Etiket arşivi: Dilim

Atletizm terimleri sözlüğü

Atletizm Terimleri Sözlüğü

açık yarış Olimpiyatların, dünya, ülkeler arası ya da bölgesel birinciliklerin dışında, bütün atletlerin katılabilecekleri yarış.
adçekme Yarışçıların deneme sıralarını, koşucuların koşaklarını saptamak için yapılan düzenleme işlemi.
adım uzunluğu Yürüyüşte, iki uzun adım arasındaki açıklık. İ.A.A.F yönetmeliğine göre bu uzunluk 2.30 cm. dir.
ağırşak bk. disk.
aktarma alanı Bayrak koşularında yarışan takımdaşların, bayrak sopasını, kendi koşaklarında birbirlerine aktardıkları koşu alanı.
alan yönetmeni Yarış alanının giriş çıkışını yardımcılarıyla birlikte düzenleyip denetleyen yetkili.
aşama 1. Bayrak yarışlarına katılan takımların her bir koşucusuna düşen uzaklık. 2. Yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri.
aşamalı yarışlar Dönemeçte başlayıp düzlükte biten, her koşucunun kendi koşağında yarıştığı koşular (200 m.-800 m.) ile bayrak koşularını kapsayan yarışlar.
atlama 1. Belirli bir yerden gerilip hız alarak yapılan sıçrama ile vücudu yerden kesip daha uzak bir yere kondurma ya da belli bir yükseklikten aşırma. 2. Bu yolla en uzağa atlamak ya da en yükseği aşmak amacıyla yarışılan atletizm dalı.
atlama alanı Atlamaların yapıldığı yüzeyi eğimsiz alan ile çevresi.
atlama çatkısı Yüksek atlamalarda kullanılan ayak, çıta ve çıta dayanağından kurulu atlama aracı.
atlama çizgisi Atlamalarda, atletlerin daha ileriye basamayacaklarını belirten sıçrama tahtasının kum havuzu yönündeki kıyısı.
atlama havuzu Atlama yapan yarışçının atlayıştan sonra düştüğü kum ya da benzeri bir özdekle (örneğin plastik köpüğü) dolu havuz. En küçük boyutları: Sırıkla atlamada 5 m. x 5 m. yüksek atlamada 5 m. x 4 m.  uzun ve üç adım atlamada 9 m. x 2.75 m.
atlamalar Atletizmin yüksek, uzun, üç adım, sırıkla atlama dallarına verilen ortak ad.
atlet Atletizmi uğraş edinip dallarındaki yarışlara katılan sporcu.
atletik Atletizmle, atletle ilgili atlete yaraşır.
atletizm Bedensel dayanıklılığı, doğal devimleri geliştirmeyi amaçlayan, koşu, atma, atlama, yürüyüş gibi alıştırma ile yarışları kapsayan spor çalışmalarının genel adı.
Atletizm Birliği Ülke içindeki atletizm çalışmalarını yürüten, yapılan yarışları düzenleyip yöneten birlik.
atma döngüsü İçinde, disk, gülle, çekiç atma yarışları yapılan 2. 50 m. çapında (çekiç atmada 2.13, 5 m.), çevresi 76 mm. lik metal ya da demirle kuşatılmış, tabanı sert, yuvarlak alan.
atmalar Atletizmin gülle, çekiç, disk, cirit atma dallarına verilen ortak ad.
başlangıç kirişi Cirit gelişme alanının yan çizgilerini atış yönünde sınırlayarak kesen kiriş.
başyargıcı Yarışlarda, ölçmelerin denetimini yapmakla görevli, uygulama anlaşmazlıklarını çözümlemekle yükümlü bulunan, l.A.A.F. yönetmeliğinin uygulanmasından sorumlu yargıcı.
başyargıcı yardımcısı Yarışlardaki yanlışları, yönetmelik kurallarına aykırı olayları başyargıcıya bildirmekle görevli yargıcı.
bayan atlet Atletizmi uğraş edinip, dallarındaki bayanlar arası yarışlara katılan sporcu.
bayrak koşusu bk. bayrak yarışı.
bayrak sopası Bayrak yarışlarında, elden ele aktarılan bayrağı simgeleyen, tahta, maden gibi sert özdeklerden yapılmış, 49 gr. ağırlığında, 28 cm.-30 cm. boyunda, 12 cm. çapında düzgün boru.
bayrak yarışı Bayrak sopasını aktarma alanında elden ele geçirme yoluyla, aşamalı olarak her atletçe bir bölümü koşulan takım yarışı.
beşli yarış Her birine katılmak koşulu ile, beş ayrı dalda düzenlenen bir birleşik yarış türü. bk. birleşik yarışlar.
birleşik yarışlar Yarışçıların, her birine katılmak zorunluğunda olduğu, birden çok atletizm dalında düzenlenen yarışlar.
büyükler bk. erginler.
cirit Madensel sivri uçlu, gövdesi tahta ya da madenden yapılmış, tutağı ip sargılı kargı biçiminde atma aracı. Ağırlığı erkeklerde en az 800 gr., bayanlarda 600 gr. dır. Uzunluğu erkeklerde 260 cm.-270 cm. bayanlarda ise 230 cm. olur.
cirit atma 1. Hız kazanmak için gerilip koştuktan sonra, elde taşınan ciriti omuz ya da taşıyan kol üstünden ileriye doğru fırlatma. 2. Ciriti, bu yolla en uzağa atmak için yarışılan atletizm dalı.
cirit sapı Ön bölümü maden başa bağlı, en geniş yeri ip sargılı, tahta ya da madenden yapılmış cirit gövdesi.
çapraz atlayış Çıtayı, binermiş gibi karın altına alarak aşma temeline dayanan yaygın bir yüksek atlama biçimi.
çarpma tahtası Gülle atan atletin, deviminden doğan hızla atma döngüsünün dışına çıkmasını önlemek için kullanılan ağaç takoz.
çekiç Tokmak, sap ile tutaktan oluşan, 7.257 kg. ağırlığında, 117. 5 cm. -121. 5 cm. (tutağın içinden ölçüldüğünde) uzunluğunda atma aracı.
çekiç atma 1. Atma aracını çevirerek, vücudu kendi ekseni çevresinde döndürerek ya da her ikisini kullanarak elde edilen hızla çekici atma döngüsü üstünden ileriye doğru fırlatma. 2. Çekici, bu yolla en uzağa atmak için yarışılan atletizm dalı.
çekiç sapı Çekiç tokmağını tutağa bağlayan tel.
çekiç tokmağı Çekicin demir, pirinç ya da pirinçten daha sert bir özdekten yapılmış, madensel dolgulu yuvar biçiminde baş bölümü.
çekiç tutağı Çekicin, tek parçadan ya da çift örgüden yapılmış, sert, oynaksız, atış sırasında esnemeyen tutma yeri.
çıkış Çıkış imi ile çıkış yerinden koşuya başlama. İki türü vardır: Kısa koşularda uygulanan alçak çıkış uzun koşularda uygulanan yüksek çıkış.
çıkış bölmesi 1500 metreye dek yapılan koşularda, çıkış çizgisi gerisinden yarışa başlanılan bölüm.
çıkış çizgisi Yarışa başlanacak yeri gösteren 5 cm. kalınlığındaki ak çizgi.
çıkış imi Koşuyu başlatmak için, çıkış tabancasını patlatarak verilen im.
çıkış tabancası Kurusıkı bir patlama sesi ile birlikte parıltı vermesinden ötürü, yarışı başlatma işinde kullanılan özel tabanca.
çıkış takozu Hız koşularında, çıkışa kalkan yarışçıların iterek birden atılım yapmak için ayaklarını dayadıkları takoz.
çıkışçı Yarışlarda, çıkış imini veren yargıcı.
çıkışçı yardımcısı Koşuların yönetmeliklerde gösterilen kurallara uygun olarak yürütülmesinde, çıkış yargıcısına yardımla yükümlü yargıcı.
çıta Yüksek ya da sırıkla atlamada aşılması gereken yüksekliği gösteren tahta, maden vb. özdekten yapılmış yuvarlak, yerine göre üçgen kesitli uzun ince çubuk.
çıta dayanağı Yüksek ya da sırıkla atlamada üzerine çıtanın konduğu ayak.
çıtayı geçiş Yüksek atlamalarda, belli bir yüksekliğe konmuş olan çıtayı düşürmeden aşarak, vücudu tümüyle sıçrayış yönünden öbür yöne aktarma.
çitli engel Engelli koşularda koşucunun üzerinden aşmak zorunda olduğu 3.96 m. genişliğinde, 91.1-91.7 cm. yüksekliğindeki engel.
çivili ayakkabı Tabanında metal çiviler bulunan atlet ayakkabısı.
deneme Atma ya da atlama yapan yarışçının, her dönede birer kez kullandığı sınama hakkı.
