Etiket arşivi: Dolanma

Kılıç Oyunu Terimleri Sözlüğü

Kılıç Oyunları Terimleri Sözlüğü (Kılıç sporları)

açıl! Açılmanın yapılması için verilen komut.
açılma Özel biçimde uygulanan bir saldırı. Vuruşma duruşunda savut tutan kolu karşı yarışmacıya doğru uzatıp, gerideki ayak yerden kesilmeksizin öndeki ayak ileri fırlatılarak uygulanır. (Bu durumda geride ki bacak ve kalça gergin, savutsuz kol bu bacağa koşut, avuç içi yukarı dönük ve gövde yeteri kadar öne eğiktir.)
ağırlık Dürtücü ya da delici kılıçların ucundaki düğme yayları direncinin, yönetmelik ölçülerine uygunluğunu anlamak için kullanılan, dürtücü kılıç için 500 gr., delici kılıç için 750 gr. ağırlığında, silindir biçiminde, ortası delik, madenden yapılmış bir ölçü.
aldatma Savutun namlusu, özellikle yanıltma ve bir karşı eylemi bekleme amacıyla uzatıldığında, karşı yarışmacının bunu kendi namlusu ile yakalamak istemesi üzerine, namluyu bir başka doğrultuya kaçırarak dürtüş ya da vuruşa geçme.
altıncı çelgi Dürtücü ve delici kılıçlarda gövdenin yukarı-dışarı kesimini (doğrultusunu) kesici kılıçta, başı korumak için uygulanan çelgi. (Dürtücü ve delici kılıçlarda savutu tutan el dirsekten az yukarda ve dışta, tırnaklar yukarı dönük kesici kılıçta, savut tutan el iç doğrultuda, namlu ucu başın az üstünde ve önünde, keskin yüzü yukarı dönüktür.)
ara iki kılıçoyuncusu arasında bulunması gereken en elverişli açıklık.
aşağı (çok aşağı) Dürtücü ya da kesici kılıçla yapılan yarışmalarda, dürtüşlerin ve vuruşların sayılmayan aşağı bölgelere rastlaması.
aşağı-dışarı doğrultu Kılıçoyuncularının gövdeleri üzerinde saptanan dört bölümden, belden aşağıda ve savut tutan ele göre dışta kalan (savut sağ elde olduğuna göre) sağ kesimi gösteren yön.
aşaği-içeri doğrultu Kılıçoyuncularının gövdeleri üzerinde saptanan dört bölümden, belden aşağıda ve savut tutan ele göre içte kalan (savut sağ elde olduğuna göre) sol kesimi gösteren yön.
aşama Sonlama yarışmalarında, iki ya da daha çok yarışmacının yenme durumları eşit olursa, birinciyi seçebilmek için düzenlenen yeni karşılaşma.
aşama kümesi Aşama karşılaşmalarına katılacak olanların bulunduğu küme.
atıl! Atılma eyleminin yapılması için verilen komut.
atılma Bir dürtüş ya da vuruşu, karşı yarışmacıya doğru sıçrayıp ona çarpmadan havada uygulama.
avuç içi aşağıda Bir eylem sırasında ve genellikle çelginin ya da saldırının özelliğine uygun olarak, savut tutan el tırnaklarının ve avuç içinin aşağıya dönük olması.
avuç içi yukarıda Bir eylem sırasında ve genellikle çelginin ya da saldırının özelliğine uygun olarak, savut tutan el tırnaklarının ve avuç içinin yukarıya dönük olması.
ayak oyunları Kılıçoyunu gereklerine uygun olarak, çeşitli biçimlerde ileri geri yürüyüş alıştırmaları ile geliştirilen ayak eylemleri.
ayak vuruşu Vuruşma ya da yarışma sırasında, karşı yarışmacıyı ürkütüp şaşırtarak yanlış bir eyleme zorlamak için, ilerde ya da geride bulunan ayağı birden ve güçlüce yere vurma.
aygıt görevlisi Yarışma boyunca, elektrikli aygıtın bulunduğu masada oturup aygıtı denetleyen görevli.
bacak dürtüşü (ayak dürtüşü) Delici kılıçla yapılan yarışmalarda bacağa ya da ayağa yapılan dürtüş.
bağlama fişi Elektrikli makara kordonunun ucundaki gövde kordonunu bağlamaya yarayan dişi fiş.
bağlantılı saldırılar Savutların birbiriyle bağlantısını kesmeden uygulanan saldırılar.
balçak (barçak, çelgilik) Kılıçoyunu savutlarında, namlu ile tutağın birleştiği yerde, eli korumaya ve karşı vuruşmacının namlusunu çelmeye yarayan tas biçiminde (dış bükey) koruyucu bölüm.
bastırma Güçlü bölümde yakalanan karşı savut namlusunun tümünü etkileyen ve yön değiştirecek ya da elden çıkaracak denli güçle, birden yapılan bir baskı eylemi.
baş vuruşu Başa takılan tel başlığın alın ya da daha üst bölümüne kesici kılıçlı yapılan vuruş.
başlama çizgisi Orta çizginin ikişer metre sağında ve solunda, yarışmacıların vuruşmaya başlamadan önce yer aldıkları çizgi.
başlayınız İki yarışmacının karşılaşmaya başlamalarını bildiren başyargıcı komutu.
başyargıcı iki yarışmacı arasındaki karşılaşmayı belli kurallara göre yöneten ve yargılarıyle dürtüş ya da vuruşların geçerliğini belirterek, yarışma sonucunu açıklayan yetkili kişi.
beşinci çelgi Dürtücü ve delici kılıçlarda gövdenin yukarı-içeri kesimini (doğrultusunu), kesici kılıçta başı korumak için uygulanan çelgi. (Dürtücü ve delici kılıçlarda savutu tutan el dirsekten az aşağıda ve içte, tırnaklar aşağı dönük kesici kılıçta, savut tutan el dış doğrultuda, namlu ucu iç kesimde, başın az üstünde ve önünde, keskin yüzü yukarı dönüktür.)
bilek bağı Sağlam tutmak ve elden düşürmemek için, dürtücü ya da delici kılıcı tutağından ele ve bileğe bağlamakta kullanılan bir bağ.
bileşik karşıı vuruş (dürtüş) Çelgiyi aldıktan sonra yapılan bileşik saldırı.
bileşik saldırılar Kılıçoyunu vuruşma ve yarışmalarında, birden çok eylemi kapsayan saldırılar (bir-iki, kesme-sıyırma, ikileme…. gi-bi).
bir-iki Bir sıyırma ile doğrultusu değiştirilen namluyu, karşı yarışmacının yakalamak istemesi üzerine, yeni bir sıyırma ile eski doğrultusuna getirerek uygulanan bir bileşik saldırı türü.
birinci çelgi Üç savutta da gövdenin aşağı-içeri kesimini (doğrultusunu) korumak için uygulanan çelgi. (Savut tutan el, omuz yüksekliğinde ve içte, tırnaklar karşı yarışmacıya dönük, namlu ucu yere doğru biraz eğiktir. Kesici kılıçta, keskin yüz içe dönük olarak uygulanır.)
birincilik yarışmaları Bir topluluğun, bir bölgenin, belirli bir süre için en iyi yarışmacısını ya da takımını seçmek amacıyla düzenlelenen yarışmaların tümü.
boş geçiş Bir dürtüş ya da vuruş için yapılan saldırı sırasında, uzatılan savut namlusunun karşı yarışmacıya hiç değmeden geçmesi.
boşaltma Savutu yakalamak, bir çırpma yapmak isteyen karşı yarışmacının bu eylemini, bir sıyırma ile ya da savutun yerini değiştirerek etkisiz bırakma.
ceza Kılıçoyunu yönetmeliğindeki kurallara aykırı davranışlarda bulunanlara, yetkililerce uygulanan yasaklama ya da kısıtlama.
çakışma Vuruşma sırasında, savutları kullanamayacak biçimde birbirine değme ya da çarpma.
çapraz Bir çelgiyle yakalanan karşı savutun bağlantısını kesmeden uygulanan özel biçimde bir dürtüş. (Eylem üst dış doğrultudansa, savut ucu karşı namlunun üstünden çevrilerek alt dış doğrultuya alt dış doğrultudan başlamışsa, savut ucu karşı namlunun altından çevrilerek üst dış doğrultuya doğru uygulanır.)
çatma Vuruşma duruşunda, savutların uçlarını karşılıklı olarak uygun görülen çelgi doğrultusunda çaprazlama.
çatma boşaltması Bir çatma değiştirme karşısında, sıyırma ile yapılan boşaltma eylemi.
çatma değiştirme Çatma durumunda, başka bir çelgi doğrultusunda yeni bir çatmayı oluşturma.
çekimser Başyargıcının bir dürtüşü, bir vuruşu görüp görmediklerini sorması üzerine, olumlu ya da olumsuz görüşü bulunmayan yargıcıların verdikleri yanıt.
çelgi Karşı savut namlusunun bir saldırı ile yöneldiği doğrultuda, namlunun sert bölümü ve balçağı (çelgiliği) ile uygun bir biçimde yakalanması ve çelinmesi durumu. (Dürtücü ve delici kılıçlarda sekiz, kesici kılıçta ise altı türde uygulanan biçimi vardır. Bunların her biri bir sayı ile adlandırılmıştır: birinci çelgi, ikinci çelgi vb.)
çelgilik (balçak, barçak) Kılıçoyunu savutlarında, namlu ile tutağın birleştiği yerde, eli korumaya ve karşı vuruşmacının namlusunu çelmeye yarayan tas biçiminde (dışbükey) koruyucu bölüm.
çeyrek-son Yarı-son karşılaşmasına katılacakları seçmek için yapılan yarışma.
çırpma Güdülen amaca göre, namlunun ortaya da esnek bölümü ile, karşı namluya birden yapılan vuruş.
çift vuruş Aynı zamanda karşılıklı yapılan geçerli dürtüş ve vuruşlar. (Bu vuruş ya da dürtüşler, dürtücü ve kesici kılıçta sayılmaz, delici kılıçta ise iki yarışmacıya da birer sayı kazandırır.)
