 67 kg. dan 71 kg.a kadar olan ağırlıklara verilen ad.
yarıortadan hafif ağırlık Yumrukoyununda 63 kg. dan 67 kg.a kadar olan ağırlıklara verilen ad.
yarıson Sona kalacak iki takımı belli eden karşılaşmalar.
yeğni ağırlık Yumruk oyununda 57 kg. dan 60 kg.a kadar olan ağırlıklara verilen ad.
yeğni sinekağırlık Yumrukoyununda 48 kg.a kadar olan ağırlıklar.
yeğniden üstün ağırlık Yumruk oyununda 60 kg. dan 63 kg.a kadar olan ağırlıklara verilen ad.
yenen Yarışmayı kazanan kişi, takım.
yenik Yarışmayı kaybeden kişi, takım.
yerde Bir yumrukoyuncusunun, yediği yumruk sonucu, ayaklarından başka vücudunun herhangi bir yeri ile yere değmesi, ayakta bitik duruma gelmesi, iplere asılı kalması, yumruklaşma alanı dışına çıkması ya da düşmesi hali.
yerde yenik Yumrukoyuncusunun yerde iken 10 saniye içinde kalkıp yeniden yumruklaşmaya başlayamadığı için yenik sayılması hali.
yetki belgesi Karşılaşmalara katılabilmek için yumrukoyuncusunun elinde bulundurması gereken belge.
yönetici Yumrukoyuncusunun bakımı, çalışma yerinin sağlanması, yapacağı karşılaşmaların planlanması gibi işlerle uğraşan kişi.
yumruk Elin sıkılmış ve yumulmuş hali.
yumruk eldiveni Yumrukoyuncularının karşılaşma ya da çalışmalarda ellerine giydikleri, 0,227 kg. ağırlığında, başparmak ayrı, dört parmak bitişik, bilek kısmı uzun fitil bağla bağlanan, içinde kıtık bulunan deri eldiven.
yumruklaşma alanı Yumrukoyununun yapıldığı, etrafı üç sıra iple çevrili, yerden yüksekliği 0.90-1,20 m., genişliği 4.90 ya da 6,10 m. olan dördül (kare) biçiminde yer.
yumruklaşma duruşu Yumrukoyuncularının yağı karşısında yumruklaşma için duruş şekli. Sol ayak bir adım ilerde, sağ ayak bir adım kadar geride ve sağda, sol kol çeneyi, sağ kol karaciğeri, mideyi ve sağ çeneyi kollayacak şekilde, çene çekik, vücut hafif önde durmak.
yumrukoyuncusu Yumruklaşma sporunu yapan kişi
yumrukoyunu Yumrukoyuncularının belli kurallara göre karşılaşması.
yumruktopu Yumrukoyuncularının düzgün ve çabuk yumruk yurabilmeleri için çalıştıkları, uzunluğu yumrukoyuncusunun boyuna göre ayarlanabilen bir askıya asılı lastik top.
yumurtalık kalkanı Yumrukoyuncularının karşılaşma sırasında istemli ya da istemsiz vuruşlara karşı yumurtalıklarını korumak için taktıkları kauçuk, bakalit ya da plâstik koruyucu.
yürütme Yargıcılar kurulunun karşılaşma alanındaki yaptırma yetkisini uygulaması.
zaman hakemi Bir yumrukoyunu karşılaşmasında dönemlerin süresini ve dönemler arasındaki araları anölçer ile saptayıp çanı bildiren kişi.

Y ekonomi terimleri sözlüğü

Yabancı sermaye
Bir ülkedeki sermaye stokuna başka bir ülke tarafından yapılan katkı

Yabancı Hisse Senedi
Yabancı ortaklıklarca bulundukları ülke mevzuatına uygun olarak çıkarılan ve ortaklık hakkını temsil eden menkul kıymetlerdir.

Yabancı Kambiyo
Yabancı bir ülkenin döviz veya kredi belgesidir.Döviz alış ve satışlarını da içerir.

Yabancı Ortaklık
Türk Parasını Kıymetini Koruma mevzuatında tanımlanan dışarıda yerleşik kişilerden ilgili ülke mevzuatına göre yabancı sermaye piyasası araçlarını çıkaran ortaklıklar ile yatırım ortaklıklarıdır.

Yabancı Satış Acentası
Yerli üreticinin yurt dışındaki temsilciliğini yapan kişi veya şirkettir.Üretici için yurt dışında satış imkanlarını araştırır.