deneme sırası Atma ya da atlamaya katılan yarışçının her dönedeki sınama sırası.
dikkat komutu 800 metreye dek düzenlenen koşularda, çıkış çizgisinde yerlerini alan yarışçıları dikkat durumuna getirmek için, çıkışçının kendi ana dilinde verdiği uyarı komutu.
dikme Yüksek atlamalarda, aşılması gereken çıtayı taşıyan ayakların konduğu direklerden her biri.
dilim Geçerli bir atış için, atışı yapılan aracın içine düşmesi gereken, çizgilerle belirtilmiş alan kesimi.
dingin ayak Üç adım atlamada, ilk sıçramayı yapmayan ayak.
disk Disk atmada kullanılan, 2 kg. ağırlığında genellikle metal bir çember ile çevrelenmiş tahta ağırşak. Kadınların kullandıkları disk 1 kg. ağırlığında olup daha küçüktür.
disk atma 1. Gerilerden gelerek, istenildiğinde gövde ekseni üzerinde dönerek hız kazandıktan sonra, atma döngüsü içinde ilerleyip avuçta taşınan diski ileriye doğru savurma. 2. Diski, bu yolla en uzağa atmak ereğiyle yarışılan atletizm dalı.
dolanı bk. dönü.
dönü Koşu yolunda, her bir dönüşe verilen ad. Genellikle 400 m. olur.
dönü denetçisi 1500 m. ile daha uzun koşularda, yarışçıların dönülerini sayıp bildirmekle görevli yargıcı.
dönüş Disk ya da çekiç atmada, atış hızı için gerekli olan merkezkaç kuvveti oluşturmak amacıyla vücudu kendi ekseni üzerinde döndürme.
düz atlayış Çıtayı, üstüne oturur gibi aşma temeline dayanan bir yüksek atlama biçimi.
engel Engelli koşullarda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken çerçeve ile tabandan kurulu tahta düzen.
engel aşmak Engelli koşularda, ayak ya da bacağı sarkıtmaksızın, yarışılan koşak doğrultusunda engelin üzerinden atlamak.
engel yüksekliği Engelin yere göre aşılması gereken yüksekliği. Engelli koşularda uygulanan üç ayrı engel yüksekliği şunlardır: 1. Alçak (low): 200 m. engelli koşularda uygulanan 75.9 cm.-76.5 cm. lik engel yüksekliği. 2. Orta (intermediate): Erkekler arası 400 m. engelli
engelli koşular Belirli aralıklara konmuş, değişik yükseklikteki on çitli engelin üzerinden aşılarak sürdürülen koşular. Bu koşular uzaklıklarına göre üç ana dala ayrılırlar: 1. 110 m.-440 m. engelli koşular. 2. 220-300 m. engelli koşular. 3. 100 m. bayanlar arası engell
erginler Yarış günü 21 yaşını doldurmuş olan atletler.
geçerli deneme Yönetmelik kurallarına uygun düşen atış ya da atlayış denemesi.
gelişme alanı Atma ya da atlamadan önce yarışçının yürüme, sıçrama, koşma gibi hız kazanma yollarını denediği gerilme alanı. Bu alan, uzun atlamada 15 m., üç adım ile sırıkla atlamada 40 m., cirit atmada 30 m.-36.5 m. uzunluğunda olur.
gelişme koşusu Atma ya da atlamalardan önce en iyi aşamayı elde edebilmek amacıyla, yarışçının gelişme alanında hız kazanmak için yaptığı koşu.
gençler Yarış günü 18 yaşından büyük, 21 yaşından küçük olan atletler.
gerideki ayak Yürüyüşte, ilerdeki ayağın yere konmasıyla, yerden kaldırılan öteki ayak.
gülle Demir, pirinç ya da pirinçten daha sert bir özdekten yapılmış, içi dolu, yüzeyi düz, yuvar biçiminde atma aracı. Ağırlığı, erkeklerde 7. 257 kg., bayanlarda 4 kg. dır.
gülle atma 1. Tek elle taşınan gülleyi atma döngüsü içinden, taşıyan kolla, omuz doğrultusunda havadan ileriye doğru fırlatma. 2. Gülleyi, bu yolla en uzağa atmak amacıyla yarışılan atletizm dalı.
hendekli engel Çit ile su hendeğinden oluşan engel.
hendekli engel koşusu Her dönüsünün dördüncü engeli çitli hendekli olan 28 çitli engel ve 7 hendekli engeli kapsayan 3000 m. lik koşu ile 32 çitli engeli, 8 hendekli engeli olan 2 millik engelli koşuya verilen ad.
içkoşak Sol yanı koşu yolu kıyısına bitişik, sağ yanı ikinci koşaktan 5 cm. genişliğinde bir çizgi ile ayrılmış, koşu yolunun en içte kalan koşağı.
ikinci sıçrama Üç adım atlamada, ilk sıçramayı yapan ayakla yere indikten sonra yapılan sekme özelliğindeki sıçrama.
ilerideki ayak Yürüyüş yarışında, ilerde bulunanın yere değmesinden sonra kalkan ayak.
ilk sıçrama Üç adım atlamada, gelişme koşusuyla hız alarak tek ayak üzerinde havalanıp ileriye yapılan birinci atılım.
ip sargı Kaymayı önlemek için, cirit sapının ağırlık noktasındaki tutağına sarılmış olan ip.
kayma Gülle atmada, atış için ön hızı kazanmak amacıyla, atma döngüsü içinde yerden yükselmeden atış yerine doğru yapılan sekme.
kır koşusu Belirli bir kırsal bölgede doğal hendekleri, çitleri, engelleri aşarak yapılan koşu.
kol çevirme Çekiç atmada, dönüşe geçmeden önceki ilk hızı kazanmak için, atma aracını tutan gergin iki kolu vücut çevresinde döndürme.
konma Uzun atlamalarda, uçuştan sonra vücudu yere indirme.
koruma kafesi Çekiç atma ile disk atmada, yarışçıları, görevlileri, izleyenleri korumak için, atma döngülerinin çevresine ağzı atış yönüne doğru C harfi biçiminde yerleştirilen ağlı kafes.
koşak Bir dönülük yarışlarda (400 m.) ya da kimi yarışların ilk dönüsünde her koşucu için beşer santimlik ak çizgilerle birbirinden ayrılmış, 1.22 cm. – 1.25 cm. genişliğindeki koşu yolu koşaklarından her biri.
koşu Özel ya da doğal yerlerde, belli bir uzaklığa koşarak en kısa sürede ulaşmak için yapılan yarış türü.
koşu yeri Kır koşularında, atletlerin izlemek zorunda oldukları imlerle belirlenmiş yarış yolu.
koşu yeri yönetmeni Kır koşularında, koşu yeri ile yazman yargıcılarının denetiminden sorumlu yönetmen.
koşu yolu Üstü taş, kum, kömür tozu, kiremit kırığı gibi bir karışımla ya da yapay bir özdekle (tartan gibi) sıkılaştırılıp koşular için özel olarak yapılmış 6-8 koşaklı yol.
koşu yolu kıyısı Koşu yolunun çimento, tahta ya da uygun herhangi bir özdekten yapılmış 5 cm. yüksekliğinde, 5 cm. genişlikteki iç kıyısı.
koşucu Koşu dalındaki yarışlara katılan atlet.
macun gösterge Uzun atlamalarda, atlama çizgisine basarak atlayanların ayak izlerini saptamaya yarayan, sıçrama tahtasına sıvanmış macun yüzey. Bu macun yüzey 5 cm. kalınlığında, 10 cm. genişliğindedir.
maden baş Ciritin koni, biçiminde madensel ucu.
maden kapaklar Diskin ağırlık düzenlemesini yapmak için kullanılan maden plaka.
maraton bk. maraton koşusu.
maraton koşusu Yumuşak yollar dışındaki ana yollar üzerinde yarışılan 42.195.5 m. lik en uzun yol koşusu.
olimpiyat bk. olimpiyat oyunları.
olimpiyat oyunları Her dört yılda bir kez, her biri başka bir ülkede yapılmak üzere Uluslararası Olimpiyat Kurulunca düzenlenen uluslararası spor yarışları ile şenlikleri.
onlu yarış Her birine katılma koşulu ile on ayrı atletizm dalında düzenlenen erkekler arası birleşik yarış. Şu sıralamaya göre yapılır: Birinci gün: 100 m. koşu, uzun atlama, gülle atma, yüksek atlama, 400 m. koşu. İkinci gün: 110 m. engelli koşu, disk atma, sırıkla
saplama kutusu Sırıkla atlamada, yarışçıların sıçrayıp havalanmak için sırıklarını sapladıkları maden ya da tahtadan yapılmış yamuk kutu.