çok demir Kesici kılıç vuruşma ya da yarışmalarında, namlunun esnekliği nedeniyle sayılan vücut bölgesine değmesi sonucu, vuruşa karşı alınan yeterli çelgiyi gözeterek kullanılan deyim. (Böyle bir vuruş geçerli sayılmaz.)
değişik saldırılar Karşı yarışmacının ilk saldırıya karşılık vermemesi, bunda gecikmesi ya da vücut savmasıyle kendini koruması üzerine, yeniden ve aralık vermeden sürdürülen saldırılar (üsteleme, saldırı yenilemesi, yineleme saldırıları gibi).
delici kılıç Namlusu üçgen kesitli ve oluklu, balçağı (çelgiliği) daha genişçe, elektrikli düğmesinin ucu düz 750 gr. ağırlığında, 110 cm. uzunluğunda yalnız dürtüşe elverişli üç kılıçoyunu savutundan biri.
delici kılıççı Delici kılıçla çalışan ve yarışan kılıcoyuncusu.
delici ve kesici kılıç çıkış çizgisi Delici ve kesici kılıçla yapılan yarışmalarda, “dürtücü kılıç çıkış çizgisi” nin birer metre gerisindeki çizgi. (Yarışma sırasında bu çizgiyi iki ayakla aşmak -uyarma yapılmışsa- bir sayı ile cezalandırılmayı gerektirir.)
doğru dürtüş Çatma doğrultusundaki bir açığa gergin kolla doğrudan yapılan dürtüş.
doğrudan eleme Eşleştirilmiş iki yarışmacı arasında yapılan karşılaşmada yenilenin elenmesi.
doğrudan saldırı Yalın ve doğrudan doğruya yapılan saldırı.
doğrultu Vuruşma duruşunda ya da bir çelgi çatmasında, savut uçlarının gösterdiği yukarı-dışarı, yukarı-içeri, aşağı-dışarı, aşağı-içeri diye adlandırılan dört yönden her biri.
doğrultuda bulunmak Kolu ve savutu çatma durumlarındaki doğrultu yönünde gergin tutmak.
doğrultudan ayırmak Karşı yarışmacıya bir saldırı yapabilmek için, “bastırma”, “çırpma”, “ezme” ya da “yakalayıp açma” gibi eylemlerle savutunun namlusunu bulunduğu doğrultudan saptırma.
dolanma Bir devinimi apansız uygulayan yarışmacının, olduğu yerde ya da karşı vuruşmacının yanından geçerken kendi çevresinde yaptığı dönüş.
dönçel! Döner çelgi eyleminin yapılması için verilen komut.
döne Aynı amaçla belirli bir yer ve zamanda düzenlenen kılıçoyunu yarışmaları.
döner çelgi Sıyırma ya da kesme ile karşı doğrultuya geçmek isteyen savut namlusunu yakalayıp ilk doğrultusunda tutmak için, yarım çember eylemiyle yapılan çelgi.
dönü Bir üst duruma geçecek kılıçoyuncularının belli olması için , her basamakta yinelenen küme içi yarışmalarına katılan yarışmacıların yer aldıkları, eşit değerdeki kümelerden oluşan birlik.
dördüncü çelgi Üç savutta da gövdenin yukarı-içeri kesimini korumak için uygulanan çelgi. (Namlu ucu ilerde ve yukarıda, savut tutan el göğüsten az altta ve içte, tırnaklar biraz içe dönüktür. Kesici kılıçta, savut tutan el bele yakın, namlu ucu yukarıda ve keskin yüzü içe dönük olarak uygulanır.)
dur! Yarışma sırasında dürtüş ya da bir vuruşu görmek, karşılaşmanın sakıncalı duruma girmesini önlemek için, baş yargıcının verdiği durdurma komutu.
düğme yayı Dürtücü ve delici kılıçların namluları ucundaki elektrikli düğmelerin içinde, bulunan küçük çelik yay parçası.(Dürtücü kılıçta 750 gr. ağırlığı itecek dirençtedir.)
dürtücü kılıç Namlusu dörtgen kesitli oluksuz ve ince, balçağı (çelgiliği) delici kılıca göre daha küçük namlu ucundaki elektrikli düğmesi yuvarlak ve tırtıllı 500 gr. ağırlığında 110 cm. uzunluğunda yalnız dürtüş yapmaya elverişli, üç kılıçoyunu savutundan biri.
dürtücü kılıç çıkış çizgisi Dürtücü kılıçla yapılan yarışmalarda, “uyarma çizgisi”nin birer metre gerisindeki çizgi. (Yarışma sırasında bu çizgiyi iki ayakla aşmak bir tuşla cezlandırılmayı gerektirir.)
dürtücü kılıççı Dürtücü kılıçla çalışan ve yarışan kılıçoyuncusu.
dürtüş Savut namlularının ucundaki düğmelerin, karşı yarışmacının sayılan ya da sayılmayan bölgelerine dürtülerek değmesi.
düzenleme kurulu Her çeşit kılıçoyunu yarışmalarını düzenlemekle görevli kurul.
eldiven Savutları daha iyi tutabilmek, eli dürtüş ve vuruşlardan korumak amacıyla, yalnız savut tutan ele giyilen özel biçimli eldiven.
elektrikli aygıt Yarışmacıların sayılan ve sayılmayan bölgelere yaptıkları dürtüşleri ayrı renkte ışıklarla belirterek, başyargıcının doğru yargı vermesini kolaylayan elektrikli özel bir aygıt. (Bugün, dürtücü ve delici kılıçla yapılan karşılaşmalarda kullanılmaktadır.)
elektrikli düğme Dürtücü ve delici kılıçların namluları ucundaki elektrik akımını açıp kapayarak, dürtüşlerin kurallara uygun olup olmadığını saptamaya yarayan küçük, yaylı düğme.
elektrikli makara Bir yandan elektrik aygıtına, öte yandan gövde kordonuyle eldeki savuta bağlı olan ve içindeki kordonu kendiliğinden sarılabilen elektrikli makara.
eleme Küme içi karşılaşmalarla, daha üst basamaktaki dönüde yarışamayacak olanları ayırma.
engelleme dürtüşü (vuruşu) Karşı saldırının son eyleminden bir kılıçoyunu zaman önce yapılan, engelleyici bir karşı dürtüş ya da vuruş.
esnek bölüm Çatma durumunda, arayı izlemede ve yeğni çırpmaların yapılmasında kullanılan kolay bükülebilir bölüm.
esneklik açıklığı Düğme ucunun 70 cm. gerisinden sıkıca tutturulmuş düz duran bir namlu ile, düğmenin 3 cm. gerisine 200 gr. lık bir ağırlık asıldığında, eğilen aynı namlu ucu arasındaki eğilme açıklığı. (Bu açıklığın yönetmelik ölçülerine uygun olması gereklidir.)
evet Karşılaşmaya hazır olan yarışmacıların, dürtüş ya da vuruşu gören yan yargıcının yönelttiği soruya verdikleri olumlu yanıt.
ezme Çatmadan “doğru dürtüş”e geçmek için, karşı namlunun esnek bölümünü apansız bastırma ya da yana itme.
geçerli dürtüşler Yönetmelikte belirtilen vücut bölgelerine, kurallara uygun ölçü ve biçimde yapılan dürtüşler. (Dürtücü kılıçta iletken yelek üzerine, delici kılıçta herhangi bir vücut bölgesine, kesici kılıçta ise, belden yukarıya uygulanır.)
geçerli vuruşlar Kesici kılıçla, yönetmelikte belirtilmiş sayılan vücut bölgesine (belden yukarısı), namlunun keskin yüzü ya da iki yüzü keskin sayılan uçtaki bölümü ile kesiş biçiminde uygulanan vuruşlar.
geçersiz dürtüşler Sayılan vücut bölgelerine rastlamayan ve yönetmelik ölçülerine uygun olmayan dürtüşler.
geçersiz vuruşlar Kesici kılıçla, sayılan vücut bölgelerine ve yönetmelik ölçülerine göre uygulanmayan vuruşlar.
göğüslük Delici kılıç oyuncularının ve kılıçoyunu öğretmenlerinin kullandıkları göğüs, karın ve koltuk altını koruyucu nitelikte iki ayrı çeşiti olan göğüslük. (Delici kılıç için olanını yönetmelik gereğine uygun nitelikte ve yarışmalarda ceket altına takmak zorunludur. Öğretmenler için olanı ise, içi pamuk, kıtık ya da süngerle beslenmiş ve ceket üstüne takılır.)
göster! Gösteriş eyleminin yapılması için kılıçoyunu öğretmenince verilen komut.
gösteriş Doğrudan doğruya ya da bir çelgiden sonra, tepki yaratmak amacıyla, savut ucunu ileriye doğru uzatma.
hayır Hazır olmayan yarışmacılarla, dürtüş ya da vuruşu görmeyen yan yargıcıların, başyargıcının yönelttiği soruya verdikleri olumsuz yanıt.
hazır mısınız! Yarışlıkta yerlerini alarak vuruşma duruşuna geçmiş iki yarışmacıya, karşılaşmayı başlatmak için başyargıcının yönelttiği soru.
ikileme Karşı yarışmacının döner çelgi alma eğiliminde olduğunu sezerek çift sıyırma yapma.
ikinci çelgi Üç savutta da gövdenin aşağı-dışarı kesimini (doğrultusunu) korumak için uygulanan çelgi. (Namlu ucu biraz yere eğik, savut tutan el göğüsten az aşağıda ve dışta, tırnaklar yere dönüktür. Kesici kılıçla uygulamada namlunun kesici yüzü dışa doğrudur.)
iletken yelek Elektrikli dürtücü kılıç yarışmalarında kullanılan ve sayılan vücut bölgesini örten kolsuz yelek. (Elektrikli aygıttan gelen akımı iletmesi için madeni iplikle dokunmuştur.)
karın vuruşu Kesici kılıçla, karşı yarışmacının göğüs ya da karın kesimine, namlunun esnek bölümü ile özel biçimde yapılan vuruş.
karşı saldırı Karşı yarışmacının son saldırı eylemi bitmeden, bir kılıçoyunu zamanından önce yapılan saldırı, (“engel vuruşu”, “karşılama vuruşu” gibi)
karşı yarışmacı Bir kılıçoyuncusuyle yarışma yapan öteki oyuncu.
karşı zaman vuruşu Karşı yarışmacının bir engelleme eylemi (dürtüş ya da vuruş) üzerine, saldıran oyuncunun yaptığı saldırıların tümü.
karşıl vuruş (dürtüş) Karşı yarışmacının bir dürtüş, ya da vuruşu gerçekleştirmek amacıyla sayılan vücut bölgesine yönelen savutunu çeldikten sonra, karşılık olarak uygulanan vuruş.
karşılama vuruşu (dürtüşü) Karşı yarışmacının dürtüş ya da vuruş doğrultusunu kapatarak, saldırısının sonuçlanmasını beklemeden yapılan karşı vuruş.
karşılaşma İki yarışmacının yenişmek gereğiyle yaptıkları vuruşma.
kaşılaşma (takım karşılaşması) İki takım arasında birbirini yenmek gereğiyle yapılan yarışmaların tümü.