Yabancı Sermaye Piyasası Araçları
Çıkarıldıkları ülke borsalarında alım satım konusu olan ve Kurulca niteliği belirlenen menkul kıymetler ile hak ve alacakları temsil eden diğer kağıtlardır.

Yabancı Yatırım Fonu
Kanun’da tanımlanan yatırım fonlarına benzer özellikleri taşıdığı Kurul’ca kabul edilen, yurtdışında kurulmuş yatırım fonlarıdır.

Yapısal işsizlik
Kronik işsizlik; hızlı nüfus artışı ile üretim faktörleri artışı arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanan, istihdam olanaklarının yetersizliği ve çalışmak isteyenlerin sürekli ve yaygın bir biçimde açıkta kalmaları şeklinde beliren işsizlik

Yaşam standardı
Yaşama düzeyi, insanların maddi ve kültürel ihtiyaçlarını karşılama düzeyi. Çeşitli göstergelerle ifade edilir. Bunların en önemlileri, gerçek gelir, kişi başına tüketim, hizmet görebilme ve iskandır.

Yatay birleşmeler
Tanımlanmış bir iş kolunda çalışan firmaların, başka bir ifadeyle aynı malı üreten firmaların, hukuki varlıklarını korumak veya kaybetmek üzere birleşmeleri

Yatay kartel
Aynı malı üreten firmaların hukuki varlıklarını korumak üzere, ekonomik açıdan piyasayı etkileri altına almak amacıyla birleşmeleri

Yatay tröst
Aynı malı üreten firmaların ekonomik ve hukuki varlıklarını kaybederek birleşmeleri

Yatırım
*Uzun vadeli sermaye yatırımı, bir sermayenin gelir sağlamak amacıyla bir işe yatırılması; belli bir dönem içinde ekonomideki üretim araçları mevcuduna yapılan eklemeler ve bu eklemeleri mümkün kılan harcamalar. Ekonomideki gelir ve istihdamı artıran temel unsurdur. İretimi artırmayan harcamalar, yatırım niteliğinde değildir.
* Belli bir getiri sağlamak amacıyla, belirli vadelerde birikimlerin yatırım araçlarına bağlanmasıdır.Yatırımcı yaptığı yatırımın maliyetini üstlenir. Bu onun riskidir. Eğer yatırımcı kendi öz fonlarını kullanarak yatırım yapıyorsa, en azından bu fonların maliyetini karşılaması gerekir. Yatırımcı, elindeki bu fonlarla tahvil alış satışı veya vadeli mevduat ile faiz geliri de sağlayabilir. Faiz hadleri, gelir seviyesi, borçlanabilme imkanları ve risk yatırımı etkileyen unsurlardandır.

Yatırım bölgesi
İstihdamı ve yatırımları artırmak için firmalara özel teşvikler verilen, ekonomik açıdan geri kalmış bölgeler. Daha çok yerli firmalara yöneliktir. İlk kez 1977’de İngiltere’de denenmiştir.

Yatırım danışmanlığı
Müşterilere sermaye piyasası araçları ile bunları ihraç eden ortaklık ve kuruluşlar, yönlendirici nitelikte yazılı veya sözlü yorum ve yatırım tavsiyelerinde bulunulması faaliyetidir.

Yatırım fonları
Halktan katılma belgeleri karşılığı toplanan paralarla belge sahipleri hesabına, oluşturulan portföyü işletmek amacıyla kurulan malvarlığıdır.

Yatırım Fonu Katılma Belgesi
Belge sahibinin kurucu ve saklayıcı kuruma karşı sahip olduğu hakları taşıyan ve fona kaç pay ile katıldığını gösteren kıymetli evraktır.

Yatırım ortaklıkları
*Sermaye piyasası araçları ile altın ve diğer kıymetli madenler portföyü işletmek üzere anonim ortaklık şeklinde ve kayıtlı sermaye esasına göre kurulan sermaye piyasası kurumlarıdır.
*Sermaye piyasası araçları ile ulusal ve uluslararası borsalarda veya borsa dışı organize piyasalarda işlem gören altın ve diğer kıymetli madenler portföyü işletmek üzere anonim ortaklık şeklinde ve kayıtlı sermaye esasına göre kurulan sermaye piyasası kur

Yayılı muamele vergisi
Vergi konusu olan malların, üretimlerinden tüketimlerine kadar geçen her aşamalarından alınan vergi

