Yazar arşivleri: admin

UÜ ekonomi terimleri sözlüğü

U harfi ile başlayan ekonomi terimleri :

Ulusal gelir
Bir ulusun bir yıl içinde ürettiği toplam değer; bir ekonomide belli bir döneme ilişkin safi milli hasıla değerinden aynı dönemde alınan dolaylı vergiler toplamının çıkarılmasıyla elde edilen tutar. İretim, gelirler ve harcamalar üzerinden üç yöntemle hesaplanabilir. Üretim yönünden milli gelir, ekonomide yaratılan nihai mal ve hizmetlerin toplamının net değeridir. Gelir yönünden milli gelir, ekonomide üretime katılan üretim faktörlerinin elde ettikleri gelirlerin toplamını ifade eder. Harcama yönünden milli gelir ise fertlerin bir dönemde yaptıkları harcamalar toplamına eşittir.

Uluslararası döviz rezervleri
Uluslararası ödemelerde kabul gören ödeme araçları rezervi. Altın, döviz, özel çekme hakları (SDR) ve IMF’deki rezerv pozisyonları gibi.

Uluslararası ekonomi
Bağımsız devletler arasındaki ekonomik ilişkilerin tüm yönlerini inceleyen bilim dalı. Kapsamına giren en önemli konularından biri dış ticaret hareketleridir. Emek, sermaye, teknoloji, girişim gibi üretim faktörlerinin uluslararası dolaşımı da, diğer konularıdır.

Uluslararası likidite
Bir ülkenin para otoritelerinin dış ödemeler dengesi açıklarını kapatmakta kullanabilecekleri her tür kaynak. Altın döviz rezervleri, aktifler ve uluslararası kurumlardan borçlanma imkanları gibi.

Uluslararası ticaret
Uluslararasında gerçekleşen mal ve hizmet akımları. İç ticaretten farkı, uluslararası ticaretin dövizle yapılması, gümrük tarifeleri, kotalar, döviz kontrolleri gibi çeşitli uygulamalara konu olmasıdır. Uluslararası ticareti gerektiren etkenler; ülkeler arasındaki verimlilik farkları, faktör yoğunluğu farkları ve ticarete konu olan malların yokluğudur.

Ulusal 100 Endeksi
1986 yılında 40 şirketin hisse senedi ile başlayarak zamanla sayısı 100 şirketin hisse senedi ile sınırlanan Bileşik Endeks’in devamı niteliğindedir.

Ulusal Pazar
Borsa Yönetim Kurulu kararı ile pazarı açılmış, endekse dahil olan ve olmayan Borsa kotunda yer alan her şirket hisse senedi için alım satım işlemlerinin gerçekleştirildiği pazardır.

Uluslararası Pazar
İMKB Uluslararası Menkul Kıymetler Serbest Bölgesi içinde “Serbest Bölgeler Mevzuatına” göre faaliyet gösterecek esas olarak eski Doğu Bloku Ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri ve Orta Doğu ülkelerindeki şirketlere ait menkul kıymetlerin işlem göreceği pazardır

UNCTAD BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UN Conference on Trade and Development)
BM Genel Kurulu’nun 30 aralık 1964 tarihli kararı ile kurulmuştur. Ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek üzere uluslararası ticaretin gelişmesini desteklemek, uluslararası ticarete ilişkin ilkeler ve politikalar saptamak, BM’ye bağlı diğer ekonomik kuruluşların ekonomik kalkınma ve uluslararası ticarete ilişkin çabalarında koordinasyon sağlamaya çalışmak, uluslararası ticaretle ilgili çok taraflı anlaşmalar yapılmasını sağlamak, başlıca amaçlarını oluşturmaktadır.

UNIDO BM Sınai Kalkınma Teşkilatı (UN Industrial Development Organization).
Gelişmekte olan ülkelerin endüstriyel kalkınmalarına yardımcı olur. Az gelişmiş ülkelerin dünya sanayi üretimi içindeki payını 2000 yılına kadar yüzde 10’dan yüzde 25’e çıkarmayı hedef almıştır. 17 kasım 1966’da kurulmuştur. Merkezi Viyana’dadır.

UNLAEC BM Latin Amerika Ekonomik Komisyonu (UN Latin American Economic Commission)
BM Ekonomik ve Sosyal Konseyi tarafından 25 şubat 1948 tarihinde kurulmuştur. Latin Amerika ve Karaibler’in 29 ülkesiyle, ABD, İngiltere, Fransa ve Kanada’yı biraraya getirir. Görevi, Latin Amerika ülkelerinin ortak çaba harcamasını sağlamaktır. Sekreterliği Şili’nin başkenti Santiago’dadır.

Uyarılmış yatırım
Bir ülkede belli bir dönemde gelir ve tüketim düzeyindeki değişmelere bağlı olarak değişen yatırımlar

Uydu firma
Üİretim, arz ve fiyatlarla ilgili ekonomik kararlarda başka firmaya ya da firmalara bağımlı olarak davranmak durumunda olan firma

Uygulamalı ekonomi
Ekonomik kanunların çeşitli ekonomik etkinlik kesimlerinde, çeşitli zaman ve yerde oluşumunun ve olayların istenen yönde saptırılması için alınan ve alınması gereken ekonomik önlemlerin analize tabi tutulması

Uyumsuzluk
Sunulan belgeler, kredi mektubuna uymuyorsa buna uyumsuzluk denir.

Uyuşmazlık Komitesi
“Borsa işlemleri ile ilgili olarak; üyeler arasında veya üyeler ile müşterileri arasında çıkan uyuşmazlıkların idari yoldan çözülmesine yardımcı olan komitedir.”

Uzlaşma Fiyatı
Vadeli işlemler piyasasında pozisyon alan hesapların günlük kar/zarar ve teminat yükümlülüklerinin hesaplanmasında kullanılan fiyattır. Genelde seansın sonuna doğru oluşan fiyatların ortalaması şeklinde hesaplanır.

Uzun Pozisyon
Bir malı, menkul kıymeti veyavadeli işlem sözleşmesini satın almaktır.

Uzun dönem
Üretim faktörlerinin değişken olduğu dönem

Ü harfi ile başlayan ekonomi terimleri :

Ücret
Bir üretim faaliyetine, üretim faktörü olarak katılan emeğin, yaratılan üründen aldığı pay

Ücret enflasyonu
Ücret artışlarının maliyetlere yansıtılıp fiyatların yükselmesi

Ücret farklılığı
Ekonomideki çalışma koşullarından, bireylerin kapasite ve becerilerinden, piyasaların farklılıklarından kaynaklanan ücret değişimleri; aynı işi yapan işçiler arasında ücret farklılaşması

Ücret fiyat spirali
Fiyat artışlarının ücretlerde ve dolayısıyla maliyetlerde bir artış yaratarak tekrar fiyatlara yansıması; bir işyerinde çalışanların ücretlerinde üretimden daha fazla artış sağlamaları. Daha yüksek ücret, işveren için artan maliyet demektir. Bu da, fiyatların artmasına, yüksek fiyatlar da işçilerin tekrar yüksek ücret için girişimde bulunmasına neden olur. Böylece fiyatlar ve ücretler kısır bir döngü içine girer.

Ücretin tunç kanunu
Kapitalist sistemde işçi ücretlerinin geçim düzeyi üzerine çıkma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürer. İşçiler, sürekli olarak ancak geçimlerini sağlayacak yaşam koşullarına razı olmak zorundadır. İşçilerin asgari geçimlerini sağlayacak düzeyin üzerine çıkmaları halinde, bunun nüfus artışını teşvik edeceği ve buna bağlı olarak artan emek arzının ücretleri tekrar asgari geçim düzeyine indireceği ileri sürülür. Kanun, 1825-1864 arası yaşamış olan Alman filolog Ferdinand Lasalle tarafından geliştirilmiştir.

Üç tarla sistemi
Ortaçağda Avrupa«da uygulamaya konan ve üretim tekniklerinde kesin bir ilerlemeyi temsil eden tarımsal örgütlenme şekli. Toprağın üçte biri nadasa bırakılır. Ekim için ayrılan bölümlerden birine sonbaharda buğday, arpa, çavdar, diğerine de ilkbaharda yulaf, arpa, fasulye ve bezelye gibi baklagiller ekilir. Baklagiller iyi bir besin kaynağı olmanın yanı sıra azot tutma özellikleriyle yetiştikleri toprağı da zenginleştirir. İç tarla sistemiyle aynı yıl içinde iki hasat yapıldığından ürün kaybı ve kıtlık tehlikesi azalmış olur. Ortaya çıkan yulaf fazlasından hayvan yemi olarak da yararlanılmıştır.

Üçüncül Piyasa
Tezgahüstü piyasalarda (OTC) yapılan işlemler, üçüncül piyasa işlemi olarak adlandırılır

Üçüncü Ülke
AB üyesi ülkeler dışındaki ülkeler ile Türkiye gümrük bölgesi üzerindeki serbest bölgeler

Üretim
İstihsal; kıt malların miktarını ya da sağladığı faydayı artırmak amacıyla harcanan çabaların tümü; bir kuruluşun, bir malı pazarlanmaya hazır duruma getirmek için gerçekleştirdiği işlemler, insanların toplumun varlığı ve gelişmesi için zorunlu olan nesneleri sağlamak üzere amaçlı etkinlikleriyle doğal çevrelerini değiştirmeleri ve bunu yaparken kendi kendilerini de değiştirmeleri süreci, mal ve hizmetleri halka getiren ekonomik işlem dizisinin ilk adımı

Üretim anarşisi
Plansız kendiliğinden olan toplumsal üretim. İretim araçları üzerindeki özel mülkiyete ve üretimin sosyal karakteriyle mülkiyetin özel kapitalistlik biçimi arasındaki uzlaşmaz çelişkilere dayanır. Kapitalist üretim anarşisi, kaçınılmaz olarak periyodik fazla üretim krizlerine, döviz finans bunalımlarına, işsizliğe, emekçilerin hayat seviyelerinin düşmesine ve emekle kapital arasında sert antagonizme yol açar.

Üretim faktörleri
Bir üretim sürecinde kullanılan her türlü unsur. Bunlar doğal kaynaklar, emek, sermaye ve girişimcidir.

Üretim Sertifikası
Üreticinin, malları, alıcının gelip götürmesi için hazır hale getirdiğini gösteren belgedir.(Genelde noter onaylıdır)

Ürün
Bir işten elde edilen sonuç, ürün; faaliyetlerin ve proseslerin sonucu; değer katılmış olarak satışa sunulan madde; yapılması ya da üretimi tamamlanmış, tüketime ya da satışa hazır durumda bulunan mal

Ürün farklılaştırması
Aynı ihtiyaca cevap veren, birbirinin yerine rahatça ikame edilebilecek ürünlerin farklı ambalaj, farklı görünüş ve farklı markalar altında piyasaya sürülmesi, bu farklılığın tüketici zihnine yerleştirilmeye çalışılması.

Üst yapı
Bir toplumun maddi ilişki ve temelinin dışında kalan fikir, kültür, politika ve kurumlarını belirleyen terim

Üye Temsilcisi
Borsa’da işlem yapma yetkisine sahip aracı kuruluş temsilcisidir.

Y ekonomi terimleri sözlüğü

Yabancı sermaye
Bir ülkedeki sermaye stokuna başka bir ülke tarafından yapılan katkı

Yabancı Hisse Senedi
Yabancı ortaklıklarca bulundukları ülke mevzuatına uygun olarak çıkarılan ve ortaklık hakkını temsil eden menkul kıymetlerdir.

Yabancı Kambiyo
Yabancı bir ülkenin döviz veya kredi belgesidir.Döviz alış ve satışlarını da içerir.

Yabancı Ortaklık
Türk Parasını Kıymetini Koruma mevzuatında tanımlanan dışarıda yerleşik kişilerden ilgili ülke mevzuatına göre yabancı sermaye piyasası araçlarını çıkaran ortaklıklar ile yatırım ortaklıklarıdır.

Yabancı Satış Acentası
Yerli üreticinin yurt dışındaki temsilciliğini yapan kişi veya şirkettir.Üretici için yurt dışında satış imkanlarını araştırır.

Yabancı Sermaye Piyasası Araçları
Çıkarıldıkları ülke borsalarında alım satım konusu olan ve Kurulca niteliği belirlenen menkul kıymetler ile hak ve alacakları temsil eden diğer kağıtlardır.

Yabancı Yatırım Fonu
Kanun’da tanımlanan yatırım fonlarına benzer özellikleri taşıdığı Kurul’ca kabul edilen, yurtdışında kurulmuş yatırım fonlarıdır.

Yapısal işsizlik
Kronik işsizlik; hızlı nüfus artışı ile üretim faktörleri artışı arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanan, istihdam olanaklarının yetersizliği ve çalışmak isteyenlerin sürekli ve yaygın bir biçimde açıkta kalmaları şeklinde beliren işsizlik

Yaşam standardı
Yaşama düzeyi, insanların maddi ve kültürel ihtiyaçlarını karşılama düzeyi. Çeşitli göstergelerle ifade edilir. Bunların en önemlileri, gerçek gelir, kişi başına tüketim, hizmet görebilme ve iskandır.

Yatay birleşmeler
Tanımlanmış bir iş kolunda çalışan firmaların, başka bir ifadeyle aynı malı üreten firmaların, hukuki varlıklarını korumak veya kaybetmek üzere birleşmeleri

Yatay kartel
Aynı malı üreten firmaların hukuki varlıklarını korumak üzere, ekonomik açıdan piyasayı etkileri altına almak amacıyla birleşmeleri

Yatay tröst
Aynı malı üreten firmaların ekonomik ve hukuki varlıklarını kaybederek birleşmeleri

Yatırım
*Uzun vadeli sermaye yatırımı, bir sermayenin gelir sağlamak amacıyla bir işe yatırılması; belli bir dönem içinde ekonomideki üretim araçları mevcuduna yapılan eklemeler ve bu eklemeleri mümkün kılan harcamalar. Ekonomideki gelir ve istihdamı artıran temel unsurdur. İretimi artırmayan harcamalar, yatırım niteliğinde değildir.
* Belli bir getiri sağlamak amacıyla, belirli vadelerde birikimlerin yatırım araçlarına bağlanmasıdır.Yatırımcı yaptığı yatırımın maliyetini üstlenir. Bu onun riskidir. Eğer yatırımcı kendi öz fonlarını kullanarak yatırım yapıyorsa, en azından bu fonların maliyetini karşılaması gerekir. Yatırımcı, elindeki bu fonlarla tahvil alış satışı veya vadeli mevduat ile faiz geliri de sağlayabilir. Faiz hadleri, gelir seviyesi, borçlanabilme imkanları ve risk yatırımı etkileyen unsurlardandır.

Yatırım bölgesi
İstihdamı ve yatırımları artırmak için firmalara özel teşvikler verilen, ekonomik açıdan geri kalmış bölgeler. Daha çok yerli firmalara yöneliktir. İlk kez 1977’de İngiltere’de denenmiştir.

Yatırım danışmanlığı
Müşterilere sermaye piyasası araçları ile bunları ihraç eden ortaklık ve kuruluşlar, yönlendirici nitelikte yazılı veya sözlü yorum ve yatırım tavsiyelerinde bulunulması faaliyetidir.

Yatırım fonları
Halktan katılma belgeleri karşılığı toplanan paralarla belge sahipleri hesabına, oluşturulan portföyü işletmek amacıyla kurulan malvarlığıdır.

Yatırım Fonu Katılma Belgesi
Belge sahibinin kurucu ve saklayıcı kuruma karşı sahip olduğu hakları taşıyan ve fona kaç pay ile katıldığını gösteren kıymetli evraktır.

Yatırım ortaklıkları
*Sermaye piyasası araçları ile altın ve diğer kıymetli madenler portföyü işletmek üzere anonim ortaklık şeklinde ve kayıtlı sermaye esasına göre kurulan sermaye piyasası kurumlarıdır.
*Sermaye piyasası araçları ile ulusal ve uluslararası borsalarda veya borsa dışı organize piyasalarda işlem gören altın ve diğer kıymetli madenler portföyü işletmek üzere anonim ortaklık şeklinde ve kayıtlı sermaye esasına göre kurulan sermaye piyasası kur

Yayılı muamele vergisi
Vergi konusu olan malların, üretimlerinden tüketimlerine kadar geçen her aşamalarından alınan vergi

Yeni Hisse Pazarı
Hisse senetleri Borsa’da işlem gören şirketlerin sermaye artırımlarının bir hesap dönemi içinde temettü ödemesinden önce gerçekleşmesi durumunda, üzerinde geçmiş yıl temettü kuponu bulunmayan “Yeni” hisse senetlerinin, temettünün ödenmeye başladığı ilk gün”

Yeni korumacılık
Sanayileşmiş ülkelerde, özellikle 1970’lerin ikinci yarısında önem kazanan ve tarife dışı ithalat kısıtlamalarının yaygınlaşması biçimini alan dış ticaret politikası. Temelinde, sanayileşmiş ülkelerde büyüyen ve daha çok emek-yoğun sanayi dallarını etkisi altına alan durgunluk ve işsizlik vardır. Yeni korumacılık; ithalat kotaları, ithal izninin lisansla belli ithalatçılara verilmesi, sağlık, güvenlik ve standardizasyon koşullarını taşımadığı gerekçesiyle az gelişmiş ülkelerden gelen ithal mallarının limanlarda bekletilmesi ya da az gelişmiş ülkelerden ithalatın gönüllü ihraç kotaları ile kısıtlanması gibi biçimler almaktadır. Az gelişmiş ülkelerin tekstil, konfeksiyon, deri mamulleri, işlenmiş besin ürünleri, hassas aletler ve elektronik cihazlar ihracatını olumsuz yönde etkilemektedir.

Yeni Şirketler Pazarı
Yeni kurulmuş olmakla birlikte büyüme potansiyeli taşıyan ve hisse senetlerini Borsa’da veya Borsa dışında ilk kez halka arz etmek suretiyle halka açılacak şirketlerin hisse senetlerinin Borsa’’a güven ve şeffaflık ortamında, organize bir piyasada işlem görmesi.

Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen
Üçüncü Dünya ülkeleri olarak bilinen az gelişmiş ülkelerin hızlı sanayileşmelerini sağlamak ve bunun için daha sıkı bir işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla 1974’de Birleşmiş Milletler’de benimsenen eylem planıdır. İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyada oluşturulan ekonomik düzende galip Batılı ülkelerin, özellikle de ABD’nin belirleyici etkisini görmek mümkündür.

Yeşil Devrim
İkinci Dünya Savaşı sonrası, gelişmekte olan ülkelerin tarım üretimini artırma çabaları. İlaçlama yapılarak, sulama sistemi geliştirilerek, kimyasal gübre ve verimli tohum kullanarak gerçekleştirilmiştir. Yeşil Devrim geçiren ülkelerin bazıları Meksika, Hindistan, Pakistan ve Filipinler ‘dir. Bazı bilim adamları ekolojik dengeyi bozduğu gerekçesiyle modern tarım yöntemlerine karşı çıkmaktadır.

Yetenek rantı
Bazı kişilerin aynı eğitimi görmelerine rağmen sahip bulundukları başkaca özellikler nedeniyle farklı bir gelir elde etmeleri

Yumuşak kredi
Dış yardım alan bir ülkenin borcunu kendi ulusal parasıyla ödemesi koşulunu içeren kredi.

Yuppie
Genç şehirli profesyonel; büyük şehirlerde veya büyük şehirlere yakın oturan, yüksek eğitimli, parlak bir meslek dalında hızla yükselen genç profesyoneller.

Z ekonomi terimleri sözlüğü

Zaibatsu

Japonya’da uzun dönemli ticari ilişkilerle birbirine bağlanmış finans ve endüstri şirketleri grubuna verilen ad. Bu şirketlerin en önemli özelliği geniş aile şirketleri olmasıdır. İkinci Dünya Savaşı öncesi ülke ekonomisinde önemli rolleri olmuştur

Zaman Önceliği

Hisse Senetleri Piyasası’nda, fiyat eşitliği halinde, sisteme zaman açısından daha önce kaydedilen emirlerin öncelikli olarak karşılanmasıdır.

Zaman ücreti

Bir üretim faaliyetine, üretim faktörü olarak katılan emeğin, üretim faaliyeti için geçen süreye göre yaratılan maldan pay alması

Zenginler Kulübü

Dünya ticareti ve uluslararası para konularında etkili olan ülkeler grubu

Zihni emek

Zihne, düşünceye dayanan, sonuçta zihinsel yorgunluğa yol açan emek

Zorunlu ihtiyaç

Yeme, içme, giyinme, barınma gibi kişinin yaşamını sürdürmesi açısından vazgeçemeyeceği ihtiyaç

Zorunlu olmayan ihtiyaç

Giderildikçe haz veren, giderilmedikçe de üzen ancak hayati olmayan ihtiyaç

Zorlayıcı Neden

Denizcilik kontratlarında bulunan standart bir maddedir.Deprem, sel, savaş gibi elde olmayan nedenlerden dolayı yükümlülükler yerine getirilmediği takdirde, kişiler otomatik olarak bu yükümlülüklerinden muaf sayılırlar. (Mücbir sebep)

V ekonomi terimleri sözlüğü

Vade
(1) borçluya borcunu ödemesi için verilen zaman, bir borcun veya senedin ödenmesi gerektiği gün. Senedin vadesi taraflar arasında yapılan sözleşme ile alacaklı tarafından ya da kanunlarla saptanır. Ticari senetlerin vadeleri dört şekilde belirlenir. Görüldüğünde, görüldükten belli bir süre sonra, keşide gününden belli bir süre sonra, belirli bir günde. (2) bir bankanın diğer bir bankaya sağladığı kredinin başka bir deyişle paranın süresi.