seçme-elemeyarışları Tek bir yarışla sonuçlanamayacak denli çok atletin katıldığı yarışlarda, bir sonraki elemeye ya da sonlamaya girecekleri saptamak amacıyla yapılan yarış.
serinleme durağı Maraton yarışlarında, yeme-içme durakları arasında bulunan, koşucuların su içtikleri, terlerini sildirdikleri konaklardan her biri.
sıçrama Gelişme koşusundan hız alarak, ayağın itme gücüyle vücudu yerden koparıp uzağa ya da havaya fırlatma.
sıçrama tahtası Uzun atlamalarda, yarışçılara daha iyi sıçrama olanağı veren 122 cm. x 20 cm. x 10 cm. boyutlarında, önü macun göstergeli aka boyanmış tahta.
sıralayıcı Kır koşularında, varış çizgisini geçen atletlere varış sırasına göre sayı veren yargıcı.
sırık Sırıkla atlamada kullanılan kamış, kauçuk, metal vb. yapılmış uzun esnek çubuk.
sırıkla atlama 1. Belli bir yüksekliğe konmuş çıtayı sırıkla havalanıp aşma. 2. Bu yolla en yükseği aşmak için yarışılan atletizm dalı.
sırt atlayışı Çıtayı, sırt altına alarak aşma temeline dayanan yaygın bir yüksek atlama biçimi.
son yarış Birinciyi belli eden, herhangi bir daldaki yarışmayı sonuçlandıran yarış.
sonaşam Atletizmin herhangi bir dalında, yönetmeliğe uygun olarak o zamana değin elde edilmiş derecelerin en üstünü ya da eşiti.
sonaşamcı Atletizm yarışlarında sonaşam elde eden sporcu.
sonaşamlamak Eski sonaşamı yenilemek ya da aşıp yeni bir sonaşam elde etmek.
sonuç yazmanı Her yarışın sonucunu, bitiriş sıralarını, süre, yükseklik, uzaklıklara ilişkin bilgileri yazıya geçiren görevli.
su hendeği Hendekli engel koşuları için düzenlenmiş çitli engelin önünde bulunan, içi su dolu çukur. Bu hendeğin 3. 66 m x 2. 50 m. ölçülerinde olan tabanı 30 mm. kalınlığında yumuşak şilte ile örtülüdür. 70 cm. olarak başlayan derinliği koşu yönüne doğru azalır.
süre yargıcısı Koşuların süresel sonuçlarını saptayan yargıcı.
süre yönetmeni Süre yargıcılarının görevlerinden, saptanan derecelerin yazılıp yayımından sorumlu yargıcı.
süreli yarış Belli bir sürede koşulabilen uzaklık üzerine düzenlenen yarış.
tetik durum Koşucunun, dikkat komutundan çıkış imine değin bulunduğu durum.
topuk-burun Her adımda, önce topuğu sonra ayak ucunu yere değdirme kuralına bağlı olarak koşma kuşkusu uyandırmayan yürüyüş yöntemi.
uçuş Atlama yapan vücudun, ilk sıçramadan konmaya değin havada aldığı yol.
uçuş açısı Atmalarda, atılan nesnenin (gülle, çekiç, disk, cirit) uçuş yörüngesi ile atış doğrultusu arasındaki açı.
Uluslararası Olimpiyat Kurulu Olimpiyat oyunlarının yerini, gününü saptayarak, düzenleme işlerini, uygulayım (teknik) hazırlıklarını gözetip denetleyen kurul.
Uluslararası Özengen Atletizm Birliği Atletizme ilişkin birliklerin üyelerinden kurulu, dünya özengen atletizmini yöneten birlik.
uluslararası yarış Olimpiyat oyunları, dünya birincilikleri, bölge birincilikleri, grup birincilikleri için iki ya da daha çok üye ulus arasında yapılan yarış.
uyarı Yürüyüş yarışlarında, yerle aralıksız dokunma kuralından uzaklaşan yürüyüşçüye, yargıcının bir kez olmak üzere ak bayrak kaldırarak yaptığı uyarı.
uygulayım yöneticisi Yarışlardan önce, yarış yerlerinin yönetmeliklere uygunluğunu denetleyen görevli.
uzun atlama 1. Gelişme koşusundan hız alarak bacaklara verilen sıçrama gücü ile vücudu yerden kesip amaçlanan uzaklığa kondurma. 2. Bu yolla en uzağa atlamak için yarışılan atletizm dalı.
üç adım atlama 1. Gelişme koşusunun verdiği hızla tek ayak üzerinde sıçrayıp aynı ayak üzerine düştükten sonra, dingin bacakla bir adım atarak yine bu bacakla üçüncü sıçramayı yapmak kuralına bağlı olarak vücudu yerden koparıp üç sıçrama ile uzağa kondurma. 2. Üç adımda
üçüncü sıçrama Üç adım atlamada, dingin ayakla yapılan son sıçrama.
varış Yürüyüşçü ya da koşucunun, gövdesinin herhangi bir kesimi ile varış çizgisini geçmesi.
varış alıcısı Varış görüntülerini saptayan alıcı.
varış çizgisi Yürüyüşçü ile koşucuların varış sıralarını, derecelerini saptamak için koşu yoluna enine çizilmiş, koşulan uzaklığın bitimini gösteren ak çizgi.
varış direkleri Varış ipini, varış çizgisinin iç kıyısı üzerinde germeye yarayan, koşu yolunun iki yanına dikilmiş direkler.
varış görüntüsü Birbirine çok yakın aralarla sonuçlanan koşuların bitirme sıralarının varış yargıcılarınca saptanamadığı durumlarda, ayrımı kolaylaştırmak amacı ile kullanılan görüntü.
varış ipi Varış çizgisinin iç kıyısı üzerinde, varış direklerine bağlanıp gerilmiş olan 1.22 m. yükseklikteki pamuk ya da benzeri nitelikte yumuşak ip.
varış yargıcısı Koşulara, yürüyüşlere katılan yarışçıların varış sıralarını saptayan yargıcı.
varış yönetmeni Varış yargıcılarını görevlendirmek, varışları özel çizelgesine geçirmek, varışa ilişkin bütün sorunları çözümlemekle yükümlü başyargıcı.
yanlış çıkış Dikkat komutu ile çıkış imi arasındaki sürede, dikkat durumunda iken çıkış çizgisine basma ya da bu çizgiyi geçme. Bir yanlış çıkış yapan yarışçı uyarılır, iki yanlış çıkış yapan (birleşik yarışlarda üç) yarış dışı bırakılır.
yarış Atletizmin kapsamına giren tüm spor dallarında birinciliği elde etmek için yapılan yarışma.
yarış belgesi Atletlerin yarışlara katılabileceklerini gösteren inanca belgesi.
yarış uzaklığı Koşarak ya da yürüyerek en kısa sürede varmak amacıyla yarışılan uzaklık.
yarış yargıcısı Atma ile atlamalarda denemelerin geçersizliğini saptayan, geçerli denemelerin ölçümünü yaparak çizelgesine geçiren yargıcı.
yarış yöneticisi Yarışların istenilen düzene uygun olarak yürütülmesinden sorumlu olan yönetici.
yarışçı I.A.A.F. yönetmeliği kurallarına uygun olarak tek başına, takımca ya da takım içinde yarışlara katılan atlet.
yarışdışı bırakma Yargıcıların, kurallara uymayan yarışçı ya da takımı sıralamaya sokmama yargısı.
yeme-içme durağı Maraton koşusunda, çıkıştan 10 uncu kilometrede, sonra her 5 km. de bir, koşucuların yeme-içme gereksemelerini karşılayan duraklardan her biri.
Yerlerinize! 800 metreye varan yarışlarda, çıkışçının, yarışa katılacak atletlere çıkış bölmesinde yerlerini almaları için kendi ana dilinde verdiği ilk komut.
yıldızlar Yarış günü onaltı yaşından büyük, onsekiz yaşından küçük olan atletler.
yinelenen deneme Atma, atlama yarışlarında, herhangi bir nedenle engellenen denemeyi yineleme.
yüksek atlama 1. İki direk arasında amaçlanan yüksekliğe yatık olarak konmuş çıtayı, tek ayağın sıçrama gücü ile hiç bir araç kullanmadan aşma. 2. Bu yolla en yükseği aşmak için yarışılan atletizm dalı.
yürüyüş 1. Bir ayak yerden kalkarken öteki ile öne basma kuralına bağlı olarak belli bir uzaklığa yürüyerek ulaşma. 2. Bu yolla, belli bir uzaklığa en kısa sürede yürüyerek ulaşmak amacıyla yapılan yarış.
yürüyüş kurulu Yürüyüşlerin kurallara uygunluğunu denetleyip, tartışmalı durumları çözümlemekle yükümlü bir başkan ile ayrı uluslu on üyeden oluşan kurul.