kaydırma Karşı namlu üzerinden kaydırılarak yapılan doğru dürtüş.
kesici kılıç Namlusu ve keskin yüzü köreltilmiş üçgen kesitinde, tutağa değin uzanan balçağı (çelgigiliği) ile tümü 500. gr. ağırlığında, 105 cm. boyunda kesiş ve dürtüş niteliğindeki vuruşlara elverişli, üç kılıçoyunu savutundan biri.
kesici kılıççı Kesici kılıçla yarışan kılıçoyuncusu.
kesme Çatma durumunda ya da karşı yarışmacının bir çelgi alması sırasında, karşı savutun ucundan bir kesiş devinimi yaparcasına savut ucunu bir öteki doğrultuya geçirme.
kesme-sıyırma Sıyırma ile birlikte uygulanan bir kesme türü.
kılıçoyuncusu Kılıçoyunu savutlarıyle çalışan ve yarışan sporcu.
kılıçoyunu Dürtücü kılıç, delici kılıç ve kesici kılıç adı verilen üç savutla yapılan spor.
kılıçoyunu zamanı Yalın bir kılıçoyunu eyleminin yapılabilmesi için geçmesi gereken süre.
kol dürtüşü Delici ya da kesici kılıçla, karşı yarışmacının özellikle savut tutan koluna yapılan dürtüş.
kol vuruşu Kesici kılıçla, karşı yarışmacının savut tutan elinin özellikle eldivenli bölümüne yapılan vuruş.
koltukaltı vuruşu Kesici kılıçla, karşı yarışmacının koltukaltı kesimine yapılan vuruş.
namlu düğmesi Elektriksiz kılıçoyunu savutlarında, namluların ucuna sivriliğini gidermek için konan düğmecik.
namlu sapı Kılıçoyunu savutlarında, namluların tutak içinde kalan bölümü.
namlu (yalman) Kılıçoyunu savutlarında, boyları ve kesitleri savutun özelliğine göre değişik olan, balçakla (çelgilik) uç arasındaki bölüm.
orta bölüm Namluların, güçlü çırpmalarda kullanılan orta bölümü.
orta çizgi Yarışlığın ya da yarışlık yaygısının ortasından geçen çizgi.
özel vuruş Kılıçoyuncusunun kendine özgü uyguladığı vuruş ya da dürtüş.
özenci Hiç bir çıkar ve kazanç gözetmeksizin kılıçoyunu ile uğraşan, bunu beğeni için yapan kimse.
saldın eylemleri Kılıçoyunu vuruşma ve yarışmalarında, herhangi bir dürtüş ya da vuruşu uygulamak için, kol germesiyle sürekli ve ileri doğru geliştirilen yürüyüş, açılma, atılma gibi eylemler.
saldın yenilemesi Vuruşma duruşuna dönüşten hemen sonra yapılan yeni bir saldırı.
saldırı Bir dürtüş ya da vuruşun gerçekleşebilmesi için, ileri doğru gelişen saldırı eylemlerinin her birine verilen genel ad.
sarma Karşı yarışmacının savutunu bir çelgi ile yakalayıp bırakmadan, çember eylemiyle geliştirilen dürtüşün uygulamasına verilen ad.
savma Vücudu geriye ya da yana kaçırarak, karşı yarışmacının saldırılarını etkisiz bırakma.
savunma eylemi Kılıçoyunu vuruşma ya da yarışmalarında, karşı oyuncunun yaptığı saldırıları etkisiz bırakmak için girişilen koruma eylemi.
savut Kılıçoyununda kullanılan “dürtücü kılıç”, “delici kılıç”, “kesici kılıç” diye türlendirilen kılıçlara verilen genel ad.
savuta saldırılar Ezme, “bastırma”, “çırpma” gibi doğrudan doğruya önce savutu etkileyen saldırılar.
sayılan bölge Kılıçoyunu yarışmaları yönetmeliğinde her savut için yeri ve sınırları belirtilmiş olan, dürtüş ya da vuruşların geçerli sayıldığı vücut bölgesi.
sekizinci çelgi Yalnız dürtücü ve delici kılıçlarda, gövdenin aşağı-dışarı kesimini (doğrultusunu) korumak için uygulanan çelgi. (Namlu ucu biraz aşağıya doğru eğik, savut tutan el dışta ve altıncı çelgi yerinde, tırnaklar yukarı dönüktür.)
selam Vuruşma ya da yarışmadan önce, iki kılıçoyuncusunun birbirini, sonra yargıcı ve seyircileri savutlarıyle özel biçimde esenlemeleri.
sert bölüm Savut namlularının, karşı namluyu yakalamaya, çelgi almaya elverişli balçağa (çelgiliğe) yakın bölümü.
sıra başı Özellikle ilk eleme dönülerinde kümeleri dengeleyebilmek için, dizinin başında yer almak üzere her kümeye eşit sayıda dağıtılan ve ve yeterlikleri teknik kurulca bilinen güçlü kılıçoyuncularına verilen ad.
sıra başı ilkesi Özellikle ilk dönüde yer alan güçlü yarışmacıların teknik kurulca her kümeye eşit sayıda dağıtılması ilkesi.
sıra çekme Bir kümede yer alan yarışmacıların, yapacakları karşılaşmaları sıralandırmak için, yönetmeliğe uygun olarak yapılan sayı çekme işlemi.
sıyırma Çatma doğrultusu kapalı olan savutun namlu ucunu, üst doğrultularda karşı savutun altından, alt doğrultularda ise üstünden bir yarım çember ile geçirme. (Bir saldırı ya da saldırı öncesi için, savut namlusunu karşı doğrultuya yöneltmek amacıyla uygulanır.)
sonlama Eleme yarışlarından sonra birinci, ikinci ve üçüncüyü belli edecek son ve kesin karşılaşma.
süre bitimi Uluslararası kılıçoyunu yarışmaları yönetmeliğinde, dürtücü kılıç, delici kılıç, kesici kılıç ile ilgili olarak belirtilen yarışmanın tüm sayıları yapılmadan sürenin bitmiş olması.
süre yargıcısı Kılıçoyunu yarışmalarının süresini yönetmeliğe uyarak süreölçer ile izleyen ve saptayan görevli.
takım En az üç, en çok dört asıl ve bir yedek yarışmacıdan oluşan aynı kuruluşa bağlı kılıçoyuncuları grubu.
tekli saldırılar Bir tek savut devinimiyle uygulanan saldırılar (“doğru dürtüş”, “sıyırma”, “kesme”, “boşaltma” gibi)
teknik kurul Kılıçoyunu yarışmalarının bütün teknik yönlerini, kılıçoyunu yönetmeliğine göre düzenleyen ve uygulamasını sağlayan yetkili kurul.
tel başlık Kılıçoyunu vuruşma ve yarışmalarında başı ve yüzü korumak için takılan, önü örgülü çelik telden, üstü yanları ve çenealtı bölümü deri, kösele, ya da plastikten yapılmış bir korunma aracı.
tutak Kılıçoyunu savutlarının elle tutulan bölümü.
uyarma çizgisi Yarışlık “orta çizgi”sinin iki yanında “başlama çizgisi” nin üçer metre gerisinde olan ve “çıkış çizgisi”ne yaklaşan yarışmacıları uyarmaya yarayan çizgi.
üçüncü çelgi Üç savutta da gövdenin yukarı-dışarı kesimini (doğrultusunu) korumak, için uygulanan çelgi. (Namlu ucu yukarda, savut tutan el göğüsten az aşağıda ve dışta, tırnakları yere dönüktür. Kesici kılıçta, namlunun kesici yüzü dışa dönük olarak daha aşağıdan uygulanır.)
üsteleme Bir saldırı karşısında, karşı yarışmacının geri çekilerek savutla bağlantıyı kesmesi, karşıl vuruşta (dürtüş) gecikmesi ya da bileşik karşıl vuruş (dürtüş) yapmak istemesi üzerine, ilk saldırının ardından sürdürülen ve kolu geri çekmeksizin uygulanan ikinci tekli saldırıya verilen ad.
vuruş Karşı yarışmacının sayılan ya da sayılmayan vücut bölgelerine savut namlusuyla dürtüşten ayrı bir biçimde vurma. Ayrıca, bir deyim olarak, geçerli dürtüşlerin sayı olarak belirtilmesi.
vuruşma İki kılıçoyuncusunun yenişme gözetmeden çalışma amacıyla dostça yaptıkları karşılaşma.
vuruşma duruşu Çalışma, vuruşma ya da yarışma için, iki kılıçoyuncusunun karşılıklı olarak aldıkları özel bir duruş biçimi.
vuruşma süresi Yarışma amacıyla yapılan vuruşmalarda, uluslararası kılıçoyunu yönetmeliğine göre uygulanan süre.
vuruşmacı Vuruşma yapan kılıçoyuncusu.
yakın vuruşma Savutları kullanmayı engellemeyecek derecede birbirine yakın olarak yapılan vuruşma.
yalın karşıı vuruş (dürtüş) Çelgiyi aldıktan sonra yapılan tekli saldırı.
yan çapraz Savut bağlantısını kesmeden, karşı namluyu dışarda bırakacak ölçüde yana açarak uygulanan çapraz.
yan vuruş Kesici kılıçta, namlunun sırt ve yanları ile, dürtücü ve delici kılıçlarda namlunun herhangi bir yüzü ile yapılan vuruş.
yan yargıcı Kılıçoyunu yarışmalarında, başyargıcıya yardımcı olan dört yargıcıdan her biri.
yanak vuruşu Tel başlığın sağ ya da sol yanak bölümüne kesici kılıçla yapılan vuruş.
yarı-son Sonlamaya katılacakları belli edecek olan yarışma.
yarışlık Kılıçoyunu yarışma yönetmeliğinde belirtilen ölçülerde, özel yarışma yeri. Bu yer, tahta, toprak olabileceği gibi yarışmanın özelliğine göre lineleum, kauçuk, plastik ya da madeni yaygı da olabilir.
yarışlık yaygısı Yarışlığa örtülen libeleum, kauçuk, plastik ya da örme bakır telden yaygı.
yarışma Tek ya da takımlar arasında yenişme amacıyla düzenlenen kılıçoyunu karşılaşmalarının tümüne verilen ad.
yarışma alanı Kılıçoyunu yarışmalarının yapıldığı kapalı alan.
yarışma sırası Tek ya da takım yarışmalarında, yarışmacıların yönetmeliğe uygun olarak aldıkları karşılaşma sırası.
yaslama Bir çatma doğrultusunda ya da bir çelgiden hemen sonra boşaltmaya düşmeden, karşı savut namlusuna aralıksız dayanarak (yumuşakça karşı koyarak) geliştirilen saldırı.