Vadeli döviz piyasası
Dövizin gelecekte belirli bir tarihte ve sabit bir fiyat üzerinden teslim edileceğine ilişkin sözleşmelerin yapıldığı döviz piyasası

Vadeli İşlemler
Spot (iki iş günü) işlem tarihini aşan ileri bir tarihte teslimi söz konusu olacak bir kıymetin (döviz, faiz, mal) vadesi, miktarı ve fiyatının bugünden belirlenerek sözleşmeye bağlandığı işlemlerdir. Forward, future ve opsiyonlar bu tür işlemlere örnektir

Vadeli işlem sözleşmesi
Sözleşmenin taraflarını belirlenen ileri bir tarihte üzerinde anlaşılan fiyattan standartlaştırılmış miktardaki bir mali veya kıymeti alma veya satma yükümlülüğüne sokan sözleşmedir

Vadeli mevduat
Bankalara belli bir süre sonunda çekilmek koşuluyla yatırılan para

Vadeli piyasa
*Alım satıma konu olan bono, tahvil gibi kıymetli evrakların ya da malların gelecekteki bir tarihte ve önceden belirlenmiş sabit bir fiyat üzerinden işlem göreceğine ilişkin sözleşmelerinin yapıldığı piyasa
*Gelecekte belirlenmiş bir zamanda belirlenen bir fiyat üzerinden mal ve hizmetlerin satılıp alındığı piyasalardır.

Vadeye Kadar Getiri (Effective Rate of Return)
Bir menkul kıymetin vadesine kadar tutulması sonucu elde edilecek getiriyi ifade eder. “Effective rate of return” olarak da adlandırılır

Vadeye Kalan Gün
Menkul kıymetin valör tarihinden itfasına kalan gün sayısıdır

Vadesiz mevduat
İstendiği anda çekilmek üzere bankalara yatırılan para

Vakıf
Okul veya hastane gibi müesseselerin iane olarak verilmiş sermayesi

Valorem
Değere göre

Valör
(1) Kıymet, para, değer, kaynağın ilk alındığı gündeki değeri, kullanım değeri, (2) Bankacılıkta faizin başlangıç tarihi,(3) Kredi ya da mevduat için bankaca faizin işletilmeye başlandığı tarihe denir.(4) Üzerinde anlaşma sağlanan bir işlemin, fiilen yerine getirileceği örneğin, karşılıklı olarak hesaplara alacak ve borç kaydedileceği tarihtir. Benzer şekilde bir fonun, örneğin mevduatın sahibi tarafından fiilen kullanılabileceği tarihi ifade eder.

Value at Risk (VaR)
Döviz, menkul kıymet ve benzeri yatırım araçlarının ya da bunlardan oluşan bir portföyün içerdiği piyasa riskinin ölçülmesi amacı ile kullanılan istatistiksel bir yöntemdir. Bu tür bir ölçümle, piyasa riski olarak adlandırılan, kur ve faiz riskinin yatırımın mevcut değerini çeşitli olasılık değerlerine ve süreye bağlı olarak ne ölçüde etkileyebileceği bulunmaya çalışılmaktadır. Diğer bir deyişle bir yatırımın, yatırım değeri cinsinden karşı karşıya olduğu riski ölçer. Örneğin 10.000.000 USD tutarında bir yatırım için 1.000.000 USD’ lik VaR değeri, belli bir dönemde, örneğin 1 haftada, bu yatırımın olasılık değerine, örneğin % 1 olasılık, bağlı olarak karşı karşıya olduğu risk’in parasal değerini ifade eder. Portföyde ortaya çıkabilecek kaybın tahminidir. Geçmiş veya örneğin opsiyon fiyatlarından ulaşılan “implied” volatilite üzerinden yapılan hesaplamalara dayanır. Dolayısıyla tahmin yöntemlerine ilişkin, geçmiş geleceği ne kadar tahmin eder gibi kısıtlar bu yöntem içinde geçerlidir. Yönteme ilişkin metodolojik, örneğin ölçüme konu olan değerin getirisinin normal dağıldığı varsayımı, kısıtlar da söz konusudur. Sermaye yeterliliklerinde, sermayenin piyasa koşulları nedeniyle risk altında olan kısmı ile ilgili olarak, BIS tarafından bankaların uyması gereken bir ölçüt olarak da kullanımı mevcuttur

Varlığa Dayalı Menkul Kıymet
İhraçcıların kendi ticari işlemlerinden doğmuş alacakları veya temellük edecekleri alacaklar karşılığında, ihraç edebilecekleri kıymetli evraktır.

Varlık vergisi
Gerçek ve tüzel kişilerin belli bir zamanda sahip bulundukları her türlü menkul ve gayrımenkul ile paradan oluşan ekonomik değerleri üzerinden alınan dolaysız vergi. Türkiye’de 1942 yılında uygulamaya konmuş, ödemeyenler zorunlu bedensel çalışmaya tabi tutulmuştur. Mükellef, matrah ve oranların keyfi bir biçimde belirlenmesi nedeniyle olumsuz sonuçlar yaratan vergi İkinci Dünya Savaşı sonrasında uygulamadan kaldırılmıştır.

Vasıflı emek
Belli bir öğrenim, bilgi ve beceriden geçmiş emek

Vasıfsız emek
Herhangi bir bilgi, eğitim ve öğrenime ihtiyaç göstermeyen emek

Vasıtalı vergi
Üretilen satılan veya tüketilen mallardan alınan vergi; yasama organı tarafından fiyatlara dahil edilmesi istenerek üreticiden alınan vergi. Satış fiyatının içinde olur.

Veizenbaum Teorisi
Teknolojik devrimin hızlanmasıyla modern dünyada bilgisayarların hızla yaygınlaşması ve iş yerlerinin yanı sıra evlere de girmeye başlamasının getirdiği potansiyel tehlikelere işaret ederek sosyal ölçüleri zedeleyecek ölçüde makine-insan ilişkisinin öne çıkmasını eleştiren teori. Kişinin yalnızlığını başka insanlar yerine bilgisayar ekranıyla paylaşması düşüncesine karşı çıkar.

Veraset ve intikal vergisi
Bedelsiz veya karşılıksız bir şekilde elde edilen servet unsurlarına uygulanan varlık vergisi türü. Miras veya bağıştan gelen varlıklar için ödenir. Bu iki verginin bir arada uygulanmasının sebebi, vergi kaçırma olanaklarının ortadan kaldırılmasıdır. Bu verginin aleyhinde olanlar, verginin mülkiyet hakkını zedelediğini, sermaye birikimini olumsuz yönde etkilediğini ileri sürerler.

Vergi
Devlet veya devredilmiş vergilendirme yetkisine sahip kamu kuruluşları tarafından mükelleflerden alınan para

Vergi bağışıklığı
Belli kişilerden vergi alınmaması. Geliri belli bir düzeyin altında olanlardan, hayır kurumlarından, elçilik ve konsolosluk görevlilerinden vergi alınmaması gibi.

Vergi iadesi
Vergi sorumlusunun çifte vergilendirilmesini telafi etmek veya ihracatı, üretimi, herhangi bir ekonomik faaliyeti teşvik etmek amacıyla bazı vergi konularında önceden alınan verginin bir kısmının veya tamamının mükellefe geri verilmesi.

Vergi istisnası
Belli mallardan vergi alınmaması veya belirli sınırların altında vergi kesilmemesi. İstisnalarda genellikle bir vergi sınırlandırması vardır.

Vergi muafiyeti
Vergi istisnası; belli kişi ve kurumların ekonomik nedenlerle vergi dışı bırakılması. Verilendirmede kimsenin ayırım gözetilmemesini öngören “genellik” kuralına rağmen sosyal ekonomik, teknik ve bazen de politik bazı istisnalar olmaktadır. Hayır kurumlarının vergi kapsamı dışında bırakılması gibi.

Vergi mükellefi
Vergi yükümlüsü. Hukuken kendisine vergi borcu düşen fert ve kurumlardır. İki tür vergi yükümlüsü vardır: Kanuni yükümlü ve iktisadi anlamda gerçek yükümlü. “Kanuni yükümlü”, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu isabet eden, vergiyi ödemesi gereken kişidir. İktisadi anlamda “gerçek yükümlü” ise ödenen verginin yükünü taşıyan kimsedir.

Vergi oranı
Vergi borcunu hesaplayabilmek amacıyla vergi matrahına uygulanan rakam. Matrah ne olursa olsun vergi oranı değişmezse “düz oranlı” (sabit vergi), matrahın büyümesiyle vergi oranı da büyürse “artan oranlı” (müterakki vergi), matrah büyüdükçe vergi oranı küçülürse “azalan oranlı” (mütedenni vergi) söz konusu olur. Kurumlar vergisi düz oranlı, gelir vergisi artan oranlıdır. Azalan oranlar, genellikle vasıtalı vergilerde uygulanmaktadır.

Vergi politikası
Belli ekonomik, mali ve sosyal amaçlara ulaşmak için vergilerin miktarında ve bileşiminde yapılan ayarlamalar. Şu amaçlarla yapılır: (1) Kamu harcamalarının finansmanını sağlamak, (2) Gelir dağılımındaki eşitsizlikleri azaltmak, (3) Ödemeler dengesi açığını azaltmak, (4) Ekonomik kalkınmayı sağlamak ve bölgesel eşitsizlikleri azaltmak amacıyla belli sektör ve bölgelerin gelişmesini teşvik etmek.

Vergi teşvik tedbirleri
Vergileme yoluyla özel yatırımları özendirici araçlar. Teşvik tedbirlerinin iki fonksiyonu vardır. Birincisi vergi yükünü azaltmak yoluyla yatırımlara ayrılacak fonları artırmaktır. İkincisi ise yatırımların arzulanan alanlara kaymasını sağlamaktır. Vergi teşvik tedbirleri, yurt içi ve yabancı sermaye yatırımlarını özendirici araçlar olarak iki temel gruba ayrılabilir.

Vergi yansıması
Fiilen ödenmiş bir vergi yükünün arz, talep, fiyat, süre, piyasa koşulları gibi ekonomik olanaklardan yararlanarak kısmen ya da tamamen bir başkasına devredilmesi. Yansıma süreci dört aşamada oluşur. İlk aşama verginin ödenmesidir. Yansımanın söz konusu olabilmesi için vergi, kanuni yükümlüsü tarafından kanuni esaslar çerçevesinde ödenmiş olmalıdır.

Vergilendirme
Vergi tahsili, tarh; alınacak verginin saptanması. Bunun için önce vergilendirilecek değerin (matrah) belirlenmesi gerekir. Vergilendirmede üç yöntem kullanılır. Bunlar beyanname (vergi bildirimi) yöntemi, götürü yöntem ve belirti yöntemidir. Bildirim yönteminde verginin matrahını ve alınacak vergiyi bizzat mükellef bildirir. Götürü yönteminde belli bir grup mükellefe aynı vergi uygulanır. Belirti yönteminde ise kira, çalışan işçi ve memur sayısı gibi etkenler vergilendirmede dikkate alınır

Veri İşleme Tekniği
Belirli miktardaki ithal eşyasının işlenmesi sonucunda elde edlien işlem görmüş ürünlerin miktarı veya yüzde oranı anlamına gelir

Verim Eğrisi (Yield Curve)
Belli bir anda bir yatırım aracının çeşitli vadeleri ile bu vadelerdeki getirileri arasındaki ilişkinin grafiksel ifadesidir. Dikey eksende verim (yield), yatay eksende ise vadeler yer alır. Pozitif eğimli (normal) verim eğrisi, negatif eğimli (inverted) verim eğrisi, düz verim eğrisi ve orta vadelerde yüksek verimi ifade eden (bell shape) verim eğrileri olarak sınıflandırılırlar. Eğrinin zaman içindeki hareketleri; dikleşmesi, “steeping” (pozitif eğimli bir eğri söz konusu ise eğrinin orijine uzak kısmının yükselmesi, yakın kısmının düşmesi, eğimin artması), düzleşmesi, “flattening” (pozitif eğimli verim eğrilerinde orijine uzak kısmın düşmesi, yakın kısmın yükselmesi, eğimin azalması) ve eğrinin şeklinin değişmeden yukarı aşağı hareket etmesi, “paralel shift” olarak adlandırılır. Eğrinin eğiminin artması, uzun vadede faizlerin (enflasyonun) yükseleceği beklentisini yansıtır. Eğimin azalması, diğer bir deyişle pozitif eğimli bir verim eğrisinin düzleşmesi (orijine yakın tarafın yükselip, uzak tarafın düşmesi) ise, yatırımcıların ileride faizlerin düşeceği beklentisi ile mevcut faiz oranlarından daha uzun süre faydalanmak için uzun vadeye yönelmelerini, dolayısıyla artan talep ile bu vadede verimin düşmesini, fon talep edenlerin de ileride daha düşük faiz oranlarından borçlanma imkanı doğacağı beklentisi ile kısa vadeyi tercih etmelerini, dolayısıyla arz fazlası nedeniyle verimin artmasını ifade eder.

Verimlilik Oranı
Belirli miktardaki ithal eşyasının işlenmesi sonucunda elde edlien işlem görmüş ürünlerin miktarı veya yüzde oranı anlamına gelir

Vesaik
“Ticarette kullanılan konşimento, poliçe, konsolosluk faturası, uzman raporu gibi çeşitli belgelere verilen isim.

Vesaik Mukabili Kabul
İthalatçının malları alabilmesi için gerekli evrakların ancak ihracatçı tarafından keşide edilen poliçelerin kabulü karşılında teslimi

Vesaik karşılığı ödeme
*İthalatçının, bir dış ülkeden yollanan herhangi bir mala ilişkin belgeleri alabilmesi için ihracatçının talimat verdiği bankaya mal bedelini ödemesi
*İhracatçının malını gönderdikten sonra ithalatçının ülkesindeki bir yetkili aracı bankaya başvurarak söz konusu bankaya sevk evrakı yolladığı ve bu evrakın ithalat bedelinin ödenmesinden sonra ithalatçıya teslimi konusunda talimat verdiği ödeme biçimidir

Volatilite (Volatility)
*Bir kıymetin fiyatındaki değişkenliğin ifadesidir. Çoğunlukla standart sapma ile ölçülür. Yüksek bir volatilite artan bir belirsizliğin göstergesidir.
*Bir menkul kıymetin fiyatının veya piyasanın genelinin kısa bir zaman aralığı içerisinde gösterdiği dalgalanma özelliği. Oynaklığı yüksek bir menkkul kıymetin fiyatında hızlı değişim ve aşırı dalgalanma özellikleri görülür.

T ekonomi terimleri sözlüğü

Taban fiyat
*Devletin genellikle tarım üreticisini korumak üzere ürününün fiyatının, piyasa fiyatının altına düşmesini önlemek amacıyla saptadığı fiyat
*Hisse senetlerinin bir seans içinde işlem görebileceği en düşük fiyattır. Her hisse senedi için fiyat ve fiyat adımı gözönüne alınarak ayrı olarak hesaplanır.

Tahvil
*İşletmeler tarafından yatırımların finansmanında kullanılmak üzere yapılan bir tür borç derlemesi
*Anonim şirketlerin kaynak bulmak amacıyla Ticaret ya da Sermaye Piyasası kanunlarına göre, itibari kıymetleri eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları borç senetidir.
*İhraç vadesi 1 yıldan uzun menkul kıymetlerdir
*Devletin 1 yıl, anonim ortaklıkların en az 2 yıl ve daha uzun vadeyle, ödünç para bulmak amacıyla, itibari kıymetleri eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları borç senetleridir.
*Ödünç para sağlamak amacıyla devlet, kamu kuruluşları ve anonim şirketler tarafından çıkartılan nominal değeri eşit ve biareleri aynı olan borç senedi.

TAHVİL VE BONO FONU
Portföyünün en az %51’inin devamlı olarak borçlanma araçlarına yatırılmış fonlardır.

Tahıl Yasaları
İngiliz tarihinde tahıl ihracı ve ithali ile ilgili düzenlemeler yapan yasalar. İlk kez 12. yüzyılda çıkarılmış, 18. yüzyılın sonlarıyla 19. yüzyılın başlarında nüfus artışı ve savaşların neden olduğu darlık nedeniyle önem kazanmıştır. Sanayicilerin yoğun tepkisi üzerine de 1846«da kaldırılmıştır. Yasaların yürürlükte olduğu yıllarda tahıl fiyatları sürekli artmış, bu artış kötü hasat dönemlerinde daha hızlı olmuştur. Yasalar, bir dizi ayaklanmaya da yol açmıştır.

Takas
*Para kullanılmaksızın mal ve hizmetlerin doğrudan değişimi
*Borsa’da gerçekleştirilen işlemler sonucunda oluşan borç ve alacakların karşılıklı olarak tasfiye edilmesidir.
*Para kullanılmaksızın bir malın bir diğeriyle değiştirilmesidir.Takas, para birimi kolayca değiştirilemeyen ülkeler için önemli bir ticaret koludur.

Takas bank
Borsada kote olan senetlerin işlemlerin düzgün olarak işlenmesi ve düzenli olarak tutulması amacıyla borsada saklanmasıdır. İMKB’de işlem gören senetlerin muhafazası ile görevli olan İMKB Takas ve Saklama Bankası A.Ş., kote olan senetlerin büyük bir kısmını muhafaza ettiği için ayrıca fiziki bir dolaşıma engel olmakta ve şirketleri senet basma külfetinden kurtarmaktadır.

Takas odası
Bankalar ile diğer mali kuruluşlar ve borsalar arasındaki takas işlemlerinin yapıldığı yer. Takas odaları, para kullanmadan ödeme sisteminin gelişmesi için gerekli kurumlardır. Takas odasında her üye bankanın bir masası veya bürosu bulunur. Bankalar müşteriler tarafından kendilerine verilen ve başka bir banka tarafından ödenecek olan çekleri diğer bankalar tarafından tahsil edilmek üzere yollanan çeklerle karşılaştırarak takas ederler.

Talep
Belli bir malın belirli bir anda ve belirli piyasada muhtemel fiyatları karşısında alıcıların o maldan satın almayı düşündükleri miktar

Talep enflasyonu
Harcamalar ve dış satım toplamının üretim ve dışalım tutarını aşması sonucu fiyatlarda görülen artış. Diğer bir deyişle talepte meydana gelen artışı karşılamak üzere arzın yeterli derecede artırılmaması sonucu fiyatların yükselmesine yol açan süreçtir. Mal ve hizmet fiyatlarında meydana gelen artış, girdi fiyatlarına yansıyarak mal ve hizmet fiyatlarının daha da yükselmesine yol açabilmektedir.

Talon
Hisse senedinin kuponlarından oluşan kısmına verilen isimdir.

Tam istihdam
Bir ekonomide tüm üretim faktörlerinin çalışır durumda olduğu bir düzey

Tamamlayıcı mallar
Tatmini istenen bir ihtiyacın sağlanması için bir mala katılması zorunlu olan mallar

Tarh
Verginin yasalarda gösterilen şekilde vergi dairelerince hesaplanması, vergiye konu olan maddi ve gayrımaddi şeylerin kıymetini takdir. Beyandan sonra tahakkuktan önce yapılır.

Tarım kooperatifleri
Ortakları çiftçi ve faaliyet alanları tarım olan kooperatifler. Tek amaçlı ve çok amaçlı tarım kooperatifleri olmak üzere iki gruba ayrılır. Alım kooperatifleri, kredi kooperatifleri, sigorta kooperatifleri, satış kooperatifleri, arazi kullanma kooperatifleri, işleme kooperatifleri, hizmet kooperatifleri, tek amaçlı kooperatiflerdir. Çok amaçlı kooperatifler ise kredi alım, sigorta vs gibi amaçlar için ortaklarının her konudaki ihtiyacını karşılamak üzere kurulan kooperatiflerdir.

Tarımsal kredi
İlke içinde ve dışında pazarlanma olanakları bulunan tarımsal ürünlerin üretimine hizmet eden kredi. Tarımsal kalkınma kredileri, teşvik ve geliştirme kredileri, toprak ve tarım reformu kredileri gibi. Bu krediler süre, miktar, risk, garanti, karlılık ve faiz bakımından diğer sektörlere verilen kredilerden ayrılır.

Tarımsal sermaye
Tarım sektöründeki bütün mallar, makine, araç, gereç, hayvanlar, malzemeler, binalar ve paralar. Tarımsal sermaye dört grupta toplanır: (1) Sabit sermaye: Toprak, binalar, (2) Verimli sermaye: Bitkiler, hayvanlar, (3) Yardımcı sermaye: Aletler, makineler, (4) Değişir sermaye: Hammadde, mal, gübre, para, ihtiyat, amortisman.