D ekonomi terimleri sözlüğü

DAC (Development Assistance Committee)
Kalkınmaya Yardım Komitesi. OECD bünyesinde özel bir komitedir. İyeleri: Avustralya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Yeni Zelanda, Norveç, İsviçre, ABD, Fransa, Japonya, Almanya, İngiltere, Hollanda, Kanada, İsveç, İtalya, AT Komisyonu.

Dağıtıcı
Bir üreticinin mallarını direk olarak satan ve hizmeti veren yabancı acentadır.

Dalga Etkisi
Bir ülkedeki ekonomik canlanmanın komşularına da yansıması

Dalgalı Borçlar
Devletin gelir ve giderleri arasında zaman açısından ortaya çıkan farkları gidermek amacıyla sağladığı kısa vadeli krediler

Dalgalı Döviz Kuru
Ulusal paranın değerinin serbest piyasada döviz arz ve talebine göre belirlendiği sistem. “Serbest döviz kuru sistemi”, “yüzen kur sistemi”, “esnek döviz kuru sistemi” gibi isimler de verilmektedir. Bu sistemde döviz kuru günlük olarak herhangi bir kamu müdahalesi olmadan belirlenir. Döviz piyasasındaki denge ve ödemeler bilançosu düzeltmeleri döviz kurundaki değişmelerle gerçekleşir.

Damping
Toptan ucuz fiyata satma, maliyetin altında satış, bir malı dış pazarlarda iç pazarlardan daha ucuza veya zararına satma, ihraç mallarının aynı zamanda aynı şartlar altında bir imalat memleketindeki alıcıya kendi ülkesinden daha ucuza sunulması

Darboğaz
Bir üretim sürecinde karşılaşılan arz ve talep dengesizlikleri

Dardanizm
Özellikle tarımsal ürün piyasalarında fiyatları yüksek tutmak ya da maliyetlerin aşağı düşmesini önlemek amacıyla malın çeşitli yollardan yok edilmesini sağlamak

Dayanıklı Mallar
Birçok kez kullanılmaya elverişli mallar. Toprak, ev, otomobil, beyaz eşya gibi.

Dayanıksız Mallar
Sadece bir kez kullanılmaya elverişli mallar. Gıda maddeleri gibi.

Dayanışmacılık
Dayanışmayı toplumun törebilimin politika ve ekonominin temel ilkesi sayan bireycilikle kollektivizm arasında yer alan görüş

Dealer
Alım-satım işlemlerinde kendi nam ve hesabına hareket eden kişi ve kurumlara verilen isimdir

Dealing Room
Bankaların döviz ve mevduat alışverişi yaptıkları bölüm. Bir şirket merkezindeki tüm yatırım uzmanlarının katılımı ile borsanın seansı boyunca borsa temsilcileriyle sürekli açık bir telefon sisteminin olmasıdır. Bu sistemde yatırımcı, emirlerini bir gün önceki fiyatlara göre değil piyasada oluşan fiyatlara göre anında verir. Böylece yatırımcı, borsadan ne kadar uzakta olursa olsun işlem yaptırabilir.

Deblokaj
Blokajın kaldırılması, bloke edilmiş bir bölge ya da değerin kurtarılması. Bir çeşit özel takastır. Dış ülkelerden alacağın tahsili için başvurulur. Alacağını uzun süre tahsil edemeyen ülkeler, borçlu ülkeye yeniden mal göndermekten kaçınırlar. Bu durum ihracat imkanlarını daraltır.