yedinci çelgi Yalnız dürtücü ve delici kılıçlarda gövdenin aşağı-içeri kesimini (doğrultusunu) korumak için uygulanan çelgi. (Namlu ucu, biraz aşağıya doğru eğik, savutu tutan el içte ve belden az yukarda, tırnakları yukarı dönüktür.)
yengi Tek ya da takım olarak yapılan karşılaşmayı kazanmış olma durumu.
yeni karşıl vuruş (dürtüş) Bir karşı eylemi çelgi ile yakaladıktan hemen sonra uygulanan dürtüş ya da vuruş.
yenilgi Tek ya da takım olarak yapılan karşılaşmada yenilmiş olma durumu.
yer değiştirme (yürümeler) Yarışmacıların aradaki uzaklığı korumak için, ileri ya da geri giderek değişik biçim ve çabuklukta yaptıkları yürüme devinimi.
yer yargıcıları Yaygısı bakır ve iletken olmayan yarışlık üzerinde elektrikli aygıtlarla yapılan karşılaşmalarda, yere yapılan dürtüşleri izlemekle görevli iki yargıcı.
yetersiz çelgi Bir dürtüş ya da vuruşa karşı korunmak için yapılan, yerinde ve yeterli olmayan çelgi.
yetki belgesi Kılıçoyunu yarışmalarına katılabilmek için, yetkili kurullardan alınması gereken belge.
yineleme İlk saldırıya çelgi alıp karşılık vermeyen ya da ilk saldırıyı yalnız bir çekilme, bir savma ile geçiştiren karşı yarışmacıya, aynı saldırıyı tekli ya da bileşik olarak uygulama.
yukarı – dışarı doğrultu Kılıçoyuncularının gövdeleri üzerinde saptanan dört bölümden biri. Savut tutan elin bulunduğu belden yukardaki dışkesimi (savut sağ elde olduğuna göre sağ kesimi) gösteren yön.
yukarı – içeri doğrultu Kılıçoyuncularının gövdeleri üzerinde saptanan dört bölümden biri. Savut tutan ele göre belden yukarda ve içte kalan kesimi (savut sağ elde olduğuna göre sol kesimi) gösteren yön.
yüksek yargı kurulu İki ya da daha çok ulusun katıldığı kılıçoyunu yarışmaları için seçilen kurul. (Yalnız önemli teknik anlaşmazlıklar konusunda toplanır uluslararası kılıçoyunu yönetmeliğince kararları kesindir.)
yüksek yarışlık Üzerinde yapılan sonlamaların daha kolay izlenebilmesi için, yerden en çok 60 cm. yükseklikte ve 2×15 m. boyutlarında, sağlam geçme tahtalardan yapılmış sökülüp takılabilir masa.
zamandaş eylemler İki yarışmacının aynı zamanda birden yaptıkları eylemler.
zamandaş saldırı Bir raslantı olarak, aynı zamanda karşılıklı başlatılıp bitirilen saldırı.

Güreş terimleri sözlüğü

Güreş Terimleri Sözlüğü

aba Aba güreşinde giyilen ve dizlere değin uzanan özel güreş giysisi.
aba güreşi Tatar, Özbek Türkleri ile Hatay ilimiz yörelerinde aba giyilerek ve bele yün kuşak bağlanarak yapılan bir tür güreş.
abanma Karşı güreşçiyi alta alıp üzerine yüklenme.
açık düşürme Yağlı ve karakucak güreşlerinde iki dirseğin ya da sırtın yere değdiği, göbeğinse havaya döndüğü durum. (Bu duruma gelen güreşçi yenik sayılır.)
açma Yerde kapalı güreşen güreşçiyi, güç kullanarak oyun uygulanabilir duruma getirme.
ad çekme Güreşçi sayısı ikiden çok olan karşılaşmalarda eşlendirme için yapılan işlem.
ağırlık Güreşçinin gövde tartısı.
alana salma Yağlı güreşte cazgırın dualar ederek güreşçileri seyircilere tanıttıktan sonra alana çıkartması.
alaşağı etmek Karşı güreşçiyi kaldırıp yere vurmak.
aldatma Karşısındakine bilerek oyun verip açığını yakalama.
alıştırma Güreş karşılaşmalarında başarılı olabilmek için yapılan hazırlık çalışmaları.
alt-üst olma Yerde güreşen iki güreşçiden alttakinin bir oyunla üste çıkması üzerine alta düşenin de hemen üstündekini alta alması.
altçı Çoğunlukla yerde, karşı güreşçinin altında oyun yapan.
altıncı ağırlık 74 kiloda yapılan güreşler.
alttan kalkma Alta düşen güreşçinin türlü oyunlar deneyerek, alttan kurtulup ayağa kalkması.
apış askısı Güreşlerde mayo içine takılan bacak arası askı.
arkadan çapraz Bir güreşçinin arkasından alınan çapraz.
arkadan çaprazla omuzdan atma Karşısındaki güreşçiyi arkasından çapraza alıp omuz başından aşırma.
arkaya geçme Önden gerekli oyunları denedikten sonra, başka oyunlar denemek üzere karşı güreşçinin arkasına geçme.
askıya alma Genellikle künde oyunlarıyle alttaki güreşçinin ellerini ve ayaklarını yerden kesip aşıracak duruma getirme.
aşırma Kündede ya da kavak dikme oyunlarında dengeleme durumuna getirilen güreşçinin pes etmediğini görünce çevirip sırtının üstüne yere atma.
ayak Yağlı güreşte ve karakucakta en küçük boy.
ayak çekme Alttaki güreşçinin bir bacağını üstündeki güreşçinin bacakları arasından geriye doğru uzatarak ayağını o güreşçinin bir baldırı üzerinden kancalayıp yan kılçık atarak açık düşürmesi.
ayak değiştirme Ayakta dengeli ve sağlam durabilmek ya da karşısındaki güreşçiyi şaşırtarak oyun yapabilmek için gerideki ayağın öne, öndekinin geriye alınması.
ayak kösteği Karşı güreşçinin bir ayağını iki bacak arasına alıp kıstırma.
ayak kündesi Oyun yapanın ayakta durarak ve bir bacaktan kavrayarak yaptığı künde.
ayak oyunu Ayakları kullanarak yapılan her türlü oyun.
ayakçı Ayakta güreşirken daha çok oyun yapan.
azdırma Yağlı güreşte güreşin kızışması saldırıların ve oyun uygulamaların sıklaşması.
bağışlama Ödek almış güreşçiye haklarını geri verme.
bastırma Karşı güreşçiyi alta düşürüp, bağımlı duruma getirme.
baş Yağlı güreşte ve karakucakta en büyük boy.
başaltı Yağlı güreşte ve karakucakta baş’tan önceki boy.
başay Bir karşılaşmada, karşılaşmayı kazanacağı önceden kestirilen kişi.
başlama duruşu Mindere çıkan iki güreşçinin güreşe başlamadan önce minderin iki yakasında yüzyüze durmaları.
başpehlivan Yağlı güreşte ve karakucakta en büyük boy olan baş’a güreşen ve baş’ın birinciliğini kazanan güreşçi.
başpehlivanlık kemeri Her yıl Kırkpınar’da yapılan yağlı güreşlerde başpehlivanlığı kazanana verilen geleneksel kemer.
bayrak çektirme Uluslararası karşılaşmalarda bir güreşçinin birinci olarak kendi ulusunun bayrağının törenle direğe çekilmesini sağlaması.
bel alıştırması Beli güçlendirmek için, ayaklar açıkken, yerde duran gülleyi eğilip alma ve baş üzerine kaldırıp indirme biçiminde yapılan alıştırma.
bel çaprazı Belden girilerek yapılan çapraz.
bel kündesi Karşı güreşçinin arkasından iki elle, göbek üzerinden kenetlenerek yapılan oyun.
bel üstü güreş Belden aşağısını tutmamak ve ayaklarla oyun yapmamak gibi kuralları olan güreş türü.
belden atma Belden kavrayıp, karşı güreşçinin ayaklarını yerden kestikten sonra köprüye gelerek onu aşırma.
beşinci ağırlık 68 kiloda yapılan güreşler.
biçme Karşı güreşçinin ayağını tırpanla yerden kesip devirme.
bilek çekme Alttaki güreşçinin, beline sarılmış olan üstündekini bir ya da iki bileğinden tutup kılçık atarak yana düşürmesi.
birinci ağırlık 48 kiloda yapılan güreşler.
birincilik yarışması Güreşçiler ya da güreş takımları arasında düzenlenen güreş yarışması.
boğma Güreş kurallarına aykırı olarak, kolun, karşı güreşçinin çenenin altından geçirilerek gırtlağa indirilmesi sonucu, güreşçinin soluk almasını önleme.
bohçalama Bir kolu alttaki güreşçinin ensesinden, öteki kolu bacağının arkasından geçirip iki eli göğsü altında birleştirdikten sonra başının üzerine dikerek çevirme.
boşaltma Karşı güreşçiye uygulanan oyunun sonuç vermemesi üzerine o oyundan vazgeçme.
boşlama Ayakta güreşen iki güreşçiden birinin nefeslenmek, suya gitmek ya da yağlanmak için karşı güreşçiden ayrılması.
boy Yağlı güreşte ve karakucakta güreşçinin ağırlığına, gücüne, tekniğine ve yaşına göre güreşmesi gereken bölüm.
boyunbağı Tek kol altından enseyi tutup bağlama biçiminde yapılan güreş oyunu.
boyunduruk Karşı güreşçinin başını koltuk altına alıp boynuna kolu dolama biçiminde yapılan güreş oyunu.
boyundurukla bastırma Boyunduruğa alınan güreşçinin üzerine yüklenerek ve başından yere doğru çekerek onu çökertme.
boyunlama Yağlı güreşte ve karakucakta, bir ayağı aktaki güreşçinin önüne atmak yoluyla boyundan geriye doğru çekme.
budama Bir elle karşı güreşçinin üst bölümü ile uğraşırken öteki elle bacağından tutup düşürme.
bunaltma Oyunla ya da güç kullanarak karşı güreşçiyi oyun yapamaz ve karşı koyamaz duruma getirme.
burgu Bir kolu, alttaki güreşçinin kolunun altından sırtına doğru sokup, öteki el ile boşta kalan elin bileğini tutarak ya da tek kapan takarak başı üzerinde döndürüp çevirme yoluyla yapılan oyun.
büyük orta Yağlı güreşte ve karakucakta başaltı ile orta boy arasındaki boy.
cazgır Yağlı güreşte ve karakucakta güreşçileri seyircilere tanıtan, dualarını okuyup, güreşlerin kural ve geleneklere göre yapılıp yapılmadığını denetleyen kişi.
cıvıtma Davranışlarıyle güreşi yakışık almayacak bir biçime sokma.