Tarımsal sigorta
Tarımsal üretimde kullanılan hayvanların, araç gerecin ve elde edilen ürünün gelecekte ortaya çıkabilecek risklere karşı güvence altına alınması. Tarımsal sigorta; ürün ve hayvan sigortaları şeklinde iki gruba ayrılır. İrün sigortaları; ürünün dolu, don, kuraklık, fazla yağış, rüzgar ve yangına karşı sigorta ettirilmesidir. Hayvan sigortaları ise; hayvanların ölüm, kaza, hastalanma, verimden düşme gibi tehlikelere karşı sigortalanmasıdır. Tüm çiftlik alet ve makinelerinin, çiftlik binalarının yangına karşı sigortalanması da tarımsal sigorta kapsamına girer.

Tarımsal sübvansiyonlar
Devletin herhangi bir karşılık beklemeksizin tarımsal üretimin desteklenmesi, teşvik edilmesi ve devamının sağlanması için tarım ürünleri üreticilerine yaptığı parasal veya para olarak karşılığı bulunan yardımlar. Para ile ifade edilebilen sübvansiyonlardan tarımsal kredi sübvansiyonu, devletin tarımsal üretim artışı sağlamak ve maliyeti düşürmek amacıyla piyasa faiz haddiyle tarımsal işletmelere kredi açmasıdır. Burada verilen, kredi değil normal faiz haddinden düşük faiz hadleri sübvansiyon olarak kabul edilir.

Tarif
İthalat ve ihracat üzerine hükümetin koyduğu vergi; fiyat listesi; bir ülke sınırından ticaret amacıyla geçirilen mallardan alınan vergi. Kısaca, ithal edilen mallar üzerinden alınan vergilerdir. Birkaç biçimde uygulanabilir. Sınırda doğrudan vergilendirme ya da malın belli miktarlarda ithal edilebilmesi için önceden bir lisans ya da permi alınmasını gerektiren dolaylı vergilendirme bunlar arasındadır. Her maldan gümrük vergisi alınabilir. Ancak pratik nedenlerle genellikle kolayca belirlenebilen, sınıflandırılabilen, ölçülebilen ya da değer biçilebilen mallara uygulanır.

Tarife Benzeri Engeller
Malların girişinde alınan Gümrük vergisinden başka vergiler gibi, Gümrük tarifesinin etkisini taşıyan engellerdir.

Tarife Dışı Engeller
Giriş kısıntı ve yasakları, tekeller, giriş işlemleri, giriş izni vb. gibi, uluslararası tecimde uygulanan gümrük tarifelerinde ya da tarife etkisini taşıyanlardan başka engellerdir.

Tarife Numarası
Gümrük ithalat genel tarife cetvelinde her mal veya mal grupları için saptanan numaralardır.

Tasarruf
*Artırılmış para, gelirin tüketime ayrılmayan kısmı. Gelirin tüketilmeyen bölümünün tasarruf kabul edilebilmesi için bir kısmının elde para olarak tutulması şart değildir. Bu açıdan tasarruf, elde hazır bir satın alma gücü bulundurma arzusuna dayanan stoklamadan farklıdır.
*Gelirden tüketimin çıkartılması ile elde edilir.

Tasarruf mevduatı
Resmi ve ticari mevduat dışında halkın daha çok geleceğe yönelik bir güvence olarak bankalarda ve genelde vadesiz hesaplarda tuttuğu mevduat

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
Tasarruf mevduatı sahiplerini belirli bir tutara kadar ilgili bankanın ödeme yetersizliği riskine karşın sigorta etmektir.

Tasarruf paradoksu
Gelir düzeyindeki değişmelerin, yatırım kararlarını etkilediği bir ekonomide bireylerin daha fazla tasarrufta bulunmak istemelerinin toplam tasarrufları azaltması sonucunu doğurması

Tasfiye
(1) borcu tasfiye etme, hesap kesme, tasfiye, işi kapatma, ticarette elden hemen çıkarılmak istenen stokların düşük fiyatla piyasaya sürülmesi, indirimli satışla tasfiye, çalışmalarını durdurmuş bir işletmenin aktifini paraya çevirmesi, vadeli işlemlerin belli dönemlerde kesilip hesapların görülmesi

Tasfiye Değeri / Likiditasyon Değeri
Şirket varlıklarının belirli bir süre içinde zorunlu satışı ile sağlanabilecek değerden tüm borçlar ödendikten sonra kalan miktarın, hisse senedi sayısına bölünmesi sonucu bulunan değerdir.

Tavan fiyat
*Tüketiciyi korumak amacıyla herhangi bir mal veya hizmetin fiyatının, yetkili kuruluşlar tarafından saptanan en yüksek fiyatı
*Hisse senetlerinin bir seans içerisinde görebileceği en yüksek fiyattır. Her hisse senedi için fiyat ve fiyat adımı gözönüne alınarak ayrı olarak hesaplanır.

Tavsiye Bankası
İhracatçının ülkesinde faaliyet gösteren bankadır.Başka bir ülke bankası adına yazılan kredi mektupları ile ilgilenir, ihracatçı firmaya kredinin kendi lehlerine açıldığını bildirir.Banka,ödeme sorumluluğuna girmek zorunda olmadan, ihracatçıyı kredi mektubu konusunda detaylı bir şekilde bilgilendirir.

Tavsiye Kapasitesi
Nakliyeci acentanın veya temsilcisinin, grubun onayı olmadan kesin kararlar veremeyeceğini belirten terimdir.

Taylor ekonomisi
Amerikalı mühendis Taylor’un ileri sürdüğü, üretimde iş bölümünü artıran ve zaman kaybettirici bütün öğeleri ayıklayan, işçi emeğinden alabildiğince fazla yararlanmayı, iş verimini artırmayı hedefleyen sistem

Taylorizm
1881 yılında Amerikalı Frederick Winslow Taylor’ın (1856-1915) ileri sürdüğü, üretimde iş bölümünü artıran ve zaman kaybettirici tüm öğeleri ayıklayan, işçi emeğinden olabildiğince fazla yararlanmayı, iş verimini artırmayı hedefleyen sistem. 20. yüzyılın ilk yıllarında uygulanmaya başlanmıştır. İş düzenine ve zaman denetimine önem verir. Personel yönetimine otoriter bir kavrayış getirir. Buna rağmen psikolojik faktörleri görmezlikten gelmez. Taylor, sıkıcı işlerde çalışanların sık sık dinlenmek zorunda olduğunu ilk olarak düşünen ve savunan kişidir.

Tedavül
Sirkülasyon, para dolaşımı, satış miktarı. Bir paranın tedavüldeki oranı yüzde 50’yi aşarsa daha büyük bir para basıp piyasaya sürmek gerekir.

TEFE
Toptan Eşya Fiyat Endeksi. Enflasyon rakamı olarak alınır.

Tefecilik
*Aşırı faizcilik; yasanın izin verdiğinden daha yüksek faiz oranı uygulamak. Fon talebinde bulunanlara, bunların içinde bulundukları güç koşullardan yararlanarak çok yüksek faiz oranlarıyla borç verilmesidir
*Yasal sınırın üzerinde aşırı faiz alarak borç para verme işi.

Tek vergi
Tek oranı olan vergi. Herkese ve tüm vergi tabanına uygulanabilir. Gerçek tek vergi uygulamasında yüzde 15-16’lık bir oran ile klasik sistemin yüzde 15-20’lik oranının getirdiğine eşit gelir sağlanır. Sistem vergi kaçırılmasını zorlaştırır, basit bir yapıya sahip olduğundan bürokrasiyi azaltır.

Tekel
Tek bir satıcı ve karşılığında çok miktarda alıcı olan piyasadır.

Teknik analiz
*Hisse senedi veya borsa endeksi fiyatının ya da işlem miktarında meydana gelen değişmelerin genellikle grafiklerle açıklanması ve geleceğe yönelik trend belirleme aracıdır.
*Fiyat, hacim gibi göstergelerden hareketle, geçmiş dönem piyasa hareketlerinin analiz edilerek bu yolla geleceğe yönelik olarak fiyat tahminleri yapılmasıdır. Bu amaçla, çeşitli grafik oluşumlarından ve istatistiksel metodlardan faydalanılır. Grafikler üzerinde geçmiş fiyat hareketleri nedeniyle ortaya çıkan oluşumların gelecek için gösterge oluşturduğu, dolayısıyla bu tür oluşumların alım-satım için gösterge olarak kullanılabileceği varsayımına dayanır. Bu tür analizler, örneğin, geçmişte gerçekleşen en düşük fiyatların, diğer bir deyişle fiyatların döndüğü, yükselmeye başladığı noktaların”destek noktası” olduğu, dolayısıyla alım için bu noktaların beklenmesi (kriter olması) gerektiğini, yine geçmişte gerçekleşen en yüksek fiyatların “direnç” noktası olduğunu ve satım için dikkate alınması gerektiğini öngörür.
*Geçmişte piyasada oluşmuş çeşitli verilerin, bilgisayar ve grafikler yardımıyla geleceği tahmin etmede kullanıldığı bir değerleme yöntemidir.

Temel analiz
Hisse senetlerinin gerçeğe en yakın fiyatlarını bulmaya yönelik bir yöntemdir.

Temellük
Alacağın devralınması

Temerrüt
*Taahhütlerinin gerektirdiği ödeme veya menkul kıymet teslimatlarını belirlenen süreler içinde gerçekleştirmeyen borsa üyesi, herhangi bir ihbara gerek kalmaksızın temerrüde düşmüş sayılır.
*Borsa’da yapılan işlemler sonucunda, taahhütlerin gerektirdiği ödeme veya menkul kıymet teslimatlarının belirlenen süreler içinde gerçekleştirilmemesi sonucu oluşan durumdur.

Temettü
(Kar payı) Ortakların dönem içinde elde ettikleri kardan mevcut ortakların pay alma hakkıdır.

Temettü getirisi
Hisse senedinin yıllık getirisidir.

Teminat
Borsa üyelerinin, borsa işlemleri dolayısı ile müşterilerine ve borsaya verebilecekleri zararlara karşılık olmak üzere, Borsa tüzel kişiliği adına yatırdıkları meblağa denir.

Teminat mektupları
Alıcı ile satıcı arasındaki güvenin sağlanması için bir banka aracılığına ihtiyaç duyulur. Bankalar borçluya kefil olarak bu güveni sağlar.

Teminat Tamamlama Çağrısı
Vadeli işlemler piyasasında alınan pozisyonlar için yatırılmış bulunan teminatın sürdürme teminatı düzeyine gerilemesi vya daha altına düşmesi durumunda, yatırımcının teminatını başlangıç teminatı seviyesine çıkarması için borsa tarafından yapılan çağrıdı

Temiz Konşimentosu
Taşıyıcı tarafından hazırlanan, getirdiği malların iyi durumda olduğunu,herhangi bir zarar görmediklerini bildiren makbuzdur.

Temiz Taslak
Üzerine hiçbir belge iliştirilmemiş taslaktır.

Temlik
Alacağın Devredilmesi.

Temlik Notu
Faturanın üzerine yapıştırılan veya fatura basımında eklenen ve Factoring şirketine temlik edildiğini ve vadesinde o makama ödeneceğini gösteren nottur. Borçlunun dilinde yazılır.

Teknokrasi
Yönetimde teknokratların belirleyici olduğu sistem. Terim, yönetici durumundaki teknik elemanları ifade etmek amacıyla kullanılır. Geleceğin toplumlarını politikacıların değil teknik elemanların yöneteceğini ilk defa ileri süren kişi, Saint-Simon’dur. Saint-Simon, yöneticilerin politikacılardan, bilginlerden değil, tek amaçları halkın günlük ihtiyaçlarını üretmek olan sanayicilerden, teknik adamlardan oluşması gerektiğini ileri sürmüştür.

Teknokrat
İnsan unsurunu her zaman yeterince göz önünde bulundurmayan devlet adamı veya memur

Teknoloji transferi
Az gelişmiş ülkelerin sanayi ülkeleriyle aralarında var olan teknolojik açığı kapatabilmek için bu ülkelerde üretilmiş olan teknolojiyi kendi ülkelerine aktarmaları. Bunlar; yatırım malları ithali yoluyla transfer, özel yabancı sermaye yoluyla transfer, patent satın alma ve lisans anlaşmaları yapma yoluyla transfer, bilimsel konferanslar, teknik bültenler ve yabancı bilim adamları alış-verişi yoluyla transferdir.

Teknolojik işsizlik
Bir ülkede gelişen teknolojilerin üretimde maliyetleri düşürürken daha az emek kullanımı nedeniyle el emeğine ihtiyaç duymamasından kaynaklanan işsizlik. Bununla birlikte kişi başına verimliliği artıran ve bunun ekonomiye hemen uyumuna imkan veren her yeni teknoloji böyle bir işsizliğe neden olmaz. Teknolojik gelişimin açıkta bıraktığı işsizler yeniden istihdam edilebilirler.

Teknopark
İleri teknolojiye dayalı yeni projelerin desteklenmesi amacıyla üniversite kampüslerinde oluşturulan bağımsız alanlar. Sanayi ve ticaret bakanlıklarınca desteklenir.

Teknotronik
Endüstri döneminin de aşıldığı çağ. Endüstri üstü toplumu (post industrial society) ifade etmekte kullanılır. Bu yakıştırmayı ilk kez Beyaz Saray eski danışmanlarından Zbigniew Brzezinski yapmıştır. Yeni çağın başlıca özellikleri; yükselen orta sınıf, gelişen hizmet sektörü, zaman ve mekan içinde yayılan üniversiteler, büyük ölçüde artan bilim adamı sayısıdır. Teknoloji ve elektronik kelimelerinin birleştirilmesinden oluşur.

Telafi edici
finansman Az gelişmiş ülkelerin ihracat gelirlerindeki istikrarsızlığı önlemek amacıyla önerilen finansman biçimi

Telafi edici vergi
Dış ticarette gümrük vergisi dışında uygulanan korumacılık yöntemi. Yerli sanayii korumak için ithal edilen mallara konan ek vergidir. İhracatçı ülkenin uyguladığı sübvansiyon ve teşviklerin karşılığı olarak aynı oranda konur.

Ters repo
Bir menkul kıymetin başlangıç tarihinde alınıp bitiş tarihinde geri satılması işlemidir. Ters repo yapan parayı kullandıran taraftır.

Tesadüfileştirme
Örnek tüketicilerin tesadüfi ve tarafsız olarak seçilip bütün pazarı temsil ettiğinin kabul edilmesi

Tescil
Borsa’da gerçekleştirilen işlemlerin fiyatlarının doğruda, Borsa dışında gerçekleştirilen işlemlerin fiyatlarının ise bu işlemlerin Borsa’ya bildirimi sonrasında Borsa kaydına alınması işlemidir.

Tescile Mesnet
Kayıtlı sermaye sistemine tabi anonim ortaklıklarda, sermaye artırımı işlemleri tamamlandıktan sonra sermaye artırımının tescili için, Sermaye Piyasası Kurulu’nca verilen ve ödenmiş hisse senedi tutarını gösteren belgedir.

Teslim Karşılığı Ödeme Prensibi
Borsa işlemlerinin takasında, tarafların, takasa olan borçlarını ödedikleri nisbette alacaklarının ödenmesi prensibidir.

Teyid Eden Banka
Akreditif bedelinin amir banka tarafından ödenmediğinde kendisi tarafından ödeneceğini lehdara taahhüt eden banka.

Teyitli Akreditif
“Amir banka tarafından, sağlamlaştırma ve doğrulayıcı yönde kendi sorumluluk ve taahhütlerini de ekleyerek açılan akreditif. ”

Teyitsiz Akreditif
Bu tür akreditiflerde muhabir banka herhangi bir mali sorumluluk yüklenmez. Akreditifin açılmış olduğunu ve şartlarını lehdara bildirmekle yetinir.

Tezgah Üstü Piyasa(Over The Counter-OTC)
*Değerli evrakların ticaretinin yapıldığı standardize edilmemiş piyasalardır.
*Organize olmayan, belli bir yapı altında toplanmayan piyasalardır. İşlemler taraflar arasında karşılıklı anlaşma yoluyla gerçekleştirilir.

Teşvik
Özendirme, ekonomi açısından stratejik önem taşıyan sektörlerin devletçe desteklenmesi

Teşvik dönemi
Bir üreticinin ya da toptancının satış örgütü tarafından perakende satıcılar ya da tüketiciler arasında alıcı olabilecek kimselere kısa bir süre hesaplı veya satış artırıcı koşullarla satış yapılması için hazırlanan bir program dönemi

TIR sözleşmesi
Taraf ülkeler arasında 1959’da Cenevre’de imzalanan ve karayolu taşımacılığını düzenleyen sözleşme

Ticaret
Kar amacıyla malın yer ve zaman faydasını artırarak alım satım faaliyetleriyle uğraşmak

Ticaret dengesi
*İthalat ve ihracat arasındaki fark. Bir ülkenin ödemeler bilançosunda toplam mal ithalatı ile toplam mal ihracatı arasındaki farktır. İlkenin ithal ettiği malların toplam değeri ihraç ettiği malların toplam değerinden büyük olursa ticaret dengesi açığı söz konusudur. Bu kavram ilk kez 16. yüzyılda merkantilizmin gelişmesiyle önem kazanmaya başlamıştır.
*Bir ülkenin toplam ihracat ve ithalatı arasındaki farktır.Eğer ihracat ithalattan fazla ise istenilen ticaret dengesi kurulmuştur, değil de ticaret açığı var denilir.

Ticaret markası
Patent, kopya, ticari sırlar gibi soyut değerlerin sahipliği, korunması ve kontrolu ile ilgili haklar

Ticaret Odası
Ticareti ve üyelerinin ticari çıkarlarını geliştirmek amacıyla kurulan işadamları birliğidir. Bazı ülkelerde Ticaret Odaları’nın yarı resmi statüsü bulunmaktadır. Örneğin özel sektörü temsil etmek ve menşe şehadetnamesi gibi belgeler verme yetkisine sahiptir.

Ticaret özgürlüğü
Ekonomik liberalizmin bir ilkesidir. Ticaret özgürlüğü, önce batıda varolan ve yeni ekonomik girişimler için devletin iznini gerektiren kooperatif sistemini ortadan kaldırmıştır. Örneğin Fransa’da 2-17 mart 1791 tarihli yasa ‘herkes istediği ticaret, meslek, sanat ve zanaatle uğraşmakta özgürdür’ demektedir. Bu yasa, Fransa’da hala yürürlüktedir. Ticaret özgürlüğünün iki esası vardır. Birincisi, herkesin istediği ticari işle uğraşabilmesidir. İkincisi her tüccarın genel kurallara ve sosyal yaşamın gereklerine uymak kaydıyla mesleğini istediği gibi yürütebilmesidir.

Ticaret Hadleri
İhracat fiyatlarının ithalat fiyatlarına oranıdır

Ticari kazançlar
Gerçek kişilerin ticari ve sınai faaliyetten elde ettikleri para veya para ile ölçülebilen çıkarlar. Ticari faaliyetler kapsamına genel olarak mal alım satımı, satın alınan malların özelliklerinin değiştirilmesi ile elde edilen ürünün satışı ve hizmet işletmeciliği girer.

Ticari mevduat
Ticari işlerle uğraşanların, derneklerin, kooperatiflerin ve birliklerin kurmuş bulundukları ticaretle uğraşan firmaların, bankalara bu amaçlarını gerçekleştirmek üzere yatırmış bulundukları mevduat

Ticaret Politikası Önlemleri
Gözetim veya korunma önlemleri, miktar kısıtlamaları ve ithalat veya ihracat yasaklamaları gibi eşyanın ithal ve ihracı ile ilgili hükümlerle belirlenmiş tarife dışı önlemleri ifade eder.

Ticari Ateşe
Kendi ülkesindeki elçilikte bulunan görevliler konusunda uzmandır.

Ticari Fatura
*Yüklenmiş olan malların listesidir.Genellikle ihracatçının alım kağıtları üzerinden yapılır.
*Alıcı ile satıcı arasında yapılan işlemin bir kaydıdır

Ticari Tarifeler Üzerine Genel Anlaşma
İmzalayan ülkeler arasındaki ticari zorlukları azaltmak ve ticaret hacmini yükseltmek amacıyla hazırlanmış çok yönlü bir anlaşmadır.

Tokluk kanunu
Bütün ihtiyaçların tatmin edildikçe azalmaları ve doyum haline ulaşıldığında da yok olmaları

Tokyo Görüşmeleri
1973’te Tokyo’da başlatılan 12 nisan 1979’da sonuçlanan GATT görüşmeleridir. Başlıca hedefi GATT’ın varlık nedenini tehdit eden yeni korumacılık savaşını sona erdirmektir. Görüşmeler sonunda alınan kararlarda gümrük tarifelerinde yapılacak indirimlerin yıllık ve eşit oranlarda olması öngörülmüştür.