Deflasyon
Tedavüldeki paranın azaltılması, ekonomik daralma, deflasyon, emisyondaki azalma, paranın piyasada azalması üzerine satın alma gücünün artması, fiyatlar genel düzeyinin düşürülmesi. Enflasyonla değerini kaybetmiş olan paranın değerini tespite yarayan tedbirlerden biridir. Fakat para değerindeki düşüş çok fazla olduğu zamanlar deflasyon çok güç hatta imkansız olur.

Deflatör
Para darlığını destekleyici etkendir. Bu etkenlerin başında faizlerin yükseltilmesi, kredilerin daraltılması, para biriktirme, piyasadaki paranın geri çekilmesi gelir. Bir ülkede bir yıl içinde mal ve hizmetlerdeki ortalama fiyat artışını ifade eder. Parasal terimlerle ifade edilmiş olan bir faktörün değerinin gerçek değere çevrilmesinde kullanılan fiyat endeksidir.

Defter Değeri
İşletmenin aktif toplamından, borçlarının düşülmesi ile bulunan özvarlığının, çıkarılmış/ödenmiş hisse senedi sayısına bölünmesi ile bulunur.

Değer Paradoksu
Yaşamsal değeri düşük, marjinal faydası yüksek malların, yaşamsal değeri yüksek marjinal faydası düşük mallara olan avantajı. Doğada nadir bulunan elmasın, çok bulunan suya oranla değerli olması gibi. Ancak çölde suyun değeri elmastan çok daha fazladır.

Değer Zinciri
Üretim, pazarlama ve sevkiyat gibi şirketin faaliyetlerini oluşturan tüm fonksiyonların tek tek ve birbirleriyle ilişkisinin dikkate alınarak incelenmesi. Değer zinciri, şirketin iç operasyonlarının rekabetçilik açısından analiz edilmesi için kullanılır. Michael Porter tarafından incelenen kavrama göre bu yöntemle işletmelerin bazı faaliyetlerini rakiplerinden daha iyi ve ucuza gerçekleştirmeleri mümkündür.

Değişim Ekonomisi
Mal ve hizmetlerin değişimlerinin, tarafların serbestçe gerçekleştirebildiği piyasa örgütlenmesi

Değişken Faizli İhraçlar (Floating Rate Notes)
Getirisi, ihracı sırasında sabitlenmeksizin önceden belirlenen başka değişkenlere bağlanan kıymetlerdir. Gerçekleşen enflasyona veya LIBOR gibi uluslararası faiz oranlarının, örneğin geçmiş 3 aylık ortalamasına endekslenen ihraçlar bu türe girmektedirler. Getiri (faiz) oranlarındaki belirsizliğin arttığı ve fiyat oluşumlarının güçleştiği ortamlarda, hem ihraç eden hem de yatırımı yapan kişi ve kuruluşlar açısından riski daha düşüktür.

Değişken Faizli İşlemler
Factoring ücretinin piyasa koşullarına göre günlük değişken olduğu, müşterinin anapara geri ödemesini istediğinde yapabildiği işlemlerdir. Faiz ödeme dönemi o/n, ay veya dönem sonları olabilir.

Deming Ödülü
Japonya’da kaliteli ürünler üreten sanayi firmalarına verilen ödül. Ödüle adını veren yönetim teorisyeni W. Edwards Deming, 1950’ler boyunca Japonya’da kalite sistemleri üzerinde çalışmıştır. “Japonlara kaliteyi öğreten adam” olarak bilinen Deming, Batı’da ancak 1980’lerde keşfedilmiştir. Özellikle Japonya’nın toplam kalite temelinde yükselen sanayi gücü, Batı’yı telaşa düşürünce gözler Deming’e ve Japon yönetim tarzına çevrilmiştir.

Demografi
Nüfusun dağılım, yaş, meslek gibi özellikleriyle doğum, ölüm gibi hareketlerini konu alan bilim. “Demos” (halk) ve “Grapho” (yazma) kelimelerinden meydana gelmiştir. Demografik istatistikler ve araştırmalar, coğrafya, sosyoloji, ekonomik planlama ve diğer sosyal bilimlere veriler sunar.

Dengeli Büyüme
Ekonomide bütün sektörlerin uyumlu bir biçimde büyümelerini öngören plan. Bu planlar genellikle az gelişmiş ülkeler tarafından yapılır. Böyle ülkelerde dengeli gelişme, birbirini tamamlayan üretim zincirinin gerçekleşmesine bağlıdır. Örneğin demir-çelik sanayi kurulması öngörülüyorsa, bununla birlikte kömür, ulaştırma gibi diğer yardımcı sektörlerin oluşumu da dikkate alınır.

Dengesiz Büyüme
Bir ekonomide belli sektörlere ağırlık verilerek büyüme

Denetleme Sertifikası
Alınan malın nakliyesinden hemen önce iyi koşulda olduğunu gösteren sertifikadır.

Deniz Konşimentosu
“Gemi acentası veya kaptanı tarafından düzenlenerek yükletene verilen , malın teslim alındığını ve kararlaştırılan şekilde taşınarak gönderilene teslim edileceğini gösteren, malı temsil eden ve üzerinde tasarruf hakkı sağlayan kıymetli evrak niteliğindeki ”

Depresyon
Ekonomik bunalım; ekonomik çöküntü; ekonomide gerileme; fiyatların düşük, işsizliğin yüksek ve satın alma gücünün hızla azalmakta olduğu, ekonominin küçüldüğü dönem. Büyüme oranının negatif değerlere düşmesi ve durgunluğun derinleşmesidir. Depresyon, resesyondan daha uzun sürer ve toplumun her alanında etkisini gösterir.

Depo Belgesi
Ürünün hangi koşulda nasıl saklandığını gösteren belge

Devalüasyon
Bir ülke parasının değerinin resmi olarak azaltılması, dolayısıyla yabancı paraların değerinin yükseltilmiş olması; paranın satın alma gücünün azaltılması, kıymetini kaybetme, devalüasyon. Ödemeler dengesi ciddi açık veren ülkeler tarafından bir dış ticaret politikası olarak uygulanır. Bu yönteme paranın nazari değeriyle piyasa veya kambiyo değeri arasındaki farkı kaldırmak için başvurulur.

Devlet Bankası
Sermayesinin tamamının ya da büyük bir kısmının devlete ait olduğu banka

Devlet İç Borçlanma Senetleri
Devletin cari yıl bütçe kanununa dayanarak, bütçe açıklarının finansmanı amacıyla çıkarmış olduğu borçlanma senetlerinin genel adıdır.

Devlet İç Borçlanma Senetleri
Bu tür menkul kıymetlere yatırım yapanlarının kıymetleri fiyat ve getirilerindeki gelişmeleri basit ve anlaşılabilir göstergeler yardımıyla izleyebilmelerini sağlamak amacıyla oluşturulmuşlardır.

Devlet Kapitalizmi
Devletin özel üretim üzerinde siyasi ve ekonomik kontrol uygulaması

Devletçi Ekonomi
Ekonominin devlet eliyle yürütülmesi, bir memleketin tarım ve sanayinin devlet eliyle yönlendirilmesi. Devletin her ekonomik etkinliğini devletçilik kabul etmemek gerekir. Yol, liman, köprü, baraj yapımı gibi bayındırlık işleri hükümete devletçi niteliği vermez. Ancak memleketin büyük üretim araçları, hükümet tarafından işletiliyorsa bu iktisadi tutum devletçilik sayılır. Devletçilik, liberalizmin karşıtı olarak gösterilmektedir.