çalım Güreşçinin takındığı gösterişli eylem.
çalıştırıcı Güreş öğreneceklere güreş oyunlarını öğreten, yeteneklerinin gelişmesini sağlayan ve karşılaşmalara hazırlayan kişi.
çamurla çalıştırı El parmakları ile bilekleri güçlendirmek ereğiyle sert çamurla yapılan çalışma.
çangal Ayakta güreşirken karşı güreşçinin koltuğu altından bir kolu sokarak bir ayakla o güreşçinin bir bacağına çengel taktıktan sonra onu öne doğru eğip başı üzerinden atma işlemi.
çapraz Karşı güreşçiyi ayaktayken kolları ile kavrayıp onu gerisingeri sürerken çelme takıp sırt üstü yere düşürme.
çelme Karşı güreşçinin ayağının arkasına ayak koyma.
çemberleme kafakol Karşı güreşçinin iki kolunu omuzlara yakın yerden kafası ile birlikte kollar arasında sıkıştırıp, gövdesini kalça üzerine aldıktan sonra dönüş yaparak uygulanan kafakol.
çeneleme Karşısındakine dış kazık uyguladıktan sonra öteki elle çeneden tutup arkaya itme.
çevirme Yüz üstü yere yapışmış bir güreşçiyi oyun ve güç yolu ile sırt üstü getirme.
çırak 1. Yağlı güreşte ve karakucakta güreşe yeni başlamış güreşçiye verilen ad. 2. Usta bir güreşçinin yanında yetişen güreşçi.
çırpınma Yağlı güreşte ve karakucakta karşılaşma yapılırken saldırıya geçecek güreşçinin haydalanarak ellerini birbirine vurup sıçraması.
çırpma Alta düşen güreşçinin üstündekinin belinden sıkıca iki kolla kavrayıp köprüden dönerek yaptığı oyun.
çıvgar Yağlı güreşte ve karakucakta birinciliği kazanmaması istenilen güreşçinin yenilmesi ya da berabere kalmasını sağlamak amacıyla öteki güreşçilerin aralarında anlaşıp birbirlerine yenilmeleri ve o güreşçiyi yormak için onunla güreşenin güreşi uzatması.
çift burgu Elleri, alttaki güreşçinin koltukları altından geçirerek sırtta kenetleme yoluyla yapılan burgu.
çift çapraz Karşı güreşçinin iki kolu üstünden yapılan çapraz.
çift dalma Ayakta güreşirken beklenmeyen bir atılımla karşısındakinin iki ayağını birden kapma.
çift dayak Güç durumdaki güreşçinin iki elle yere dayanması.
çift kapan Alttaki güreşçiye tek kapan taktıktan sonra, öteki eli de boşta kalan elin koltuğu altından geçirerek önceki kapana alınmış olan elin bileğinden tutarak dışa doğru dönüş yapıp çevirme.
çift kol kapma Karşı güreşçinin bileklerinden tutup onu kalça üzerine alarak ve ayaklarını yerden kestikten sonra dönüş yaparak sırtının üstüne mindere atma.
çift koldan atma Karşı güreşçinin iki kolunu yakalayıp yarım köprüye gelmek yoluyla omuzdan atma.
çift paça Karşı güreşçiye dalıp onun paçalarını kapma.
çift sarma Karşı güreşçinin beline oturup çift ayakla vurulan sarma.
çivi yukarı yenme Karşı güreşçinin ayaklarını yukarı kaldırıp tepesi üstü diktikten sonra aşırıp açık düşürme ya da sırtını yere getirme.
çoban kösteği Karakucakta topuk elleme oyunu.
çökertme Karşısındakini zorlayarak dizi ve elleri üzerine düşürme.
çömlek kırması Bir bacağından sarmaya alınmış alttaki güreşçinin, sarmadaki ayağı ile üstündeki güreşçinin öteki ayağını arkadan çengelleyip kıç üstü oturttuktan sonra yaslanarak açık düşürmesi.
çözme Alttaki güreşçiye oyun yapmış olan üstteki güreşçinin, oyununun iyi sonuç vermeyeceğini düşünerek onu uygulamaktan vazgeçip bırakması.
dakikalar bildirimi Kronometre hakemince her geçen dakikanın, İngilizce, Fransızca ve oyunların yapılmakta olduğu ülkenin dilinde güreşçilere bildirilmesi.
dalma Ayaktayken, karşılaşılan güreşçinin ayaklarına yönelip yakalamaya çalışma.
dana bağı Ayakta güreşirken, bir elle karşı güreşçinin bileğinden tutup, öteki taraftaki dizi yere koyarak, boşta kalan elle bacağını içten kavrayıp gövdesini ense üzerine alma yoluyla başının üzerinden yere atıp çevirme.
danışıklı güreş Sonu önceden belirlenmiş güreş.
danışma kurulu Kimi sorunlarla ilgili konuların danışılıp tartışıldığı kurul.
dayama Minder dışına kaçmak isteyen güreşçinin ensesine tek ya da iki elle yapılan destek.
dengeleme Kündeyi doldurduktan ve ayaklarını yerden kestikten sonra karşı güreşçiyi tam aşırılacak duruma getirme.
deste Yağlı güreşte ve karakucakta ayak boyundan sonraki büyük boy.
deve yuları Karşı güreşçinin başını koltuk altına alıp çenesinin altından avuçlama.
dış kazık Elini karşısındaki güreşçinin belinin arkasından güreş donunun içine derince soktuktan sonra eli yumruk yapıp o güreşçinin kalkmasına engel olma.
dış kazıkta bacak kapma Bir elle dış kazık vurup öteki elle karşı güreşçinin bacağını arkadan yakalayarak havalandırma.
dış kazıkta paça Bir elle dış kazık vurup öteki elle karşı güreşçinin paçasından yakalama.
dış tırpan Karşı güreşçinin ayak bileklerine dıştan ayakla vurma.
dıştan tek ayak kapma Bir ayağın dıştan kapılması, ötekinin çengellenmesi yoluyla karşı güreşçiyi yenmeye çalışma.
dik güreş Gövdeyi öne eğmeden yapılan güreş.
dinsel dilek Yağlı güreşlerde ve karakucakta güreşlere başlamadan önce cazgırın okuduğu geleneksel dua.
direnç Karşısındakinin gücüne ve saldırısına karşı koyma gücü.
diz kündesi Diz üzerine gelinerek atılan künde.
dizilme Karşılaşma bitiminde, sonucu beklemek üzere hakemle güreşçilerin yan yana durması.
dizleme Elensenin etkisiyle dizler üzerine yere gelme.
dokuzuncu ağırlık 100 kiloda yapılan güreşler.
dolak Yağlı güreşlerde güreş donu paçalarının eti kesmemesi için baldıra sarılan keçe ya da bezden sargı.
dolanma bk. arkaya geçme.
dolu dönme Sarmaya alınmış alttaki güreşçinin, üstteki yayma eylemine geçtiği anda, sarmaya alınmış bacağı yönüne dönerek sarmayı çözmeden üste çıkması.
dolu kalkma Alttaki güreşçinin, üstündekinin paçasından tutarak ayağa kalkması.
döne Minder güreşlerinde her üçer dakikalık süre.
dönü Birinci gelecek güreşçiyi seçmek için, karşılaşmalarda, aynı kilodaki güreşçiler arasında, yenilenlerin elenmesini sağlamak üzere yapılan güreş dizisi.
dönü atlama 1. Karşılaşmalarda daha çok sayı kazanan bir güreşçi ya da takımın bir sonraki karşılaşmaya girme hakkını kazanması. 2. Ad çekmelerde tek kalan güreşçinin bir sonraki dönüye güreşmeden geçmesi.
dördüncü ağırlık 62 kiloda yapılan güreşler.
duvar çalışması Duvardan boy uzunluğu oranında uzakta durup duvarı itmekle yapılan çalışma.
düzenleme Güreş karşılaşmalarını düzenleyip yapılmalarını sağlama.
düzenleme kurulu Güreş karşılaşmalarıyle ilgili işleri düzenleyen kurul.
düzenlemeci Güreş karşılaşmalarını düzenleyen ve ilgili işleri yöneten kişi.
edilgen güreş İsteksiz ve çekingen yapılan güreş.
eğik güreş Karşı güreşçiye oyun vermemek için öne doğru eğilerek yapılan güreş.
eleme 1. Bir üst dönüye katılacak olanları seçmek için yapılan ayıklama. 2. Resmî bir karşılaşmaya katılabilecekleri seçmek amacıyla düzenlenen karşılaşma.
elenme Güreş karşılaşmalarında 6 kötü sayı alarak karşılaşma dışı kalma. Güreşçi, karşı güreşçileri sürekli olarak yeniyorsa 6 ya da 6’dan çok kötü sayısı olsa da karşılaşmaları sürdürür.
ellek Oyundan oyuna geçen, girgin ve çevik güreşçi.
ense bağlama Yağlı güreşte her iki güreşçinin birbirlerinin ensesinden tutup yapılacak oyunu beklemeleri.
er değişen Güreş sırasında soluğu, yürek atışı hızlanan, tansiyonu hızla yükselen (güreşçi).
eşitlikte sayı Eşitlikte her iki güreşçiye 2 kötü sayı verilmesi.
eşleme göstergesi Uluslararası karşılaşmalarda aynı ağırlıktaki güreşçi adlarının bir torba içine konup ad çekimiyle çıkan ilk adın öteki adlarla eşlendirilmesi sonucunda oluşan gösterge.
eşlenme Güreşmek için alana çıkan güreşçilerden, kimin kimle güreşeceğinin cazgır tarafından belirtilmesi ve birbiriyle güreşeceklerin el ele tutturulması.
eşli alıştırma Bir güreşçinin, güreş karşılaşmalarına iyi hazırlanabilmesi için başka bir güreşçiyle yaptığı alıştırma.
etken güreş Güreşçilerin bir sonuç almak amacıyla yaptıkları güreş.
ezilme Çok güçlü bir güreşçi karşısında güçsüz kalıp bir daha güreşemeyecek duruma gelme.
ezme Karşısındakini uzun süre güreşemez duruma sokma.
f.i.l.a. bk. Uluslararası Birleşik Kurul.
f.i.l.a. sağlık kurulu Uluslararası karşılaşmalarda sağlık denetimini yapan kurul.
f.i.l.a. tartı delegesi Tartı kurulunda F.İ.L.A. adına belge denetimi yapan kişi.