Toplam kalite
Bir ürünün tasarımından pazarlanmasına kadar geçirdiği tüm aşamalardaki kalite kontrolu. Tüm üretim sürecine hükmeder. 1980«li yıllarda ABD ve Avrupa’da kalite, sadece hataların tespiti ve giderilmesi için yapılan bir inceleme işi olarak görülmüştür. Oysa bugün toplam kalite en çok ilgi gören ve uygulanmaya çalışılan yönetim tekniği olarak kabul edilir.

Toplam talep
Bir ekonomide mal ve hizmetlere yönelik talebin toplam miktarı. Toplam talebi oluşturan başlıca unsurlar şunlardır: (1) Kişilerin mal ve hizmetlere yönelik talebi, (2) Firmalar ve devletin yatırım malları ve diğer mal ve hizmetlere yönelik talebi, (3) Diğer ülkelerdeki tüketici ve firmaların söz konusu ülkelerde üretilen mal ve hizmetlere yönelik talebi

Toplu iş sözleşmeleri
Hizmet akitlerinin düzenlenmesi için işçi ve işveren sendikaları arasında yapılan sözleşme

Toplu muamele vergileri
Vergi konusu olan mal veya malların üretimlerinden tüketimlerine kadar olan aşamalarının herbirinden alınan vergi

Toprak reformu
Tarımın kurumsal yapısının belirli siyasal amaçlar doğrultusunda değiştirilmesi amacıyla devlet tarafından toprak mülkiyeti ve toprağın işletme düzenine çeşitli biçimlerde yapılan müdahale. Her ülkede var olan ekonomik ve toplumsal koşullara karşı oluşan şiddetli tepkiler, devletin toprak mülkiyet düzenine müdahalesini gerektirmiştir.

Toptan eşya fiyatları endeksi
Bir ekonomideki genel fiyat düzeyini ve paranın satın alma gücündeki değişimleri belirlemek için seçilmiş malların toptan fiyatları izlenerek düzenlenen endeks

Toptan Satışlar Pazarı
Alıcıları önceden belli olan veya olmayan, belli bir miktarın üzerindeki hisse senedi işlemlerinin Borsa’da güven ve şeffaflık ortamında organize bir piyasada gerçekleşmesini sağlayan pazardır.

Trampa
Bireylerin ihtiyaç duydukları malları, ellerindeki diğer mallarla değiştirmeleri

Transfer harcamaları
Devletin veya kamu yönetim organlarının, bir mal veya hizmet alımı olmaksızın yaptığı harcamalar. Bu harcamalar milli gelir hesaplarına girmez.

Transit mallar
Bir ülkeden diğerine yollanan malların, üçüncü bir ülke sınırlarından serbestçe geçebilmesi

Transit Taşıma
Döviz tahsis edilerek veya edilmeksizin satın alınan yabancı menşeli malların transit olarak veya doğrudan doğruya başka bir ülkeye satılması.

Tranş
Tahvil ve Bono Piyasası’nda işlem yapabilme limiti içerisindeki her bir kademedir.

Triffin Planı
Uluslararası ödemelerin çok yanlı olarak denkleştirilmesi ve uluslararası likiditenin istenen zamanda ve istenen ölçüde artırılabilmesi amacıyla 1960’lı yıllarda dünya rezervlerinin merkezileşmesini savunan iktisatçı Robert Triffin tarafından önerilen plan. Buna göre önerilen genişletilmiş uluslararası para fonu merkez bankalarının bankası rolünü oynayacaktır.

Tröst
*Şirketler şirketi; birçok işletmenin iktisadi, mali ve teknik güçlerini biraraya getirerek tek bir işletme halinde kaynaşmasını sağlayan mali bileşim. Fiyat konusunda bir anlaşma yapmak için kendi rızalarıyla gruplaşmaları, birçok işletmenin kaynaşmasından doğan, hiç bir üretici faaliyeti olmayan ve her biri tüzel kişiliği olan şirketleri denetleyen veya yöneten mali şirket. Bir araya toplanmış işletmelerin amaçları birbirine yakınsa tröst kurulabilir. Tröstün iki amacı vardır. Bunlardan birincisi ister üretilmiş veya piyasaya sürülmüş mallara, ister fiyatlara hakim olabilmek için piyasada kendi çıkarına bir tekel yaratmaktır. İkincisi, üretimi rasyonelleştirmek ve maliyeti azaltmak için tröstleşmeye gitmektir.
*Birden fazla işletmenin iktisadi, mali ve teknik güçlerini bir araya getirerek tek bir işletme halinde birleşmeleriyle ortaya çıkan iktisadi kuruluş.

Tuğla harç operasyonu
Bir işin temelini girişimcinin kendi elleriyle atması

TÜFE
Tüketici Fiyat Endeksi

Tüketim
İstihlak; doğal ve endüstriyel maddelerin kullanılması. Dört türlü tüketim vardır. Fertler arasında yapılan özel tüketim, devletin yetkili makamları tarafından yapılan tüketim, yararlı bir şey vermeyen verimsiz tüketim ve başka bir zenginliğin üretimi için kullanılan verimli tüketim. Verimli tüketim de kendi bünyesinde endüstriyel tüketim ve zevk için tüketim olarak ikiye ayrılmaktadır

Tüketim fonları
Ulusal gelirini halkın bireysel tüketimine, halka hizmet sunan kurumların harcamalarına, bilimsel kurumlara giden bölümü. Sosyalist toplumlarda ulusal gelirin, toplum üyelerine karşılıksız ya da çok uygun koşullarda dağıtılan parçasına ise “toplumsal tüketim fonları” denmektedir.

Tümünü Yüklenim
Sermaye piyasası araçlarının, bedeli satışın başlamasından önce tam ve nakden ödenmek suretiyle tamamının satın alınarak halka satılacağının, satışı yapana karşı taahhüt edilmesidir.

Türdeş mal
Piyasada mübadelesi söz konusu malın bütün birimlerinin birbirinden ayırt edilemeyecek nitelikte olması

Türev Ürünler (Derivative Products)
Getirisi başka bir kıymetin getirisine bağlanmış, diğer bir deyişle başka bir kıymetin getirisinden türetilmiş mali araçlardır. Futures ve Opsiyon sözleşmeleri bu enstrümanlara örnektir. Bu tür enstrümanlar, döviz, faiz, altın gibi her türlü ürün üzerine yazılabilir. Böyle bir durumda, örneğin döviz üzerine yazılan bir opsiyon kontratında, opsiyon kontratının getirisi üzerine yazıldığı dövizin piyasadaki hareketine bağlı olacaktır.

Türev Piyasalar
İlerideki bir tarihte teslimatı veya nakit uzlaşması yapılmak üzere herhangi ibr malın veya finansal aracın bugünden alım satımının yapıldığı piyasalardır. Türev piyasaların tanımı forward, futures ve opsiyon işlemlerinin tamamını içermektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinde Yerleşik Kişi
“a) Bu bölgede kanuni ikametgâhı olan bütün gerçek kişileri; b) Bu bölgede kayıtlı işyeri, kanuni iş merkezi veya şubesi bulunan bütün tüzel kişi veya kişiler ortaklığını ifade eder”

Tüzel kişi
Başlı başına bir varlık olmak üzere kurulan ve belirli amaç için meydana getirilen devlet, şirket gibi maddi olmayan varlık.

SŞ ekonomi terimleri sözlüğü

S harfi ile başlayan ekonomi terimleri :

Sabit gelir
Maaş, ücret, kira gibi belli dönemlerde elde edilen, ekonomik göstergelerdeki değişmelerden etkilenmeyen gelir

Sabit kur sistemi
*Bir ülke parasının yabancı ülke paraları karşısındaki değerinin hükümet tarafından belirlendiği ve döviz piyasasındaki arz ve talep koşullarından bağımsız olarak sabit tutulduğu döviz kuru sistemi
*Belirli bir ülkenin ulusal parasının, belli bir parite üzerinden konvertibl (Konvertibilte) bir dövize bağlanarak değerinin ayarlanmasıdır.
*Ulusal bir paranın yabancı bir para veya paralardan oluşan bir sepet değerine sabitlendiği ve bu değerin sürmesinin para otoritesi tarafından bazen açık bazen de zımni olarak garanti edildiği sistemlerdir. Ulusal paranın değeri önceden belirlendiğinden o andaki arz talep koşullarını yansıtmaz

Sabit Getirili Menkul Kıymetler
Alacaklılık hakkı sağlayan, belirli bir meblağı temsil eden, dönemsel gelir getiren, misli nitelikte seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve yatırım aracı olarak kullanılan borçlanma senetleridir. İhraç eden kuruluşların niteliğine göre kamu ve özel kuruluşlar.

Sabit miktarlı vergiler
Vergi tutarının matraha bakılmaksızın önceden saptanması

Saklama Hizmeti (Custodian Service)
Tahvil, bono, altın ve benzeri kıymetlerin sahip olan kişi veya kurum adına bir sözleşme çerçevesinde saklanması hizmetidir (safe keeping). Türkiye’de menkul kıymetlere yönelik olarak müşteri bazında bu tür bir hizmet “Takasbank” tarafından verilmektedir.

Saklama Kuruluşu
Müşterisi adına menkul kıymetleri saklamaya yetkili kurum ve kuruluşlardır.

Samurai Bonds
Yabancılar tarafından, Japonya’da, Japon Yeni üzerinden yapılan menkul kıymet ihraçlarıdır. Çoğunlukla 5 yıl ve üzeri vadede yapılan ihraçlardır. İlk ihraç 1970 yılında Asya Kalkınma Bankası tarafından yapılmıştır.

Sanayi Endüstri;
insanların ihtiyaç ve isteklerini karşılamak üzere hammaddeleri mamul mal haline getirmeye yönelik üretim faaliyetleri ve bu üretimde kullanılan araçların bütünü. Dar anlamda imalatçılığı, geniş anlamda da müteşebbis tarafından kurulan kara yönelik mal ve hizmet üretimini ifade eder. Doğal araçlar, emek, sermaye ve yönetim, endüstriyi meydana getiren başlıca unsurlardır. Doğal araçlar; doğada bulunan hammaddeler, imal işlerinde kullanılacak enerjiyi elde etmek için başvurulan kömür, petrol, gaz, atom ve su gibi doğal zenginliklerdir.

Sanayi Devrimi
1750-1850 yılları arasında İngiltere’yi tarım toplumundan sanayi toplumuna çeviren radikal değişikliği tanımlamak için Friedrich Engels (1820-1895) ve Arnold Toynbee tarafından kullanılan terim. Birinci Sanayi Devrimi, dokuma tezgahları, buhar makineleri, demir çelik sanayiindeki gelişmeler ve kok kömürünün kullanılmasıyla başlamıştır

Sanayileşme
Bir toplumdaki ekonomik faaliyetlerin ağırlığının sanayi kesimine kayması; iş bölümü ve uzmanlaşmış iş gücüyle geniş bir pazara hem üretim hem tüketim mallarının sunulması ve buna bağlı olarak da büyük ölçekli üretim ve makine kullanımıyla ortaya çıkan teknolojik gelişme süreci ve bu sürece eşlik eden hızlı kentleşme

SAPTA (South Asean Preferential Trade Area)
Güney Asya Tercihli Ticaret Bölgesi

Satın alma gücü
Belli bir miktar para ile satın alınabilen mal miktarının ölçüsü

Satın Alma Gücü Paritesi (SGP)
Ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını ortadan kaldıran para birimi dönüştürme oranıdır. Eldeki toplu bir para parite oranı ile farklı bir para birimine dönüştürüldüğünde, tüm ülkelerde aynı sepetteki mal ve hizmetler satın alınabilir. SGP ülkeler arasındaki fiyat farklılıklarını yok ederek, ulusal para birimlerini birbirlerini dönüştüren orandır

Satış (Ask, Offer)
Piyasa katılımcılarının, piyasada işlem gören değerleri (döviz, menkul kıymet gibi) satmaya istekli oldukları fiyattır

Satış karteli
Firmaların hukuki varlıklarını korumak koşuluyla ürettikleri malların satış koşullarında birlik sağlamak üzere birleşmeleri

Satış Bedeli Yöntemi
İthal eşyasının Gümrük kıymetinin fiilen ödenen kıymet esas alınarak belirlenmesidir. Yani Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satış sırasında ortaya çıkan ve ithal eşyası ile ilgili olan tüm unsurların kıymetlerini de kapsayan gerçekte ödenen veya ödenecek fiyattır

Satış vergisi
Harcamalar üzerinden alınan bir dolaylı vergi türü. Genel satış vergileri ve özel satış vergileri olmak üzere ikiye ayrılır. Genel satış vergileri, çeşitli üretim aşamalarında malların el değiştirmesi sırasında alınan vergilerdir. Özel satış vergileri belirli bir malı genellikle tüketim aşamasında vergileyen bir vergi türüdür.

Savaş ekonomisi
Savaş dönemlerinde tüm ekonomik kaynakların savaşın gerektirdiği malların üretimine tahsis edildiği, üretim, bölüşüm ve tüketim kararlarının, fiyat belirlenmesinin tamamen veya büyük ölçüde devlet denetimine alındığı ekonomik düzen

Say Kanunu
“Her arz kendi talebini yaratır” cümlesiyle ifade edilen kanun. “Mahreçler Kanunu” olarak da bilinir. Buna göre serbest bir ekonomide talep yetersizliğinden veya aşırı üretimden dolayı yaygın bir istek dışı işsizliğin ortaya çıkması mümkün değildir. Bir mal üretildiği zaman sadece bir arz yapılmış olmamakta, aynı zamanda üretilen mal miktarı kadar da bir talep yaratılmış olmaktadır. Her arz kendi talebini yaratacağına göre ekonomide toplam talep daima toplam arza eşit olacak, elde satılmayan mal fazlası kalmayacaktır.

Schengen Anlaşması
Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Fransa ve Almanya’nın imzaladığı gümrük anlaşması. Buna göre sınırların açılması kabul edilmiş, pasaport uygulaması kaldırılmıştır. Schengen, Lüksemburg’da Fransa sınırına yakın bir kasabadır.

SDR (Special Drawing Right) Özel Çekme Hakkı.
IMF’nin kullandığı para birimidir. Dünya likidite ihtiyacına cevap vermek üzere otomatik bir çekme hakkı olarak oluşturulmuştur. “Kağıt altın” da denir. Kağıt üzerinde yaratılan ve karşılığı olmayan bir ödeme aracıdır.

Seferberlik
Ekonomik imkanları harekete geçirme

Sektör
Bir ekonominin ortak ve birleştirilebilen niteliklere sahip ve diğer faaliyetlerden yalıtılarak incelenebilen bölümü. Ekonomik faaliyetlerin (tarım, sanayi, hizmet) ve faaliyette bulunan kişilerin (kamu, özel) niteliğine göre bölümleme yapılabilmektedir.

Sendika
Çalışma şartlarını ve çalışanların ekonomik koşullarını düzeltmek için oluşturulan işçi kuruluşu. Tarih boyunca iki türde sendika olmuştur. Bunlardan biri; yatay sendikalar ya da zanaat sendikaları olarak bilinir.

Sendikacılık
Sendikaları toplum düzeninin çekirdekleri sayan ve sendikaların siyasal partilerden bütünüyle bağımsız olmaları gerektiğini savunan doktrin. Sendikacılık İngiltere’de sanayi devriminden de önceki yıllarda, 18. yüzyılda gelişmeye başlamıştır. Bunlar hastalık ve yaşlılığa karşı ortak sigorta sağlamışlar, işverenle ücret ve iş koşulları üzerinde pazarlık yapmışlardır. Ancak o sıralarda sendikalar halk düzenine karşı radikal bir tehdit olarak görüldüklerinden düşmanlıkla karşılanmıştır. 1869 Kraliyet Komisyonu’ndan ve 1871 Sendika Kanunu’nun kabulünden sonra sendikacılık, sanayi işçilerinin büyük bir çoğunluğunu çekmeye başlamıştır. Bu arada kanuni bir pazarlık aracı olarak grev kabul edilmiştir.

Sendikalizm
Genel grev yoluyla üretim araçlarını işçi birliklerine devretmeye çalışan görüş. Bir ulusun hayatında sendikaların rol oynamasını amaç edinir. Sanayinin doğrudan eylemle işçiler tarafından denetimini sağlamaya çalışır. Çalışan toplulukların birliğini esas tutar. Kapitalizme karşı olmakla birlikte devleti yıkmayı hedef tutmaması bakımından sosyalizmden ayrılır. Devletin endüstriyi kontrol altında tutması bu sistemin görüşüne aykırıdır.

Senyoraj “Beylik Hakkı” (Seniorage)
Para basma yetkisini elinde tutan kurumun, bu yetkisi dolayısıyla para basarak elde ettiği reel gelirdir. Para stoğundaki değişimin fiyatlar genel seviyesine oranı ile ifade edilir. Enflasyonun sadece para miktarındaki artışından kaynaklanması durumunda, senyoraj ve enflasyon vergisi birbirine eşit olur.

Serbest bölge (liman)
*Bir ülkenin siyasi sınırları içinde olmakla birlikte gümrük sınırları dışında kalan, ticari ve sınai etkinliklerin ev sahibi ülkenin diğer bölgelerine oranla daha fazla teşvik edildiği yöredir. Bu alan bir limanda ya da havaalanı yakınlarında bulunur. Etrafı tel örgü ve duvarlarla çevrilidir. Bu alanda, depolar, montaj atölyeleri, fabrikalar, yükleme-boşaltma araçları, haberleşme, enerji, ulaşım gibi gerekli donanımlar yer alır. Ayrıca banka şubeleri, gemi sigorta acenteleri ile bölge, ülke içinde ülke görünümü alır. Serbest bölgeler, hükümetler ya da hakkın devredildiği gerçek veya tüzel kişilerce yönetilir. Burada çalışan işçiler ve diğer personel pasaport benzeri bir belge ile bölgeye girip çıkarlar. Çalışanlar gümrük kontrolundan geçerler ve aranırlar. Bölgede görevlilerin dışındakilere ikamet izni verilmez.
* Ulusal gümrük sınırı dışında bırakılmış özel idari statüye bağlı yerlerdir. Vergi kanunları ile mali yükümlülükler buralarda tamamen veya kısmen uygulanmayabilir
* Bir ülkenin ulusal sınırları içinde bulunmakla birlikte, gümrük sınırları dışında kalan ve özel idari statüye bağlı yerlerdir.

Serbest dalgalanma (Free float)
Serbest dalgalanan kur sisteminde ülke parasının değeri piyasa tarafından belirlenmektedir. Döviz piyasasına yapılan müdahaleler, kurların istenilen düzeyde oluşmasını sağlamak yerine, bu piyasadaki gereksiz dalgalanmaları önlemek ve değişimleri daha ılımlı hale getirmek için yapılmaktadır. Bu sistemde para politikası, daha etkin hale gelmekte ve ülkenin tutması gereken uluslararası rezerv miktarı azalmaktadır. Serbest dalgalanan döviz kuru sisteminden kaynaklanan olumsuzluk ise, dış ekonomik ilişkilerde belirsizlikleri ve riskleri artırması nedeniyle kaynak dağılımını olumsuz etkilemesidir.

Serbest Döviz
Konvertibl ulusal para. Yurtiçinde başka ulusal paralara tahvili serbest olup, yurtdışına transferlerine çeşitli sınırlar konmuş olabilir.

Serbest Dolaşım
Malları hedef noktaya taşınacakları aracın yanına getirmek için ekstra ücret alınmayacağını,bunun daha önce belirtilen fiyata dahil olduğunu belirten ücretlendirme terimidir.

Serbest Dolaşımda Bulunan Eşya
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara ait hükümler saklı kalmak kaydıyla, serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutularak Türkiye Gümrük Bölgesine giren eşya ile üretiminde kullanılan girdilerin yerli olup olmadığına bakılmaksızın,18 ve 19 uncu madde hükümlerine göre Türk menşeli sayılan eşyayı ifade eder.

Serbest Giriş
Malların taşındığı aracı kiralayan kişinin, malların yükleme ve boşaltma ücretlerinden sorumlu olduğunu belirten ücretlendirme terimidir.

Serbest mal
Üretimleri için özel bir çaba ve faaliyet gösterilmeyen mallar

Serbest Liman
*Malların yasal olarak gümrük vergisi ödenmeden getirilebileceği alanlardır.
*Gümrük sınırı dışında sayılan ve belli ölçülerde gümrükçe denetlenen limana denir.

Serbest piyasa ekonomisi
Ekonomik faaliyetlerin tam rekabet şartları içinde serbestçe yapılabildiği, ekonomik sorunların çözümünün devletin ekonomiye müdahalesiyle değil fiyat mekanizması aracılığı ile gerçekleştirildiği ekonomi. Arz ve talebin temel belirleyici olarak kabul edildiği bu tür ekonomilerde fiyat mekanizmasının iyi işlemesi zorunludur.