Devletleştirme
Özel sektörün ekonomik kuruluşlarının kamu mülkiyetine geçirilmesi

Devlet Gelirleri

? Vergiler
? Borçlar
? Harçlar
? Para Basma
? Bağışlar

Destek seviyesi
Fiyatların düşerken yoğun alımlar ile karşılaştığı ve daha aşağıya düşmekte zorlandığı seviyedir.

Dezenflasyon
Enflasyon beklenti ve belirtilerinin önlenmesi yoluyla ekonomik istikrarın korunması

Dış Borç
Alındığında bir ülkenin mevcut kaynaklarını artıran, ana para ve faiz ödemeleriyle birlikte ödendiğinde ise reel kaynaklarını azaltan borç. Dış borçlanmaya giden bir ülke iki açıdan yarar sağlar. Birincisi iç tasarrufların yetersizliği nedeniyle yatırım projelerinin finansmanına kaynak sağlamak, ikincisi ise döviz darboğazı nedeniyle karşılaşılan dış ödeme güçlüğünü hafifletmektir.

Dış Denge
Bir ülkenin dış ödemeler bilançosunun açık ya da fazla vermemesi

Devlet Tahvili
Devletin aldığı borçlar karşılığında özel ve tüzel kişilere verdiği ve tahvil sahibinin devletten alacaklı olduğunu gösteren belge:

? Hamiline yazılı tahviller
? İsme yazılı tahviller
? Hem isme, hem hamiline yazılı tahviller

Dış Ticaret
Bir ülkenin dış ticareti ile ilgili konuları arasında, aylık ithalat ve ihracat değerleri, yılbaşından itibaren toplam ithalat ve ihracat değerleri ve dış ticaret açığı gibi kalemler yer alır. İthalat ihracattan fazla ise dış ticaret açığı, ihracat ithalattan fazla ise dış ticaret fazlasından söz edilir. Açığın büyümesi döviz dengesini tehlikeye sokabilir. İhracatın ithalatı karşılama oranı, ihracatın ithalata bölünmesiyle bulunur. Dış ticaretin ana sektörlere göre dağılımında tarım, madencilik ve sanayi ürünlerinin ihracat ve ithalattaki payı incelenebilir. Dış ticaretin ana mal gruplarına göre dağılımında ise yatırım malı, tüketim malı ve hammadde ayrımı yapılır.

Dış Ticaret Sermaye Şirketleri
Dış ticari işlemlerdeki riskleri azaltmak, maliyetleri düşürmek ve uluslararası pazarlarda güçlü bir rekabet ortamı bulabilmek amacıyla kurulmuş şirketler

Dış Yardım
Genel olarak gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere sermaye ve teknoloji aktarımı. Yardımın en yaygın tanımı, “doğrudan hibe veya gerek nakit gerekse de mal transferi” şeklindedir. Ekonomist Hans Morgenthau’ya göre dış yardımları şu şekilde sınıflandırmak mümkündür: (1) İnsancıl amaçlı dış yardımlar, (2) Varlığını sürdürmek için yapılan dış yardımlar, (3) Askeri nitelikte dış yardımlar, (4) Rüşvet niteliğinde dış yardımlar, (5) Prestij amaçlı dış yardımlar, (6) Ekonomik amaçlı dış yardımlar.

Dışa Açık Ekonomi
Bir ülkenin mal, hizmet, sermaye ve işgücü hareketleri açısından dünya ekonomisi ile bütünleşmesi

Dışsal Ekonomiler
Ekonomide bir etkinliğin taraf olmayan ya da etkinliğin dışında kalan kesimler üzerindeki iyi ya da kötü etkileri. Bir şirket, yaptığı üretim sırasında su ya da havayı kirletirse kirli havayı solumak ya da kirli suyu kullanmak zorunda kalan insanlara verilen zarar dışsal ekonomi maliyetidir. Yeni yapılan bir parkın çevredeki gayrımenkulun değerini artırması da bir dışsal etki yararıdır.

Dışsal Eksi Ekonomi
Bir firmanın bünyesinde bulunan iş kolları ile birlikte büyümesi sırasında mamul maddelerin fiyatlarının yükselmesine neden olan enerji, limanlama, haberleşme gibi dar boğazların tümü

DIY (Do It Yourself)
Bir mamulün fabrikada özel hazırlanmış parçalarının birarada satılması

Dikey Birleşmeler
Birbirini tamamlayan birkaç malın üretimini yapan, üretim konuları farklı işletmelerin, hukuki bağımsızlıklarını koruyarak birleşmeleri

Dikey Kartel
Belli bir malın üretimiyle ilgili bütün şirketlerin hukuki varlıklarını korumak amacıyla birleşmeleri

Dikey Tröst
Belli bir malın üretimiyle ilgili bütün şirketlerin ekonomik ve hukuki varlıklarını kaybederek birleşmeleri

Dilim
IMF’ye üye ülkelerin fon kaynakları üzerinden normal çekme haklarının bölümlendirilmesi.

Dirijizm
Ekonomiye yön verme anlayışı; liberalizme karşıt bir anlayışla ekonomiye bir üst yetke tarafından yön verilmesi gerektiği savı; güdümcülük. 17. yüzyıl Fransız monarklarının politikasını tanımlamakta kullanılmış, bazı sosyalistler tarafından devlet kapitalizmi olarak nitelendirilmiştir.

Direnç noktası
Borsada, belli bir süreç içinde sürekli bir fiyat artışının yoğun satışlar sonucu durdurulduğu fiyat seviyesini ifade eder.

Disponibilite
İhtiyari karşılık, kasada nakit bulundurma zorunluluğu, istifade edilebilecek durumda olma, kullanılabilir halde bulunma, mevcut hazır para. Bankalar, topladıkları mevduatın tümünü kredi olarak vermezler. Bunun bir bölümünü güvence niteliğinde Merkez Bankası’na “mevduat munzam karşılığı” olarak yatırırlar. Bir kısmı da para çekilişlerini karşılamak üzere kasada bulundurulur. Bu rezerv paraya “disponibilite” denir.

Distribütör
Dağıtıcı Firma

Doğal Ekonomi
Bir toplumun tüm üretimini kendisi tüketmesi; üretimin sadece kullanım değeri için yapıldığı ve paranın kullanılmadığı ekonomi. Bu durumda mal mübadelesi veya ticaret söz konusu değildir. Böyle bir ekonomik yaşantıya sadece ilkel toplumlarda rastlanır.

Doğal Kaynaklar
Verimli topraklar, ormanlar, akarsular, göller, güneş enerjisi, denizaltı zenginlikleri gibi doğadan kullanılan kaynaklar

Dolar
Amerika’da bağımsızlık savaşından önce İngiliz Kuzey Amerika sömürgelerinde kullanılan 8 pesoluk İspanyol parasının İngilizcedeki adı. ABD, Antigua, Avustralya, Bahamalar, Barbados, Belize, Bermuda, Brunei, Cayman Adaları, Dominika, Fiji, Grenada, Guyana, Hong Kong, Jamaika, Kanada, Liberya, Nauru, Puerto Rico, Singapur, Tayvan, Trinidad ve Tobago, Yeni Zelanda, Zimbabwe para birimleridir.