f.i.m.s. bk. Uluslararası Spor Hekimleri Birliği.
federe olmak Güreş sporu ile uğraşacağı resmî örgütlerce belgelenen ve kütüğe geçirilen kurum durumuna gelmek.
fil sofrası Genellikle ağırlığı yüksek olması gereken güreşçiler için uygulanan sınırsız beslenme.
fin hamamı Güreşçinin fazla ağırlığını atmada kullanılan bir tür hamam.
geç değişen Güreş sırasında soluğu ve yürek atışı yavaş yavaş hızlanan, tansiyonu yavaş yükselen (güreşçi).
geçerli oyun Güreş sırasında uygulanan sayı getirici oyun.
geçici haktan yoksunluk Güreşçi ya da yöneticinin suçuna göre ödek kurulunca verilen süreli ödek.
geliştirmen Güreşçiyi soluklu, dayanıklı kılmak ve onun gücünü artırmak için yapılacak işleri hazırlık döneminde öğreten kişi.
gençler arası yarışma Ulusların 15-20 yaş arasındaki güreşçileri için düzenlenen oyunlar.
gıcırı bükme Çok güçlü olan güreşçinin karşısındakini çapraza alıp sürmeden olduğu yerde yenmesi.
gong Güreş karşılaşmasının başlama ve bitim sürelerini belirlemek için kullanılan, üzerine tokmakla vurulunca uzun ve çınlayıcı ses veren maden tepsi biçiminde bir araç.
göbeği yıldız görme Karakucak ve yağlı güreşte kucağa alınan güreşçinin göbeğinin göğe bakar duruma getirilmesi bu duruma getirilen güreşçi yenik sayılır.
göğüs çaprazı Göğüsten girilerek yapılan çapraz.
göğüs çaprazında savunma Çapraza giren karşı güreşçiyi çene altından avuçla itip gövde ağırlığını geriye ve aşağıya yükletme.
göğüslemek El ve ayak çalışırken göğüsle itmek.
gömlek Yağlı güreşte ve karakucakta güreşçiler arasındaki teknik, güç ve ağırlık farkını belirten ölçü.
gösteri Karakucakta cazgır tarafından alana salınan güreşçilerin ellerini oyluklarına, sırtlarına ve karşılıklı durup birbirlerinin avuç içlerine vurarak düzenli hareketler yapmaları.
göz silme Yağlı güreşte oyuna ara verip göze kaçan yağı silme.
güç katımı yoklaması Gerektiğinde, güreşçilerin yasak ilaç kullanıp kullanmadıklarının denetimi.
gülle kaldırma Boyun kaslarını güçlendirmek için köprü durumundayken halter çalışması yapma.
güreş Belli kurallar içinde, güç kullanıp oyun uygulayarak iki kişinin birbirini yenik duruma getirmeye uğraşması.
güreş bırakma Karşı güreşçi adına güreşten vazgeçme.
güreş birliği Güreş kulüplerinin ve güreşçilerin bağlı bulundukları birlik. (Güreş karşılaşmalarının düzenlenmesi ve yönetimi bu birliğin işidir.)
güreş donu Yağlı güreşte belden baldıra değin uzanan deri giysi.
güreş federasyonu bk. Güreş Birliği.
güreş kovalama Güreş karşılaşmalarını gözetleyip birbiri ardından güreş karşılaşmasına katılma.
güreş tutmak Güreşmek, bk. güreş.
güreşçi Güreş sporuyle uğraşan kişi.
harmanlatma Üstteki güreşçinin alttakinin ayaklarını yerden kesip aşıracağı zaman, alttakinin elleri üzerinde ileriye doğru adımlar gibi kaçması.
haydalama Yağlı güreşte ve karakucakta saldırıya geçecek güreşçinin karşısındakini uyanık bulunmağa çağıran övücü sözlerle bağırması.
hazırlık süresi Karşılaşmalardan önce yapılacak çalışmaları kapsayan süre.
hazne Güreş donunun apışarası bölümü.
hırpalama Güreş süresince karşısındakini yorma, ezme.
hız çalışması Gövdeyi hızlı güreşe uydurmak için yapılacak türlü beden eğitimi çalışmaları.
hızlı güreş Oyunların ardarda ve çabuk uygulandığı güreş.
ısınma Güreşten önce yapılan gövde eylemleri.
iç kazık Eli karşı güreşçinin güreş donunun içine, göbek yönünden derince sokma.
iç kazıkta bacak kapma Bir elle iç kazık vurduktan sonra öteki elle karşısındakinin bacağını iç yanından kavrayıp havalandırma.
iç tırpan Karşı güreşçinin ayak bileklerine içten ayakla vurma.
ikinci ağırlık 52 kiloda yapılan güreşler.
itişme Karşılaşmayı güreş biçiminden çıkarıp, süre doldurmak için oyalanma.
kaçak güreşme Karşılaşmalarda, güçlü güreşçi karşısında yapılan çekingen davranış.
kafadan tutma Kafa üzerinde uygulanacak oyunlarda ancak tek el kullanma zorunluğu.
kafakol Karşı güreşçinin bir kolunu koltuk altında sıkıştırdıktan sonra öteki kolu ensesi üzerinden aşırıp, sıkıştırılan kolun koltuk altından tutma ve vücudunu kalça üzerine alarak ayaklarını yerden kestikten sonra diz çöküp sırtının üstüne yere vurma.
kapaklanma Elense çekilişinde yüz üstü düşme.
kapan Tek ya da çift kolu karşısındakinin koltuğu altından geçirip ensesine bastırmak yoluna dayanan bir oyun. bk. tek kapan, çift kapan.
kapanış töreni Uluslararası karşılaşmalarda oyunların bitiminde yapılan tören.
kapışma Hırsla güreşe girme.
kara zelve Yağlı güreşte karşısındakinin başını koltuk altına sıkıştırıp, güreş donunun arka kasnağından tuttuktan sonra iç sarma vurularak yapılan oyun.
karakucak Pırpıt adı verilen özel bir giysi ile yapılan, kimi bölgelerde az çok değişiklikler gösteren, kökeni Orta Asya’ya değin uzanan, en eski geleneksel serbest biçimdeki Türk güreşi.
karıştırmaca Karşısındakini şaşırtma ereğiyle belirsiz oyunlar uygulama.
karşılaşmacı Güreşe çıkan iki kişiden her biri.
kasnak Güreş donunun bele gelen bölümü.
katır yuları Başı boyunduruk gibi alıp elleri çene altında kilitleme.
kavak dikmek Yerdeki güreşçiyi başı üzerine dikmek.
kazık Yağlı güreşte, yerde güreşirken, üstteki güreşçinin bir elini alttaki güreşçinin güreş donunun içine sokup yumruk yaparak, o güreşçinin hareket etmesine engel olma.
kazık çıkarma Minderdışı güreşlerde, daha önce yenildiği güreşçiyi yenme.
kazıklama Yağlı güreşte karşısındakinin güreş donunun içine el sokma.
kazkanadı Karşı oyuncunun kolları altından kol geçirip elleri sırtta kenetleme.
kazkanadında çengel Kazkanadına alınan güreşçiyi gerisingeri sürerken çengelleme.
kazkanadından sıyrılma Kolları tüm olarak arkaya, omuzları da geriye yatırarak karşı güreşçinin kilidinden kurtulma.
kazkanadını sökme Birbirinden ayrı ve gergin durumdaki elleri, önde birleştirmek için, yukarıdan aşağıya kuvvetle indirerek karşı güreşçinin sırttaki kilidini sökme.
kelebek-pul damgası Uluslararası karşılaşmalarda güreşçilerin oyun belgesinde aranan F. İ. L. A. nın yıllık vizesi.
kelepçe Karşı güreşçiyi el ve ayak bileklerinden kavrayan pençe.
kepçe Karşı güreşçinin bacağını türlü biçimlerde dizinin üstünden kavrayıp çekerek açık düşürme.
kılçık Alttaki güreşçinin, kıçını havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup ön ya da yan tarafına aşırıp atması.
kıran kırana 1. Yağlı güreşte ve karakucakta ilk seçmelerden sonra yenenler arasında yapılan karşılaşmalar. 2. Çok sert, çok çetin (güreş).
kırkpınar güreşleri Eskiden Edirne-Ortaköy yolu üzerinde, Edirne’ye 17 km. uzaklıkta olan Kırpınar panayırında, bugün ise (Balkan savaşından sonra Kırkpınar’ın Yunanistan’da kalması üzerine) Edirne’nin Sarayiçi’nde hıdrellez gününden iki gün önce başlayıp hıdrellez günü sonu
kıyasıya güreş Karşıdakinin canını yakarcasına yapılan sert güreş.
kızışma Güreşte hızlanma, girişme, saldırma.
kol bağı Hakemlerin iki kolunda, oylarını belirleyecek, renkli imler.
kol çalma Karşı güreşçinin eli ensede iken bu kolun dirseğinin üstünden tutup yukarıya doğru iterek arkaya geçme.
kol çekmede savunma Kolu çekilmek istenen güreşçinin ayaklarını açıp geriye yaslanarak yaptığı oyun.
kol kapma Karşı güreşçinin bir kolunu omuza, koltuk altına almak ya da o güreşçinin koltuğunun altından tutup bileğini koltuğunun altına sıkıştırmak yoluyla gövdesinin aitına girip aşırma.
köpek kuyruğu Alttaki güreşçi sarmadan üste dönerken, çene, alın ya da gırtlağından elle çekip sırtını yere getirmeye çalışma.
köprü Omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum.
köprüde çalışma Köprüye gelip gövdeyi başa doğru yavaş yavaş itip çekmekle yapılan çalışma.
köstek vurmak Karşı güreşçinin bir ya da iki ayağını iki elle sımsıkı tutmak.
köstekten sıyrılma Bir elle köstekleyenin başına basarken ayaklan birer birer köstekten kurtarmaya çalışma.
kötü sayı Bir güreşçinin karşılaşmalarda aldığı olumsuz sayı.
kötü sayı doldurma Uluslararası karşılaşmalarda güreşçinin 6 kötü sayı alarak elenmesi.
kurt kapanı Alttaki güreşçiye çift sarma vurulduktan sonra her iki yanına kapan takarak ağırlığı bel üzerine verme.
kuzu sofrası Ağırlığı fazla güreşçinin ağırlığını indirmek için besininde yapılan kurallı sınırlama.
küçük orta Yağlı güreşte ve karakucakta deste ile büyük orta arasındaki boy.
künde Ayakta, diz üstünde ya da oturur durumdayken alttaki güreşçiyi belinden, tek bacağından ya da güreş donunun şakından tutarak başının üzerinden aşırıp atma.