Serbest ticaret
*Malların ülkeler arasında serbestçe değişimi; gümrüklerle engellenmeyen ticaret. Uluslararası bir ticaret sistemidir. Bu sistemde malların gidiş gelişi hiç bir gümrük barajı tarafından engellenmez. Bu sistemin uygulandığı bir ülkede yerli ve yabancı mallar fark gözetilmeksizin birbiriyle rekabet eder. Sistem 18. yüzyılda İngiltere’de doğmuştur. Prensip ilk kez Adam Smith tarafından “Ulusların Zenginliği” (Wealth of Nations – 1776) adlı eserinde ortaya atılmış ve yine ilk kez 1846’da İngiltere’de uygulanmıştır.
*Bir ülkenin hükümeti tarafından belirlenen, yasaklanmamış olan malların gümrüksüz olarak sokulabileceği limandır.Mallar bu bölge içinde depolanabilir,sergilenebilir veya üretim için kullanılabilir ve gümrük vergisi ödenmeden tekrar ihraç edilebilir.Bu mallardan gümrük vergisi alınması, ancak malların bu bölgeden, gümrük vergisi alınan başka bir bölgeye nakledilmesi ile olur.

Sermaye Anamal, anapara, kapital;
*Bir teşebbüsün kuruluşunu ve faaliyete geçmesini sağlamak amacıyla öz kaynak olarak konulan ya da taahhüt edilen para veya mal şeklindeki kıymet; mübadele yoluyla gelir sağlamaya tahsis edilen servet; klasik ekonomide gelir elde edebilmek için işletilebilecek her türlü mal ve para; Marksist kuramda artık değer yaratmak için kullanılan üretim araçları ve para. Sermaye sahibine kira, faiz, kar şekillerinde gelir getirir. Bankada parası olanlar, hisse senedi, tahvil sahipleri, ev tarla çiftlik sahipleri birer sermayedardır.
*Üretimde kullanılan ve kendileri de üretilmiş olan mal ve değerlerdir.

Sermaye piyasası
*Uzun vadeli kredi talepleri ile uzun vadeli kredi arzlarının karşılaştığı piyasalar
*Genellikle uzun vadeli fon ihtiyaçlarının karşılandığı ve Hazine tarafından kontrol edilen piyasadır
*Bir yıldan uzun vadeli yatırım araçlarının ihraç edildiği ve işlem gördüğü piyasalardır.

Sermaye Artırımı
Yeni hisse senedi ihraç edilerek mevcut ödenmiş / çıkarılmış sermayenin artırılmasıdır.

Sert kredi
Dış yardım alan bir ülkenin, borcunu konvertibl bir parayla ödemesi koşulunu içeren kredi

Servet vergileri
Gerçek ve tüzel kişilerin belli bir zamanda sahip oldukları her çeşit menkul ve gayrimenkuller ile paralardan oluşan iktisadi değerleri üstünden alınan vasıtasız vergi

Sevk Öncesi Finansman
“İthalatçıdan siparişi alan ihracatçının, ihraç malı üretmek, satın almak veya göndermek için ihtiyaç duyduğu, işletme sermayesi özelliğinde olan bir finans türü. ”

Sevk Sonrası Finansman
“Malların sevkiyle, ihraç bedellerinin tahsili arasındaki döneme ilişkin bir ihracat finansmanı türü. ”

Sevk Vesaiki
“Fatura, konşimento, koli listesi, menşe şehadetnamesi A – TR Belgesi, sigorta poliçesi gibi vesaiki kapsayan ve ihracatçının bankası tarafından, şubesine veya ithalatçının ülkesindeki aracı bankaya gönderilip, sözkonusu bankanın ithalatçı poliçeyi ödediği”

Sevkiyat
Malların ihracatçıdan bir acentaya getirilmesi işlemidir.Acentanın malları ihracatçı adına satması ön koşuldur.Acenta malları satana kadar mallar ihracatçının ismiyle işlem görür.Acenta sattığı mallar üzerinden komisyon alır.

Sherman Anti-Tröst Kanunu
ABD’de onaylanan ve ekonomik tekelciliği ortadan kaldıran yasadır. 1800’lü yıllarda bazı gruplar, pazarları kontrol altına almaya, malların fiyatlarını da kendi isteklerine göre düzenlemeye çalışmışlardır. Tröst haline gelen bu gruplar, çalıştırdıkları kimselere de çok az ücret ödemişlerdir. Çünkü sanayi alanında işçilerin çalışabilecekleri başka bir alan olmamıştır. Tröstlerin bu tekelciliği de 1890’da kabul edilen ve tekelle sonuçlanacak her tür ticari birleşmeyi yasaklayan Sherman yasası ile ortadan kaldırılmıştır.

Sınai Endeks
Ulusal Pazar’da işlem gören ve sadece sanayi sektöründe yer alan şirketlerin hisse senetlerinin fiyatlarındaki değişmeler dikkate alınarak hesaplanan hisse senetleri piyasası endeksidir.

Sınıf
Toplumsal üretim sistemindeki yerlerine, üretim araçlarıyla ilişkilerine, emeğin toplumsal örgütlenişindeki rollerine ve dolayısıyla da sahip oldukları toplumsal zenginlikten ne yoldan pay aldıklarına, aldıkları payın miktarına göre birbirlerinden farklılıklar gösteren insan grupları

Sınıf mücadelesi
Üretim sürecine emeği ile aktif olarak katılan fakat üretim araçlarının mülkiyetine sahip olamayan sınıf ile üretim araçlarının mülkiyetini elinde bulunduran sınıf arasındaki mücadele; sömüren ve sömürülen mücadelesi

Sınır ticareti
Komşu ülkeler arasında özel anlaşmalara dayanılarak yapılan ve her iki ülkenin sınıra yakın yerleşim bölgelerini kapsamına alan ticaret türü. Normal dış ticaret işlemleri, sınır ticaretinde büyük ölçüde azaltılır ve taşıma giderlerinden tasarruf edilir. İlkeleri sınır ticaretine yönelten etkenler, yüksek taşıma giderlerinden kaçınma isteği ve bu yolla gerçekleşecek ticaret potansiyelinin önemidir.

Singer-Prebisch Tezi
Dış ticaret hadlerinin uzun dönemde az gelişmiş ülkelerin aleyhine döndüğünü ileri süren görüş. Alman iktisatçı Hans Singer ve Arjantinli iktisatçı Raoul Prebisch’in 1945’de geliştirdiği ortak tezidir.

Sirküler
(1) bir kuruluş veya ticari işletmeyi temsil eden şahsın ya da şahısların imza örneklerini veya imza yetkilerini gösteren resmi belge, (2) yüksek bir makamın alt makamlara gönderdiği direktif niteliğindeki yazılı genelge, tamim, (3) adreslere postalanan, elde dağıtılan, ambalaj içine konan basılı ilan

Sipariş Ticari
Bir malın satın alınması amacıyla ısmarlanması.

Siparişle Ödeme
Alıcının malın siparişini vermesiyle birlikte ödemeyi yapmasıdır.

Smithsonian Anlaşması
1971 sonunda para değerini saptamak amacıyla yapılan girişim. Washington’un Smithsonian Enstitüsü’nde toplanan konferans, sabit para değerini saptamak için çalışmalar yapmıştır.

Soğurma
Dış ticaret dengesinin oluşabilmesi için iç üretimin harcamaları karşılayabilmesi. Üretim fazla harcamalar az olursa dış ticarette fazlalık, harcamalar çok üretim az olursa açık oluşur.

Son Kredi Mercii (Lender of Last Resort)
Merkez bankalarının, para otoritesi olma sıfatları ve finansal istikrarı sağlama yükümlülükleri nedeniyle, sistemde ortaya çıkan fon açıklarının piyasadan karşılanamaması halinde, son başvuru mercii merkez bankasına başvurup, bu ad altında düzenlenmiş imkanlardan faydalanmasını ifade eden bir kavramdır.

Sosyal planlama
Bir ülkenin beşeri alt yapısını oluşturan insan gücünün ve insan gücünün oluşturduğu toplumsal yapının ekonomik kalkınmayı destekleyecek biçimde gelişmesi için uygulanması gereken sosyal, ekonomik ve siyasal politikaların ve yapılması gerekli düzenlemelerin planlanması

Sosyal fayda
Belirli bir ekonomik karar sonucu bütün toplumun refahında meydana gelen artış. Sosyal fayda, devlet tarafından alınan bir karar sonucu toplumun tümüne yönelik olarak üretilen mal ve hizmetlerin tamamını kapsar. Bu kavram sadece devlet tarafından alınan kararların tüm topluma etkisini değil aynı zamanda bazı kişiler tarafından alınan kararların ya da yürütülen ekonomik faaliyetlerin sonucunda toplumsal refahta meydana gelen artışları da ifade eder. Bir kişinin eğitim görmesinden sadece kendisinin değil tüm toplumun fayda sağlaması gibi.

Sosyal refah
Yoksullara yapılan organize yardımı tanımlayan kavram. İlk kez 1601 yılında İngiltere«de yoksullara yardım programı hazırlanmıştır. Ancak sağlığı yerinde olanların çalışması, çocukların belirli bir çıraklık döneminden geçirilmesi de zorunlu hale getirilmiştir. Sadece yoksulları değil, tüm halkı kapsayan sosyal güvenlik programı, ilk kez 1880«lerde Almanya«da işçilere sağlık sigortası yapılmasıyla başlamıştır.

Sosyal sınıf
Üretici araçlara sahip olup olmama, üretici güçler üzerinde denetim gücü bulunup bulunmama, toplumsal iş bölümü düzeninde aldıkları yere ve toplumsal zenginliğin bölüşümüyle yönetiminde söz sahibi olup olmamalarına göre birbirlerinden ayrılan geniş insan kümeleri

Sosyalist ekonomi
Ekonomik alanda ferdin kontrolu yerine toplumun kontrolunu esas tutan sistem. Servetin toplumun elinde olmasını, toplumun işlerinin herkes tarafından bölüşülmesini amaç edinir. Bireyciliğe karşıdır.

Sosyalizm
Ekonomik alanda ferdin kontrolu yerine toplumun kontrolunu esas tutar. Ekonomik faaliyetlerin bir bütün olarak, özellikle toplum yararına planlandığı ve denetlendiği bir toplum şeklidir. Servetin toplum elinde olmasını, toplum işlerinin herkes tarafından bölüşülmesini amaç edinir. Bireyciliğe karşıdır. Bu doktrini sistematik hale getiren, Charles Fournier olmuştur.

Soyguncu baronlar
ABD’de 20. yüzyılın başlarında piyasadaki boşluklardan yararlanan, kapitalizmi acımasızca uygulayıp rekabet koşullarını ortadan kaldıran, bu yollarla büyük servet sahibi olmuş iş adamları

STOK DEVİR HIZI
Stokların yıl içinde kaç kez satışlara dönüştürüldüğünü göstermektedir. Devir hızının yüksek olması işletmenin daha fazla kar etmesine olanak sağlamaktadır. satışların Maliyeti / (D.Başı Stok-D.Sonu Stok)/2

Spot İşlemler
Belirlenen bir vadeye sabit bir factoring ücreti uygulanarak kullandırılan ön ödemeli işlemlerdir. Temlik alınan alacak tutarının veya tahsile alınan ödeme vasıtalarının belli bir yüzdesi müşteriye finansman olarak kullandırılır.

Spot Valör
Mali piyasalarda gerçekleştirilen bir işleme bağlı ödemelerin işlemin yapıldığı günü takip eden iki iş günü sonrasında gerçekleştirilmesidir.Spot valörle yapılan bir işlem, örneğin Pazartesi günü gerçekleşmiş ise ödemeler Çarşamba günü yapılmaktadır. Diğer bir deyişle spot valör, paranın kullanıma hazır olacağı tarihi ifade eder. İşlem tarihi ile kullanım tarihi arasındaki fark, mesajların hazırlanması, kontrollerin yapılması, fonların temini gibi işlemlerin belli bir zaman gerektirmesindendir.

Spekülasyon
*Vurgunculuk; satın alınan malların ya da değerli kağıtların aşırı karla başka kişilere ya da kurumlara satılması; piyasanın yükseleceği umuduyla mal almak, depolamak, borsalarda fiyatlardan meydana gelebilecek farkları değerlendirebilmek için yapılan alışveriş. Bu faaliyetler kriz dönemlerinde yoğunlaşır. “Değer düşüklüğü” üzerine ve “değer yükselişi” üzerine olmak üzere iki türlü yapılır
*Bireyin gelecekle ilgili beklentileri doğrultusunda fiyat ya da döviz kurundaki değişmelerden bir gelir elde etmek amacıyla yapılan işlemdir.
*İleride ortaya çıkabilecek fiyat dalgalanmalarından yararlanarak kazanç sağlamaktır

Spekülatör
Gelecekteki fiyat değişikliklerini tahmin etmeye çalışan ve kar elde etme amacıyla tahminler ve beklentiler üzerine işlem yapan kimse

Spesifik vergi
Verginin hesaplanmasında vergi oranının uygulanacağı matrahın sayı, adet, metre, metreküp, kilo, litre vs gibi fiziki ölçüler üzerinden hesaplanacağı vergi türü. Günümüzde spesifik vergilerin sayısı giderek azalmaktadır. Motorlu kara taşıtları vergisi, bir spesifik vergi örneğidir. Spesifik vergilerin en ilginç örneklerinden biri 1926 yılına kadar Fransa’da yürürlükte olan kapı ve pencere vergisi olmuştur. Bu verginin matrahı binanın kapı ve pencere sayısıdır.

Stagflasyon
Ekonomik durgunluk içinde fiyat artışı; durgunluk içinde enflasyon; yüksek işsizlik oranı ile yüksek enflasyon oranının bir arada bulunduğu ekonomi; üretimde durgunluk ve artan işsizlikle birlikte fiyatların yükseldiği durum, resesyon ve depresyon dönemlerinde durgunluk ve gerileme. Düşük fiyat düzeyleriyle seyreder. Normalde ekonomi durgunluğa girdiğinde fiyat artışlarının hız kesmesi ve enflasyonun gerilemesi gerekir.

STRIP (Separate Trading of Registered Interest and Principal of Securities):
Kuponlu bir menkul kıymetin anaparası ve kuponlarının ayrı ayrı işlem görebilmesi amacı ile ayrıştırılmasını ifade eder. Amaç, özellikle uzun vadeli kuponlu ihraçların yatırımcı açısından kullanım alanını genişletmek ve bu tür ihraçların talebini artırmaktır. T.C. Hazinesi tarafından bu amaçla bazı değişken faizli kuponlu ihraçların anapara ve kuponları ayrıştırılmıştır.

Standart Değişim Sistemi
Hariçte işlemi kapsamında yurt dışına gönderilen eşya karşığılında geri getirilen eşyanın aynı tarife numarası, aynı ticari kalite ve aynıi teknik karakterde olması halinde gümrük vergileri alınmamasıdır.

Standart Endüstriyel Kodlama
Uluslar arası Anlaşmalara göre ürünlere verilen standart kodlar. Bu sayede ürünün sınıfı ve alanı belli olur.

Stand By Düzenlemeleri
Kredi işlemlerinde kullanılan bir terimdir. Stand by, dış ödeme güçlüğü çeken ve IMF’ ye üye olan ülkelere, uygulanacak istikrar programları çerçevesinde belirlenmiş bir takvime göre kaynak aktarmak amacıyla IMF ile üye ülke arasında imzalanan sözleşmedir.

Sünger proje
Bu proje, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından gelişmekte olan ülkelerdeki istihdam sorununun çözümü için ortaya atılmıştır. İnsan gücünü devreden çıkaran yatırımlar yerine döviz harcaması gerektirmeden, emek-yoğun üretim alanlarına yatırım yapılmasını esas tutar. Böylece işsizliğin bu yatırımlarla sünger gibi emilmesi öngürülür.

Sürdürme Teminatı
Borsa tarafından belirlenen ve başlangıç teminatının, vadeli işlemler piyasasındaki olumsuz fiyat değişmeleri sonucu oluşan zarar dolayısıyla, ineceği asgari teminat seviyesini gösteren tutardır.

Sürekli Denetleme
Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi ortaklıkların, mevzuat ve genel kabul görmüş denetim ve muhasebe esas ve ilkelerine uygunluk yönünden, defter, kayıt ve belgelerinin her yıl denetlenmesidir.

Süre (Duration)
Sabit getirili, kupon ödemeli bir menkul kıymetin, anapara ve kupon ödemelerinin net bugünkü değerlerinin, kupon ödeme dönemleri ile ağırlıklandırılarak bulunan vadesidir. İskontolu, kupon ödemesi olmayan kıymetlerde, duration, kıymetin vadeye kalan süresine eşittir. Risk ölçümü açısından, menkul kıymetin piyasa faizine olan duyarlılığını ölçer. Düşük kupon ödemeli, uzun vadeli kıymetlerin süresi (duration) daha uzun, diğer bir deyişle, faiz riski daha fazladır. Farklı vade ve kuponlu yatırım araçları ile bu tür mali araçlardan oluşan portföylerin birbirlerine göre hangi oranda faiz riski ile karşı karşıya olduklarının karşılaştırılmasında kullanılır. Efektif vade olarak da adlandırılır.

Sürüngen kur sistemi
İlkelerin döviz kurlarında gerekli olduğu hallerde sürekli olarak ve küçük ölçüde ayarlamalar yapabildikleri döviz kuru sistemi. En önemli özelliği, yapılacak kur değişikliğinin üst sınırının önceden belirlenmiş bir süre içinde gerçekleşmesidir. Temel amaç, döviz kurlarında büyük oranlı değişikliklerin yol açabileceği spekülatif sermaye hareketlerinin önlenmesidir. Bir başka amaç ise ülkelerin ödemeler bilançolarındaki geçici dengesizliklerin giderilmesini sağlamaktır.

Standardizasyon Standart hale getirme,
Kitlesel üretimde ürünlerin isteklere uygun olarak tek bir biçime sokulması; bir malı piyasada satılabilecek belirli niteliklere uydurma; bir işin yapılması için izlenecek yöntemleri belirleme. ISO (International Standard Organization) ise şöyle bir tanımlama yapar: “Belirli bir faaliyetle ilgili olarak ekonomik fayda sağlamak üzere, bütün ilgili tarafların yardım ve işbirliği ile belirli kurallar koyma ve bu kuralları uygulama işlemi’

Standby anlaşması
Günümüzde uluslararası kredi işlemlerinde kullanılır. Her an verilebilecek kredileri niteler. En belirgin uygulaması uluslararası para fonu (IMF) bünyesinde görülür. Kuruluşta ilgili üyeler için üzerinde anlaşmaya varılan belirli süreler dahilinde ve belli miktara kadar söz konusu olan kullanılabilir fonları ifade eder. Bu anlaşmalar genelde bir yıl sürelidir.

Standby kredisi
IMF’in bir istikrar programı uygulamakta olan bir ülkeye bu programı desteklemek için verdiği kredi

Standart Endüstriyel Kodlama
Uluslar arası Anlaşmalara göre ürünlere verilen standart kodlar. Bu sayede ürünün sınıfı ve alanı belli olur.

Stok
Sürekli ya da geçici olarak belli bir zaman boyutuna sahip olmayan ekonomik bir varlık kütlesi

Sübvansiyon
Bazı malların üreticilerine hükümet tarafından yapılan destek amaçlı ödeme

Swap
İki ülkenin merkez bankaları aracılığıyla birbirlerinin karşılıklı olarak ulusal paralarını kabul etmeleri

Ş harfi ile başlayan ekonomi terimleri :

Şartlı Muafiyet Sistemi
Serbest dolaşımda olmayan eşya, işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmasından sonra Türkiye Gümrük Bölgesinden yeniden ihraç edilmesi amacıyla, gümrük vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın ve vergileri teminata bağlanmak suretiyle, dahilde işleme rejimi kapsamında geçici olarak ithal edilebilir. Eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihracı halinde, teminat iade olunur. Eşyanın bu şekilde dahilde işleme rejiminden yararlanmasına şartlı muafiyet sistemi denir.

Şeker Yasası
İngiltere«nin Amerika«daki kolonilere Fransa ve Hollanda Batı Hint Adaları«ndan kaçak olarak şeker ve melas getirilmesini önlemek ve kolonilerden sağladığı gelirleri artırmak amacıyla 1764«te çıkardığı yasadır. Bir etkisi kalmamış olan 1733 tarihli Melas Yasası«nı canlandırmayı amaçlayan yasa, şeker ve melasa konan gümrük vergilerinin sıkı biçimde uygulanmasını öngörmüştür. Ancak yasa, kolonilerde büyük bir tepkiye neden olmuştur.

Şimdiki mallar
Yaşanan dönem içinde varolan, insanların ihtiyaçlarını tatmin için emre hazır halde tutulan bütün mallar

Şirket
Ticari faaliyette bulunulan kuruluş. “Adi” ve “ticaret” olmak üzere iki gruba ayrılır. Adi şirketler iki veya daha fazla sayıda kişinin ortak bir amaç için mal ve emeklerini birleştirmeyi kabul ettikleri kuruluşlardır. Yasal olarak belirlenmiş bir kuruluş şekli yoktur. Ticaret Kanunu«nda tanımlanan şirket özelliklerini taşımaz. Dolayısıyla yasayla belirlenmiş bir biçimi yoktur. Kuruluş yazılı olarak noterde onaylatılabileceği gibi sözlü anlaşmayla da kurulabilir.