Dolar Diplomasisi
Bir ülkenin, başka ülkelerde yatırım yapmış olan özel girişimci vatandaşlarının çıkarlarını korumak ve geliştirmek amacıyla bu ülkelere karşı güç kullanmaya kadar varabilen baskı uygulaması. ABD«nin 1909-1913 arası başkanlığını yapan Taft«ın, kurşunu dolarla yer değiştirme politikasıdır. Dış politikada Amerika«nın zenginliğinin ve ticari nüfuzunun kullanılmasını öngörür.

Dolar Kıtlığı
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Batı Avrupa ülkelerinde görülen dolar kıtlığı. Savaş sonrası dönemde Avrupa’nın sermaye varlıkları tamamen yıkıma uğramış olduğundan, ekonomileri yeniden kurmak ve tüketimi belirli bir düzeyde tutabilmek için sağlanması gereken mal ve hizmetten kaynaklanan talep büyük ölçüde ABD tarafından karşılanmıştır.

Dolarizasyon
Bir ülkenin para sistemini ABD Doları ile değiştirmesi

Dolaysız Vergi
Vasıtasız vergi; yasama organının, verginin fiyatlara dahil edilmemesine özen göstererek çıkardığı, ödeyen kişinin vergi yükünün taşıyıcısı olmasını istediği vergi

Doğru Konşimento
Geminin malları aktarma yapmadan yükleme limanından diğer boşaltma limanına taşınması halinde gerekecek konşimento.

DÖNEN VARLIKLAR
Şirketin en likit aktiflerini gösterir, yani nakit, nakit benzeri araçlar, alacaklar ve stoklar.

Dönemsel Faiz
Bir yatırımın fiilen elde tutulma süresince getireceği faizi ifade eder.

Döviz
Uluslararası ödemelerde geçerli olan yabancı para, para işlevi gören her tür bono, poliçe, kredi mektubu, havale ve benzeri varlıklar. Alım satımları efektif ve serbest piyasa olmak üzere iki ayrı değerde yapılır. Efektif döviz, nakit biçimindeki yabancı para anlamına gelir. Döviz kavramının aksine efektif kurda, çek, senet, poliçe gibi ödeme araçları bulunmaz. Efektif satış kuru genellikle döviz satış kurundan daha yüksektir. Bu iki fiyat arasındaki fark, “kur farkı” veya “kur makası” olarak bilinir. Bu farkın büyümesi dövize olan talebin arttığını, farkın kapanması da talebin azaldığını gösterir. Yüzde 1-1.5 dolayındaki fark normal sayılmaktadır. Farkın büyümesi halinde merkez bankaları müdahalede bulunur. Bu müdahale rezervlerdeki dövizin bir miktarının piyasaya sürülmesiyle gerçekleştirilir.

Döviz Arbitrajı
Döviz piyasalarındaki kur farklarından yararlanarak kazanç sağlama işlemi. Bir dövizin ucuz olduğu ülkeden alınıp pahalı olduğu ülkede satılması. Çapraz kur farklarından yararlanılarak da yapılabilir.

Döviz Arzı
Herhangi bir biçimde elde edilen ve ulusal paraya dönüştürülmek için döviz piyasasına arz edilen yabancı paralar. Döviz arzına etki eden başlıca unsurlar şunlardır: (1) İlkenin ihracatına olan talebin fiyat esnekliği, (2) İlke ihracatına rakip olan yabancı mal arzının fiyat esnekliği, (3) İhraç edilen malların arzının fiyat esnekliği, (4) İlkenin ihraç mallarına olan iç talebin fiyat esnekliği.

Döviz Bonosu
Bankada mevduatın bulunduğunu gösteren, isme veya hamiline düzenlenen kıymetli evrak

Döviz Karaborsası
Yasa dışı döviz alım satımının yapıldığı piyasa. Resmi döviz kurunun, yabancı paraları ulusal para karşısında aşırı değerlendirmesi, döviz arzının talebi karşılamasını zorlaştırır. Bu durum, dövizin yüksek karaborsa fiyattan alınıp satıldığı bir piyasanın oluşmasına neden olur.

Döviz Kontrolu
(1) Yurt içi politikalarla döviz fiyatlarının denetlenmesi. Görünmeyen işlemlere konan miktar sınırlamaları, döviz alım satımına uygulanan primler, döviz bulundurmanın çeşitli derecelerde sınırlandırılması gibi. (2) Dövizle işlem yapan kuruluşların faaliyetlerinin devletçe denetim altında tutulması. Dış ödemelerde karşılaşılan güçlükleri gidermek, ülkeden sermaye çıkışını denetlemek, ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmak, sanayii korumak ve kamu gelirlerini artırmak amacıyla gerçekleştirilir.

Döviz Kuru
Bir ülke parasının diğer ülke parasına göre değeri

Döviz Paritesi
Kamu otoritesinin ulusal para ile değer standardı olan yabancı para arasında belirlemiş olduğu fiyat

Döviz Piyasası
Döviz arz edenlerle döviz talep edenlerin karşılaştıkları piyasa. Döviz piyasasının üç ayağı vardır. Arz edenler, talep edenler ve aracılık edenler. Döviz piyasalarının diğer piyasalar gibi belirli fiziksel mekanlarda bulunmaları gerekmez. Günümüzde uluslararası döviz piyasasının başlıca merkezleri; New York, Paris, Tokyo, Frankfurt ve Londra’dır.

Döviz Spekülasyonu
Döviz kurlarının gelecekte göstereceği gelişmelere ilişkin tahminlere dayınalarak kazanç sağlamak amacıyla döviz piyasalarında sürdürülen alım satım işlemleri. Spekülatörler, değerinin düşeceğini bekledikleri dövizi elden çıkarmakta, değer kazanacağını düşündükleri dövizlere yatırım yapmaktadır. Spekülatörlerin etkinlikleri uluslararası para piyasasında döviz kurlarındaki istikrarsızlıkları güçlendiren bir faktördür.

Döviz Talebi
Yabancılara ödemede bulunmak amacıyla talep edilen toplam yabancı para miktarı. Döviz talebini belirleyen unsurlar şunlardır: (1) İthal mallarına olan talebin fiyat esnekliği, (2) İthalata rakip malların arzının fiyat esnekliği, (3) İthal malları arzının fiyat esnekliği, (4) İthal mallarına yönelen yabancı ülke taleplerinin fiyat esnekliği.

Döviz Kuru Rejimleri
Döviz kurları günümüzde özellikle küçük ve açık ekonomiler için taşıdıkları önem ve reel ekonomiyi doğrudan etkileme potansiyelleri nedeniyle, uygulanan para politikası çerçevesinde doğrudan hedef, gösterge veya araç olarak kullanılmaktadırlar. Döviz kuruna yönelik uygulamalar, bir uçta tamamen sabit kur sistemi, diğer uçta ise tam serbesti olmak üzere, iki rejim arasında şekillenmektedir. Tamamen sabit kur sisteminde, ulusal para yabancı bir para veya paralardan oluşan bir sepet karşısında sabitlenmekte ve bu değerin sürmesi para otoritesi tarafından bazen açık bazen de dolaylı olarak garanti edilmektedir. Para Kurulu (Currency Board) türü uygulamalarda, bir taraftan kur sabitlenirken diğer taraftan ulusal para arzı tamamen bu kur üzerinden gerçekleştirilen döviz alış-satışlarına bağlanmaktadır. Tamamen serbest kur sisteminde ise, döviz kurunun fiyatı doğrudan piyasada oluşan arz ve talebe göre belirlenmektedir. Ara rejim olarak adlandırılan, Avrupa Para Sistemine geçiş aşamasında da uygulanan kurun bir band içerisinde hareketine müsaade eden yapı ile kontrollü dalgalanma (managed float), sürünen kur (crawling peg) adı altındaki sistemlerde ise, kur belli bir takım kriterlere göre yönlendirilmekte ve para otoritesi tarafından gerektiğinde müdahale edilmektedir. Kura yönelik bu tür rejimlerin seçimi, ülkelerin içinde bulunduğu şartlara göre değişmektedir

Döviz Tevdiat Hesabı
Yurtiçi ve yurtdışında yerleşik kişilerin, ticari bankalarda açmış oldukları yabancı para cinsinden mevduata verilen isimdir.