kündede savunma Kündeye alınan güreşçinin, ileriye fırlamak, bacak arasına bacak uzatmak, topuk ellemek, yere oturmak ya da karşısındakinin kol ve bacaklarını bağlayıp künde yapanı kündeye almak gibi oyunlarla karşı koyması ya da kündeye alana engel olması.
kündede topuk çekme Kündedeki güreşçinin, karşısındakinin ayağını yakalayıp, topuğundan çekerek altına alması.
kütük yuvarlaması Yerdeki güreşçinin göbeği ile ayağını tutup sırt üstü çevirme.
minder Güreş karşılaşmalarında kullanılan, en az 10 cm. kalınlığında, plastik, kauçuk ya da benzeri bir nesneden yapılmış, bir örtüyle örtülmüş, üstüne 9 m. çapında bir çember çizilmiş olan ve çaprazlama köşeleri kırmızı ve mavi renklerle belirlenmiş yaygı.
minder dışı Güreş minderinin üzerine çizilmiş ve içerisinde güreşilmesi gereken 9 m. çapındaki beyaz çemberin dışında kalan bölüm.
minder yönetmeni Orta ve yan hakemlerinin çalışmalarını, verilen kararların doğruluğunu gözetleyen ve yönetmeliklere aykırı karar verildiği zaman düzelten yönetici.
minderden kaçma Zor karşısında bilerek minder dışına çıkma.
omuzdan atma Karşısındakini çapraza aldıktan sonra köprüye gelerek omuz başından aşırma.
omuzdan kol kapma Karşı güreşçinin bir kolu dirsek üstünden tutulduktan sonra, sırt göğsüne gelecek biçimde alınan kolun koltuğu altına girip ayaklarını yerden kesmek yoluyla omuzdan aşırıp yere vurma.
onuncu ağırlık 100 kilonun üstündeki kiloda yapılan güreşler.
orta Yağlı güreşlerde ve karakucakta deste ile başaltı boyları arasındaki boy. (Küçük orta ve büyük orta diye iki bölüme ayrılmıştır.)
oturak kündesi Yerde kıç üstünde oturarak yapılan künde.
oturuşta kapan Karşı oyuncuyu oturağına çökertip arkadan ensesine takılan kapan.
oynama belgesi Bir güreşçinin resmî karşılaşmalara katılabilmesi için Güreş Birliğince kendisine verilen izin belgesi.
oynaşma Karakucak ve yağlı güreşde gösteri niteliğindeki güreş.
oyun Güreşçinin alıştırmalar sonunda kazandığı bedensel güç ve teknik yeteneklerini kapsayan, karşı güreşçiyi yenmek için uyguladığı, kuralları belli eylem.
oyun almak Karşı güreşçi üzerinde bir oyunu uygulamaya geçmek.
oyun bağlama Bir oyunu uygulayıp, sonuca vardırmadan bekleme.
oyun bıraktırım Güreşçilerin kusurlu oyun uygulamasında oyunun hakemce durdurulması.
oyun bozma Karşı güreşçinin uyguladığı oyunlarla zor duruma düşen güreşçinin güç ve ustalık ile bu durumdan kurtulması.
oyundan oyuna geçme Uygulanan oyun, karşı oyunla ya da güç zoruyle bozulunca başka oyunlar yapma.
ödül Güreştiği boyun birinciliğini kazanan güreşçiye verilen para, canlı hayvan ya da kumaş gibi değerli şeyler.
önuyarı Bir yanlıştan ötürü hakemce yapılan hatırlatma.
paça Güreş donunun baldıra gelen ve paça bağı ile büzülen en alt ucu.
paça bağı Güreş donunun paçasını büzmek, dona parmağın girmesine engel olmak için kullanılan ip ya da sırım.
paça kapma Yağlı güreşte, dalış yaparak paça ile baldır arasından parmakları içeri geçirme.
paça kasnak Bir el ile karşı güreşçinin ön kasnağından, öteki el ile bir paçasından tutarak dikip yenme.
paça ucu Güreş donu paçasının en son bölümü.
paçaya asılma Paçayı kaptıktan sonra parmaklarla paçayı tutup çekme.
parsa Yağlı güreşlerde karşılaşmaların bitiminde pehlivanların seyircilerden bağış yollu topladıkları para.
patı çakma Yağlı güreşte karşı güreşçiyi yenenin, hakemlerin bulunduğu yöne dönerek ve dizini havaya kaldırarak elini dizine vurup başına götürmesi.
pes etme Karşısındakinin üstünlüğüne inanarak güreşi bırakma.
peşrev Yağlı güreşlerin başlangıcında elleri bacaklara vurarak yapılan gösteri.
pırpıt Karakucakta giyilen, kıldan yapılmış giysi.
saç yoklaması Güreşçilerin saçı içinde kesici, batıcı bir nesne bulunup bulunmadığının ve yağlı olup olmadığının hakemce denetimi.
sakıngan güreş Karşı güreşçiyi kollayarak yapılan güreş.
saldırı Karşı güreşçinin üstüne üstüne yüklenme.
sallı güreşçi Gövdesi iri güreşçi.
sarma Üstteki güreşçinin, bir bacağını alttaki güreşçinin karnı altından bacakları arasına sokarak ayağını alttakinin baldırı üzerine koyup, ağırlığını onun beli üzerine yükledikten sonra alttakini dış tarafa doğru yayarak çevirme işlemi.
sarmadan dönme Sarmayı vuran güreşçi yayma eylemine geçtiği anda, alttaki güreşçinin sarmaya alınmış bacağı üzerinde dönerek sarmayı bozmadan üste çıkması.
sayı çizelgesi Karşılaşma sırasında güreşçilerin kazandıkları puanları gösteren liste.
sayı toplama Karşı güreşçiye uygulanan türlü oyunlarla sayı kazanma.
sekizinci ağırlık 90 kiloda yapılan güreşler.
serbest güreş Tehlikeli olabilecek kimi oyunların dışında vücudun her yanına oyun uygulanabilen bir güreş türü.
sınama Karşılaşma sırasında güreşçilerin birbirinin güçleri ve oyunları konusunda yaptıkları karşılıklı deneyici girişimler.
sırt kaslarını ısıtma Güreşe başlamadan, öne eğilip kalkmak suretiyle sırt kaslarını çalıştırma.
sıvazlama Yağlı güreşte ve karakucakta yenilen güreşçinin kendisini yenen güreşçiyi belinden tutup kaldırması ya da onun belinden göğsüne doğru elini gezdirmesi.
sıyrılma Karşısındakinin uyguladığı oyundan sıyrılarak kurtulma.
silkme Alttaki güreşçinin kendisine uygulanmış olan oyunu güç ve karşı oyunla bozarak üstündeki güreşçiyi sırtından atması.
soluk açma Karşılaşma başlamadan önce yapılan alıştırmalarla solunumu güçlendirme.
süre bitimi Güreşte karşılaşma süresinin sona ermesi.
sürme Çapraza alınan güreşçiyi çelme takılacak duruma getirip düşürebilmek için gerisingeri götürme.
şak Güreş donu kasnağının tam göbek altına gelen bölümü.
taban basma Karşılaştığı güreşçiyi çaprazla sürerken bir ayağının tabanıyle onun ayağına basma.
takla Köprüye gelmiş güreşçinin dikeye kalkarak kurtulmaya çalışırken yaptığı hareket.
tartarak yenme Yağlı güreşte karşı güreşçinin ayaklarını yerden kesip kucakta üç adım taşıma ya da yarım çember dönüşü durumuna getirerek onu yenik saydırtma.
tartı Karşılaşmalardan önce yapılan ağırlık ölçümü.
tartı kurulu Güreşçilerin tartılarını, uluslararası karşılamalarda denetleyen kurul.
tartı kurulu yazmanı Tartı sırasında yazılı işlemleri yürüten kişi.
tartı süresi Karşılaşmaların ilk günü, güreşler başlamadan 4 saat önce başlayıp 1 saat süren, sonraki günlerde, ilk karşılaşmadan 1 saat önce başlayıp 30 dakika süren ve güreşçilerin tartıldığı zaman aralığı.
tartı yenileme Güreşçinin ağırlığının düzenlenebilmesi için, tüzüğün belirttiği süre içinde onun bir kezden çok tartılması işlemi.
tartıda bastırma Tartıya alan güreşçinin, karşı güreşçiyi tartıdan sıyrılmak için çöktüğü sırada, göğsünden geriye çekip bastırma işlemi.
tartıda çengel Tartıya alınan güreşçinin, kaldırılmaması için ayağı ile karşı güreşçinin ayağını dış taraftan çengellemesi.
tartma Güreşçiyi kucağa alıp ayağını yerden kesme.
tek çapraz Çapraza girildiğinde karşı güreşçinin bir kolunu da çaprazın içine alma.
tek dalma Karşı güreşçinin tek bacağını kapma.
tek dayak Güç durumdaki güreşçinin bir elle yere dayanması.
tek kapan Bir kolu, karşısındakinin koltuğu altından geçirdikten sonra eli ensesine dayayıp öteki elin de yardımıyla karşısındakinin başını mindere eğme ve onu başı üzerinde döndürerek çevirme.
tek kapanda savunma Kapan takılmak istenen kolun ileri uzatılması ve başın karşı güreşçinin pazısına dayatılmasıyle yapılan savunma.
tek koldan atma Karşı güreşçinin bir kolunu koltuk altında sıkıştırmak ve öteki kol ile de belinden sarılmak yoluyla ayaklarını yerden kesip köprüye gelerek atma.
tek sarma Tek ayakla vurulan sarma.
ter atma Güreşçinin fazla ağırlığını atmak için uygulanan bir yöntem.
ter yoklaması Güreşe başlamadan önce gövdenin terli ve kaygan olup olmadığının hakemce denetlenmesi.
ters atma Başı öne eğik olan karşı güreşçinin kafasıyle bir kolunun ters kavranması ile yapılan omuzdan atma.
ters kafakol Kafayı ve bir kolu kollar arasında sıkıştırdıktan sonra kalçayı ters taraftan çıkararak yapılan kafakol.
ters kalça vurma Burgudaki güreşçinin yukarıya doğru direnmesi durumunda, onun önüne atlayıp göğsüne yapılan çarpma ile köprüye getirme.
ters kazkanadı Ayakta, karşı güreşçinin arkasındayken kolları onun koltuk altlarından geçirip ensesinde kilitleme.
ters kepçe Yerdeki karşı güreşçinin yandan, karnı altına el atarak, ters yöndeki bacağını yakalayıp çevirme.
ters paça Karşı güreşçinin arkadaki paçasını kapma.