R ekonomi terimleri sözlüğü

Radikalizm
Ekonomik sistemde köklü reformlar istenmesi

Rant
Faiz geliri, gayrimenkul kiraları gibi kazanılmadan elde edilen getiri

Rantabilite
Herhangi bir yatırım konusunun yatırılan sermayeye gelir sağlama olanağı; işletmenin belirli bir dönemde elde ettiği karın o dönemde işletmede kullanılan sermayeye oranı

Rantiye
(1) gayrimenkul kiralarından ve banka faizlerinden geçinen kişi, (2) Fransız hükümet fonlarına yatırım yapmış kişi_

Rasyo
Bir işletmede çeşitli değerlerin birbirine oranlaması ile elde edilen ölçüler; mali analiz işlerinde kullanılan, bir kuruluşun bilançosunu, işletme kar ve zarar hesaplarını tahsil etmek için çeşitli muhasebe kalemleri arasında kurulan oranlar

Rasyonalizasyon
(1) paraya çevirme, paraya tahvil etme, malını satıp nakde çevirme, (2) bir işletmenin verimliliğini artırıcı önlemler; herhangi bir etkinlik alanında herhangi bir iş sürecinde emeğin üretkenliğini artırıcı, ürünün kalitesini yükseltici, otomatizasyonu sağlayıcı gelişmelerin tümü; bir işletmede üretim ve yönetim çalışmalarının ekonomik hale getirilmesi; yapılan masrafla alınan iş sonucunun birbirine uygunluğunun sağlanması

Rating
*Dereceleme, kredi riskini sınıflandırma, kredi kalitesinin veya borçlanma araçları üzerindeki risk derecesinin belirlenmesi operasyonu. Amaç, menkul değer ihraç ederek borçlanmak isteyen şirketlerin durumu hakkında fikir edinmektir.
* İhraçcıların (şirket, devlet, vs.) ihraç ettikleri borç niteliğindeki menkul kıymetlerin (tahvil, finansman bonosu vs.) anapara ve faizini zamanında geri ödeme yeterliliğine ne ölçüde sahip olduklarını göstermek amacıyla bağımsız kuruluşlar tarafından yap

RCD (Regional Cooperation for Development)
Kalkınma için Bölgesel İşbirliği. CENTO’yu tamamlayıcı nitelikte bir örgüt olmuştur. 1964 yılında CENTO üyeleri olan Türkiye, İran ve Pakistan tarafından oluşturulan örgütün amacı, söz konusu ülkeler arasındaki ekonomik, teknik ve kültürel işbirliğini geliştirmektir. 1979’da İran’da Şah’ın devrilmesi sonucunda önemini kaybetmiş bir süre sonra da faaliyetine son vermiştir.

Re Eksport
Diğer ülkelerden yurda ithal edilen malların daha sonra yurtdışına ihraç edilmesidir.

Reasürans
Bir sigortanın bir başka sigortaya teminatı, mükerrer sigorta

Reel faiz
*Nominal faizin enflasyon oranıyla düzenlenmiş şekli
* Fiyat değişimlerinden arındırılmış faizdir.

Reel Faiz Oranı (Real Interest Rate)
Nominal faizin enflasyondan arındırılmış halidir. Teknik olarak, nominal faiz oranından, beklenen enflasyon oranının çıkarılması ile bulunur. Örneğin, faiz oranı % 70, beklenen enflasyon oranı % 60 ise, reel faiz oranı % 10’ dur.

Reel milli gelir
Bir ülkede belli bir dönemde yaratılan mal ve hizmetlerin fiziki miktarlarının o dönemin cari fiyatlarıyla değil de temel alınan yılın fiyatlarıyla ilişkilendirilmesi sonucu elde edilen değer

Reel ücret
Üretim faaliyetine katılan emek faktörünün, yarattığı maldan elde ettiği nominal ücretin satın alma gücü

Reel Sektör (Reel Kesim)
Ulusal ekonomide tarım, sanayi ve hizmetler ana sektörlerinde üretici ve tüketici konumundaki bireylerin tümünü temsil eden kesimdir. Bu kesimin gerçekleştirdiği tasarruflar finansal kesim tarafından toplanır ve tekrar reel kesime kullandırılır.

Reel yatırım
Bir ülkede belli bir dönemde ekonomide mevcut sermaye stokuna yapılan ilaveler

Reeskont
*Bir bankanın elinde bulundurduğu ödeme sırası henüz gelmemiş senetleri bir başka bankaya iskonto ettirmesi
* İskonto edilmiş, diğer bir deyişle bir bedel karşılığı (iskonto) el değiştirmiş olan kıymetlerin yeniden bir bedel karşılığı (re-iskonto) el değiştirmesini ifade eder. Merkez bankalarının, şartlarını kendileri belirlemek şartı ile çeşitli senetleri iskontoya tabi tutarak (re-iskonto), reeskont penceresi adı altında para politikası uygulamalarında kullandıkları bir araçtır.

Reeskont haddi
Merkez bankasının kabul ettiği ve uygulamak üzere açıklamış olduğu faiz haddi

Refah ekonomisi
Bireyin ve toplumun ekonomik refahını artırmak için alınması gerekli tedbirlerin esaslarını belirlemeye çalışan ekonomi. Sorunlar toplumun refahı açısından ele alınır ve refah maksimizasyonu için kriterler ortaya konmaya çalışılır.

Referans Fiyat
Bir hisse senedinin işlem görebileceği en üst ve en alt fiyat limitlerinin belirlenmesinde esas teşkil etmeyen, fiyat tescili yapılıncaya kadar üyelerce referans değer olarak kullanılması amaçlanan fiyattır. Sadece Rüchan Hakkı Kupon Pazarı’nda işlem görmesi.

Reflasyon
Deflasyon içinde bulunan veya deflasyona kaymakta olan bir piyasanın yeniden dengeye getirilmesi, önceki fiyat düzeyine yeniden ulaşmak için tedavüldeki paranın azaltılması ya da çoğaltılması, sistemi önceki şartlarına döndürme, deflasyon ortamında bulunan veya durgunluğa kaymakta olan piyasaların yeniden dengeye getirilmesi. Ekonominin istikrarlı fiyat koşullarında daha geniş bir istihdam hacmine geçtiği enflasyonsuz gelişmedir.

Reform
Değişim, yeniden kuruluş, toplumsal siyasal yapının temellerine dokunmadan var olan düzeni koruyarak devletin yönetim çevrelerince gerçekleştirilen yenileşme, düzenleme

Reformizm
(1) kapitalizmi kökünden söküp atmak yerine değişiklikler yapma fikri. Marksist teoride toplumsal dönüşmeleri devrimle değil reformla sağlamak isteyenlerin ideolojisi, eldeki kurum ve olanaklarla devrime başvurmadan toplumun daha iyi bir duruma getirilebileceğini sosyal adaletin sağlanabileceğini ileri süren siyasal sistem, (2) bir toplumsal ya da siyasal programın düzeltilmesi

Rejim Hak Sahibi
Gümrük beyanını yapan veya hesabına gümrük beyanı yapılan kişi veya bu kişiye ait bir gümrük rejimi ile ilgili hakların ve yükümlülüklerin devredildiği kişiyi ifade eder.

Rekabet
(1) üretim araçları üzerinde özel mülkiyete dayalı ekonomilerde daha iyi üretim koşulları ve mal sürümü için özel işletme sahipleri arasındaki mal üretimine özgü savaşım, (2) herhangi bir etkinlik alanında ayrı ayrı kişi ya da gruplar arasında sürdürülen yarış, firmalar arasında pazar payı, kar, ciro gibi kriterler üzerinden öne geçmek için verilen mücadele

Repartimiento
(1) Latin Amerika«nın 16. yüzyıldaki koloni döneminde Karaib adalarındakine benzer, tavizlere dayalı bir çalışma yöntemi. (2) Meksika«nın koloni olduğu dönemde, yerlilerin bölgelere ayrıldığı bir çalışma düzeni. Peru da benzer bir çalışma yöntemini uygulamıştır.

Repo
*Geri satın alma anlaşması. Satıcı olan firnansal kuruluşun hazine bonosu, tahvil gibi menkul değere daha önce belirlenen bir fiyattan geri satın almayı taahhüt etmesi koşuluyla gerçekleştirdiği bir tür kısa vadeli mevduat toplama yöntemi
*Bir menkul kıymetin işlem başlangıç valöründe satılıp bitiş valöründe geri alınmasını ifade eder. Repo yapan taraf parayı kullanan taraftır. Açılımı “geri alım vaadiyle satış”tır.
*Bir kıymetin belli bir tarihte, belli bir orandan geri satım vaadi ile alımını ifade eder. İşleme konu olan kıymet ödünç verilen para için teminat niteliğindedir. Merkez bankası açısından repo işlemi Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde, piyasaya, işlem vadesi süresince, repoya tabi kıymetler karşılığında geçici olarak para verilmesini ifade eder

Resesyon
Ekonomik hayatın canlılığını kaybetmesi, üretim faaliyetlerinin daralması, duraklama, ekonomik etkinliklerde görülen hafif düşme. Resesyon, ekonominin büyüme hızının, nüfus artış hızının altına inmesi ve dolayısıyla kişi başına milli gelirin yerinde saymasıdır. ABD«de yılın iki çeyreğinde büyüme hızının sıfıra yaklaşması halinde resesyon teşhisi konulmaktadır. Avrupa«da ve Türkiye«de ise üç çeyrek dönemde büyüme hızının yüzde -1 ile yüzde 2 arasında kalması durgunluk olarak tanımlanmaktadır

Resim
Bir hizmetten ya da haktan yararlanmanın karşılığı olarak alınan bedel

Resmi Müzayede Pazarı
Mahkemelerin, icra dairelerinin ve diğer resmi dairelerin Borsa’da yapılmasına gerek gördükleri menkul kıymet satım işlemlerinin yapıldığı pazardır

Revalorizasyon
Paranın değerini yeniden belirleme, paraya yitirdiği değerin tümünü ya da bir bölümünü yeniden kazandırmak için gerçekleştirilen işlem

Revalüasyon
*Yeniden kıymet biçme, kıymetini artırma; ulusal paranın dış değerinin hükümet kararıyla yükseltilmesi; bir ülke parasının altına ya da yabancı ülke paralarına göre değerinin yükseltilerek yeniden ayarlanması
*Bir ülke parasının diğer ülkelerinin paraları karşısında değer kazanması sürecidir.
*Ulusal paranın yabancı paralar karşısındaki değerinin artmasını ifade eder. Örneğin, Türk Lirasının ABD doları karşısındaki değerininin 1.300.000 TL’den 1.200.000 TL’ ye yükselmesi (ABD dolarının değer kaybetmesi), TL’ nin 100.000 Lira değer kazanması anlamındadır.

Revizyonizm
Gözden geçiricilik; gözden geçirerek yeniden düzenleme. Var olan yapıda değişiklik ister.

rezerv
İhtiyat, karşılık, yedek, (1) bir şeyin daha sonra ortaya çıkabilecek bir ihtiyaç için ya da özel durumlarda kullanılmak üzere saklanan kısmı, karşılık olarak kardan ayrılan kısım, (2) yeni ve tamamlayıcı malzeme, araç ya da kadroların sağlandığı kaynak. Rezervlerin bir bölümü merkez bankalarında olur. Bu rezervlere ticari bankalardaki döviz rezervleri ve altın mevcudu eklenince brüt rezervlere ulaşılır.

Rezerv para
*Uluslararası ticaretin büyük bölümünü finanse eden ve hükümetlerle uluslararası kuruluşların portföylerinde bulundurmak istediği ödeme araçları. Döviz, altın ve SDR’den oluşur.
*Uluslararası mali kuruluşlar ile hükümetlerin ellerinde bulundurdukları altın ve dövize verilen addır

Re’sen Alım/Satım
Temerrüt halinin Borsa Yönetim Kurulu’nun belirlediği süreyi doldurması halinde, sürenin bitimini takip eden ilk iş günü işlem konusu hisse senetlerinin temerrüde düşen üyenin pozisyonuna göre Hisse Senetleri Piyasası Müdürlüğü’nce elektronik ortamda ayrı ayrı alım.satım.

Reverse Repo (Reverse Repurchase Agreement)
Bir kıymetin belli bir tarihte, belli bir orandan geri alım vaadi ile satımını ifade eder. Merkez bankası açısından reverse repo işlemi Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde, piyasadan, işlem vadesi süresince, verilen kıymetler karşılığında geçici olarak para çekilmesini ifade eder.

Ricardo«nun rant teorisi
Klasik iktisatçılardan David Ricardo«nun, toprak rantının kaynağını açıklayan kuramıdır. Buna göre rantın kaynağı, topraklar arasındaki verimlilik farkı veya doğanın cimriliğidir. Toprakta azalan verimler kanunu geçerlidir. Nüfus artışından kaynaklanan talep artışını karşılayabilmek için giderek daha verimsiz ya da daha uzak topraklar kullanıma açılmak zorundadır. Diğer taraftan tam rekabetin geçerli olduğu piyasada tarımsal bir malın tek fiyatı vardır. Bu fiyat, en verimsiz toprağın ürün maliyetine eşittir. Bu fiyatla verimli toprakların birim maliyeti arasındaki fark toprağın rantını oluşturur.

Rıhtım Sigortası
Rıhtımda bekleyen gemilere ve içlerindeki yüklere uygulanan bir tür sigorta.

Rıhtımdan Rıhtıma (LCL / LCL)
Kargonun hazırlanması ve boşaltılması işlemi taşıyıcı tarafından gerçekleştirilir. Her iki işlemde taşıyıcının tesislerinde yapılır.

Risk
Ticarette zarar etme tehlikesi, risk, kazanma ihtimalinin yanında kaybetme tehlikesinin de bulunduğu durum, riziko; herhangi bir teşebbüs konusunda sonucun kötü olabileceği düşüncesine fazla yer vermeden işe başlama ve yürütmeye çalışma kavramı

Risk-Getiri
Bir yatırımın öngörülen getirisi karşılığında mevcut riskini ifade eder. Risk genelde yatırımın geçmiş getirilerinin standart sapması (historical volatility) ile ifade edilir. Yatırımdan beklenen getiri ise (expected return), geçmiş getirilerinin ortalamasıdır. Belli bir risk karşılığında elde edilebilecek maksimum getirilerin oluşturduğu risk-getiri eğrisine “efficient frontier” adı verilip, özellikle karşılaştırma, ölçüt (benchmark) amaçlı kullanımı söz konusudur. Vadesine kadar elde tutulduğunda getirisi kesin olan tahvil-bono türü yatırımlar bu tür analizlerde genelde risksiz yatırım olarak kabul edilirler. Ancak bu tür kıymetler üzerinde vadesinden önce işlem yapılması söz konusu ise benzer piyasa riskleri (faiz, kur) söz konusudur.

Riskten Kaçınma (Risk Averse) ,Risk Alma (Risk Lover), Risk Neutral
Bir yatırımcının risk karşısında takındığı tavırları ifade etmekte kullanılan kavramlardır. “Risk averse” bir yatırımcı riskli bir portföyü ancak riskini karşılayacak garanti bir prim karşılığı kabul eden, “risk lover” bir yatırımcı yüksek bir riske rağmen bir prim talep etmeksizin garanti bir düşük getiriye razı olan, “risk neutral” bir yatırımcı ise riskle değil yatırımın getirisi ile ilgili olan yatırımcı türünü ifade eder.

Risk Sermayesi Yatırım Ortaklığı
Kayıtlı sermayeli olarak kurulan ve çıkarılmış sermayelerini esas olarak sermaye ve faiz kazancı elde etmek amacıyla risk sermayesi yatırımlarına yönelten halka açık anonim ortaklıklardır.

Robertson Gecikmesi
Ekonomik birimlerin gelirlerini elde ettikleri an ile harcadıkları an arasındaki belli bir gecikme

Roma Kulübü
Güvenli bir geleceğin olanaklarını araştıran, sorunlara çözüm bulmak ve yapılan araştırmaları kolaylaştırmak amacını güden, bilim adamları, sanayicileri ve ekonomistleri bünyesinde toplayan özel bir kuruluştur. 1968 yılının nisan ayında İtalyan sanayici Aurelio Peccei’nin önderliğinde oluşturulmuştur.

Royalty
İmtiyaz veya berat ücreti; telif hakkı; bir lisans hakkı veya ticari marka sahibi olan kişinin bir başkasına devrettiği bu hak ya da marka karşılığı almış olduğu bedel

Rotatif Akreditif
“Verilen talimatta tespit edilmiş akreditif tutarının tamamının veya bir kısmının kullanılması veya çekilen poliçenin ödenmesi halinde, talimatta belirtilen miktarda aynı şartla ve otomatik olarak yenilenen akreditiftir. Bu tür akreditif genellikle aynı ci”

Rüçhan Hakkı
Ortaklıkların bedelli sermaye artırımlarına mevcut ortakların öncelikle katılma hakkıdır. Sözkonusu hak, hisse senedine bağlı “Yeni Pay Alma Kuponları” karşılığında ve ayrıca hisse senedi ibrazına gerek kalmaksızın kullandırılır.

P ekonomi terimleri sözlüğü

Paketleme Listesi
Bu liste ürünün neyden yapıldığı, neler içerdiği, nasıl yükleme yapılacağı ve benzeri bilgileri içermektedir.

Panik
Halkın finans yapısına güvenini kaybettiği ekonomik ve mali kriz. Böyle bir durum, borsaların düşmesi, mevduat sahiplerinin bankalara hücum etmesi, şirketlerin iflas etmesi şeklinde karakterize edilir. Modern kapitalizmde ilk panikler, 1720«de Fransa ve İngiltere«de yaşanmıştır. ABD ilk paniği 1819 yılında görmüş, bundan sonra 1837, 1857, 1869, 1873, 1907, 1929 ve 1987 de panik yılları olmuştur.

Para
*Nakit, servet, alışverişte mübadele aracı. Malların ve hizmetlerin değerini ölçmekte kullanılan soyut hesap birimidir. Bir toplumun kıymet ölçüsü ve mübadele vasıtası olarak kullanmayı kabul ettiği nesnedir. Kıymet ölçüsü ve mübadele vasıtası olmasının yanı sıra kıymet taşıyıcısı ya da kıymet biriktirme aracıdır. Mal gibi üretilir, piyasaya arz edilir ve talep edilir. Ancak diğer mallardan farklı özelliği, bir mübadele aracı olmasıdır. Kolaylıkla el değiştirebilir. Ayrıca diğer malların tüketilerek son bulma özelliğine karşılık para ekonomide tekrar kullanılmak üzere kalır ve dolaşır. Aynı zamanda kıymet ölçüsüdür.
*Mal ve hizmetlerin değişim aracı. Ekonomide madeni, banknot para birimlerinin yanı sıra vadesiz mevduatlar ve kredi kartları da para unsurları içinde sayılır. Değişim aracı, değer ölçütü ve saklama işlevi vardır. Vadeli mevduat, devlet tahvili gibi değişim araçları da para benzeri olarak değerlendirilir.

Para aldanması
İşçilerin ücretlerinde yapılacak bir indirime karşı direnirlerken, parasal ücretleri aynı kaldığı halde fiyatlar genel düzeyindeki yükselme sonucu reel ücretlerdeki azalmaya daha duyarlı olmaları

Para arzı
*Merkez bankası tarafından ekonominin genel ihtiyaçlarına göre dolaşıma çıkarılan para
*Para stoku anlamında da kullanılır. Belirli bir anda ekonomide dolanımda bulunan ve para olarak kullanılan araçların toplamıdır.

Para ekonomisi
Değişim aracı olarak paranın kullanıldığı ekonomi, (1) ekonomik yaşama paranın egemen olması, (2) takas yoluyla değişimin yerini para ile değişimin aldığı ve böylece üretimin çok geniş ölçüde tüketim için değil pazar için yapıldığı ekonomi sistemi.

Para erozyonu
Enflasyonun etkisiyle paranın değerinde oluşan yıpranma

Para Kurulu (Currency Board)
Döviz kuru rejimlerinden biridir. Bu tür bir uygulamada, ulusal paranın değeri yabancı bir para birimine veya yabancı para birimlerinden oluşan bir sepete karşı sabitlenir. Para politikası uygulaması açısından bakıldığında parasal tabanın sadece yabancı para karşılığında yapılan işlemlerle değişmesine izin verir. Diğer bir deyişle, merkez bankasına önceden belirlenmiş sabit bir kurdan döviz satıldığı zaman para miktarı artar, merkez bankasından döviz alındığı zaman azalır.