Yeni Hisse Pazarı
Hisse senetleri Borsa’da işlem gören şirketlerin sermaye artırımlarının bir hesap dönemi içinde temettü ödemesinden önce gerçekleşmesi durumunda, üzerinde geçmiş yıl temettü kuponu bulunmayan “Yeni” hisse senetlerinin, temettünün ödenmeye başladığı ilk gün”

Yeni korumacılık
Sanayileşmiş ülkelerde, özellikle 1970’lerin ikinci yarısında önem kazanan ve tarife dışı ithalat kısıtlamalarının yaygınlaşması biçimini alan dış ticaret politikası. Temelinde, sanayileşmiş ülkelerde büyüyen ve daha çok emek-yoğun sanayi dallarını etkisi altına alan durgunluk ve işsizlik vardır. Yeni korumacılık; ithalat kotaları, ithal izninin lisansla belli ithalatçılara verilmesi, sağlık, güvenlik ve standardizasyon koşullarını taşımadığı gerekçesiyle az gelişmiş ülkelerden gelen ithal mallarının limanlarda bekletilmesi ya da az gelişmiş ülkelerden ithalatın gönüllü ihraç kotaları ile kısıtlanması gibi biçimler almaktadır. Az gelişmiş ülkelerin tekstil, konfeksiyon, deri mamulleri, işlenmiş besin ürünleri, hassas aletler ve elektronik cihazlar ihracatını olumsuz yönde etkilemektedir.

Yeni Şirketler Pazarı
Yeni kurulmuş olmakla birlikte büyüme potansiyeli taşıyan ve hisse senetlerini Borsa’da veya Borsa dışında ilk kez halka arz etmek suretiyle halka açılacak şirketlerin hisse senetlerinin Borsa’’a güven ve şeffaflık ortamında, organize bir piyasada işlem görmesi.

Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen
Üçüncü Dünya ülkeleri olarak bilinen az gelişmiş ülkelerin hızlı sanayileşmelerini sağlamak ve bunun için daha sıkı bir işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla 1974’de Birleşmiş Milletler’de benimsenen eylem planıdır. İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyada oluşturulan ekonomik düzende galip Batılı ülkelerin, özellikle de ABD’nin belirleyici etkisini görmek mümkündür.

Yeşil Devrim
İkinci Dünya Savaşı sonrası, gelişmekte olan ülkelerin tarım üretimini artırma çabaları. İlaçlama yapılarak, sulama sistemi geliştirilerek, kimyasal gübre ve verimli tohum kullanarak gerçekleştirilmiştir. Yeşil Devrim geçiren ülkelerin bazıları Meksika, Hindistan, Pakistan ve Filipinler ‘dir. Bazı bilim adamları ekolojik dengeyi bozduğu gerekçesiyle modern tarım yöntemlerine karşı çıkmaktadır.

Yetenek rantı
Bazı kişilerin aynı eğitimi görmelerine rağmen sahip bulundukları başkaca özellikler nedeniyle farklı bir gelir elde etmeleri

Yumuşak kredi
Dış yardım alan bir ülkenin borcunu kendi ulusal parasıyla ödemesi koşulunu içeren kredi.

Yuppie
Genç şehirli profesyonel; büyük şehirlerde veya büyük şehirlere yakın oturan, yüksek eğitimli, parlak bir meslek dalında hızla yükselen genç profesyoneller.

Y – borsa terimleri sözlüğü

Y harfi ile başlayan borsa terimleri sözlüğü ve ingilizce karşılıkları :

Yabancı Hisse Senedi

Foreign Stock

Yabancı ortaklıklarca bulundukları ülke mevzuatına uygun olarak çıkarılan ve ortaklık hakkını temsil eden menkul kıymetlerdir.

 

Yabancı Ortaklık

Foreign Company

Türk Parasını Kıymetini Koruma mevzuatına göre Türkiye’de yerleşik sayılmayan (dışarıda yerleşik) kişilerden ilgili ülke mevzuatına göre yabancı sermaye piyasası araçlarını çıkaran ortaklıklar ile yatırım ortaklıklarıdır.

 

Yabancı Sermaye Piyasası Araçları

Foreign Capital Market Instruments

Çıkarıldıkları ülke borsalarında alım satım konusu olan ve Sermaye Piyasası Kurulu’nca niteliği belirlenen menkul kıymetler ile hak ve alacakları temsil eden diğer kağıtlardır.