tetikte Karşısındakinin saldırısına karşı uyanık durma.
tırnak yoklaması Karşılaşma başlamadan hakemin, güreşçilerin kısa kesilmesi gereken tırnaklarını denetlemesi.
tırpan Karşı güreşçinin ayak bileklerine hızla ayak vurma.
tilki kuyruğu Yağlı güreşte oturak kündesine geçen üstteki güreşçiye alttakinin elini geri uzatarak çenesinden ya da gırtlağından çekmesi.
tokuşma Tetikte ve dikkatli olan iki güreşçinin açık vermemek için eğik durup kafalarını birbirine dayaması.
toptan kafakol Karşı güreşçinin iki eli kendi ensesinde iken iki kolunu sıkıştırarak çekilen kafakol.
topuk elleme Ayaktayken dalıp karşı güreşçinin topuğunu yakalayıp çekme.
topuk kesme Künde aşırılırken karşı oyuncunun topuğunu yakalayıp yere düşürme.
tuş Oyun sırasında iki omzun aynı anda yere değmesiyle oluşan yenilgi.
tutuşma Güreşe başlama.
uçak oyunu Karşı güreşçinin koltuk altına girerek, bacağı arasından geçirilen elle bileğinden yakalayıp, omuz üzerinde yükseltme.
uçkur Güreş donunun bele bağlanmasını sağlayan kalınca fitilden ip.
uluslararası birleşik kurul Uluslararası güreşleri düzenleyen, yöneten kurul.
uluslararası spor hekimleri birliği Dünya spor sağlığı ile uğraşan kurul.
usta Yağlı güreşi ve karakucağı öğreten kişi.
üç ayak Minder güreşinde minder dışı olmayı gerektiren ve iki güreşçinin dört ayağından üç ayağının minderin dışında bulunması durumu.
üçüncü ağırlık 57 kiloda yapılan güreşler.
ünleme Güreşin türüne göre, cazgır ya da gong hakemince güreşçilere yapılan çağrı.
üst ağırlığına çıkma Güreşçinin bulunduğu ağırlıktan bir üst ağırlığa çıkması.
üste çıkma Alta düşmüşken karşıt oyunla karşı güreşçinin üstüne çıkma.
üsteleme Aynı oyunu daha bir ustalık ya da güç göstererek yineleme.
üstte kalma Alttaki güreşçinin alttan oyun yaparak üzerindekini yenik düşürürken kendisinin onun üzerinde kalması.
yağlanma Yağlı güreşlere başlarken gövdeye zeytinyağı sürme.
yağlı güreş Gövdeye zeytinyağı sürülerek yapılan geleneksel Türk güreşi.
yan kazık Güreş donunun yanından yapılan el sokma.
yan kılçık Alttaki güreşçinin kıçını havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup, yan tarafına aşırıp atması.
yanbaş Tek ya da çift çapraza alınarak gerisingeri sürülen güreşçinin, karşı güreşçinin kolları arasından sıyrılırken kolu ile o güreşçinin koltuğu altından iterek yan tarafına savurup yere atması.
yaralanmada durdurma Oyun sırasındaki yaralanmalarda yetkililerin alabilecekleri, beş dakikayı geçmeyen, oyun durdurma kararı.
yarı son Güreşlerde sondan bir önceki durum.
yarım takla Köprüye gelmiş güreşçinin tek ayak ve baş ekseni çevresinde çember yaparak köprüden kurtulmaya çalışması.
yaya alma Karşısındakinin arkasına geçerek ellerini onun göğsünde ya da karnında kilitleme.
yayda duruş Yaya alınan kimsenin kendisine daha başka yenici oyunlar uygulanmasını önlemek için ayaklarını birbirinden uzak tutup eğilerek kendi ayak bileklerinden sımsıkı tutması.
yaydan dönme Yaya alınanın, kolunu uzatıp yaya alanın iç kasnağından tutarak o tarafa dönüp öbür elle karşı güreşçinin dış kasnağından yakalayarak ya da kepçeleyerek onun üstüne dönmesi.
yaydan kurtulma Bir eli yaya alanın kolları arasına sokarak ön kasnağından tutup ya da koltuk altına sokup ayağa kalkma.
yaydan sarmaya Karşı güreşçiyi yaya alıp yerden biraz kaldırdıktan sonra ayakla sarma takma.
yaydan sıyrılma Kendisini yüzükoyun yere attıktan sonra değişik ve aldatıcı hareketler yaparak karşısındakinin kollarından sıyrılma.
yayma Sarmayı vuranın, ağırlığını alttaki güreşçinin beli üzerine verip önce kıçı sonra göğsü üzerine yüklenerek onu yere sermesi.
yedinci ağırlık 82 kiloda yapılan güreşler.
yenen Karşılaşmalarda kazanan güreşçi.
yengi Yapılan güreş türünün kurallarına göre yenme durumu.
yenik Karşılaşmalarda yenilen güreşçi.
yenilgi Yapılan güreş türünün kurallarına göre yenilme durumu.
yerde başlatma Minder dışına çıkmış güreşçilerin durumuna göre güreşi kuralına uygun bir biçimde yerduruşuna göre başlatma.
yerde künde karşılığı Alta düşüp kündeye gelmekte olan güreşçinin birden sıçrayarak karşısındaki güreşçinin üzerine bir ayağını atıp dönüşe geçmesi.
yerduruşu Altta bulunması gereken güreşçinin minder ortasında eller üstü alacağı durum.
yüklenme Oyunda, karşılaşılan güreşçinin üstüne üstüne gitme.
yüksek danışma kurulu Olağanüstü durumlarda ilgili örgütçe toplantıya çağrılıp kendisine danışılan kurul.

C-F Uzay terimleri sözlüğü

C-F harfleri arası Uzay terimleri sözlüğü

Chandrasekhar limiti Bir beyazcüce yıldız için maksimum kütle ( 1,4 Güneş kütlesi ).
Çekim kuvveti Bakınız kütlesel çekim.
Çevren Ufuk düzlemi.
Çift yıldız Birbiri çevresinde dolanan iki yıldız. Bilinen yıldızların yarısı kadarı bu tür ikili ya da daha fazla üyeli gruplar halindedir.
Değişen yıldız Parlaklığı zamana bağlı olarak değişim gösteren yıldız.
Deklinasyon Bakınız dik açıklık.
Dış gezegenler Yörüngesi yer yörüngesinin dışında kalan gezegenler.( Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Plüto )
Diferansiyel dönme Bir gökcisminin a) Yüzeyinde farklı enlemlerin, b) İçinde farklı katmanların farklı hızla dönmesi.
Dik açıklık Deklinasyon Gökyüzünde bir noktanın gök ekvatorundan açısal uzaklığı.
Dikine hız Çapsal hız bakınız radyal hız.
Doğmayan yıldız Günlük hareketinde ufkun üstüne çıkmayan yıldız.
Doğu noktası Güneş diskinin merkezinin 21 Mart ve 23 Eylül’ de ufuktan doğduğu nokta.
Doğu uzanımı Gökküresi üzerinde, Güneşin doğusundaki bir gezegenin Güneş’ e olan açısal uzaklığı.
Dolanma Bir cismin, bir nokta yada başka bir cisim çevresinde yaptığı yörünge hareketi.
Dolanma dönemi Bir kez dolanma için gerekli zaman.
Dolunay Uzanım açısının 180 derece olduğu Ay evresi. Görünen Ay yüzeyinin Güneş ışığıyla tamamen aydınlatıldığı evre.
Doopler etkisi Işık kaynağı gözlemciye göre veya gözlemci kaynağa göre uzaklaşıyor yada yaklaşıyor ise kaynaktan gelen ışınımın dalgaboyu veya frekansındaki değişim. Bakınız kırmızıya kayma ve maviye kayma.
Dönence Tropik. Güneş’ in görünen hareketinde dikaçıklığın en büyük ve en küçük olduğu yerler. Güneş’ in gün dönümü zamanlarında gökyüzünde bulunduğu yerler. Yaz dönencesi 21 Haziran’ da, kış dönencesi 21 Aralık’ ta olur.
Düğüm noktası Yörünge hareketi yapan bir gökcismine ait yörüngenin ekliptiği veya yörünge merkezinden geçen ve bakış doğrultusuna dik olan düzlemi kestiği iki noktadan biri.
Düğümler çizgisi İniş ve çıkış düğümlerini birleştiren doğru.
Dış kavuşum Bir dış gezegenin ve Yer’ in, Güneş’ in iki yanında bir doğrultuya gelmesi. Gezegenin uzanım açısının 180 derece olması durumu.
Eğim açısı Bir gökcismine ilişkin yörünge düzleminin, ekliptiğe yada bakış doğrultusuna dik düzleme yada belirlenmiş herhangi bir düzleme göre yaptığı açı.
Ekinoks Bakınız ılım.
Ekliptik (tutulum) düzlemi Güneş’ in gökyüzünde yıllık görünür hareketinin oluşturduğu çember.
Ekvator (eşlek) düzlemi Yer merkezinde dönme eksenine dik olan düzlemin Yer yuvarlağı ile arakesiti.
Elektromanyetik tayf Tüm dalga boylarındaki elektromanyetik ışınımların oluşturduğu tayf.
Elongasyon Bakınız uzanım açısı.
Enlem Bir küre üzerinde bulunan herhangi bir noktanın temel düzlemden açısal uzaklığı. Seçilen küre ve temel düzleme göre değişik isimler alır. Örneğin Coğrafya enlemi, ekliptik enlem, Gökada enlemi v.b.
Eşlek Ekvator.
Etkin sıcaklık Bir ışık kaynağının birim yüzeyinden birim zamanda saldığı enerjiye eşit enerji salan bir karacismin sıcaklığı.
Evre Tekrarlı olaylarda bir dönem içindeki her bir noktanın konumu.
Evrim yolu Bir yıldızın sıcaklık ve ışınım gücünün zamanla değişerek Hertzsprung – Russell ( H – R ) diyagramında oluşturduğu çizgi, izlediği yol.
Fon (arka alan) ışınımı Yıldızlar arası bulutlardan ve çok uzak galaksilerden gelen zayıf yaygın ışınım.
Fotoelektrik olayı Işığa duyarlı bir yüzeye fotonlarla vurarak oradan elektron sökme olayı.
Füze İtiş gücü, bir yanıcı ve bir yakıcı maddenin sürekli yanmasıyla oluşan ve boşlukta momentumun korunumu prensibine göre hareket eden araç.
Frenleme ışınımı Serbest parçacık hareket ederken yoğun bir ortama girerse ivmeli olarak yavaşlar. Yani frenlenir ve ışınım yayar.