Para piyasası
*Kısa vadeli kredi talepleriyle kısa vadeli kredi arzlarının karşılaşması
*Kısa vadeli fon (kredi) arz ve talebinin karşılaştığı, genellikle merkez bankaları tarafından yönlendirilen piyasalardır.
*Kısa vadeli (uluslararası piyasalar için 90 gün ve daha az), yüksek likiditeye sahip finansal enstrümanların işlem gördüğü piyasalardır

Para Politikası
*Bir ülke ekonomisindeki para arz hacmini değiştirmeye yönelik politikalar bütünüdür. Uygulama yöntemleri arasında Merkez Bankası’nın senetleri nakite çevirdiği açık piyasa müdahalesi, banka işlemleri ve kredi tavanının değiştirilmesi sayılabilir. Para politikaları depresyonda yetersiz kalır.
*Ekonomik büyüme, istihdam artışı ve fiyat istikrarı gibi hedeflere ulaşabilmek için paranın elde edilebilirliğini ve maliyetini etkilemeye yönelik olarak alınan kararları ifade eder. Uygulanmasından sorumlu kuruluşlar merkez bankalarıdır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda, Bankanın temel amacının fiyat istikrarı olduğu ifade edilmiştir.

Para Politikası Kurulu – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (Monetary Policy Committee)
Fiyat istikrarını sağlamak amacıyla para politikası ilke ve stratejilerinin ve bu stratejiler çerçevesinde Hükümet ile birlikte enflasyon hedefinin belirlemesi, Türk Lirasının iç ve dış değerini korumak için gerekli tedbirlerin alınması ve yabancı paralar ile altın karşısındaki muadeletini tesbit etmeye yönelik kur rejiminin, yine Hükümet ile birlikte belirlenmesi ile görevli ve yetkili olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bünyesinde oluşturulmuş bir kuruldur. Para Politikası Kurulu, Başkan (Guvernör)ın başkanlığı altında, Başkan (Guvernör) Yardımcıları, Banka Meclisince üyeleri arasından seçilecek bir üye ve Başkan (Guvernör)ın önerisi üzerine müşterek kararla atanacak bir üyeden oluşur. Hazine Müsteşarı veya belirleyeceği Müsteşar Yardımcısı toplantılara oy hakkı olmaksızın katılabilir.

Para talebi
Bir ülkede belirli bir dönemde kişilerin ekonomik varlıklarını para olarak ellerinde bulundurma istekleri

Paranın Dolaşım Hızı (Velocity)
Bir birim paranın kaç birim mal veya hizmetin el değiştirmesine imkan sağladığını gösterir. GSMH / Para Stoğu ile ifade edilir.

Parasal Aktarım Mekanizması (Monetary Transmission Mechanism)
Para politikası kararlarının üretim, tüketim, istihdam gibi reel ekonomik aktiviteleri ekonominin kendi dinamikleri aracılığı ile etkilemesini sağlayan mekanizmadır. Örneğin, Merkez Bankasının kısa vadeli faizleri değiştirerek, enflasyon beklentileri, piyasa faiz oranları, vade yapısı, para – kredi büyüklükleri ile aktif fiyatlarını etkilemesi ve belli bir süre sonra bu değişmelerin reel büyüklükler üzerinde etkili olması bu mekanizmanın çalışma biçimini oluşturur. Ancak, böyle bir mekanizmanın net olarak tespit edilmesi, davranışsal bir takım tanımlamalar da gerektirdiğinden, oldukça zordur.

Parafiskal gelirler
Devletin kendilerine verdiği yetkiye dayanarak ticaret odası, tabipler odası gibi kamu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sosyal güvenlik kuruluşları tarafından tahsil edilen ancak devlet bütçesine dahil edilmeyen kamu geliri türü. Parafiskal gelirlerin vergiye benzeyen yönü, bunların vergi gibi cebri bir yükümlülük olmasıdır.

Pareto optimumu
Toplumsal refah kriteri. Toplumdaki bireylerden en az birinin refahını azaltmadan diğer birinin refahını artırma imkanı yoksa o toplumun refahı optimumdur. Pareto optimumunun gerçekleşmesi için hem üretimde hem de tüketimde etkinlik sağlanmalıdır. Kanun, İsviçre-İtalyan soyundan gelmiş bir iktisatçı ve sosyal bilimci olan Vilfredo Pareto’nun (1848-1923) adıyla anılır. Pareto’ya göre toplumun belli başlı sınıfları arasındaki gelir dağılımını saptayan iki unsur vardır. Biri toplumun kültürü, diğeri ekonomideki verimlilik düzeyidir. Ekonomi ne kadar verimli olursa gelirdeki eşitlik de o kadar iyi olur. Verim ne kadar azalırsa gelir eşitliği de o kadar düşer. Vergiler bunu değiştiremez. Mali devleti savunanlar, büyük ölçüde vergilerin gelir dağılımını etkin ve kalıcı biçimde değiştirebileceği iddiasına dayanmaktadırlar.

Parite
(1) karşılıklı ilişkilerde iki tarafın birbirine eşit olması, herhangi bir uyuşmazlığın bir sorunun çözümünde tarafların eşit temsili ilkesi, (2) aynı değerde olmayan çeşitli ülke paralarının kambiyo değerleri bakımından ve karşılıkları olan altına oranları açısından eşit olmaları, farklı ülke paralarının muadil kıymetleri, iki ülkenin ulusal para birimleri arasındaki dönüşüm haddi, (3) fiyat eşitliği

Parkinson Kanunu
Kamu yönetiminde bürokrasinin artması sonucu iş veriminin düşmesi, devletin ve özel kesimin ücretle çalıştırdığı personeline, genel fiyat düzeyindeki yükselmelere oranla daha az ücret ödemesi durumu. Özellikle kronik enflasyon dönemlerinde devlet gelirleri veya şirket kazançları arttığında elemana aynı oranda bir zam yapılmamaktadır. Başka bir tanımla ücretler enflasyon oranının altında kalmaktadır.

Parti Kiralama
Özel bir formda hazırlanmış yazılı kontrattır. Nakliye aracının sahibi ile bu aracın tamamını veya bir bölümünü kiralayan kişi arasında imzalanır. Kontrat genellikle nakliye ücretlerini ve bu nakliye işleminde kullanılacak olan limanları içerir.

Pasif
*Bir bilançonun aktifi işletmenin varlıklarını gösterirken, pasifi bu varlıkların hangi kaynaklardan sağlandığını sergiler. Pasif, işletmenin aynı zamanda hukuki ve mali yapısını yansıtır. Varlıkların ne kadarının öz sermaye ile karşılandığı ve işletmenin ne kadar yabancı kaynak kullandığı pasif tarafta görülür. Sermaye, yedek akçeler, karşılıklar ve yıl karı pasif tarafın öz sermayeyi oluşturan kalemleri iken, işletmeye herhangi bir şekilde verilen avanslar, açılan krediler, ödenecek olan vergiler, emanet olarak yatırılan paralar yabancı kaynağı oluşturan kalemler olmaktadır.
*Bilançoda gösterilen borç ve yükümlülükler toplamıdır. Aktiflerin hangi kaynaklarla temin edildiğini gösterir.üç ana kalemden oluşur; Kısa Vadeli Borçlar, Uzun Vadeli Borçlar ve öz sermaye. Borçlar, genelde finansal ve ticari olarak ikiye ayrılır. öz sermaye altında şirketin sermayesi, yedekler, yeniden değerleme artış fonu ve net kar gösterilir.

Pasifik Çanağı İlkeleri
Çok kısa sürede büyük bir gelişme gösteren Pasifik ülkelerine verilen genel ad. Bunlar; Çin, Kore, Hong Kong, Japonya, Tayvan, Filipinler, Vietnam, Laos, Tayland, Kamboçya, Singapur, Endonezya, Malezya, Myanmar (Burma)’dır. Ekonomik ve endüstriyel zenginlikleri, planlama ve teşebbüs karışımı üzerine kuruludur. Bu modele Konfüçyus Kapitalizmi adı da verilmektedir.

Paternalizm
Patronun işçisine babalık ettiği görüşü

PAYE (Pay As You Earn)
Kazandıkça öde, vergide “kazanırken öde” yöntemi; personel ücretlerinin ödenmesi sırasında gelir vergisinin kesilmesi

Pazarlama
Bir satıcının karlı alışverişlerinin gerçekleştirilmesi amacına yönelik bilgi birikimi ve uyguladığı etkin işlemler. Satış, dağıtım, reklam, pazar araştırması, ürün planlaması gibi. Modern anlamda pazarlamacılık ilkeleri İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra şekillenmiştir.

Per diem
Gündelik, yevmiye, günlük, yolluk ya da ücretin günlük esasa göre belirlenmesi

Permi
İthal ve ihraç edilecek mallarla, yurt dışına çıkartılacak döviz ve değerler için kamu otoriteleri tarafından verilen izin.

Perestroika
Sovyet lideri Gorbaçov’un ekonomide gerçekleştirmeye çalıştığı yeniden yapılanma hareketi

Perspektif planı
15 yıl veya daha fazla süreler için hazırlanan uzun vadeli planlar. Ekonomik yapının alacağı şekli ve uzun dönemli ekonomik ve sosyal hedefleri belirler.

Peşin Dokümanları
Yükleme belgelerinin güvenliği üzerine yapılan borçlanma

Peşin İskonto
Spot işlemlerin farklı bir uygulamasıdır. Bu işlemlerde alınan ödeme vasıtalarının ya da müşterinin yapacağı ödemelerin ağırlıklı ortalama vadesi hesaplanır ve bu ortalama vadeye uygulanacak sabit factoring ücreti ve komisyon tutarı çıktiktan sonra bakiye

Peter Prensibi
Her kişinin kendi yetersizlik seviyesine ulaşacağı prensibi. 1969’da Lawrence Peter tarafından yazılan bir kitapta ortaya atılan bu prensibe göre kişiler bulundukları pozisyondaki işlerini çok iyi yaptıkları için bir üst pozisyona yükseltilebilir. Bu pozisyon da genelde becerileri zorlayacak yeni bir iştir. Ancak herkesin bir yeterlilik sınırı vardır ve kişi eğer yaptığı işte başarılı olamıyorsa artık terfi etmeyecek demektir. Prensibin bir başka bakış açısı da, insanlar sürekli terfi ettirildiği için belli bir anda bir çok makamın yetersiz kişiler tarafından doldurulacağı inancıdır.

Petro-dollar
Petrol satışlarından elde edilen muazzam kazançlar, petrol ihracatçısı Orta Doğu ülkelerinin Avrupa ve Amerikan bankalarına yatırdıkları fonlar

Phillips Eğrisi
Enflasyon hızı ile işsizlik oranı arasında var olduğu ileri sürülen ters yönlü ilişki. 1960«lı yıllarda İngiliz iktisatçı A.W. Phillips tarafından ortaya atılmıştır. İcret-fiyat sarmalının yüksek istihdam düzeylerinde daha hızlı yükseldiği biçiminde yorumlanmıştır. Ancak özellikle az gelişmiş ülkelerde 1970«li yıllarda yaygın olarak görülen yüksek enflasyon ve yüksek işsizliğin bir arada bulunması olgusunu açıklamakta yetersiz kaldığından inandırıcılığını kaybetmiştir.

Pigou Etkisi
Fiyatlarda meydana gelen düşme sonucu reel servette ortaya çıkan artışın tüketim harcamaları üzerindeki etkisi. Parasal ücretlerin esnek olması halinde tam istihdama ulaşılabileceğini ileri sürer. Buna göre ekonomide parasal ücretlerin azalmasıyla fiyatlar genel seviyesinin de düşmesi halinde daha önce biriktirilmiş tasarrufların reel değerleri artacak ve fertler bu nedenle daha az tasarruf ederek fiyatları düşen tüketim mallarına olan taleplerini artıracaklardır. Fiyatların düşüp servetlerin artmasıyla ortaya çıkan bu tasarruf azaltıcı veya toplam harcamaları artırıcı etkiye “reel balans etkisi” ya da “Pigou etkisi” denir.

Pilot bölge
Uygulamaya konması düşünülen bir politikayı ya da yöntemi özel ve sınırlı bir deneye tabi tutmak amacıyla seçilen bölge. Bu bölgede yapılacak çalışmalar, daha sonraki geniş kapsamlı uygulamada ortaya çıkabilecek sorun ve aksaklıkların önceden belirlenebilmesini amaçlar.

Pirinç levha işlemleri
Kıyı (offshore) bankaların fonksiyonel bankacılıkla uğraşmamaları nedeniyle meşgul oldukları işe verilen ad

Piyasa ekonomisi
Birbirinden bağımsız hareket eden, çok sayıda tüketici ve üreticiden meydana gelen, fiyat mekanizmasına dayalı mübadele ekonomisi. Hangi mal ve hizmetin üretileceğine tüketici karar verir. Tüketici tercihlerinin açıklanmasında piyasa göstergesi fiyatlardır.

Piyasa Yapıcılığı Sistemi (Primary Dealer)
*Birincil piyasa işlemlerinde etkinliği artırmak, ikincil piyasaların işleyişini kolaylaştırmak amacı ile, hazine veya merkez bankalarının, borçlanma senedi ihracı (ihale), döviz müdahalesi türü işlemlerinde sadece belli kriterlere göre seçtiği banka ve diğer bazı kuruluşları taraf kabul ettiği bir sistemdir. Piyasa yapıcısı adı altında seçilen kuruluşlar, ikincil piyasalarda aralıksız işlem yapmak, kotasyon vermek, bir ihracın belli bir miktarını satın almak gibi yükümlülüklere sahiptir
*Piyasanın dürüst, düzenli ve etkin çalışmasını sağlamak ve görevli olduğu sermaye piyasası araçlarında likit ve sürekli bir piyasanın oluşmasını sağlamak için kendi nam ve hesabınaçift taraflı kotasyon vermekle yükümlü olan aracı kuruluştur.

Piyasaya Göre Ayarlama
Vadeli işlem sözleşmesinde pozisyon alındığı tarihten itibaren cari uzlaşma fiyatı ile bir önceki gün piyasada oluşan uzlaşma fiyatı arasındaki farkın, açık pozisyon sahiplerinin hesaplarına yansıtılmasıdır.

Planlı ekonomi
Kaynakların kullanımının devlet tarafından belirlendiği ve kontrol edildiği ekonomi. üretim, yatırım ve dağılım kararlarının tamamı veya büyük kısmı, merkezi yönetim tarafından alınmaktadır. Bu terim, İkinci Dünya Savaşı öncesinde sadece Sovyetler Birliği için kullanılırken daha sonra diğer sosyalist ülkeler ve az gelişmiş ülkeler için de geçerli bir hale gelmiştir. Az gelişmiş ülkeler, ellerindeki kıt kaynakları en verimli şekilde kullanmak, daha yüksek bir gelişmişlik düzeyine ulaşmak, gelişmiş ülkelerle arasındaki açığı hızla kapatmak için planlı ekonomiye ihtiyaç duymaktadır

Plasman
Paranın gelir getirici bir alacağa, menkul ya da gayrimenkul değerlere ayrılması. Yatırım, sermaye stokuna yapılan ilave iken plasman bu stokun el değiştirmesidir. Yeni fabrika tesis etmek yatırımdır, tesis edilmiş bir fabrikayı satın almak ise plasmandır.

Plütokrasi
Zenginler hakimiyeti, servet sahipleri sınıfı, plütokrasi, bir ülkede egemenliğin zenginlere ait olduğu siyasal yapı, zengin sınıfların en zenginlerinden oluşan yönetici kesim

Poliarşi
Modern sanayileşmiş toplumlarda tam bir elit yönetiminin değil, birden fazla elit grubunun aynı anda toplumsal ve siyasal süreçleri etkilemesiyle ortaya çıkan bir elit çoğulculuğunu ifade eden yönetim tarzı. Seçilen yönetici elitler, toplumdaki bütün önemli karar merkezlerine anahtar niteliğindeki işlere nüfuz edememekte, bu alanlar alternatif elitler tarafından doldurulmakta, bu yüzden de herşeyi denetiminde tutan tek bir elitin yönetimi mümkün olmamaktadır.

Poliçe
“Senet metninde poliçe kelimesi veya yabancı dilde karşılığı olan kelimeyi, belirli bir bedelin ödenmesi hususunda kayıtsız şartsız olarak havaleyi, ödeyecek olan muhatabın ad ve soyadını, keşide tarihi ve yerini, keşidecinin imzasını taşıyan senet. ”

Politik ekonomi
Bir taraftan ekonomi diğer taraftan da siyaset ilminin kurallarını inceleyen ve bu kuralları devletin ekonomik rolünü belirlemek için bir araya getiren ekonomi modeli. Oluşan ortak alan, gelişmiş ülkelerde küçük olduğu halde sanayileşmesini tamamlayamamış gelişmekte olan ülkelerde daha büyüktür. Çünkü gelişmiş ekonomilerde sorunların çoğu, mevcut kurumsal ve yasal çerçeve içinde ekonomik kurallara uygun olarak çözümlenir. Ekonominin düzenli işleyebilmesi için ekonomik yapıda kurumsal ve yasal köklü değişikliklerin hepsinin aynı anda gerçekleşmesi gerekir

Politik Risk
İhracat finansında temel sorun iki para birimi arasında alacağınız ücretin azalmasıdır. Bazı önemli durumlarda savaş, istila, darbe gibi durumlarda bu tarz politik riskler daha da büyümektedir

Portföy
(1) evrak cüzdanı veya çantası, (2) bankanın elinde bulundurduğu senetlerin tümü (3) Bir yatırımcının sahip olduğu menkul kıymetlerin tümüne verilen addır.
(4)Sahip olunan varlıkların aynı veya farklı özelliğe sahip birden fazla kıymete yatırılması sonucu oluşan toplam değerdir.

PORTFÖY YÖNETİCİLİĞİ
*Sermaye piyasası araçlarından oluşan portföylerin ne zaman ne kadar alınıp satılacağını belirlemeye yönelik çalışmalar ve yapılan işlemlerdir.
*Kıymetli madenlere dayalı olanlar dahil olmak üzere sermaye piyasası araçlarından oluşturulan portföylerin müşteriler hesabına vekil sıfatıyla yönetilmesidir

Portföy Teorileri
Çeşitli risk ve getiri yaklaşımları altında portföy oluşumlarını inceler. Portföy oluşumu ve yönetime ilişkin, risk-getiri yaklaşımı altında portföyde yer alacak kıymetlerin seçim sürecinin nasıl ve hangi kriterlere göre yapılacağına ilişkin ilk teorik çalışma 1952 yılında “portfolio selection” adı altında Harry Markowitz tarafından yapılmıştır (Bu ve sonraki çalışmaları ile 1990 yılında Nobel Ekonomi ödülünü bu konunun diğer teorisyenleri ile paylaşmıştır). Teorik yapı, Markowitz Modeli, 1963 yılında William Sharpe’ın (1990 nobel ödüllü diğer teorisyen) “Single Index Model” adı altında geliştirdiği model ile basitleştirilmiş, bir anlamda hesaplama güçlüklerinden arındırılarak daha uygulamaya yönelik bir hale getirilmiştir. Teorik yapının gelişme süreci, 1964 yılında Sharp, 1965 yılında Linther, 1966 yılında Mossin’ in ayrı ayrı geliştirdikleri “Capital Assets Pricing” model adlı çalışmalar ile devam etmiştir. 1967 yılında Steve Ross bu teori ile bağlantılı olarak “Arbitrage Price Theory” adı altında yeni bir yaklaşım oluşturmuştur. Bu tür teorik çalışmalar, optimal portföy yönetimi altında yoğun bir biçimde kullanılmaktadır.

Proforma Fatura
*Tedarikçinin malın nasıl gideceğini, alıcıya mal hakkında tür ve miktar hakkında bilgileri verdiği ve değerinin ne kadar olduğunu gösterdiği belge.
*”Alıcıya satılacak malın cinsi, kalitesi, tahmini fiyatı ve bedeli, satış koşulları hakkında bir bilgi vermek üzere düzenlenen ve daha çok bir teklif niteliği taşıyan fatura çeşidir. ”

Pozitif ekonomi
Ekonominin ne olması gerektiği ile değil ne olduğu ile ilgilenir. Ekonomik olayları ve alınan kararları objektif olarak inceleyerek bunları bilimsel kurallara dayandırmaya çalışır. Bu açıdan normatif ekonominin tam karşıtı olarak değerlendirilebilir.

Pozisyon Fazlası (Long Position)
Döviz, menkul kıymet veya herhangi bir finansal enstrumanda sahip olunan net fazla pozisyonu ifade eder. Örneğin, 10 milyon ABD doları nakit pozisyon fazlasına sahip olmak, bir portföyde net olarak (nakit ABD doları borçları düşüldükten sonra) 10 milyon ABD doları nakde sahip olmak anlamındadır. Diğer bir deyişle bir kıymetteki fazla sahipliği ifade eder.

Prefinansman
Bir firmanın belirli bir sürede yerine getirmek üzere anlaşma yaptığı bir siparişte süre dolmadan önce sipariş bedelini kısmen veya tamamen alması

Prim
(1) taksitle ödenen sigorta primi, (2) bir şeye gerçek değerinden fazla verilen fiyat, ikramiye (3) hisse senetleri veya paranın mübadele farkı, acyo, (4) ücretsiz ya da indirimli verilerek başka malların satışının sağlamasına çalışılan şey, (5) zamana göre belirlenmiş olan asıl ücretin yanısıra işin kapsamı ve niteliği dikkate alınarak yapılan ek ödeme. Çalışan kişiyi teşvik edici bir ödüllendirme aracıdır. İşverenin değerlendirmesine bağlı olarak verilebileceği gibi toplu sözleşme hükmü gereği olarak da verilebilir.