 

Yabancı Yatırım Fonu

Foreign Mutual Fund

Yurt içinde kurulan yatırım fonlarına benzer özellikleri taşıdığı Sermaye Piyasası Kurulu’nca kabul edilen, yurtdışında kurulmuş yatırım fonlarıdır.

 

Yapay Piyasa / Yapay Fiyat

Artificial Market/ Artificial Price

Yapay piyasa; sermaye piyasası araçlarının arz ve talebini yapay olarak etkilemek ve görünürde aktif bir piyasa olduğu izlenimini vermek amacıyla fiktif ve aldatıcı mahiyette alım satım işlemleri yapılması veya emir verilmesidir. Yapay fiyat; sermaye piyasası araçlarının gerçek piyasa değerini yansıtmayacak fiyatlar oluşturulması amacıyla piyasa fiyatını aynı seviyede tutacak, arttıracak veya azaltacak mahiyette alım satım emirleri verilmesi ve işlem gerçekleştirilmesidir.

 

Yatırım Danışmanlığı

Investment Consultancy

Karşılığında herhangi bir maddi menfaat temin etmek suretiyle, müşterilere sermaye piyasası araçları ile bunları ihraç eden ortaklık ve kuruluşlar hakkında ve sermaye piyasası ile ilgili diğer konularda yönlendirici nitelikte yazılı veya sözlü yorum ve yatırım tavsiyelerinde bulunulması faaliyetidir.

 

Yatırım Fonu

Mutual Fund

Halktan katılma belgeleri karşılığı toplanan paralarla, belge sahipleri hesabına, riskin dağıtılması ilkesi ve inançlı mülkiyet esaslarına göre Sermaye Piyasası Kurulu’nca uygun görülen sermaye piyasası araçları ile ulusal ve uluslararası borsalarda işlem gören altın ve diğer kıymetli madenlerden oluşan portföyü işletmek amacıyla kurulan mal varlığıdır.

 

Yatırım Fonu Katılma Belgesi

Mutual Fund Participation Certificate

Belge sahibinin kurucu ve saklayıcı kuruma karşı sahip olduğu hakları taşıyan ve fona kaç pay ile katıldığını gösteren kıymetli evraktır.

 

Yatırım Ortaklıkları

Investment Trusts

Sermaye piyasası araçları ile ulusal ve uluslararası borsalarda veya borsa dışı organize piyasalarda işlem gören altın ve diğer kıymetli madenler portföyü işletmek üzere anonim ortaklık şeklinde ve kayıtlı sermaye esasına göre kurulan sermaye piyasası kurumlarıdır.

 

Yeniden Değerleme

Revaluation

Ortaklıkların aktiflerinde kayıtlı bulunan ve amortismana tabi maddi duran varlıklarının enflasyon sebebiyle elde etme maliyeti ile piyasa değeri arasında oluşan farkın bilançoların sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi amacıyla Maliye Bakanlığı tarafından her yıl açıklanan oranlar dahilinde değerinin yükseltilmesidir.

 

Yeni Hisse Pazarı

Ex-Dividend Market

Hisse senetleri borsada işlem gören şirketlerin sermaye artırımlarının bir hesap dönemi içinde temettü ödemesinden önce gerçekleşmesi durumunda, üzerinde geçmiş yıl temettü kuponu bulunmayan ”Yeni” hisse senetlerinin, temettünün ödenmeye başladığı ilk güne kadar geçici süre ile işlem gördüğü pazardır.

 

Yeni Ekonomi Pazarı

New Economy Market

İMKB’da Yeni Ekonomi Pazarı’nın oluşturulmasındaki amaç; telekomünikasyon, bilişim, elektronik, internet, bilgisayar üretim, yazılım ve donanım, medya veya Borsa Yönetim Kurulu’nca kabul edilecek benzeri alanlarda faaliyet gösteren teknoloji şirketlerinin, sermaye piyasasından kaynak elde etmelerini sağlamak ve söz konusu şirketlerin hisse senetlerinin Borsa’da güven ve şeffaflık ortamında, organize ikincil piyasada işlem görmesini temin etmektir.

 

Yetki Belgesi

Authorization Certificate

Sermaye Piyasası Kurulu tarafından aracı kuruluşlara verilen ve icra edecekleri sermaye piyasası faaliyetini gösteren belgeye denir.