DPT
Devlet Planlama Teşkilatı, kalkınma çabası içinde olan ülkelerde ekonominin belli bir plana göre yürütülmesi için kurulan örgüt

DDP
Gümrük resmi ödenmiş olarak teslim.

DDU Ticari
Gümrük resmi ödenmeden teslim

Drago Doktrini
Borç ödetmek için askeri güce başvurulmaması ilkesi. Devletlerin borçlarını ödeyememeleri halinde ortaya çıkacak duruma ilişkin uluslararası hukuk görüşüdür. Bir devletin vatandaşlarının bir başka devletten alacaklarını tahsil edemedikleri durumlarda bu kişilerin vatandaşı bulundukları ülkenin zorlama tedbirlerine başvurması konusu 20. yüzyıl başlarında sık sık tartışılmıştır.

Dualizm
Aynı toplumsal çevrede iki bazen de daha fazla ayrı iktisadi sürecin veya piyasanın birarada olması

Due Diligence
Bir girişimcinin ve iş planlarının temel değerlendirmesinin ve detaylı analizlerinin yapılması; vergi borcu, SSK borcu, Danıştay«da herhangi bir hukuki sorun olup olmadığı gibi risklerin araştırılması.

Dumbarton Oaks Konferansı
İkinci Dünya Savaşı sonlarında ABD, Sovyetler Birliği, İngiltere ve Çin temsilcilerinin Washington’da BM teşkilatının kuruluşuna ilişkin konuları görüştükleri toplantı. 1944 yılının ağustos ekim ayları arasında sürdürülen toplantılarda yeni kurulacak teşkilatın Milletler Cemiyeti’nden daha güçlü ve işlerliği olan bir Güvenlik Konseyi’ne sahip olması ve beş büyük ülkenin (ABD, Sovyetler Birliği, Çin, İngiltere, Fransa) bu konseyin daimi üyeleri olmaları kararlaştırılmıştır. Buna karşılık veto, bazı ülkelerin üyeliği gibi üzerinde anlaşmanın sağlanamadığı konuların çözümü daha üst düzeydeki görüşmelere bırakılmıştır.

Dur Kalk Politikası
Kısıtlamalardan oluşan kısa dönemlerle, enflasyonun kısa dönemlerini birleştiren ekonomi politikası. Terim İngiltere’de 1960’ların başında, herhangi bir uzun vadeli ekonomik planlaması bulunmayan Macmillan hükümetini eleştirmek için kullanılmıştır.

DURAN VARLIKLAR
Şirketin likit olmayan aktiflerini gösterir, yani uzun vadeli alacaklar, iştirakler ve maddi duran varlıklar.

Durgunluk
Bir ekonomide sermayenin etkinliğinin, ekonominin bütün kesimlerinde cari faiz haddinin düşebileceği en düşük sınırının bile altında kalması durumuk

Duruma Özel İhracat Lisansı
Belirli ticari malların ihracatı için hükümet tarafından hazırlanmış izin belgesidir.Bu lisans özel bir işlem veya belirli bir zaman diliminde yapılması gereken ihracat içindir.

Dünya Altın Konseyi
1987 yılında İsviçre yasalarına göre kurulmuştur. Dünyanın önde gelen altın madeni şirketlerince finanse edilir. Kar amacı olmayan bir kuruluştur. Amacı, altın konusunda araştırmalar yapmak ve yayınlamak, altına yeni kullanım alanları geliştirmek, süs, yatırım ve sanayi amaçlı kullanımları teşvik etmek ve altın ürünlerini geliştirmektir. 2002 yılı itibariyle 22 ülkede hizmet verir. Dünya altın talebi üzerine ve faaliyet gösterdiği ülkelerdeki altın pazarları hakkında çeşitli araştırmalar yapan Konsey, pazar araştırmaları ve dünya altın takı talebi konusunda çok geniş istatistiklere sahiptir.

Dünya Bankası
Çok taraflı bir kredi ajansıdır. Amacı, üye ülkelerin gelişmesine yardımcı olacak mali kaynakları sağlama ve bu ülkelere özel yabancı sermaye yatırımlarını yönlendirmektir. Banka, sağladığı krediler için devlet garantisi talep eder. Kalkınma projelerinin en büyük kaynağı konumundadır. Finans kaynaklarının yanı sıra yetişmiş elemanlarını ve bilgi birikimini kullanarak dünya yüzünde yoksulluğa karşı mücadele eder. 1944 yılında kurulmuştur.

Dünya Ekonomisi
(1) bir iş bölümü etrafında birçok ülkenin oluşturduğu birim, (2) ülke ekonomilerinin tek tek oluşturduğu hiyerarşik yapı, (3) mal sermaye ve emek akımlarıyla ilişki kurmuş ülke ekonomilerinin bütünü.

Dünya Ticaret Teşkilatı
1995’in ocak ayında kurulmuştur. Kuruluş anlaşmasını 124 ülke imzalamıştır. Ticarette dünyanın globalleşmesi konusunda çalışmalar yapar. Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası ile eşit statüdedir. GATT’a bağlı bir kuruluştur. Dolayısıyla GATT anlaşmalarına uyulması konusunda ilgili ülkeleri zorlayıcı tedbirlere başvurur. GATT’ın 128 üyesinden daha geniş bir üye potansiyeline sahiptir. İlgi alanı daha geniştir. GATT sadece mal ticaretiyle ilgilenirken bu kuruluş, mal, hizmet ve fikri mülkiyet alanlarını da kapsar. GATT’ın geçici bir örgüt olmasına karşılık WTO süreklidir.

Düopol
Sadece bir üreticinin buna karşılık çok sayıda tüketicinin bulunduğu piyasa; bir malın yalnızca iki satıcının elinde bulunması ya da piyasanın iki satıcı tarafından paylaşılmış olması durumu. Bu piyasa tüketiciler açısından tam rekabet piyasasına çok benzer. İreticiler arzı kontrol edemezler. Birinin davranışı diğerinin satış fiyatını etkiler. Sonuçta ortaya çıkan satış fiyatı tekel piyasasındaki fiyata yaklaşır.

Düopson
Bir piyasada aynı malı arayan iki alıcının olması hali; çok sayıda satıcı karşısında sadece iki alıcı bulunması

Düşük Mal
Tüketicilerin gelir düzeyi yükselirken tüketimleri azalan mallar

Dzaybatsu
Japonya’da büyük tekelci birlikler. Japonya’nın tüm ekonomisini ve politikasını kontrol ederler. Bankalara ve endüstriye hakimdirler.