Prodüktivite
Verimlilik, üretkenlik; bir ya da birden çok üretim faktörünün kullanılmasıyla herhangi bir çalışmadan veya mamulden elde edilen verim; üretim faaliyetinden elde edilenle, bu faaliyete konulanın fiziki miktarlarının birbirine oranı; randıman, prodüktivite, belirli bir kaliteyi korumak şartıyla birim ürünü en az maliyetle üretmek, bir elemanın saat başına tamamladığı faydalı işin ölçüsü

Proforma
Satıştan önce müşteriye malın cinsini fiyatını niteliklerini bildirmek için verilen ön fatura, proforma fatura, teklif mektubu niteliğindeki ticari belge

Proje kredisi
Önceden saptanmış belirli bir projenin finansmanı için verilen dış kredi

Proletarya
Ücretle çalışan sınıftan, emekçi

Proletarya diktatörlüğü
Marksist kuramda işçi sınıfının, toplumsal sosyalist dönüşümü gerçekleştirmek amacıyla kurması öngörülen geçici politik iktidar. Amaç, sınıfsız komünist bir toplum oluşturmaktır. 1960’ların sonlarına kadar tüm dünya komünist partilerinin tartışmasız kabul ettiği bu kavram daha sonra etkisini kaybetmiştir.

Promosyon
Satışı artırmak için yapılan yenilikler veya sunulan avantajlar

Protesto
Bir vergiyi istemeyerek ödediğine dair mükellefin itirazı

Provizyon
(1) Çekin karşılığının bulunup bulunmadığının sorulması; çekin üzerindeki yazılı değerin ödenebilmesi için karşılığının olup olmadığının ilgili bankaya sorularak kontrol edilmesi; akreditif karşılığı yapılan ithalatta, akreditif tutarı dövizin muhabir banka nezdinde hazır olduğunun ve mal belgeleri teslimi karşılığında satıcıya ödeme yapılması için yetki verildiğinin amir bankaya bildirilmesi, (2) İşletme zararlarının karşılanabilmesi için ayrılan para. Bir işletmenin yedekleri dönem karından ayrıldığı halde karşılık ayırmak için işletmenin kar etmesi gerekmemektedir. Varlıkların değerindeki azalmalara karşı alınan önlemler olarak ve işletme için bir yükümlülük doğurabilecek olaylar için karşılık ayrılır.

Put Option
Satma hakkını ifade eder. Elinde opsiyon kontratını bulunduran tarafa, opsiyona konu olan kıymeti yine opsiyonda belirtilen şartlarda satma hakkını verir ancak bir yükümlülük getirmez. Piyasa koşullarına bağlı olarak opsiyonu elinde bulunduran taraf opsiyonu kullanmayabilir. Opsiyonun kullanılması “exercise” edilmesi olarak ifade edilir. Opsiyonu satan taraf ise, alan tarafın opsiyonu kullanmak istemesi durumunda kontrat şatlarını yerine getirmekle yükümlüdür.

OÖ ekonomi terimleri sözlüğü

O harfi ile başlayan ekonomi terimleri:

OAPEC Petrol İhraç eden Arap İlkeleri Teşkilatı (Organization of Arab Petroleum Exporting Countries)
1968’de petrol ihracatçısı Arap ülkeleri arasında ticari ve endüstriyel dayanışmayı gerçekleştirmek amacıyla kurulmuştur.

Odalar Birliği
Tüzel kişiliği olan meslek kuruluşu

OECD Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (Organisation for Economic Cooporation and Development)
1960 yılının aralık ayında imzalanan bir konvansiyonla 1961’in eylül ayında faaliyete geçmiştir. Merkezi Paris’tedir.

Offset
Denkleştirme, karşılık, telafi; çok büyük projelerde, proje sahibi ülkeye dolaylı yollardan döviz kazandırma sistemine verilen ad. Bu sistem ilk defa Batılı şirketler tarafından Doğu ülkelerinde başgösteren döviz sıkıntısı üzerine ortaya atılmıştır.

Offshore
Kıyı ötesi. İngilizce konuşulan ülkelerde metropol dışı bölgelerde girişilen iktisadi işlemleri ifade etmek için kullanılır. Deyim, ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’ya yaptığı Marshall yardımı sırasında yaygınlaşmış, sonraları NATO terminolojisinin içinde de yer almıştır. NATO ihtiyaçları dolayısıyla üye ülkeler tarafından verilen siparişler, bu devletlerin ödemeler bilançosunda “offshore” başlığı altında toplanmaktadır.

OGEC Gaz İhraç eden İlkeler Teşkilatı (Organization of Gas Exporting Countries).
Üyeler: Cezayir, Nijerya, Endonezya ve Katar’dır. Bu ülkeler petrol rezervlerinin tükeneceğini hesaplamakta, ölçülmeyecek derecede geniş doğal gaz rezervlerini kullanma eğiliminde görülmektedirler.

Okyanus Taşımacılığı Fişi
Okyanus üzerinde taşımacılık yapabileceğine dair Uluslararası Taşımacılık Birliğinden verilen belge.

Oligopol
*Satıcıların tekeli; piyasanın bir çok üreticiye dağılmış olması; tekel karşılığı; az sayıda üreticinin veya satıcının fiyatları etkileyebildiği ve pazarı büyük ölçüde denetleyebildiği piyasa türü
*Belli bir malın üretiminin sınırlı sayıda firma tarafından yapıldığı piyasa türü.

Oligopson
Alıcıların tekeli; alıcının sınırlı sayıda, satıcının ise çok sayıda olduğu piyasa türü. Bu durumda alıcılar piyasaya egemendir. Bu piyasada her alıcı satın aldığı miktarın ve ödediği fiyatın rakip firmaların satın alacağı miktara ve ödeyeceği fiyata etki edeceğini bilir.

Onaylanmış Kredi Mektubu
Yabancı bir banka tarafından yazılmış, yurt içinde bir banka tarafından geçerliliği kabul edilmiş kredi mektubudur.Eğer yabancı alıcı veya yabancı banka yükümlülüklerini yerine getirmese bile, yerli bankanın, ihracatçının ödeme koşullarını güvence altına alan onaylanmış kredi mektubudur.

Onaylı Alacak
Belli bir anda her bir alıcı için IF tarafından verilmiş olan garanti limitinin içinde kalan alacaklardır.

Onaysız Alacak
Belli bir anda her bir alıcı için IF tarafından verilmiş olan garanti limitinin üzerindeki alacaklardır

OPEC Petrol İhraçeden İlkeler Teşkilatı (Organisation of Petroleum Exporting Countries)
1960 yılının eylül ayında, İran, Irak, Suudi Arabistan, Kuveyt, Venezuela ve Katar, Caracas«ta bir araya gelerek OPEC’i oluşturmuştur. Birliğin kurulmasında öncü, Venezuela’dır. Daha sonra Endonezya, Libya, Abu Dhabi, Cezayir, Nijerya, Ekvador ve Gabon bu kartele katılmıştır. Amaç, ham petrol fiyatına istikrar kazandırmak, petrol ihraç politikalarını koordine etmektir.

Opoze Hisse Senedi
Üzerinde devir ve satış yasağı bulunan hisse senedidir.

Oportünizm
Fırsatçılık, az gelişmiş ülkelerden elde edilen büyük karların gelişmiş ülkelerin üst tabakaları tarafından da paylaşılması, genel prensiplere önem vermeyerek hal ve zaman fırsatlarından yararlanma, geniş anlamda iki yüzlülük, uzlaştırıcılık

Opsiyon
*Tercih, daha önceden belirlenen bir fiyatla belirli bir tarihte alış veya satış yapma hakkı. Opsiyonu satan kişi yükümlülüğünden vazgeçemez. Alan ise kullanıp kullanmama hakkını dilediği yönde belirler. İster kullanır, ister vazgeçer.
*Bir malın belli bir süre içinde belli fiyattan satılması için alıcıya tanınan süre. Bir satıcının satmak üzere aldığı malın parasını belli bir süre sonra ödeme hakkıdır.
*Belirli bir kıymeti, önceden belli bir vade ve fiyattan alma-satma hakkı veren kontratlardır. Kontratı elinde tutan kontrata konu olan kıymeti alma (call-option) veya satma (put-option) hakkına sahip olurken, kontrattan kaynaklanan herhangi bir yükümlülüğü yoktur. Kontratı satan (yazan) taraf ise vadede kontratı elinde tutan tarafın, kontrata konu olan kıymeti kontrat şartları içerisinde almak-satmak istemesi halinde, sözleşme hükümlerini yerine getirmekle yükümlüdür. Opsiyonu satan (yazan) taraflar bu işlem karşılığı prim geliri elde etmektedirler. Belirsizliğin (volatilitenin) yüksek olduğu piyasalarda, kontrat karşılığı prim talepleri çok yüksek boyutlara ulaşabilmektedir.

Opsiyon Primi
Opsiyon sözleşmesinin satın alan tarafın önceden belirlenmiş bir kullanım fiyatından belli miktarda bir kıymeti belli bir tarihte, veya öncesinde satın alma veya satma hakkını elde etmek amacıyla opsiyon sözleşmesini satan tarafa ödediği fiyattır.

Opsiyon Sözleşmesi
Belli miktarda bir malı, menkul kıymeti veya finansal göstergeyi belli bir fiyattan ileride önceden belirlenmiş bir tarihte veya öncesinde alma veya satma hakkıdır

Optimal
Ekonomide sık olarak kullanılan ve belirli amaçlara bağlı olarak bir değişkenin alabileceği en iyi değeri ifade eden kavram. Örneğin bir firmanın amacı kar maksimizasyonu ise o firmanın optimum ya da en iyi üretim seviyesi, karın maksimum olduğu üretim seviyesidir.

Optimal refah düzeyi
Toplumu oluşturan kişilerden en az birinin refahını azaltmadan diğer kişilerin refah düzeyini artırmanın mümkün olmaması hali

Optimum tarife
Bir ülkenin ithalata uyguladığı gümrük tarifesinin bir sınırdan sonra yükseltilmesi

Oransal Teminat
Üçer aylık dönemlerde hesaplanan ve Borsa üyelerinin Hisse Senetleri Piyasası’nda gerçekleştirdikleri işlemlerin günlük ortalama tutarının % 4’üdür.

Ordino Ticari
Yükleme ve boşaltma yapılmadan önce bunun ne şekilde yapılacağını göstermek üzere gemi acentalarının kaptana veya nakliye acentalarının nakliyeciye hitaben yazdıkları talimat.

Ordinal fayda
Belli bir malın faydasının, rakamlarla ölçülmeyip malların faydaları yönünden sıralanması

Orjinal Fatura
Hareket limanlarında her boşaltma limanı için ayrı ayrı düzenlenen ve hareket limanlarındaki gümrük memurları tarafından imza olunmuş şekilde boşaltım yapılacağı liman gümrüklerine ibraz olunan manifestolar.

Ortak Taşıyıcı
Tazminat için kişileri veya malları taşıyan şahıs, ortaklık veya şirkete denir.

Orta fiyat
Ne düşük ne de yüksek olan fiyat

Orta vadeli kredi
Genellikle 2.5 yıl süreli krediler

Ortaklık
İki veya daha fazla kişinin ortak bir amacı gerçekleştirmek için belli bir ortaklık sözleşmesiyle kurduğu şirket

Ortak Taşıyıcı
Tazminat için kişileri veya malları taşıyan şahıs, ortaklık veya şirkete denir.

Ortalama Teminat
Üçer aylık hesaplama dönemlerinde tüm Borsa üyeleri için hesaplanan oransal teminat tutarlarının basit ortalamasıdır.

Ortalama gelir
Firmanın ürettiği her birimden elde ettiği gelir

Otomatik İşleme Kapama
Bir menkul kıymet yada menkul kıymet grubununfiyat ve/veya işlem miktarının, belirlenen bi r süre içerisinde belirlenen bir parametreyi aşan bir değişim göstermesi durumunda, o menkul kıymetlere aitişlemlerin geçicibir süre için otomatik olarak durdurulma

Otarşi
*Bir ülkenin kendi kendine yetmesi, dış ülkelere ihtiyacı olmaması
*Kendi kendine yeterlilik; ülkenin tüm dış ekonomik bağlılıklarının ortadan kaldırılması.

Ortodoks İstikrar Programı
Uluslararası Para Fonu IMF’nin 1970’li yıllardan bu yana enflasyonla mücadele eden ülkelere tavsiye ettiği programlara genel olarak verilen addır. Ortodoks kelimesi burada klasikleşmiş, klişeleşmiş istikrar programları anlamında kullanılmaktadır. Bu programda IMF ücretlerin dondurulmasını, program öncesi belirli bir oranda devalüasyon sonrası yavaşlatılmış kur politikasını tavsiye eder ve tüketimi kısarak enflasyonun kontrol altında tutulmasını önerir. Bu klasik program bir çok uygulayıcı ülkede başarıya ulaşamamış, hatta enflasyonun daha da hızlanmasına neden olmuştur.

Operasyonel Bütçe Dengesi
Faiz hariç ve dahil bütçe dengesini gösteren geleneksel tanımların, özellikle ekonomik istikrara sahip olmayan ülkelerde açığın etkilerini tam olarak yansıtmadığı düşüncesi ile oluşturulmuş bir kavramdır. Esas olarak bütçe açığının önemi açığın ekonomideki toplam büyüklükler (toplam talep, toplam arz) üzerinde yarattığı etkiden kaynaklanmaktadır. Operasyonel bütçe açığı kavramı, toplam talep üzerinde etkili olan açığın, bütçe dönemi içerisinde ödenen faiz ödemelerinin reel kısmı olduğunu, nominal kısmın, toplam talep üzerinde etkili olmadığı varsayımından hareket eder. Bu çerçevede nominal faiz ödemeleri, faiz ödemesini elde eden birimler tarafından dönem başındaki servetlerinin reel değerinin amortismanında (korunmasında) kullanılmakta ve aynı amaçla yeniden yatırıma tabi tutulmakta, dolayısıyla tüketim harcamalarına yönelmemekte ve toplam talep üzerinde bu anlamı ile etkili olmamaktadır. Dolayısıyla, talep artışı sadece reel faiz ödemelerinden kaynaklanmakta ve operasyonel bütçe açığı bu anlamı ile açığı ifade etmektedir.

Oto finansman
Bir işletmenin kendi gücüyle sermaye ortaya koyması; kuruluşun kendi öz kaynaklarından yeni bir yatırım gerektirdiği fonları sağlayabilmesi. Kredi, hisse senedi ve tahvil gibi araçlara başvurulmadan iç finansman gücünün yüksek olduğu bir mali yapıya sahip şirketler tarafından uygulanır. Otofinansman, bir işletmede yatırımların o işletmenin karı ile gerçekleştirilmesidir. Safi kardan kurumlar ve gelir vergisi düşüldükten sonra kalan kısmın dağıtılmayıp işletmenin bünyesinde bırakılmasıyla sağlanır.

Otonom
ihracat Ulusal gelirden bağımsız olarak artan ya da azalan ihracat

Outlet center
Malların üreticiler tarafından tüketiciye doğrudan sunumu; fabrikadan halka direkt satış yapılan mağaza. Daha çok imalat ve ihraç fazlasının eritildiği merkezler olarak bilinir. Böylece marka da korunmuş olmaktadır. Ağırlıklı olarak tekstil sektörü bu tip mağazalara ihtiyaç duyar. Bu alışveriş merkezlerinin ana vatanı Amerika Birleşik Devletleri«dir.

Oyun kuramı
Çıkarları çatışan rakiplerin davranışlarına ilişkin çeşitli varsayımlar altında ortak bir dengeye ulaşılıp ulaşılamayacağını analiz eden kuram

Ö harfi ile başlayan ekonomi terimleri:

Ödemeler bilançosu
Bir ülke ile diğer bir ülke arasında bir yılda tüm iktisadi ilişkilerin sistemli bir biçimde yer aldığı bilanço

Ödeme Emri
Alacaklı olan kişinin verecek olan kişiye resmi olmayan ödeme talimatıdır.Belirli miktarda para , daha önce belirlenmiş veya belirlenecek bir tarihte ödenecektir.

Ödemeler dengesi
*Bir ülkenin ithalat harcamalarıyla ihracat gelirleri arasında dengeyi tanımlayan makro-ekonomik terim. Çift kayıtlı muhasebe sistemine göre tutulur. Yabancılardan ödeme yapılmasını sağlayan işlemler alacak, yabancılara ödeme yapılmasına neden olan kalemler ise borçlu kaydedilir. Dışarıya yapılan ödemelerin fazla olması durumunda pasif, tersinde aktif ödemeler dengesi söz konusudur. Bazı ülkelerde, “görülen ticaret”teki açık “görünmez ticaret”teki fazlalıkla giderilir. Açık çoğu zaman dışarıdan gelen kredilerle ya da ulusal altın ve döviz rezervleri kullanılarak kapatılır.
*Bir ülkenin yıl içinde diş ülkelere yaptığı ödemeler ile diş ülkelerden sağladığı gelirleri gösteren bilançodur.

Ödenmiş Sermaye
Esas sermaye sistemine tabi ortaklıklarda, ortaklarca taahhüt edilen sermayenin nakden ödenmiş kısmıdır.

Ödenmiş Ve Sigortalanmış Taşıma
“Taşıma ücretinin veya taşıma ve sigorta ücretlerinin birlikte daha önce belirlenmiş hedef yer için yatırılmasını ücretlendirilen terimdir. Eğer taşıma şekli deniz yolu ile yapılmıyorsa ödenmiş taşıma,”ücret ve nakliye” terimi yerine ; ödenmiş ve sigortalanmış taşıma da “ücret,sigorta ve nakliye” terimi yerine kullanılır.”

Ön Ödeme
Factoring şirketi tarafından temellük edilen alacaklara ilişkin olarak belli oranda müşteriye yapılan ödemeler .

Ölçek ekonomileri
Maliyet masraflarının düşürülmesi yoluyla elde edilen kazançlar; geniş çaplı üretimin sağlamış olduğu tasarruflar. İçsel ve dışsal ekonomiler olmak üzere ikiye ayrılır. Ölçek ekonomisi firmanın içinde veya firmanın bulunduğu sanayi dalında meydana geliyorsa bu ekonomiler içsel olarak adlandırılır. Firmaların daha çok üretmek yoluyla emek ve teçhizatı daha verimli kullanmalarını, pazarlama ve yönetim masraflarını azaltmalarını ifade eder. Dışsal ekonomiler ise firmaların birbirinden bağımsız olarak aldığı kararlarla diğerlerinin giderlerinde yarattıkları azaltıcı etkileri belirtir. Kısaca bir üreticinin diğer bir üreticiye yapmış olduğu karşılıksız yararlar olarak tanımlanabilir.

Ölü zaman
Üretimde boşa geçen zaman, makinenin ya da araçların bozulmasıyla işin durması

Örtülü sermaye
Bir kurumun sermayesine dahil olması gerekli değerlerin ödünç alınmış gibi tutulması

Örümcek ağı teorisi
Tarımsal ürün arzının, talebine uyum göstermesinde belli bir zamana ihtiyaç duyulması, şimdiki dönemin arzının geçmiş dönem fiyatlarına bağlı olması ve bu nedenle tarımsal ürün fiyat, talep ve arzlarındaki dalgalanmalardır. Bu dalgalanmaların bir şekil üzerinde açıklanmasından elde edilen eğriler, örümcek ağına benzediğinden bu kuram, örümcek ağı kuramı olarak bilinmektedir.

ÖZ SERMAYE KARLILIĞI ORANI
işletmelerin öz sermaye karlılığını göstermektedir. Net Dönem Kari / öz sermaye

Özel Denetleme
Menkul kıymetlerin halka arzı için kayda alınmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu’na başvuran veya Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında olup, birleşme, devir veya tasfiye durumunda bulunan anonim ortaklıklar ile aracı kurumlar ve yatırım ortaklıklarından Kurul

Özel Emir
Borsa Yönetim Kurulu’nca her hisse senedi için ayrı ayrı belirlenmiş olan “bir seferde girilebilecek işlem miktarı”nı aşan ve blok satış miktarından az miktarlı olan emirlerdir.

Özel Limit Fiyatlı (OLFE)
Emir miktarının “Sıfır-0” olarak girildiği, sadece fiyat verilerek sisteme aktarılan emirlerdir.

Özel Sektör Tahvilleri
Anonim şirketler tarafından çıkarılan borçlanma senetleridir. Vadeleri en az iki yıl olmak üzere serbestçe belirlenebilir ve sabit veya değişken faizli olarak ihraç edilebilir. Kupon ödemeleri yılda 1,2 ya da 4 defa olabilir

Özelleştirme
*Kamu yönetimi ve mülkiyetindeki iktisadi teşebbüslerin özel kişi ve kuruluşlara devredilmesi. Kamu mülkiyetindeki anonim şirketlerin hisse senetlerinin özel kişi veya kuruluşlara satışı yoluyla ya da kamu-özel sektör ortaklığı kurma yoluyla gerçekleştirilir.